Spinoza ‘vahdet-i mevcutçu’ mu?

0
12.09.2015

Spinoza’nın Ethica’nın yayınlanmasından beri tartışılan Tanrı anlayışını panteizm, panenteizm ve ateizm kavramları eşliğinde inceleyen kitap , Spinoza’nın felsefe sistemi hakkında da yetkinliğe sahip.


Spinoza ‘vahdet-i mevcutçu’ mu?

Descartes’le açılan modern felsefenin belki de etkileri hâlâ süren en güncel filozofudur Spinoza. Bu ilginin devamında özellikle Althusser’in Marx’ı Hegel üzerinden değil de Spinoza üzerinden dolanarak okuması kadar Matheron ve Deleuze gibi Fransız aydınlarının yeni Spinoza okumaları üretmelerinin etkisi de büyüktür.

Spinoza etrafında çağdaş literatürde yazılan eserlerin sayısı hızla artarken, onun Tanrı inancı da sık sık tartışma konusu olur. Kimi Spinoza’nın tek bir töz olduğunu ileri sürüp Tanrı ile tabiatı özdeşleştirdiğini düşünerek onu panteist olarak nitelerken kimileri de ateist, panenteist akozmik, natüralist gibi farklı sıfatları Spinoza için kullanır.

Sözgelimi Spinoza’nın ünlü Ethica adlı şaheserini Türkçe’ye ilk kazandıran ünlü Türk felsefeci Hilmi Ziya Ülken, Spinoza ile İbn Arabi kıyasını eleştirerek Spinoza’nın panteist (vahdet-i mevcutçu), İbn Arabi’nin panenteist (vahdet-i vücutçu) olduğunu söyler. Ancak varolan her şeyin Tanrı değil, Tanrı’da olduğunu savlayan görüşün panteist değil, panenteist olduğunu düşünenlere göre Ethica’nın 15. önermesinde yer alan şu ifade de Spinoza’nın panenteist olduğunun delilidir: “Varolan her şey Tanrı’da vardır ve Tanrı olmadan hiçbir şey var olamaz ve tasarlanamaz.”

Yaşadığı dönemlerde aforoz edildiği Yahudi cemaati ile dindar Hıristiyanların Spinoza’nın görüşlerini tanrıtanımazlıkla itham ettiğini de biliyoruz. Bazıları ise geometrik düzende yazılmış Ethica’nın açılış önermesinin, yani ilk önermesinin Tanrı üzerine oluşundan yola çıkarak onu Tanrı sarhoşu bir filozof olarak bile niteler.

Spinoza’nın Tanrı anlayışı

Spinoza’nın Ethica’nın yayınlanmasından beri tartışılan Tanrı anlayışı üzerine yazılmış bir kitap M. Kazım Arıcan’ın incelemesi. Arıcan Spinoza’nın Tanrı anlayışı yeterince anlaşılamazsa onun tüm sistemi ve felsefesinin anlaşılamayacağını öne sürerek filozofun eserlerinde ortaya çıkan Tanrı anlayışını panteizm, panenteizm ve ateizm kavramları eşliğinde tartışıyor. Ethica kadar ünlü Teolojik-Politik Traktatus adlı kitabıyla da çağdaş siyaset felsefesini etkilemeyi sürdüren Spinoza’nın felsefi sistemine ilişkin yetkin bir eser Arıcan’ın kitabı.

[email protected]

Spinoza’nın Tanrı Anlayışı, M. Kazım Arıcan, Hece, 2015

Kierkegard’dan hayat için tiyolar

Ünlü filozof, ilahiyatçı ve eleştirmen Soren Kierkegaard, eserlerinde bireyin hayatını merkeze almış ve pek çoklarınca ilk varoluşçu filozof olarak kabul edilmiştir. Kaygı, etik, maneviyat gibi konulardaki özgün fikirleriyle tanınan Kierkegaard, bir yol arayışı içinde olanlar için de sıradışı bir rehber olma niteliğini uzun zamandır korumaktadır. Alain de Botton öncülüğünde “gündelik yaşam için parlak fikirler” sloganıyla yola çıkmış The School of Life (Hayat Okulu)e yine onun editörlüğünde hazırlanan “Hayat Dersleri” serisinde yayınlanan kitap Norveçli tarihçi Robert Ferguson tarafından kaleme alınmış.

Kierkegaard’dan Hayat Dersleri, Robert Ferguson, Çev. Elif Ersavcı, Sel, 2015 

Siyasetinde romantik yaklaşımlar

Hasan Aksakal kitabında, Türk politik kültüründe Romantizmin ne denli merkezî ve kritik bir yer tuttuğunu inceliyor. Siyasal düşüncede romantizm, gözle görülür, elle tutulur dünyanın ötesine geçen metafizik-idealist değer ve güçlere atıfta bulunur. Romantikler, sekülerleşirken büyüsü bozulan dünyayı yeniden büyülemeye çalışırken, hakikati bir efsaneye dönüştürürler. Aksakal’a göre muhafazakâr ve milliyetçi kesimde yaygın”milli ruh” ve “otantik kültür” arayışı, milli kültürü evrensel medeniyetten çok daha öncelikli kılar. Romantik halkçılıktan romantik tarihçiliğe uzanan bu siyasal yaklaşımı anlamaya çalışan bir eser Aksakal’ın kitabı.

Türk Politik Kültüründe Romantizm, Hasan Aksakal, İletişim, 2015