Stratejik iletişim ve Türkiye iletişim modeli

Doç. Dr. Yusuf Özkır / Medipol Üniversitesi
12.02.2022

'Türkiye iletişim modeli' kavramı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin diğer pek çok alanda uygulama çabasında olduğu Türkiye merkezli temel yaklaşımın yansıması olması bakımından dikkat çekicidir. Fahrettin Altun'un ifadesiyle bu modelde Erdoğan'ın "insan odaklı bakışı", "adalet duygusu", "gönül kazanma çabası", "hakikat yolundan ayrılmama" ve "sürekli daha ileriye" vizyonunun temel alındığı görülmektedir.


Stratejik iletişim ve Türkiye iletişim modeli

Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde siyasi istikrarın sağlanmasıyla birlikte; dış politikadan sağlık alanındaki yatırımlara, savunma sanayii kapsamındaki yerlileşme hamlelerinden enerji alanındaki arayışlara uzanan pek çok alanda kalıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. Başta Covid-19 salgını olmak üzere çeşitli faktörlerden dolayı dönemsel problemler yaşansa da Türkiye, güçlü bir siyasi iradeyle ve üzerine yeni değerler ekleyerek yoluna devam edebilme başarısını göstermiş durumda. Bu yürüyüşün önemli yapı taşlarından birini de kavramsal düzlemde kamuoyuna mâl olan içeriklerin artması oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından altyapısı ve organizasyonu sağlanan bu kavramsal içerik haritasındaki zenginleşmenin son örneği ise stratejik iletişim kavramıdır. Stratejik iletişim kavramının Aralık 2021 boyunca Türkiye'de kamuoyunun önemli başlıkları arasında yer aldığı görülüyor. Kavramın kullanım alanına ve tarihsel arka planına bakıldığında Türkiye'de bu realitenin bir ilk olduğunu belirtmek gerekir. Türkiye'de genellikle akademinin sınırlı bir alanı içerisinde kendine yer bulan stratejik iletişim kavramı ağırlıklı olarak belirli örnekler üzerinden tartışılmakta ve bu örnekler bir kısır döngü içerisinde tekrarlanmaktaydı.

İnsani diplomasi ve akıllı güç

Aralık 2021'de ise kavrama dair farkındalık oluşturacak bir dinamizim yaşandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası etkinlikler Türkiye'de ilk kez stratejik iletişim kavramını bu kadar kapsamlı şekilde kamusal düzlemde ön plana çıkarttı. Belirlenmiş hedeflere ulaşılabilmesi için kitle iletişim araçlarının sağladığı imkanların maksimum düzeyde kullanılması bağlamında irdelenen stratejik iletişim kavramının önerdiği planlı ve hedef kitle odaklı yaklaşım, pek çok alana uygulanabilir özellikleri içinde barındırıyor. Bu kapsamda stratejik iletişim yönetiminde neyin nasıl anlatıldığı kadar, zamanlamaya ve hangi araçların nerede ve ne zaman kullanılacağına dikkat etmek ise önemli alt başlıklar arasındadır.

Sadece stratejik iletişim değil aynı zamanda bununla ilişkili olarak bir kavramlar seti halinde kamu diplomasisi, insani diplomasi, yumuşak güç, sert güç, akıllı güç, ulus markalama, 360 derece iletişim, kampanya yönetimi, kriz iletişimi, kriz yönetimi, risk iletişimi, fake news, dijital faşizm, yalana karşı hakikatin mücadelesi, bilgi savaşları ve dezenformasyonla mücadele gibi kavramlar da etkinlikler aracılığıyla kamuoyunun gündeminde daha geniş yer buldular. Altı çizilen bu kavramların işaret ettiği uygulama sahasında aslında pek çok içerik zaten benzer hassasiyetlerle üretilmektedir. Fakat stratejik iletişim kavramı bağlamında böylesi alt başlıkların kamuoyunda daha fazla konuşulması uygulama-teori dengesini arzu edilen çerçeveye oturtma fırsatı sağlayabilir ve bunun sonucunda maksimum faydaya ulaşmada kapasite artışı ortaya çıkartabilir. Aralık ayında gerçekleştirilen etkinlikler bu anlamda önemli bir çıta oluşturmuş durumda.

Üç ayrı etkinlik

Bu kapsamdaki etkinliklerden ilki 11-12 Aralık tarihlerinde Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi (Stratcom Summit '21) adıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. İki gün devam eden zirve boyunca iki ayrı sahnede, 23 farklı ülkeden toplam 121 konuşmacı ve 3 binden fazla davetli bir araya gelme imkânı buldu. Oldukça hareketli, renkli ve etkileşimi yüksek bir alanda gerçekleştirilen oturumlarda stratejik iletişim ve bilgi savaşları kavramları farklı kategorilerdeki alt başlıkları ve etkileşim alanlarıyla birlikte ele alındılar.

Etkinliklerin ikincisi 24 Aralık'ta gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından İstanbul Wow Otelde organize edilen 2020-2021 Dönemi Stratejik Değerlendirme ve 2022-2023 Vizyonu Çalıştayı ile Kapasite Geliştirme ve Perspektif Çalıştayı İletişim Başkanlığının stratejik iletişimi ve bu kapsamda İletişim Başkanlığının gelecek vizyonunu kamuoyu ile paylaştığı bir etkinlik olarak kayıtlara geçti. 26 Aralık tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen Ulusal Stratejik İletişim Politika Belgesi Çalıştayı ise bu alandaki üçüncü önemli etkinliği oluşturmaktadır. Çalıştay kapsamında Ulusal Stratejik İletişim Politika Belgesi hazırlığı için gün boyunca farklı mekanlarda beyin fırtınası yapılarak raporlar hazırlandı.

Türkiye iletişim modeli

Kuşkusuz stratejik iletişim kavramının öne çıkmasının esas zeminini ise Temmuz 2018'de İletişim Başkanlığı'nın kurulması oluşturuyor. 2018 genel seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde İletişim Başkanlığı gibi bir birime yer vermesi ve devamında devlet kademelerinde gerekli alanı açması Türkiye'de iletişim olgusunu stratejik değeri yüksek bir alan olarak şekillendirmeye başlamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından İletişim Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Fahrettin Altun'un yönetiminde iletişim olgusu Türkiye açısından hem içeride hem dışarıda "olsa da olur aşamasından olmazsa olmaz" aşamasına geçmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen icraatlar arasındaki Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığının Eylül 2020'de kurulması, Aralık 2021'de stratejik iletişim kavramı etrafında hayata geçirilen etkinliklerin de öncü adımını oluşturmaktadır. Altun'un konuşmalarında 'adalet ve hakikat prensipleri kapsamında Türkiye markası ile Türkiye iletişim modeli' söylemine yaptığı güçlü vurgular stratejik iletişim kavramının işaret ettiği planlı ve iletişim odaklı yaklaşımın önümüzdeki sürecin belirleyicileri arasında yer alacağını gösteriyor. Bu doğrultuda Altun tarafından belirtilen "Kamu diplomasisi, ulusal ve uluslararası ilişkiler, halkla ilişkiler, stratejik iletişim ve kriz yönetimi alanlarında bütün teknolojik imkânları ve araçları kullanacağız. 360 derecelik bir yaklaşımla 'Türkiye' markasını güçlendirmek, dünyada anlatıp etkinleştirmek noktasında gayret sarf edeceğiz" ifadeleri Türkiye'nin kat ettiği mesafeyi ve bu alanda yeni hedefler koyduğunu göstermektedir.

Türkiye iletişim modeli kavramı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin diğer pek çok alanda uygulama çabasında olduğu Türkiye merkezli temel yaklaşımın yansıması olması bakımından dikkat çekicidir. Altun'un ifadesiyle söylersek bu modelde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "insan odaklı bakışı", "adalet duygusu", "gönül kazanma çabası", "hakikat yolundan ayrılmama" ve "sürekli daha ileriye" vizyonunun temel alındığı görülmektedir. Türkiye iletişim modeli yaklaşımı da ruhunu bu kurucu prensiplerden almaktadır.

Diğer taraftan iletişim alanı gibi kültürel-ticari içeriklerin genellikle batıdan doğuya doğru akış içinde olduğu bir mekanizmada iletişim olgusunun vazgeçilmezler arasına sokulması Türkiye'nin milli menfaatlerinin daha iyi savunulması ve üretilen kültürel-siyasi-ticari içeriklerin medya aracılığıyla farklı toplumlarla paylaşılabilmesi gibi pozitif sonuçlar üretme potansiyeline sahiptir. Bu anlamda Altun'un "Türkiye İletişim Modeli ile Türkiye'nin inşa ettiği güçlü modeller bütün dünyaya doğru, güvenilir ve zamanında, güçlü içeriklerle anlatılacaktır" yaklaşımı stratejik değer kazanmaktadır.

'Daha adil bir dünya mümkün'

Öte taraftan stratejik iletişim kavramının böylesine kapsamlı şekilde ele alınıp kamuoyunda farkındalık oluşturulmadan önce de ilgili kavramın işaret ettiği doğrultuda uygulamalar yapıldığı görülmektedir. Bu bağlamda İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'un Aralık ayındaki konuşmalarından hareketle bazı örnekleri hatırlatmak yerinde olacaktır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 17-20 Ekim 2021'de Afrika ülkeleri Angola, Togo ve Nijerya'ya yaptığı ziyaretler öncesinde bu ülkelerin kamuoyunda farkındalık oluşturmak için uygulanan iletişim stratejisi dikkat çekicidir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan henüz bu ülkelere ayak basmadan önce artık onunla özdeşleşmiş bir motto olan "dünya beşten büyüktür" yaklaşımı çerçevesinde hazırlanan mesajlar Erdoğan'ın fotoğrafları eşliğinde açık hava reklamları şeklinde kamuoyunun ilgisine sunulmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2021'de okuyucu ile buluşan kitabının adı da olan "Daha adil bir dünya mümkün" ifadesi İngilizce, Fransızca ve Portekizce dillerinde bu reklamlara eşlik etmektedir. Bu içerik hazırlanırken sadece ilgili ülke liderleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarına yer verilmiş, Cumhurbaşkanlığı, İletişim Başkanlığı veya başka bir kurumun logosunun kullanılmamasına özen gösterilmiştir. İletişim Başkanı Altun'un altını çizdiği gibi stratejik iletişimin ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilen bu kampanya hedef kamuoylarında arzu edilen etkiyi oluşturmuş ve aynı zamanda kamu diplomasisinin gereği olarak bu ülkelerdeki toplumlara Türkiye'nin mesajı ulaştırılmıştır. Türkiye'nin Afrika'daki etkinliğinden rahatsız olan çevrelerin bu reklamları eleştirel bir dille kendi yayın organlarında ele almaları da aslında Türkiye'nin tezinin anlatılmasının bir parçasını oluşturmaktadır.

Türk Konseyi Medya Forumu

İletişim Başkanlığı tarafından 22-24 Ekim 2021'de İstanbul'da gerçekleştirilen Türk Konseyi Medya Forumu üye ülkeler arasındaki kültürel iletişimi ve bilgi değişimini beslemesinin dışında diplomatik düzlemde de stratejik bir kazanıma sahip olmuştur. Uluslararası tanınırlığı olan Türk Konseyi bünyesindeki etkinliğe KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın davet edilerek konuşma yapacağı zeminin sağlanması, KKTC'nin haklı sesinin uluslararası meşru bir zeminden küresel düzleme taşınmasına aracılık etmiştir. Bu yönüyle stratejik bir boyuta sahiptir.

Küresel sosyal medya şirketleri tarafından haberleşme ve bilginin dolaşıma sokulması bağlamında oluşturulan tekel son yıllarda hem mağdurların sayısını hem de etki alanını artırmaktadır. Sosyal medya şirketlerinin ürettiği yeni zeminde gerçekleşen manipülasyon, sansasyon, ayrımcılık, gerçeğin çarpıtılması, nefret söylemi, yalan haber ve örgütlü saldırılar kişiler kadar ülkeler için de büyük bir riski barındırmaktadır. Türkiye ise sosyal medya şirketleri aracılığı ile üretilen dezenformasyondan ve yalan teröründen en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. Bu bağlamda İletişim Başkanlığı tarafından aralık ayında ve öncesinde gerçekleştirilen etkinliklerde sosyal medya şirketlerinin oluşturduğu dijital faşizmin bütün toplumlar için bir tehdit ve ulusal güvenlik sorunu olduğuna yönelik farkındalık oluşturulmaktadır. Böylece sosyal medya şirketlerinin toplumların üzerinde oluşturmaya çalıştıkları hegemonya gündemde tutulmakta ve bu farkındalığın dünya geneline erişmesi için çaba harcanmaktadır. İletişim Başkanlığı tarafından Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda kavramsallaştırılan siber vatan yaklaşımı ise bu anlamda Türkiye'nin mevcut dijital riskler konusunda uyanık olduğunu göstermektedir.

Bir başka örneği uluslararası medyaya Türkiye'nin birinci elden tanıtılması yaklaşımı ve bu doğrultuda atılan adımlar oluşturmaktadır. İletişim Başkanlığı Yayınlarının kurulması ve yayınlanan eserler bu kapsamda ciddi bir işlev görmektedir. Türkiye'nin öncelikleri doğrultusunda hazırlanan kitapların muhataplarına kendi dillerinde yazılmış şekilde ulaştırılması dış politika kulvarında diplomasi yapıcılar için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca uluslararası medyada yer alan Türkiye karşıtı dezenformasyonlara karşı hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçilmesiyle birlikte hem kirli bilginin yayılması engellenmekte hem de doğru bilgi dolaşıma sokularak hakikatin peşinde olanlar için güçlü bir zemin inşa edilmektedir. Bu kapsamda doğru bilginin sunulmasıyla bazı uluslararası medya organlarının içerik paylaşımlarını sosyal medya hesaplarından silmeleri ve sonrasında özür dilemeleri de stratejik iletişim yönetimi kapsamında gerçeğin peşinde koşmanın ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. Ağustos 2021'de İletişim Başkanı Altun'un açıklamalarından sonra BBC Türkçe'nin "Türkiye'de Afgan mülteci merkezi" bağlamındaki paylaşımının yalan olduğunu kabul ederek silmesi enformasyon takibi konusunda çarpıcı örneklerden birini oluşturmaktadır.

Devlette koordinasyon

Stratejik İletişimin temel fonksiyonlarından birini de devlet kurumları arasındaki söylem birliği ve koordinasyon oluşturmaktadır. İletişim Başkanlığı'nın kuruluşundan bu yana üzerinde yoğunlaştığı bir alan olmasından dolayı Altun'un iletişim ve politika denkleminde belirttiği "önce iletişimin tasarlanması sonra politikanın uygulanması" bağlamındaki yaklaşımı bu anlamda takip edilmesi gereken rotayı işaret etmektedir.

Bu bağlamda 2015-2016 sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek Avrupalı bir siyasetçinin "Erdoğan muhatabımız değil, bizim muhatabımız Başbakandır" mealindeki açıklamasına karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bu dışlayıcı tavra o dönemde ismi zikredilen siyasi aktör tarafından cevap verilmemesi Türkiye ile Avrupa Birliği arasında çeşitli konulardaki söylem farklılaşmasına neden olmuştu. Altun'un da konuşmasında altını çizdiği bu örnek olaydaki söylem farklılaşmasının Türkiye aleyhine negatif içerik üretimine katkı etme potansiyeli dikkate alındığında devlet kurumları ve siyasi aktörler arasındaki söylem birliği ve koordinasyonun ne kadar önemli olduğu net şekilde görülmektedir. Bu bağlamda İletişim Başkanlığı'nın dış politikada söylem birliği ve koordinasyon sağlanması konusundaki çabasının aynı zamanda stratejik iletişim yönetiminin bir parçası olduğunu söylemek gerekir.

Türkiye Marka Ofisi

Sonuçta stratejik iletişim kavramının böylesine üst seviyeden Aralık 2021'de kamuoyunun gündemine girmesi öncelikle kavramın kendisi bakımından stratejik bir kazancı barındırmaktadır. Kavramın işaret ettiği anlam dünyasının uygulama alanında pek çok örneğinin bulunmasına rağmen teorik düzlemde de hak ettiği şekilde ele alınmaya başlanması maksimum faydaya ulaşabilmek yolunda ulusal çıkarlarla uyumlu yeni pencereleri açma potansiyeline sahiptir. Bu yüzden İletişim Başkanlığı'nın organizasyonları sonucunda Aralık 2021 tarihi, kavramın Türkiye'deki yolcuğu içerisinde yeni ve ümit verici bir eşiği oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalara ve gelecek perspektifine bakıldığında İletişim Başkanlığı'nın Türkiye markasını daha da kuvvetlendirmek ve hak ettiği şekilde ileriye taşımak için dinamik bir sürecin içinde olduğu görülüyor. Bu kapsamda Türkiye Marka Ofisinin kurulmasının hedeflenmesi ve Cumhuriyetin yüzüncü yılı için 2023 yılında Türkiye Yüzyılı İletişim Kampanyasının yapılma planının bulunması Fahrettin Altun yönetimindeki İletişim Başkanlığı'nın vizyonunu göstermesi açısından önemlidir.

[email protected]