Tamirci Deli Bekir nasıl delirdi?

Mustafa Çiftçi / Yazar
4.12.2020

Bekir'in müşteri ilişkilerinde bir püf nokta var. Saatini bırakırsın ve Bekir sana bir teslim günü ve saati söyler. O gün, o saatte gidip almadın mı yandın. Bekir'den saati geri almak deveye hendek atlatmaktan zordur.


Tamirci Deli Bekir nasıl delirdi?

Kendisi tamircidir. Yanlış anlaşılmasın. Sanayide araba altına yatan yağlı, yağdalı tamirci değildir. İnce işçilik eder. Kendisi saat tamircisidir. Hem de namlı bir tamircidir. Çevre illerden tamir için ona gelirler. Gelen müşteriler ayakta beklemesin diye onları kibarca başından savar. “Haydi azıcık dolaş da gel efendi” der gönderir. Neden derseniz dükkanı küçüktür. Ama bana göre dükkan geniş de olsa Deli Bekir başında kimsenin beklemesine razı değildir. Yalnız çalışır. Hiç çırak almamıştır. Esasen onun yanında duracak çırak bulunmaz. O kadar sabırlı çırağı nerede bulacaksın? Bekir’in adını “deli”ye çıkaran nedir? Rivayet muhtelif lakin şurası bir gerçek ki Bekir’in akıllı zamanını hatırlayan yok. Bir rivayete göre askerden evvel akıllı uslu bir adammış. Askerdeyken bir paşanın kızına tutulmuş. Paşa kızı da Bekir’e boş değilmiş anlaşılan. Arada bir buluşur olmuşlar. Paşa kızına hak vermiyor değilim, Bekir dalyan gibi boyu, geniş omzu ve erkek duruşuyla filmlerde oynayacak kadar yakışıklıdır. Bekir paşa kızına ne anlatıyor ne diyorsa artık, kız Bekir için yanmaya başlamış.

Kara sevda dedikleri...

Kara sevda dedikleri marazi, hastalıklı bir sevda imiş bu. Paşa kızı günden güne eriyince paşa duruma el atmış. Bu arada kızın adı Selin imiş. O zamanlar bir kolonya markası varmış. İşin iç yüzünü bilen arkadaşları asker kantininde “Selin Kolonyası”nı sattırmamışlar. Bekir’e ayıp olur diyerek. Asker arkadaşları bu kadar anlayışlıymışlar ama Paşa bu sevdaya kıymış. Selin babasına çok yalvarmış ama Paşa; “Ben er kısmına kız vermem.” diyerek sivil hayata rütbe vermeye çalışmış. Selin bunun üzerine içine kapanmış. Hastalığı artmış. Paşa Bekir’i uzak bir yere nakil ettirmiş. Görmezse unutur bellemiş. Ama hiç hesapladığı gibi olmamış.

Kız Bekir’i görmediği her günü delilik hanesine yazmış. Ve kız elden avuçtan çıkmış. Sonunda çaresiz kalan Paşa Bekir’i yanına çağırtmış. “Selin’in hatrına seni karşıma aldım konuşuyorum. Yoksa kendini bir şey sanma.” demiş. Bu laf Bekir’in pek ağrına gitmiş ama Selin hatrına ses etmemiş. Selin ile Bekir askerin çarşı izninde buluşmaya başlamışlar. Bekir asker defterine Selin için şiir yazmayı denemiş ama pek becerememiş. “Selin seni şiirle seveyim dedim, aklım yetmedi. Şiire gücüm yetmez lakin seni sevmeye gücüm yeter, kolonya kokulu yarim.” demiş. Planlar yapmışlar asker bitince Deli Bekir Selin ile İzmir’e yerleşecek böylece Selin anne babasından ayrılmamış olacakmış. Ama bir sabah gelen haberle Bekir’in rotası şaşmış. Bir trafik kazasında hem Paşa hem hanımı ölmüşler. Selin’in durumu ağırmış. Bekir hemen hastaneye koşmuş. Yoğun bakım önünde sabahlamış günler boyu. Sonunda acı haber gelmiş. İşte Selin’in ölüm haberini alınca Bekir aklını uçurmuş yani delirmiş derler.

Sivil hayatta mı delirdi?

Bir başka rivayete göre Bekir askerde sevdaya falan düşmemiş. Askerden sağlıklı gelmiş ama sivil hayatta bir sevdaya düşmüş. Kızın abisinden çok dayak yemiş Bekir. Sevdiği uğruna dayak yemesi zoruna gitmemiş ama sevdiği kıza Bekir’in en samimi arkadaşı talip olunca Bekir bu çarpık çurpuk ilişkiye akıl sır erdirememiş ve delirmiş diyenler de vardı.

Son rivayete göre Bekir’i çileden çıkaran şey baba iftirasıymış. Bekir çok akıllı bir çocukmuş. Sadece okulda değil tüm ilçede birinciymiş. Öğretmenler korkarmış ki bu yavrucağa nazar ederler diye. Bekir o kadar yakışıklı ve akıllıymış. Hem de terbiyeli bir gençmiş. Ama Bekir’in kamyon şoförü olan babası evde kaybolan bir paradan Bekir’i mesul tutmuş. “Sen çaldın bu parayı eşşek sıpası” diyerek epeyce dövmüş. Bekir, “Ben almadım baba” demiş. Yalvarmış yakarmış. Ama babası zalım bir adam olduğundan Bekir’i soğuk suyun altına sokmuş, sonra da kapıya atmış. Kışın ayazında Bekir buz kesip hastaneye düşmüş. Hasta yatağında ne kadar kaldığı meçhul ama yattığı yerde düşüne düşüne aklını yele vermiş denir.

Rivayetler çeşitlidir. Kesin olan; Bekir pek yakışıklı, akıllı ve becerikli bir çocuktur ama kara sevdaya tutulduğu için veya öz babasının iftirasına uğradığı için isminin önüne “deli” lakabını yazdırmış. Ben meraklı bir adam olarak boş durmadım. Nasıl delirdiğini araştırdım. Öğrenebildiklerim bunlar. Ama bir de Bekir’in nasıl saat tamircisi olduğu meselesi var.

Akıl nimetinden mahrum

Bekir akıl nimetinden mahrum kalınca evde oturmaya başlamış. Oturmak erkek kısmına hiç yaramaz. Bekir de boş durmaktan sıkılmış olacak ki evdeki bozuk alet edavatı tamire başlamış. Daha doğrusu kurcalamaya başlamış. Ama kurcalamakla kalmamış saatleri adam etmiş. İşin güzel tarafı tamir işini pek sevmiş Bekir. Sağdan soldan saat getirenler olunca iş yayılmış. Bekir’in saatleri tamir için alet takımı almasına kim vesile oldu bilemiyoruz. Ama Bekir evde saat tamiriyle az çok para da kazanmaya başlayınca dükkan açma meselesi ortaya çıkmış. İşte o günlerde Bekir’in annesi oğlunun elinden tutup namlı bir akıl doktoruna götürüp Bekir’in durumunu sormuş. “Saat tamiri için dükkan açarsak yürütebilir mi?” demiş. Doktorun iyisi tadından yenmez olur. Bekir’i götürdükleri doktor bir köstekli saat çıkarıp; “Bak bakalım neden durmuş bu saat delikanlı?” demiş. Bekir yanındaki çakısıyla saati oracıkta tamir etmiş. “Borcumuz nedir?” demiş doktor. Bekir; “Canın ile canım sağ olsun efendi ağa.” demiş. Doktor o saat notunu vermiş. “Bekir’in durumunda hiç sıkıntı yok. İlaçlarını düzenli alsın yeter. Bir de dükkan açın orada oyalanırsa derdini unutur gider.” demiş. Bu lafı duyunca Bekir’in annesi sevincinden ağlamış derler.

Bekir o günden sonra dükkanında usul usul tamir ettiği saatler sayesinde namlı bir tamirci olmuş. Şimdi dükkana gelen müşteri eğer Bekir’in eşref saatiyse onun sohbetinden istifade eder ve saatini tamir ettirir. Bekir’in eşref saati değilse saatini bırakır çıkarsın. Yanız Bekir’in bu müşteri ilişkisinde bir püf nokta var. Saatini bırakırsın ve Bekir sana bir teslim günü ve saati söyler. O gün o saatte gidip almadın mı yandın. Bekir’den saati geri almak deveye hendek atlatmaktan zordur. Biz Bekir’i bu haliye pek severiz. Size de dost nasihati; çevrenizde adı deliye çıkmış birileri varsa muhabbetinizi, merhametiniz, esirgemeyin. Garibin kim bilir ne derdi vardır?

[email protected]