Tarımsal istihdamda neler oluyor?

Doç. Dr. Nusret Yazıcı
23.02.2024

Dünyada son 30 yılda tarımın istihdamdaki payı oransal bazda yüzde 40 azaldı. Tarım sektöründe çalışanların sayısı artan dünya nüfusuna rağmen 1 milyar kişiden 850 milyon kişiye geriledi. Öyle gözüküyor ki yeni dünya normalinde sürdürülebilir tarımsal istihdamın sağlanması; sosyal, ekonomik ve çevresel faktörleri ele alan çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor.


Tarımsal istihdamda neler oluyor?

Son yüzyılda tarım istihdamında gözle görülür bir düşüş yaşanıyor. Dünya Bankası verilerine göre, son 30 yılda tarımın istihdamdaki payı oransal bazda yüzde 40 azaldı. 1991 yılında dünya genelinde tarımda istihdam edilenlerin oranı yüzde 43 iken bu oran 2021 yılında yüzde 26'ya düştü. Rakamsal bazda ise aynı süre zarfında tarım sektöründe çalışanların sayısı artan dünya nüfusuna rağmen 1 milyar kişiden 850 milyon kişiye geriledi. Öyle gözüküyor ki yeni dünya normalinde sürdürülebilir tarımsal istihdamın sağlanması; sosyal, ekonomik ve çevresel faktörleri ele alan çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor.

Ülkemizde de durum küresel ölçektekinden pek farklı değil. 1991-2021 yılları arasında tarımın istihdamdaki payı bizde de yüzde 48'den yüzde 17'ye geriledi. Bu oransal bazda yüzde 64'lük bir azalışı ifade ediyor. Kabul etmeliyiz ki çok ciddi bir fark var. Neredeyse dünya ortalamasının bir buçuk katı. Şapkamızı önümüze alıp düşünmemizi gerektirecek kadar büyük bir fark. Elbette ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi tarım sektöründe istihdamın azalmasının tek bir nedeni yok. Birçok ülke gibi biz de, sektörde istihdamın dinamiklerini şekillendiren zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıyayız. Ama artık daha radikal kararlar almalıyız.

Tarım istihdamındaki azalmayla mücadele için tarımsal modernizasyon ve verimliliği artırma atılacak ilk adımlardan birisi. Teknoloji, hayatın her alanını etkileyen ve sürekli olarak değişen bir güç. Her ne kadar dünyada tarımsal istihdamdaki azalışın baş sorumlularından biri teknoloji olarak görülse de beraberinde sağlanacak verimlilik artışı sektörün sağlıklı yapılanması açısından çok önemli.

Kırsal kalkınma

Tarımsal ARGE, tohum ıslahı ve sulama sistemlerinin iyileştirilmesi gibi alanlarda daha yoğun çalışmalar yapmalıyız. Tarım 4.0 sistemeler ile verimlilik artırıcı ve maliyet düşürücü uygulamalara ağırlık vermeliyiz. Modern tarım uygulamalarıyla ilgili eğitim yayım faaliyetlerini artırmalıyız. Tarımsal destekler konusunda ise aile çiftçiliğinin ve bunların pazarlama kanallarının korunması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, çiftçilere adil gelir sağlanması ve sağlıklı bir tedarik zincirinin oluşturulması hayati önem taşıyor. Diğer bir önemli konu başlığı ise kırsal kalkınma. Kırsal ile kent arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması gerekiyor. Özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi artırmalı. İş imkânları ve girişimcilik teşvik edilmeli. Sosyal ve kültürel faaliyetlere destek verilmeli. Tüm bunlara ek olarak gençlerimizi, yani yarınlarımızı, tarım sektörüyle yeniden barıştırmalıyız. Gençlere yönelik tarımsal destekleme programları geliştirmeli; tarımın modern, karlı ve stratejik bir iş kolu olduğunu onlara anlatmalıyız. Çiftçimizi doğaya uyumlu tarım uygulamalarına geçiş konusunda teşvik etmeli ve kırsal turizmi teşvik edecek çalışmalar yapmalıyız.

TKDK destekleri 81 ili kapsayacak şekilde genişletildi

Karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen tarım sektörü, Türkiye'de büyüme ve yenilik potansiyeliyle dayanıklılığını korumaya çalışıyor. Sürdürülebilir tarıma, teknolojiye ve kırsal kalkınmaya yapılan yatırımlar, bu potansiyelin ortaya çıkarılması ve sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip. Son yıllarda kırsal kalkınma çalışmaları ile kayda değer sonuçlara ulaşıldığını söyleyebiliriz. Tarımsal üretim ve altyapıda sağlanan gelişmeler zaten bu durumu kanıtlıyor. Son 20 yılda tarımsal GSYH yüzde 133 artışla 25,1 milyar dolardan 58,6 milyar dolara ulaştı. Ancak kırsal kalkınma alanında hâlâ yapılması gereken çok şey var. Yakın zamanda TKDK destekleri 81 ili kapsayacak şekilde genişletildi. Güzel bir gelişme bu. TKDK bu alanda öncü kuruluşlardan birisi ve bu aralar güzel işler yapıyor. Fakat desteklerin dağıtılmasındaki çok başlılık halen devam ediyor.

Sorun sadece çiftçinin sorunu değil

Su kıtlığı, toprak bozulması, ekilmeyen araziler, nadas alanlarının fazlalığı, meraların verimli kullanılamaması gibi sorunların üzerine gitmeye devam edilerek tarım sektörü daha da güçlendirilmeli. Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir tarım sektörü ete kemiğe büründürülmeli. Böylece ülkede ortaya çıkan fazla emek tarım sektöründe eritebilir. Her bölgenin ve topluluğun özel ihtiyaçlarını ve zorluklarını ele alarak özel çözümler üretebilir. Türkiye'de tarımsal istihdamın karmaşıklıklarının üstesinden gelmeye yönelik devam edecek çabalar, yalnızca sektörün refahı için değil, aynı zamanda kırsal toplulukların ve bir bütün olarak memleketin refahı açısından da hayati öneme sahip. Hükümetler, araştırma kurumları, tarım işletmeleri, çiftçiler ve sivil toplum arasındaki iş birliği, sürdürülebilir tarımsal istihdam için etkili stratejiler geliştirmenin ve uygulamanın anahtarı.

Sorun sadece çiftçinin değil hepimizin.

@nusretyazici