Taşköprülüzade'nin ameli bilimler fikriyatı

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
17.10.2020

Taşköprülüzade'de Dil, Ahlâk ve Siyaset, 16. yüzyılda İstanbul'da yetişen ve dili mutlak varlık kavramının bir tecellisi kabul eden önemli bir Osmanlı düşünürü olan Taşköprülüzade Ahmet Efendi'nin “dil, ahlak ve siyaset” olarak tasnif edebileceğimiz pratik (amelî) bilimler etrafında oluşturduğu fikriyatı incelemeye ayrılmış bir derleme kitap.


Taşköprülüzade'nin ameli bilimler fikriyatı

Üzerinde bulunduğu topraklarda altı yüzyıl hükümferma olan Osmanlı devletinin bu başarısını sırf askeri ve idari teşkilatının kudretine bağlı olarak düşünmek bir yerde bizi hataya sürükler. Bu başarılı askeri ve idari teşkilatın arka planında yer eden toplumsal, ahlaki ve siyasi umdelerin türediği hayat anlayışlarının ana gövdesi 9 ila 13. yüzyıllar arasında teşekkül etmiş İslam düşünce geleneğinde uç bulan tekvini (kainat) ve tenzili (Kur’an-ı Kerim) kitaplara yönelik yorumlama çabalarından filizlendiğini de görmek gerekir. Sözümona Gazzali ya da Fahreddin Razi ile kesintiye uğradığı ileri sürülen İslam düşünce geleneğinin Osmanlı’daki fikri çabalarda sürdüğü de bu tespite eklenebilir. Davud-u Kayserî’nin başmüderrisi olduğu İznik medresesinden itibaren klasik İslam düşünce geleneğinin büyük bir önem atfettiği tekvini ve tenzili kitapların yorumlanması için gerekli alet ilimleri arasında yer alan dil bilimlerine ağırlık verildiği, bu çerçevede nahiv ve sarf gibi temel dilbilimlerinin yanında meani, beyan ve bedii adlarıyla da anılan belagat ilimlerine ve ayrıca mantık bilimine de Osmanlı medreselerinin eğitim programlarında esaslı bir yerin ayrıldığı vurgulanmalıdır. Osmanlı ilim geleneğinde dil bilimlerini mantık ve usul bilimleriyle ilişkilendiren ismin Molla Fenari olduğunu biliyoruz. Ayrıca Ali Kuşçu’nun delaletiyle de günümüze “rasyonel dil teorisi” şeklinde izah edebileceğimiz ilmu’l vaz dersleri Osmanlı medreselerinin müfredatına girmişti.

Osmanlı felsefi düşüncesi

14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dil ve mantık bilimlerinin kelam ve felsefenin ilgili konularıyla birlikte düşünülmeye başlanması ve dil bilimlerinde gerek kelam ve felsefenin genel konularında gerekse özel meselelere dair metinlerin üretilmesi, İslam tarihinde ilk kez ve tek olarak Molla Lütfi’nin dil bilimlerini vaz’ kavramı çerçevesinde tasnifi ve kendi düşüncelerini de dilsel seviyede Kur’an-ı Kerim’le irtibatlandırmasıyla Osmanlı felsefi düşüncesinin ana konturlarının da ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

16. yüzyılda İstanbul’da yetişen ve dili mutlak varlık kavramının bir tecellisi kabul eden önemli bir Osmanlı düşünürü olan Taşköprülüzade Ahmet Efendi’nin “dil, ahlak ve siyaset” olarak tasnif edebileceğimiz pratik (amelî) bilimler etrafında oluşturduğu fikriyatı incelemeye ayrılmış bir derleme kitap Taşköprülüzade’de Dil, Ahlâk ve Siyaset. İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ile İlim Sanat Tarih Edebiyat Vakfı (İSTEV) tarafından yürütülen Taşköprülüzade Projesi kapsamında 2016’da İstanbul’da düzenlenen “Luluslararası Taşköprülüzade Sempozyumu”na sunulan tebliğlerin derinleşmesiyle yazılan makalelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan derlemede Taşköprülüzade’nin siyaset teorisi, ahlak felsefesi ve dil bilimlerine katkılarını irdeleyen önemli çalışmalar bulunuyor. Sözgelimi Taşköprülüzade’nin siyaset düşüncesinin arka planını felsefe, fıkıh, tasavvuf literatürüyle i-yorumlayan Mustakim Arıcı, Taşköprülüzade’nin idealist bir siyaset tasavvuru ve değerler anlayışı ekseninde siyaset pratiğini tasavvufi bir dille yorumlama çabasında olduğuna işaret ederek onun siyaset bilimi ve daha genel olarak siyasal bilimlere bakışını ortaya çıkarmaya uğraşıyor. Böylelikle Taşköprülüzade üzerinden Osmanlı ulemasını siyasal bilimler tasavvurunu örnekliyor. Aynı şekilde, Özkan Öztürk’te Taşköprülüzade’nin Risale fi beyani esrar’il hilafet’il insaniye eserinde geliştirdiği “maddi ve manevi siyaset” tasavvurunu, bu tasavvurun içinde vücut bulduğu söylemin soykütüğünü İbn Arabi’nin eserlerine dek izleyerek meydana çıkarmaya gayret ediyor. Ahmet Tahir Nur ise Osmanlı ilim ve fikir hayatının İslam düşünce mirasına süreklilik kazandırdığını vurgulayarak başladığı makalesinde Taşköprülüzade’nin siyaset kavramı ve kaynakları hakkındaki bazı gözlemlerini aktarıyor. Editörlüğünü İhsan Fazlıoğlu ile İbrahim Halil Üçer’in yaptığı kitapta ayrıca Taşköprülüzade’nin dil bilimleri ve ahlak felsefesine katkılarını da inceleyen makalelere yer verilmiş.

@uzakkoku

Mussolini’yi bulmak için Meşe Harekâtı

İkinci Dünya Savaşı’nın seyrini etkileyen olaylardan biri de 1943’te İtalya’yı 21 yıl boyunca demir bir yumrukla yöneten Faşist Parti’nin lideri Mussolini’nin ortadan kaybolması ve partinin bir gecede dağılmasıdır. Doğuda savaş inisiyatifinin Kızıl Ordu’ya geçtiği bir dönemde Mussolini’nin yokluğunda müttfefiklere teslim olan İtalya’yla Akdeniz cephesinin de çökebileceğini öngören Hitler’in bizzat görevlendirdiği isimlerle Mussolini’nin bulunması için yürüttüğü Meşe Harekatı’nı anlatıyor kitabında Selçuk Uygur. Uygur, akıcı bir dil ve üslupla askerî, siyasî ve toplumsal gelişmeleri hem Alman ve İtalyan taraflarından ele alıyor hem de istihbarat, planlama ve icra süreçlerini titizlikle inceleyerek operasyona dair yanlış bilinen birçok gerçeği de su yüzüne çıkarıyor.

Operasyon: Mussolini, Selçuk Uygur, Kronik, 2020

Ortak bir Avrupa kanonu nasıl gelişti?

Ortak bir Avrupa kanonunu oluşturan gelişmelerin büyük ölçüde 19. yüzyıla dayandığını söyleyebiliriz. Sanat ile paranın etkileşiminin arttığı bu yüzyılı kitle iletişim araçlarının ve hızlı tren yolculuğunun birçok Avrupalı’yı sanat, müzik ve edebi anlayışlar bakımından bir araya getirdiği ilk kültürel küreselleşme çağı saymak da bir beis yok. Tarihçi Orlando Figes geniş kapsamlı belgelerden, mektuplardan ve çeşitli arşiv malzemelerinden yararlanarak, Avrupa’da bütünleşmeyi mümkün kılan bu süreci irdeliyor. Figes kitabının odak noktasına ise dokunaklı bir aşk üçgenini yerleştiriyor: Rus yazar İvan Turgenyev; uzun ve derin bir aşk ilişkisi yaşadığı İspanyol primadonna Pauline Viardot; auline’in bir sanat eleştirmeni, tiyatro yöneticisi ve cumhuriyetçi militan olan kocası Louis Viardot.

Avrupalılar, Orlando Figes, YKY, 2020