Tekel rantlarından etki ödüllerine geçiş

Thomas Pogge / Abdullah Kaya
8.04.2022

Etki fonları, geliştirilen yeniliklerin toplumsal değerini yükselterek, erişimi büyük ölçüde genişleterek, patent sahipleri tarafından israf edilen harcamaları büyük oranda azaltarak insani ilerlemenin zincirlerini gerçekten kırabilir. Böylece insan haklarını, yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, "sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin" 2030 gündemini ve küresel dayanışma ruhunu teşvik edebilir.


Tekel rantlarından etki ödüllerine geçiş

Tüm canlı türleri evrimleşir. Sadece insanlar ilerleme kaydeder. Genetik olarak on binlerce yıl önceki gibiyiz. Yine de avcılık ve toplayıcılıktan lazer cerrahisine, internet iletişimine ve anayasal demokrasiye geçtik.

Bu çarpıcı ilerlemenin iki temel bileşeni var: yenilik (inovasyon) ve yayılma. Yaratmaya, icat etmeye, keşfetmeye ihtiyacımız var. Aynı zamanda bu tür yeniliklerin öğrenilmesine, benimsenmesine, yayılmasına ve iyi bir etki için kullanılmasına da ihtiyacımız var. Bu tür bir yayılma ahlaki açıdan önemlidir; çünkü hiçbir insanı, insanlığın edindiği olağanüstü bilgiden, teknik beceriden, teknoloji ve kültürden dışlamamalıyız. Yaygınlaştırma, inovasyonun kendisi için de önemlidir; çünkü yalnızca insani ilerlemeden nasibini alanlar bunun üzerine yeni bir şey inşa edebilirler.

İlerlemenin insanlık için çok önemli ve faydalı olması nedeniyle, dil ve yazıdan kütüphanelere, üniversitelere ve fikri mülkiyet haklarına kadar yenilikleri teşvik etmenin, korumanın ve iletmenin çeşitli yolları ortaya çıktı. Beşeri teknik bilgi ve becerinin ilerleme hızını geliştiren ve teşvik eden bu ilerleme, bütün ilerlemelerin en önemlisi sayılabilir. Dolayısıyla, ilgili kurumsal düzenlemeleri, anlamsız ve hatta yıkıcı olmaktan ziyade toplumsal olarak değerli yenilikleri seçici bir şekilde kolaylaştıracak, teşvik edecek ve ödüllendirecek şekilde yapılandırmalıyız. Dünya üzerindeki tüm insanların, ancak ve ancak kullanıldıkları zaman bireysel ve sosyal yaşamı iyileştiren ve gezenegimiz için yararlı olan yeniliklerden faydalanabilmesini sağlamalıyız.

Ürün yayılımı nasıl genişler?

İnovasyon ödüllerini yöneten ve günümüze hükmeden kurallar, 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü'nün kuruluş anlaşmasının Ek 1C, Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle İlgili Yönleri (TRIPS) Anlaşması aracılığıyla küreselleştirildi. TRIPS'in önemli bir hükmü, yenilikçilere inovasyonları için 20 yıllık ürün patentleri alma hakkı verir (Madde 27, 28 ve 33). Böyle bir patentin süresi boyunca, patent sahibi, ilgili yargı alanında yeniliğinin üretimi ve satışı üzerinde tekel hakkına sahiptir. Rekabetten korunan yenilikçiler, daha sonra patentli ürünlerini yüksek kâr marjlarıyla satabilir ya da üretim veya satış hakları için yüksek lisanslandırma ücretleri talep edebilir. Bu tür tekel rantları, yenilikçilerin, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge), patentleme ve düzenleyici onayları takip etme için yaptıkları ön harcamaları karşılamalarına olanak tanır. Bu uygulama nedeniyle, inovasyonun bu sabit maliyetleri, ürünler henüz patent altındayken satın alan ilk alıcılar tarafından karşılanmaktadır.

İnovasyonun gelişimi için etkili olan tekel rantları, kârı maksimize eden tekel satış fiyatı ile değişken arz maliyeti arasında önemli bir boşluk yaratarak, ürünlerin yayılmasını da büyük ölçüde engeller. Bu boşluk, ürünü rekabetçi bir fiyattan satın alacak pek çok kişinin tekel fiyatından satın almaktan kaçınması nedeniyle dara kayıplarına neden olur. Karşılıklı avantajlı bir alışveriş sağlanabilseydi b harika olurdu. Ama nasıl sağlanacak? Patent sahibi, birilerine daha düşük fiyattan satış yaparsa, o zaman tekel fiyatını ödemeye hazır olanlar da daha az ödemek isteyeceklerdir. Sonuç olarak, yenilikler için ödüller ve teşvikler çok daha azalacaktır.

Patentli yeniliklerin yayılmasını desteklemenin bir başka yolu da patent hakkını satın almaktır. Patent sahibine tekel ayrıcalıklarından feragat etmesi için ödeme yapmak, rekabete yol açar ve dolayısıyla üreticilerin ürünleri rekabetçi bir fiyat ile arz etmesini sağlar. Peki, kim böyle bir satın alma teklifinde bulunabilir? Hükümetler elbette ki bunu yapabilirler. Ancak bu, zor soruları gündeme getiriyor. Hükümetler satın almak için hangi patentlere teklif vermeli? Her bir patent için maksimum ne kadar teklif vermeliler? Vergi mükelleflerinin parasıyla, örneğin patentli video oyunu teknolojisi veya patentli bir kozmetik veya motosiklet tasarımı gibi, hiç kullanmadıkları yenilikleri desteklemelerini sağlamak adil midir?

Sosyal fayda

Bu zor sorular cevaplanabilir. Hükümetler, örneğin kirliliği azaltarak, halk sağlığını geliştirerek, genel eğitim düzeyini yükselterek veya gıda maddelerinin besin değerini artırarak, yayılması tüm toplum için orantılı faydalar sağlayan yeniliklerin patentlerini satın almaya istekli olmalıdır. Bu tür yeniliklerin yayılmasını desteklemek için, hükümetler vergi mükelleflerinin parasını haklı olarak kullanabilir ve ödemeyi bir yeniliğin geniş erişilebilirliğinin doğuracağı sosyal yarara dayandırabilir. Böyle bir girişimin etkisi, birkaç devletin işbirliği yapması ve uzun vadeli taahhütlerini önceden bildirmesi halinde artırılarak genişletilebilir. Devletler, fonlarını bir araya getirerek güçlü ve güvenilir inovasyon teşvikleri yaratabilirler.

Yenilikçileri sosyal faydaya dayalı ödüller karşılığında tekel fiyat artışlarından vazgeçmeye davet edecek uluslararası etki fonları kurulduğunu düşünün. Her etki fonu geniş bir inovasyon alanını kapsayacaktır. Örneğin, sağlık etkilerine göre ödüllendirilen ilaç sektörüne ait inovasyonlar; önlenen çevre kirliliğine göre ödüllendirilen yeşil teknoloji inovasyonları; beceri ve istihdam üzerindeki etkilerine göre ödüllendirilen eğitim inovasyonları; hasat verimini artırma, su, böcek ilacı veya gübre tüketimini azaltma etkisi üzerinden ödüllendirilen tarımsal inovasyonlar. Yenilikleri nasıl teşvik ettiğimiz ve ödüllendirdiğimizle ilgili bu yeni inovasyon ödüllendirme modeli, tek tip bir sosyal değer ölçüsünün formüle edilebileceği her inovasyon alanında uygulanabilir.

Her uluslararası etki fonu, kendi özel alanında, her biri bir önceki yılda elde edilen etkiye göre kayıtlı yenilikler arasında bölünmüş, süresi belirsiz yıllık ödemeler dizisini taahhüt edecektir. Uygun yenilikler, uygun etki fonuna kaydedilebilir ve daha sonra sabit sayıda ardışık yıllık ödüllendirmeden faydalanabilir. Bu ödüller patentlerini tescil ettirenlerin Ar-Ge harcamalarını karşılayabilmelerine ve sağlam karlar elde etmelerine olanak sağlayacaktır. Bu ödüllerin karşılığında patent sahiplerinden dahil edilen ülkelerde, ya münhasır tekel ayrıcalıklarından feragat etmeleri ya da ödül süresi boyunca ne kar marjı ne de lisans ücreti talep etmemeleri istenecektir. Bir etki fonu, seçeneklerden birisini dayatacak veya bu seçimi patent sahibine bırakacak şekilde tasarlanabilir.

Adil ve istikrarlı ödül

Patentli yeniliklerini kaydedenler, adil ve istikrarlı bir ödül oranından emin olurlar. Bunun nedeni katılımın isteğe bağlı olmasıdır. Yenilikçiler gidişat oranını çekici bulmadıklarında, kayıtlar azalır ve ödül döneminin sonunda eski yenilikler çıktıkça ödül oranı yükselir. Bunun tersi de geçerlidir. Ödül oranı oldukça çekici görüldüğünde kayıtlar çoğalır ve ödül oranı düşer. Bu durum, etki fonuna finansal katkıda bulunanlara, ödül oranının inovasyonlar arasındaki geniş rekabet esasına göre kısıtlı olacağına dair de güvence verir.

Hükümetler için de bir etki fonunun bütçesine uzun süreli katkıda bulunma taahüdü isteğe bağlıdır. Katkı tutarı gayri safi milli gelire de bağlanabilir. Ekonomik büyüme ve başka devletlerin katılımıyla yıllık ödemeler de artacak, dolayısıyla etki fonunun artan sayıda kayıt çekmesi sağlanacaktır. Bir etki fonu ayrıca devlet dışı aktörlerin (vakıf, şirket, birey ve mirasların) katkılarını kabul ederek ve kademeli olarak devletlerden bağımsız hale gelen bir bağış fonuna dönüşebilir.

Etki fonları daha zengin ülkeler, vergi mükellefleri ve bağışçılar tarafından finanse edilecektir. Aynı durum, mevcut tekel rant uygulaması için de geçerlidir. Aradaki fark, etki fonlarının yoksulları dışlamaktan kaçınmasını sağlamaktır. Çünkü bu tür bir dışlama, jenerik üreticilerin seri üretimle oldukça ucuza satabilecekleri ilaçların eksikliğinden dolayı hastaların ölmesiyle sonuçlanan, derin bir gayriahlaki durum yaratmaktadır. Bu tür bir dışlama aynı zamanda hepimize de zarar vermektedir. Yeşil teknolojiler üzerindeki tekel fiyatlandırmalar, onların benimsenmesini engellemekte ve bunun sonucunda daha eski, daha kirli teknolojilerin gezegenimizi mahvetmesine, yoksullar arasında hastalıkların yayılmasına ve dolayısıyla hepimizin sağlığını tehlikeye atmasına yol açmaktadır.

Kullanıcı odaklı kararlar

Etki fonları, yoksulların özel ihtiyaçlarını hedefleyen Ar-Ge'yi motive ederek, yoksul nüfuslara başka bir şekilde de fayda sağlayacaktır. Etki fonları, satış fiyatını sınırlandırarak ve onu bir etki ödülü ile tamamlayarak, yenilikçilerin yüksek bedeller ödeyemeyen kişilere de satış yapmasına ve kazanç sağlamasına imkan tanıyacaktır. Bu, yenilikçilerin yaratıcı yeteneklerini ihmal edilen tropikal hastalıklar, ucuz besleyici gıda maddeleri, güvenilir yerel enerji üretimi, kirlilik üretmeyen ocaklar gibi alanlarda yoğunlaştırmasını teşvik edecektir.

Etki fonlarının bir başka büyük avantajı da, yeşil teknolojilerin alıcıları dışındaki insanların faydasını veya yeni bir ilacın kullanıcıları dışındaki kişilerin maruz kalacağı azaltılmış enfeksiyon riski gibi dışsallıkları tam olarak hesaba katmasıdır. Mevcut inovasyon rejimi, aksine, kullanıcı odaklı kararlar yoluyla patent sahiplerini ödüllendiriyor ve bu nedenle yenilikçi faaliyetler, hem olumlu hem de olumsuz dışsallıkları büyük ölçüde göz ardı ederek, kullanıcılar için fayda sağlamaya odaklanıyor. Bu, örneğin faydaları ezici bir çoğunlukla uzaktaki yabancılara ve gelecek nesillere giden yeşil yeniliklere önemli ölçüde eksik yatırım yapılmasına; hedef hastalıkların görülme sıklığını azaltarak, kullanıcı olmayanlara büyük faydalar sağlayacak ve böylece yenilikçinin gelecekteki satışlarını da azaltacak yeni ilaçlara önemli ölçüde eksik yatırım yapılmasına yol açıyor.

Gezegenin refahı için

Etki fonları, bütün bir inovasyon alanında geniş bir rekabet ortamı yaratacak ve böylece yeni bir rekabetçi pazar türü oluşturacaktır. Katılımcı yenilikçilerini, araştırma, geliştirme, pazarlama ve dağıtım operasyonlarını en uygun maliyetli ilerlemeye ulaşmak için bütünsel olarak organize etmeleri için eğitecektir. Ar-Ge maliyetlerini ve yenilikçi karlarını bir kamu malı olarak karşılamak, tescilli yeniliklere erişimi rekabetçi fiyatlarla geniş çapta karşılanabilir hale getirecektir. Bu teşviklerin sağlandığı bir ortamda, tescilli ürünlerini etki fonuna kaydettiren patent sahibinin bazen ek etki ödülleri uğruna yoksul alıcılara satışları sübvanse edebileceklerini bile öngörmek mümkündür.

Mevcut tekel fiyatlandırma rejiminin büyük verimsizlikleri nedeniyle, etki ödüllerine doğru bir geçiş, yoksulların yaşamını ve gezegenimizin refahını kimseye bedel ödemeden önemli ölçüde iyileştirebilir. Etki fonları inovasyon işini çok daha uygun maliyetli hale getirerek herkese iyi gelebilir. Yenilikçiler, inovasyon kullanıcıları, hükümetler ve vergi mükellefleri bu işten karlı çıkabilirler. Etki fonları, geliştirilen yeniliklerin toplumsal değerini yükselterek, erişimi büyük ölçüde genişleterek, patent sahipleri tarafından israf edilen harcamaları büyük oranda azaltarak insani ilerlemenin zincirlerini gerçekten kırabilir. Böylece insan haklarını, yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, "sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin" 2030 gündemini ve küresel dayanışma ruhunu teşvik edebilir.

[email protected]

[email protected]

Thomas Pogge / Yale Universitesi, Felsefe Profesörü ve Küresel Adalet Programı Direktörü

Abdullah Kaya / Health Impact Fund Türkiye Koordinatörü