Toplumsal çatlaklardan sızanlar

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
20.03.2021

ABD'den İsrail'e, Rusya'dan Murphy kanunlarına, Kürt meselesinden toplumların kaderini belirleyen fizik kurallarına, Türkiye'deki toplumsal çatlaklardan düşünmemize sirayet etmiş çıkmazlara kadar birçok farklı konuda Alev Alatlı'nın hamasetten uzak ve peşrevsiz belirttiği görüşlere ister katılalım istersek eleştirelim ama söylediklerinin kaale alınmasının gerekli olduğu kuşkusuz.


Toplumsal çatlaklardan sızanlar

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı

Gerek yazdığı "Or'da Kimse Var mı?", "Schrödingerin Kedisi", "Gogol'ün İzinde" gibi nehir romanlarıyla gerekse düşünce, hayat ve siyaset alanlarında verdiği başka bazı eserlerle son dönem Türk kültür hayatında ıskalanamayacak birkaç isimden biri Alev Alatlı. Onun, fiziki ve sosyal bilimleri birbirine hep paralel değerlendiren, gerek kültürel, toplumsal, gerekse siyasal düşünce ve olayları ele alırken bakılması gereken çok farklı boyutlar bulunduğunu gösteren, müzikten gastronomiye edebiyattan uzay bilimlerine çok farklı alanlardaki fenomenlerin hemen hepsini bir şekilde göz önüne alarak düşünmenin önemini hatırlatan biri olduğunu biliyoruz.

Dünyayı anlamak

İki cilt halinde yayınlanmış "Kelebek Etkisi Söyleşileri" aynı adla yapılmış bir televizyon programındaki sohbetlerin kayıtlarına dayanıyor. Programın yapılmaya başlandığı günlerde Türkiye ile Rusya arasında patlak veren "uçak krizi"nden Kızıl Ordu Korosu'nun Tarkan ile birlikte konser vermesinin sebeplerine dair gerek Rusya gerekse dünyanın diğer bölgelerindeki gelişmeleri yorumlamak ve hatta doğrudan dünyayı anlamak için büyük olaylara bakmaktan çok bazı gerekli bilgilere sahip olmanın önemini ortaya koyuyor söyleşiler esnasında Alatlı.

Kitapta Joan Baez, Bob Dylan, Pink Floyd kadar Amerikan komünistleri, turbo kapitalizm, neoconlar, paleoconlar, milenyum dinleri, paganizm ve panteizmin günümüzdeki uzantıları, küreselleşmeciler, çevreciler ve ekolojik hareketler, Yehova Şahitleri, intihar kültleri, zihin kontrol sistemleri, robot müritler, paralı askerler, paralı hapishaneler vb. birçok haklarında doğru-yanlış mitolojiler inşa edilmiş, zaman zaman gündelik konuşmalarımıza bu nitelikleriyle sızan olgulara değinildiği kadar dünya, Türkiye, geçmiş ve gelecek etrafında örgülenmiş birçok düşünceye de yer veriliyor.

Akıl kurma biçimleri

'İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar' diyen şairin bakışına belki zıt görünecek, lakin Alev Alatlı, "gerçek üzerine kurulmayan hayallerin hiçbir işe yaramadığını" söyleyerek önemli bir noktaya dikkatimizi çekiyor: Başkalarının bizim üzerimize kurdukları 'akıllar'ı düşünmek kadar kendimizin de bir 'akıl kurma' şeklimizin olması gerektiği...

"Türkiye hakkından en büyük düş kırıklığı[nın]ve üzüntü[sünün]; bilmeden konuşuyor, olayların arkasındaki psikolojiyi hep ihmal ediyor oluşumuz"un olduğunu söyleyen bir aydın Alev Alatlı.

ABD'den İsrail'e, Rusya'dan Murphy kanunlarına, Kürt meselesinden toplumların kaderini belirleyen fizik kurallarına, Yahudiliğe, Sabetay Sevi'ye, Türkiye'deki toplumsal çatlaklardan düşünmemize sirayet etmiş çıkmazlara kadar birçok farklı konuda Alev Alatlı'nın hamasetten uzak ve peşrevsiz belirttiği görüşlere ister katılalım istersek eleştirelim ama söylediklerinin kaale alınmasının gerekli olduğu kuşkusuz.

"Kelebek Etkisi" Söyleşileri, Alev Alatlı, yön. Ayşe Böhürler, 2 cilt, Pınar, 2021

Descartes'ın ötesine geçen fenomenoloji

Çağımız düşüncesinde etkili olmuş önemli bir felsefi gelenek olan fenomenolojinin kurucusu Alman filozof Edmund Husserl, kendi düşünümünü Descartes'ın meditasyonlarıyla ilişkilendirerek mutlak anlamda evrensel bir bilim ihtiyacını belirliyor Paris Konferansları'nda. Geleneksel bilimin dayandığı temellerin çürüklüğünü göstererek bilimi bu kez mutlak ve sarsılmaz bulduğu bir temel üzerinde yeniden inşa etmeye çabalayan Husserl'in Kartezyen düşüncenin cesaret edemediği işlemi kendisinin gerçekleştirdiğini savladığını belirtelim. Bilgesu Yayınları arasından okura ulaşan kitabı dilimize çeviren Talip Kabadayı. Paris Konferansları fenomenoloji alanında çalışan öğrenciler ve konuya meraklı okuyucular için bir başucu kitabı.

Paris Konferansları, Edmund Husserl, Bilgesu, 2021

Osmanlı devletindeki bilimsel hayata bakış

Osmanlı devletinde, eğitimden hukuk ve fetvaya, diyanet ve bürokrasiden toplumsal farklı konularda sorumluluk üstlenen ya da resmi görev almadan kendisini toplum hizmetine adayan bir sınıf olarak addedebiliriz ilmiyeyi. Bu devlette ulemanın yerini ve işlevini ele alan kitabıyla önde gelen tarihçilerimizden Prof. Dr. Mehmet İpşirli şeyhülislamlık, kazaskerlik, İstanbul kadılığı gibi önemli kurumlardan medreselere, Enderun'a ve huzur derslerine kadar Osmanlı devletindeki bilimsel hayatı değerlendiriyor Kronik Yayınları arasından çıkan 'Osmanlı İlmiyesi' adlı kitabında. Mehmet İpşirli, Osmanlı'nın klasik çağından ıslahatçı çağına kadar olan hemen bütün dönemleri incelemesi kapsamına alıyor.

Osmanlı İlmiyesi, Mehmet İpşirli, Kronik, 2021

@uzakkoku