Toplumsal muhalefet mi iktidar mücadelesi mi?

Murat Güzel/Açık Görüş Kitaplığı
8.06.2014

Saltık’ın editörlüğünde Gezi olaylarının hemen akabinde hazırlanan 3 ciltlik derlemeler dizisi, olayların sıcaklığı henüz korunurken yapılmış değerlendirmeleri içermesi bakımından ilginç.


Toplumsal muhalefet mi iktidar mücadelesi mi?

Gezi olaylarının 1. yıldönümü bazı çevrelerin umduklarının aksine büyük toplumsal çatışmaların yaşanmadan sessiz sedasız idrak edildi. O çevrelerin Gezi olaylarından bekledikleri toplumsal ve siyasal muhalefet dalgasını yakalayamamasının sebepleri belki de bu olayların sosyolojik arka planını gözden kaçırmalarında bulunabilir.

Aslında aradan geçen bir yıl boyunca bu olaylara ilişkin çok şey yazıldı, çizildi, değerlendirmeler yapıldı. Ancak sosyal medya ortamlarındaki “çakma” fotoğraflar ve “kesin olmayan bilgi”lerden olayların gelişimine dair anlı şanlı sosyolog ve filozofların yaptığı değerlendirmelere kadar okuduğumuz bütün yorumlar sonrası hep bir şeyin gözden kaçırıldığı, hep bir şeyin hesaba katılmadığı duygusuna kapılmamak elde değildi.

Gezi olaylarını halkın siyasi iktidara başkaldırışı olarak değerlendiren birçok yorum okuduk olayların yaşandığı günden bugüne geçen bir yıllık süreçte. Oysa “Halk” kategorisini romantik bir kalıntı olarak değerlendiren J. F. Lyotard postmodern zamanlarda “halk”ın olmadığını söylemişti. Halkın bu tür “toplumsal” olaylarda olmayışının en açık işaretini gösterdi bize Gezi olayları. Bugüne dek en çok halk uzak durdu “toplumsal şiddet” içeren gösterilerden.

Peki, öyleyse Gezi olaylarında aslında ne oldu? Gezi olaylarının oluşumunda yer alan birçok insan niye sonradan bir tür aldatılmışlık hissine kapıldı? Gezi olayları dolayısıyla sıcak sıcak yazılan yazılardaki, yapılan değerlendirmelerdeki “coşku”yu niye şimdi aynı kişilerin yazdıklarında, sözlerinde bulamıyoruz? Aradan geçen bir yılda ne değişti? Gezi olaylarına katılan birçok sanatçının, aynı olayların yıldönümünde sosyal medya üzerinden çağrıda bulunmalarına karşın, olay mahalline pek yaklaşmamaya gayret etmeleri nasıl yorumlanmalı?

Gezi olayları dolayısıyla kaleme alınan sosyolojik, siyasi değerlendirme yazılarının büyük bir bölümünde tarafgirlikten kaynaklı bariz çarpıtma ve değerlendirme hataları bulmak mümkün. Çarpıtmaya varmayan yorum hataları ise bakış açılarının farklılığını sergilemesi bakımından ilgiye değer.

Ekrem Saltık’ın editörlüğünde Gezi olaylarının hemen akabinde hazırlanan 3 ciltlik derlemeler dizisi, olayların sıcaklığı henüz korunurken yapılmış değerlendirmeleri içermesi bakımından ilginç. Gezi olayları dolayısıyla oluşturulmaya çalışılan kitaplıklara bu derleme kitapların sağlayacağı muhalif bakışa belki de en çok Gezi olaylarını “toplumsal muhalefet”in sesi olarak değerlendiren çevrelerin muhtaç olduğunu görüyoruz.

[email protected]

#Diren Sosyoloji, Ed. Ekrem Saltık, Kaldırım, 2013

Gelecek nasıl eskir?
 
Ahmet Çiğdem, AK Parti iktidarı üzerine, AK Parti devri Türkiyesi üzerine bir açıklama ve tartışma çerçevesi sunuyor. “AKP iktidarını yaratan bütün şartların ‘sosyolojisi’, iktidarını sürdürmesini de sağlamaktadır” Çiğdem’e göre; “ama bu sürdürmenin ‘siyasal boyutu’, büyük oranda ‘sevk ve idareden’ ibaret hale gelmiştir.” Kitap, bu çelişmeyi sadece “AKP’nin meselesi” veya “AKP meselesi” olarak değil, Türkiye’nin meselesi olarak da düşünmeye davet ediyor. Neoliberalizm fenomenini hesaba katan fakat AKParti’yi neoliberalizmin Türkiye bayiliğine indirgemeyen; İslâmcılığın dönüşümlerini incelerken ezbere tasniflerle yetinmeyen bir analiz.

Geleceği Eskitmek, Ahmet Çiğdem, İletişim, 2014

Bahtin’e borcumuz mu var?
 
Bahtinci düşüncenin gelişmesine önemli bir katkı sağlayacak olan Bahtin ve Çevresi, bu anlamda sonuncu çalışma olmayacak elbette, yeni çalışmaların önünü açacak ve Bahtin’e duyulan ilginin yeniden şekillenmesine yardımcı olacak. Bahtin’in ve Çevresi’nin hak ettiği daha geniş bağlama yerleştirilmesi gerekliliğine ışık tutacak. Bahtin’in yaşadığı dönemde birçok önemli ve sağlam kuramcı vardı elbette, ama ne yazık ki Bahtin kariyeri boyunca hak ettiği ilgiyi göremedi. Craig Brandist’in kitabı Bahtin’e (ve Çevresi’ne) olan bu borcu hatırlatmaya ve tamamen kapatmaya olmasa da kapatılmasının önünü açmaya yönelik bir çalışma.

Bahtin ve Çevresi, Craig Brandist, Çev. Cem Soydemir , Doğu-Batı, 2011