Toplumu nesneleştirmekten ''süreç sosyolojisi''ne

MURAT GÜZEL / Açık Görüş Kitaplığı
31.12.2016

Toplumsal ilişki ve süreçleri kendisine özgü “karşılıklı bağımlılık” ve “figürasyon” kavramlarıyla ele alan Elias, “süreç sosyolojisi” yaklaşımının temelini atar.


Toplumu nesneleştirmekten ''süreç sosyolojisi''ne

Almanca ilk basımı 1939’da iki cilt halinde yapılmış Uygarlaşma Süreci adlı şaheseriyle 20. yüzyılın önemli sosyologları arasında yer alan Norbert Elias, ancak 1960’lardan sonra etkili bir düşünce figürüne dönüşür. Geç gelmiş bu şöhreti gösteren olay ise 1977’de verilmeye başlanan Theodor W. Adorno ödüllerini ilk kez alan Elias’ın 80 yaşında olmasıdır.

Uygarlaşma Süreci’nin 1969’da İngilizce’ye çevrilerek yayınlanmasının ardından 1970’lerden sonra akademik dünyada sosyolojiye kattığı özgün yaklaşımıyla ekili olmaya başlar. Elias’ın 1970’te Sosyoloji Nedir adında bir kitap daha yayımlar. Bir anlamda 20. yüzyıl sosyolojisine giriş kitaplarından biridir, belki de ne önemlisidir.  Elias’ın sosyolojiyi, birey ve toplumu nasıl kavradığına ilişkin çok önemli bir metindir aynı zamanda.

Yahudi bir aileden gelme bir Alman vatandaşı olarak Birinci Dünya Savaşı’nda Alman ordusunda savaşan Elias’ın savaştan duyduğu dehşetin onu savaş sonrası dönemde birey, toplum, devlet ve bunlar arasındaki ilişkileri, bu ilişkileri yöneten dinamikleri incelemeye yönlendirdiğine hiç kuşku yok. Sosyolojiyi esas itibariyle “süreç” kavramı etrafında ve üzerine kuran Elias, birey-toplum, sınıf-statü vb. klasik sosyolojinin analitik kavram ve araçlarını bu temel kavram etrafında yeniden yorumlar.

Avrupalılık habitusu

Ona göre sosyoloji biliminin bir “nesnesi” olacaksa bu nesne, birey, toplum vb. katılaştırılmış kavramlarla ifade edilemez. Çünkü bizatihi sosyolog da toplumun bir üyesidir; içinde yaşadığı toplumu “nesne”leştirip katılaştırması, dahil olduğu toplumsal ilişkiler sebebiyle mümkün olmayacaktır. Toplumsal ilişki ve süreçleri kendisine özgü “karşılıklı bağımlılık” ve “figürasyon” kavramlarıyla ele alıp irdeleyen Elias böylelikle “süreç sosyolojisi” diyebileceğimiz son derece özgün bir sosyolojinin de temellerini atar.

Elias’ın sosyolojisinde odak noktası seçtiği kavramlar ‘güç’, ‘davranış’, ‘duygu’ ve ‘bilgi’dir. Uygarlaşma Süreci’nin ilk cildinde Avrupalılık habitus’undaki tarihsel akış ve değişimleri ele alır. Şiddet, cinsel davranış, bedensel işlevler, konuşma formlarında vb. konulardaki standartların ortaçağ sonrası Avrupa’sında nasıl utanç ve iğrenme formlarına dönüştüğünü irdeler.

Sosyoloji Nedir’de ise Elias, sosyolojiye kendi yaklaşımının yol haritasını bize sunmaktadır. 1970’lerden sonra sosyolojinin en önemli ustalarından biri addedilen Elias’ın süreç sosyolojisinin temel kavramlarına bakışını ortaya koyan eser Türkçe’deki sosyoloji kitaplığının temel eserlerinden biri olmaya namzet.

[email protected]

Nasıl felsefe okunur?

Felsefi metinler nasıl okunmalı? Felsefi metinleri okurken ne tür yöntem, strateji ve becerilere ihtiyaç duyarız? Felsefede tartışma ve araştırmalar nasıl yürütülür? Felsefe yapmak öğrenilebilir bir şey midir? Ya da felsefeyi nasıl öğrenebiliriz? Nigel Warburton, Felsefe Okuma Rehberi adıyla dilimize çevrilmiş özlü çalışmasında hem felsefe öğrencilerine hem de felsefi metin ve konuları merak eden genel okurlara hitap eden, son derece özlü ve özgün bir el kitabı sunuyor. Özellikle tarihsel ve çağdaş eserlere hem göz gezdirme hem de derinlemesine çözümleme, kullanılan terminolojiyi ve örnekleri anlama konusunda Nigel Warburton’un önerileri genel okura büyük yarar sağlayacak nitelikte.

Felsefe Okuma Rehberi, Nigel Warburton, Alfa, 2016

Kanaat önderleri kim?

Geleneğin sosyo-kültürel, dini vb. değerler üretmekle kalmayıp kendisinin bizatihi bir değer arz ettiği Türkiye, modern düşüncenin fırtınasından nasibini almış ve almayı da sürdürüyor. Her yöresinde farklı kamusallık ve gelenekler üretilen Türkiye, hem modernitenin hem de yerel olan değerlerin gerilimli bir ilişkisine sahne. “Kanaat önderi” de böylesi farklı kamusallıklar ve kurumsal tipler arasında sayılabilir. Ejder Okumuş, hem bu tipolojiyi, hem de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da üretilmiş ve devam eden bir liderlik tipini ele almak, geleneğin nasıl devam ettirildiği ve tahkim edildiğini görmek için fernomenolojik bir yaklaşımla sosyolojik araştırma usullerini işe koşuyor.

Kanaat Önderi, Ejder Ulutaş, Açılım, 2016