Toplumu yakalayan şarkıya EVET

Dr. Yusuf Özkır / Medipol Üniversitesi
25.02.2017

AK Parti’nin geçmiş tecrübelerine bakıldığında seçim şarkılarının siyasal iletişim kampanyalarındaki en güçlü öğelerden biri olduğu hemen dikkat çekiyor. Kamuoyu araştırmacılarının tespitine göre AK Parti, bazı seçimlerde sadece şarkıların katkısıyla 2-3 puanlık bir kazanç elde etmişti.


Toplumu yakalayan şarkıya EVET

15 Temmuz darbe girişimi sırasında o zamanki adıyla Boğaziçi Köprüsü’nde şehit düşen Erol Olçok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem yol arkadaşı hem de siyasal iletişim kampanyalarının tasarımcısıydı. Erdoğan’ın 1994 yılında kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden bu yana bütün seçimlere birlikte girdiler. AK Parti’nin kuruluşundan sonra kazanılan beş genel seçim, üç yerel seçim, iki referandum ve bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde kampanyaların başında Olçok ve sahibi olduğu Arter Ajans vardı. Dile kolay toplamda 11 seçimin kazanılmasında katkısı var Olçok’un. Kuşkusuz siyasal reklamcılar için en büyük veli nimet siyasi aktörlerdir. Güçlü ve karizmatik liderlerle çalışan reklamcıların kazanma ihtimali daha yüksektir. ABD’de 1976 yılında yapılan başkanlık seçimini kazanan Jimmy Carter’ın kampanya danışmanı Gerald Rafshoon’un sonuç açıklandıktan sonra söylediği “Jimmy sen olmasaydın ben bu seçimi asla kazanamazdım” mealindeki yaklaşımı meseleyi özetleyecek niteliktedir. Aynı şekilde Erdoğan’ın karizmatik liderliği ve toplumun farklı kesimleriyle iletişim kurabilme konusundaki samimi yaklaşımı seçim başarılarının elde dilmesindeki en büyük etkendir. Rahmetli Erol Olçok da liderin siyasal iletişim kampanyasına katkısının ne derece önemli olduğunu anlatırken 2007 seçimlerinde kullanılan “Durmak yok yola devam” sloganını örnek vererek, biz bunu ilk önerdiğimizde bu kadar güçlü bir karşılık bulacağını beklemiyorduk, fakat Sayın Erdoğan’ın dilinden söylendiğinde çok güçlü bir karşılık buldu toplumda. Erdoğan’ın yapaylıktan uzak davranışları, insanlara muhabbet diliyle yaklaşmasına ek olarak siyasal iletişim kampanyalarını profesyonel bir ajansa teslim ederek iletişim teknolojilerinden olabildiğince faydalanma yolunu tercih etmesi de başarıların arkasındaki ikinci itici gücü oluşturuyor. 

Bununla birlikte seçim kampanyaları birden fazla faktörün oluşturduğu parçalardan meydana gelir. Mesajın üretilmesi, planlama yapılması ve topluma ulaşmak için en doğru araçların tespit edilerek harekete geçilmesi… Her birinin etkisi vardır ve ayrı bir boşluğu doldurur. Fakat tüm bunlar içinde seçim şarkılarının etkisi ise ciddi şekilde ön plandadır. Geçmiş tecrübeler meselenin böyle olduğunu bize gösteriyor. 1965 seçimleriyle birlikte başlayan seçim kampanyalarında şarkı aracılığıyla mesajını topluma ulaştırma çabası sonraki yıllarda vazgeçilemeyen bir unsur oldu. Partilerle özdeşleşen birçok şarkıdan bahsedilebilir. Mesela Turgut Özal’lı Anavatan Partisi’nin “Arım balım peteğim”, 1994 seçimlerinde Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi için kullanılan “Refahın vakti geldi”, Bülent Ecevit’li CHP’nin “Sev kardeşim” ve MHP’nin “Türkiyem” şarkıları akla gelenler arasındadır. Referandum atmosferinin kendini iyice hissettirmeye başladığı bugünlerde de şarkı kullanımı tarafların en büyük kozu olacak gibi görünüyor. Zira toplumun hissiyatını yakalayabilen şarkı demek bir adım öne geçmek anlamına geliyor.

Şarkı puan kazandırır mı?

Bu yüzden 16 Nisan’da yapılacak olan “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” referandumu öncesi gözler siyasi partilerin seçim kampanyalarına çevrilmiş durumda. Hem AK Parti hem de MHP “Evet” oyları için çalışmalarına başladı. AK Parti’nin “Tabii ki evet” isimli şarkıyı kamuoyu ile paylaşması da bu çalışmalardan birisini oluşturuyor. Şarkı henüz tam olarak miting meydanlarında görücüye çıkmadı ama ilk izlenim olarak hem beğeni hem de eleştiri aldı. Önümüzdeki süreçte bu şarkıya ek olarak “evet” içerikli yeni şarkıların kamuoyu ile paylaşılacak olması en özgün ve iyi olanı arayışın devam ettiğini gösteriyor. AK Parti’nin geçmiş tecrübelerine bakıldığında seçim şarkılarının siyasal iletişim kampanyalarındaki en güçlü öğelerden biri olduğu hemen dikkat çekiyor. Kamuoyu araştırmacılarının tespitine göre AK Parti, bazı seçimlerde sadece şarkıların katkısıyla 2-3 puanlık bir kazanç elde etmişti. Ayrıca başta kendi tabanı olmak üzere kararsız seçmeni veya daha geniş kesimleri heyecanlandırarak harekete geçirme, coşkusunu koruyabilmesini sağlama gibi kritik noktaları da es geçmemek gerekir. Hedef kitleye ulaşma konusunda etkili mecralardan biri müzik çünkü. Bir şekilde yakalıyor muhatabını. Mesela ilk akla gelenler arasında 3 Kasım 2002 seçim sürecinde Uğur Işılak’ın seslendirdiği “Haydi Anadolu… Ak, ak, ak” şarkısı ve 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde “Haydi bi daha bi daha bi daha” ifadeleriyle hafızalara işlenen Özhan Eren’in “Aynı” isimli şarkısı yer alıyor. Artık Erdoğan’la özdeşleşmiş olan Adnan Şenses’in “Bu şarkı burada bitmez” şarkısı da kampanyaların değişmeyenleri arasındadır. Fakat Dombra şarkısına özel bir yer açmak gerekiyor. Kuzey Kafkasya kökenli sanatçı Aslanbek Sultanbekov’ın sahibi olduğu Dombra, Uğur Işılak tarafından, özgün katkılar yapılarak, 30 Mart 2014 yerel seçim kampanyalarında seslendirilmişti. Bugün bile gücünü koruyan şarkının seçim kampanyasına dâhil edilmesi de ilginç olmuş.

Dombra’nın öyküsü

Rahmetli Erol Olçok Ülke TV’de katıldığı programda süreci şöyle anlatmıştı. “Dombra şarkısını ilk önerdiğimizde Sayın Erdoğan şarkının çok fazla Tayyip Erdoğan vurgusu yaptığını, kişisel algılanabileceğini, bu yüzden kullanmanın doğru olmayacağını söylemişti. Hatta itikadı yönden de sorun olabileceğini belirtmişti. Ben de ‘Efendim, bu şarkının sizinle ilgisi yok. Bu şarkı sizin şarkınız değil, size inananların ve sevenlerin şarkısıdır. İnsanlar 17-25 Aralık iftiraları konusunda duygularını ifade etmek istiyor. Bence bu şarkı insanların size olan muhabbetlerini gösterebilecek çok iyi bir içeriğe sahip. Dolayısıyla sizin şahsınıza yazılmış bir şarkı değil, sevenlerinizin duygularına tercüman olabilmek için söylenmiş bir müziktir, bu yüzden kullanalım’ demiştim. Sonuçta zor da olsa kampanya sürecinde şarkıyı kullanma konusunda Sayın Erdoğan’ı ikna ettik ve gerçekten de çok etkileyici oldu.” Rahmetli Olçok’ın vurgu yaptığı noktalara bakıldığında seçmenin hissiyatını iyi yakalayan bir bakış açısının olduğu görülüyor. Seçmen, dinledikçe yeniden dinlemek isteyeceği coşku yüklü şarkıların peşinden daha çok gidiyor. Belki yeni bir Dombra şarkısı üretmek zor. Böylesi bir çaba zaten taklitten öteye de geçmeyecektir. Ama şarkıların seçmen üzerindeki etkisinde değişmeyen noktaların iyi tespit edilmesi, beğenilen şarkıların neden beğenildiği ve kalıcı olamayanların neden kalıcı olamadığı kıyaslaması yapıldıktan sonra hazırlanacak şarkılar referandumda “evet” çıkmasına ciddi ölçüde katkı yapacaktır.

[email protected]