Türkiye Diasporası’nın memleket meselesi ve 1 Kasım seçimleri

Muhammed Berdibek / Yazar
31.10.2015

Diasporanın seçimlerde gereken katılımı göstermesi önemli. Buralardaki seçmenlerin önemli bir kısmı sandığa gittiği takdirde Türkiye’deki siyasi tablo değişebilir hatta belirleyici bir rol üstlenebilir. Nitekim yurtdışı seçmenlerin 7 Haziran seçiminde oy kullanma oranının görece düşük olmasına rağmen Ak parti İzmir ve Amasya’dan, Hdp de Kocaeli’den birer vekil fazladan çıkardı; Mhp iki,Chp de bir vekil kaybetmiş oldu.


Türkiye Diasporası’nın memleket meselesi ve 1 Kasım seçimleri

Bilindiği gibi 7 Haziran seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olamadı. Bunun sonucunda yapılan koalisyon görüşmeleri bir neticeye ulaşamayınca Türkiye, yeni bir seçim maratonuna girmiş oldu. Böylece bir taraftan yurt içi seçim çalışmaları devam ederken bir taraftan da yurtdışı çalışmaları hız kazandı ve yurtdışında yaşayan seçmenler 8 Ekim itibariyle kurulan sandıklarda oy kullanmaya başladı. Heyecan ve merak duygusunun en yoğun olduğu yer belki de yurtdışı; zira biraz klişe olsa da seçim, yurtdışında yaşayan vatandaşlar için bir kat daha önemli. Öyle ki ilk kez 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde bulundukları ülkelerden oy kullanan Türkiye vatandaşları, 1 Kasım 2015 seçimlerini bir memleket meselesi olarak görüyor.

1960’lı yıllarda başlayan işçi göçüyle beraber büyük bir çoğunluğunun Avrupa’nın çeşitli ülkelerine, Kuzey Amerika veya Avusturalya’ya gidip yerleştiği Türk vatandaşlarının sayısı 6 milyona ulaşmış durumda. Bu ülkelerde zamanla kalıcı unsur olan vatandaşlar, Türkiye diasporasının da ekseriyetini oluşturuyor. Diaspora kelimesi ülkeleri dışında yaşayan veya yaşamak zorunda kalan Ermeniler ve Yahudilerle birlikte anılsa da bugün birçok ülkenin kendi sınırları dışında yaşayan vatandaşlarını da tanımlamak için uygun bir kavram. Bu bağlamda yurtdışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının diaspora kapsamında değerlendirilmesi yanlış olmaz.

Dengeleri değiştiriyor

Diasporanın seçimlerde gereken katılımı göstermesi oldukça önemli ve dengeleri değiştirebilecek bir durumda olduğu unutulmamalı. Buralardaki seçmenlerin önemli bir kısmı sandığa gittiği takdirde Türkiye’deki siyasi tablo değişebilir hatta belirleyici bir rol üstlenebilir. Nitekim yurtdışı seçmenlerin 7 Haziran seçiminde oy kullanma oranının görece düşük olmasına rağmen Ak Parti İzmir ve Amasya’dan, Hdp de Kocaeli’den birer vekil fazladan çıkardı; Mhp iki,Chp de bir vekil kaybetmiş oldu. Ayrıca diasporanın etkin oy kullanımı, onların yaşadıkları ülkelerdeki siyasi karar alma süreçlerinde Türkiye lehine veya aleyhine gelişebilecek olayları dönüştürme ve yönlendirmede etkili olacaktır. 7 Haziran seçimleri neticesinde yurtdışından seçimlere katılımı oranı yüzde 37’di. Bu oranın yüzde 50’lere hatta yüzde 60’lara ulaşması birçok değeri değiştirebilecek durumda. Ayrıca yüksek katılımın belki de en önemli noktası Türkiye diasporasının Türkiye’yle olan aidiyet hissini artırması olacaktır.

İşte bu koşullarda başta Ak Parti olmak üzere tüm partiler Türkiye diaspoarasının sandıklara katılımı noktasında yoğun bir çaba göstermekte. Önceki dönemlerde yalnızca gümrüklerde oy kullanmak zorunda kalan yurtdışı seçmeni ilk kez 10 Ağustos 2014 tarihinde yurtdışındaki konsolosluklarda oy kullanmaya başlamış ve katılım sayısı 1987’lerden süre gelen gümrüklerde en yüksek oy kullanma sayısı olan 211.000’nin iki buçuk katını aşarak 530.116’ya ulaşmıştı. 7 Haziran seçiminde ise bu sayı daha da artarak 1.041.479 oldu. Bu bağlamda 2.848.065 yurtdışı seçmen oyların 519.474’ü (49,88) AK Parti’ye, 179.277’si (17,21%) CHP’ye, 96.377’si (9.25%) MHP’ye, 211.299’u (20,29%) HDP’ye ait.

YSK’nın görevi

1 Kasım seçimlerinde yurtdışında oy kullanacak seçmen sayısı biraz daha artarak 2.880.599’a ulaştı. Elli dört ülkede toplam 113 seçim bölgesindeki oy verme işlemleri birçok ülkede 8 Ekimde başlayıp 25 Ekimde son buluyor. Bazı ülkelerde de bu süre 22 Ekim, bazılarında 24 Ekim, bazılarında da 25 Ekim’de başlayıp yine 25 Ekim’de sona erecek.  Gümrüklerde ise oy kullanımı Türkiye’deki takvime uygun olarak 1 Kasıma dek sürecek. Bu durumda 7 Haziran seçimlerinde oy kullanım süresi 25 gün iken 1 Kasım seçimlerinde 17 güne düşmesi önemli bir handikap; çünkü sandık sayısının artırılmaması önemli sorunlardan birisi. Haberlere yansıyan uzun seçim kuyruklarının en büyük sebebi de bu.

Elbette bu durumda iş, büyük oranda YSK’ya düşüyor. Yurtdışı seçmenin sandığa gitmesi ve oy kullanmasında kolaylaştırıcı bir yaklaşımın sergilenmesi gerekiyor. Coğrafi dağılım ve nüfus dağılımının dikkate alınması durumunda elbette her bölgeye sandık kurulması mümkün değil; ancak sandık kurulumunun maksimum düzeye çıkarılması gerekiyor. Sandık bölgelerinin artırılmasının yanı sıra seçmenin sandığa ulaşım mesafesinin yüzlü binli rakamlardan onlu hatta mümkünse tekli rakamlara dönüştürülmesi gerekir. Ayrıca yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşların ikamet ettikleri konsolosluk bölgelerinde oy kullanma zorunluluğunun kaldırılmasına da ihtiyaç duyulmakta. Örneğin İsveç’in Malmö kentinde yaşayan bir vatandaşın oy kullanabilmesi için 650 km uzaklıktaki Stockholm’e gitmesigerekmekte. Bu elbette oy kullanımı için caydırıcı bir sistem. Hâlbuki gümrük modelinin uygulanması ile bu sorun ortadan kaldırılarak Malmö’de yaşayan vatandaşın Stockholm yerine daha kısa mesafede olan (35 km) Danimarka’nın Kopenhag şehrinde oy kullanımına imkan tanınabilir.

Vekillere etkisi

Tüm bunlara rağmen Türkiye diasporasının sandıklara katılımı yoğun bir şekilde devam ediyor. Geçen seçimlerde 22 günlük sürede kullanılan oy oranına, bu seçimlerde 14’üncü günde ulaşılmış durumda. 15’inci günün sonunda ise ulaşılan nihai rakam 930.000. 24 Ekim cumartesi günü itibariyle söz konusu rakam 1.080.000’u, yani %40’lık bir katılım söz konusu. Yurtdışında oy kullanma süresinin son günü olan 25 Ekim sonunda ise 1.267.000 oy kullanıldı, bu da %45’lik bir katılımın söz konusu olduğu gösteriyor.

Sonuç olarak yurtdışı seçim bölgesinin toplam oyu tam olarak sandığa giderse bu sayı 15-25 milletvekiline denk düşmekte. Şu anki sayıyla yapılan makul bir hesaplamayla 7-8 milletvekili yurtdışı seçmenlerinin oyuyla belirlenecek gibi görünüyor. Elbette bu durum yurtdışı oylarının önemini artıracak. Hal böyleyken Türkiye’deki siyasi partilerin kendilerini yurtdışına göre tekrar konumlandırması ve yurtdışında yaşayan Türkiye vatandaşlarının listelerde aday gösterilmesi zorunlu görünüyor. Bu konuda, yurtdışına özel seçim ve yurtdışında yaşayan gençlere yönelik seçim beyannameleri hazırlayan Ak Parti, öncü bir konumu üstlenmiş durumda. Ayrıca eğitimini Köln’de tamamlayıp neredeyse ömrünün tamamını yurtdışında geçirmiş bir hukukçu olan İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun Yurtdışı Seçim Koordinasyonu Başkanı olmasının önemli bir adım olduğu da unutulmamalı. Bu ve buna benzer faktörlerin, seçimlere katılımın oranın artmasında teşvik edici bir rol oynadığı da aşikâr. Dolayısıyla yurtdışında seçimlere katılım oranı artıkça Ak Partinin oyunun arttığı yönünde bir öngörüde bulunmak yanıltıcı olmayacaktır.

[email protected]