AK Parti'nin seçim beyannamesi Türkiye Yüzyılı'nın yol haritası

Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
14.04.2023

AK Parti'nin, Türkiye Yüzyılı'na gayet iyi şekilde hazırlandığı 2023 seçim beyannamesinde görülüyor. Partinin yirmi yıldan fazla süren iktidar tecrübesi, beyannamede ortaya konulan iddiaların hayata geçmesi açısından bir referans teşkil ediyor. Bu açıdan, "Doğru Adımlar" başlıklı metni, klasik bir seçim beyannamesinden daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirlediği 2023 sonrasına yönelik bir yol haritası şeklinde görmek mümkün.


AK Parti'nin seçim beyannamesi Türkiye Yüzyılı'nın yol haritası

AK Parti, "Doğru Adımlar" adını verdiği seçim Beyannamesini hafta içinde düzenlediği bir toplantıda açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıda yaptığı konuşmada özetlediği seçim beyannamesi, beş yüz sayfaya yaklaşan hacmiyle oldukça kapsamlı ve ayrıntılı şekilde düzenlenmiş bir metin görünümünde. Bu bakımdan, 2023 yılıyla başlayan ve Türkiye Yüzyılı şeklinde nitelenen yeni çağa Partinin hazır olduğu mesajının verilmek istendiği dikkat çekiyor. Beyannamede bugüne kadar hayatta geçirilen icraatlar ile geleceğe dönük vaatlerin belirli bir bütünlük içinde verildiği dikkat çekiyor. Böylece seçmene AK Parti'nin vaatlerinin teminatının doğrudan kendi iktidar geçmişi olduğu hatırlatılıyor. Öte yandan seçmene belirli bir gelecek perspektifi sunulduğu da söylenebilir. Çok farklı alanlarda geleceğe dönük bir yol haritası ortaya konularak seçmenden bu vizyona destek isteniyor.

İlk sırada afetler var

Beyannamede ilk sırada "Afetlere Karşı Kriz ve Risk Yönetimi" başlığı var. Henüz birkaç ay önce, tarihteki en büyük doğal afetlerden biriyle karşılaştığımız hatırlandığında bu durum oldukça kolay şekilde anlaşılabilir. Burada "dirençli şehir" kavramı aracılığıyla deprem ve diğer doğal afetler karşısında daha dayanıklı kentlerin inşasına ağırlık verileceği göze çarpıyor. Beyannamenin takip eden bölümü ise aynı sağlamlığın bu kez fiziksel değil toplumsal yapı özelinde gerçekleşmesine odaklanıyor. Bu bölümün değerler sisteminin güçlendirilmesine yönelik bir vurguyla başlaması oldukça önemli. Son dönemde tüm dünyada dijitalleşme şeklinde beliren küreselleşmenin toplumsal değerlerin tahribatına neden olduğu şeklinde oldukça güçlü bir yaklaşım var. AK Parti, bir bakıma, bu sorunun farkında olduğunu ve çözümü için harekete geçtiğini anlatıyor. Aynı bölümde, kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların durumlarının iyileştirilmesine yönelik birtakım somut vaatler de var.

Ekonomi, AK Parti'nin seçim beyannamesindeki bir diğer başlık. Bu bölümde, ekonominin büyümesine ve istihdamın artırılmasına öncelik verildiği görülüyor. Ticaretten savunma sanayiine turizmden dijital teknolojiye kadar uzanan pek çok başlık, söz konusu iki hedefin hem unsurları hem de gerçekleşmesini sağlayacak faktörler olarak görülüyor. Daha açık bir ifadeyle, hedeflerin hayata geçmesi için bu alanların her birinde somut bazı hedefler ortaya konuluyor. Ayrıca bu bölüm, cari işlemler dengesinin iyileştirilmesi ve enflasyonun artışın önlenmesi açısından izlenecek politikaların ana hatlarını da içeriyor.

Siyasî hedefler

Ekonomik ve daha teknik sayılabilecek konuların ardından "Adalet, Demokrasi, İnsan ve Hak ve Hürriyetleri" şeklindeki başlıkla doğrudan siyasî meselelere geçildiğini görüyoruz. AK Parti'nin iktidarının ilk günlerinden itibaren ülke içinde demokratik standartların yükseltilmesi ve vesayetle mücadele yönünde çabaları olduğu malum. Beyannamede bu yöndeki çalışmalara hız kesilmeden devam edileceği belirtiliyor. Bu kapsamda, ilk hedef, Anayasa başta olmak üzere bazı temel kanunlarda yapılacak değişikliklerle bir "Yasama Reformu"nun hayata geçirilmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Söz konusu reformun ilk amacının ise Meclisin yasa yapma ve denetleme yetkilerinin güçlendirilmesi olduğunun altı çiziliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulanmasından sonra yasama ve yürütme arasındaki ilişkilerde uygulamada karşılaşılan bazı sorunların çözülmesi açısından bu tür bir reforma ihtiyaç duyulduğu açık.

Dikkat çeken bir diğer hedef ise Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarında yapılacak değişiklikler aracılığıyla örgütlenme ve ifade özgürlüklerinin güçlendirilmesi şeklinde beliriyor. Ancak belki bundan da daha önemli nokta, siyasî partilerin kapatılmasına yönelik davaların Meclisin iznine bağlanacağının vaat edilmesi. Bunun paralelinde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kapatma kararlarının da Mecliste tarafından uygun bulunması hâlinde uygulanacağı dile getiriliyor. Hiç şüphesiz bu yaklaşım demokratik siyaset üzerinde yargı vesayetinin ortadan kalkması için oldukça yararlı olacak.

Halk teşebbüsü

Beyannamede "halk teşebbüsü" adı verilen bir mekanizma aracılığıyla vatandaşların kanun teklifi verebilmeleri veya çıkarılan bir kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilmesinin sağlanacağı da ifade ediliyor. Buna göre, belirli sayıda imzanın toplanmasıyla vatandaşlar kanun yapma ve değiştirme sürecine doğrudan müdahil olabilecekler. Aynı kapsamda vatandaşların karar alma süreçlerine aktif katılımlarını sağlamak için bir "e-demokrasi" platformu oluşturulması üzerinde duruluyor. Bu çerçevede, belirli konularda dijital oylamalar aracılığıyla vatandaşlarının tercihlerinin belirlenmesi ve bir yönüyle doğrudan demokrasinin uygulamaya alınması hedefleniyor. Söz konusu mekanizmaların demokrasinin derinleştirilmesi ve halkın siyasî süreçlere katılımının genişlemesi açısından işlevsel olacağı şimdiden söylenebilir.

En geniş kapsamlı hedeflerden biriyse yeni bir anayasanın Türkiye'ye kazandırılması. AK Parti, iktidara geldikten sonra 2004, 2007, 2010 ve 2017 yıllarında yapılan düzenlemeler aracılığıyla 1982 Anayasasında çok sayıda değişiklik yapıldı. 2008 yılında başörtüsü konusu yapılan bir diğer değişiklik ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ancak Türkiye, tüm bu değişikliklere rağmen, hâlâ 12 Eylül darbesinin ürünü olan ve vesayetçi ruha sahip 1982 Anayasasından kurtulamadı. AK Parti'nin değişik dönemde yaptığı anayasa çalışmaları, farklı nedenlerle, mesela Mecliste gerekli çoğunluğun sağlanamamasından dolayı tamamlanamadı. Son dönemde Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeni bir anayasa taslağı hazırlandığı biliniyor. "Yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğü" kodlarından hareket edeceği ifade edilen yeni anayasanın hem özgürlük çerçevesini genişletmek hem de şimdiye kadar elde edilen hak kazanımlarını anayasal bir çerçeveye oturtmak için önemli bir işleve sahip olacağı söylenebilir.

Beyannamede dikkat çeken hususlardan bir diğeri "Yaşam Hakkı Eylem Planı"nın hazırlanacağının söylenmesi. Bu planla, bireylerin yaşam hakkını tehdit eden, şiddet eylemleri, doğal afetler, tehlikeli meslekler ve trafik kazalarının asgariye indirilmesi konusunda çaba sarf edileceği üzerinde duruluyor. Bunun yanında, kişilerin hak ve özgürlüklerinin daha geniş şekilde korunması için hem kurumsal mekanizmaların hem de yasal düzenlemelerin artırılacağı ifade ediliyor.

Türkiye ekseni

Türkiye'nin son dönemde uluslararası alanda ciddi bir makas değişikliğine gittiği bilinen bir gerçek. AK Parti'nin dış politikaya yönelik vaatleri, beyannamede "Türkiye Ekseni" ifadesi altında aktarılıyor. Bu bölümün, Partinin dış politika vizyonunun adil bir dünya arayışıyla bağlantılı olduğu vurgusuyla başlaması anlamlı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süredir "Dünya Beşten Büyüktür" sloganıyla küresel sistemin merkezinde yer alan Birleşmiş Milletlerin adaletsiz yapısını eleştiriyor. Türkiye'nin istediği uluslararası kuruluşlarının yapısının daha demokratik ve kıtalar arasındaki farklılıkları kapsayacak şekilde oluşturulması. Beyannamede vurgulanan bir diğer konu ise uluslararası kuruluşların sorun çözme kapasitelerini giderek kaybettikleri, bu minvalde küresel liderlik olgusunun da kaybolduğu. Tüm bu sorunlar, dünyada giderek artan güvenlikçi politikalarla birleştiğinde sorunların müzakere edilerek ve adilane şekilde çözülmesini zorlaştırıyor. Bu başlık altında AK Parti'nin dış politikasının ana hedeflerinin milli menfaatlerin korunması, bölgesel istikrarın temini ve idamesiyle adil bir küresel düzenin kurulmasına matuf olduğu söyleniyor. Önümüzdeki süreçteki ana hedef ise daha adil bir dünya idealinden uzaklaşmadan Türkiye'nin küresel ve bölgesel açıdan etki alanının güçlendirilmesi şeklinde belirleniyor. Türkiye'nin bu amaçla, geleneksel aktörlerin yanında yumuşak güç şeklinde nitelenebilecek farklı araçlardan daha geniş şekilde yararlanacağı öngörülebilir.

Güvenlik ve istikrar

Beyannamenin son bölümü ise güvenlik ve istikrara odaklanmış durumda. Dünyada son dönemde güvenlik paradigması değişti. Terör başta olmak üzer sınır aşan suçlarla mücadele tek tek devletlerin sorumluluğu olmaktan çıkıp küresel anlamda işbirliğinin artmasını zorunlu kılıyor. Türkiye, geçmişten itibaren terör sorunundan en fazla etkilenen ülkelerden biri. Son dönemde ise hem ülke içinde hem de sınır ötesi operasyonlar aracılığıyla terörle mücadele açısından önemli bir başarı kazanıldı. Üstelik Türkiye, güvenlik alanında teknolojik unsurlardan giderek daha fazla şekilde yararlanıyor. Beyannamede önümüzdeki süreçte aynı yaklaşımın sürdürüleceği ve terörün Türkiye açısından bir sorun olmaktan çıkarılacağı belirtiliyor. Ayrıca uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere organize suçlar bakımında yürütülen çalışmalara da hız kesmeden devam edileceği, önleyici mekanizmaların daha çok devreye sokulacağı belirtiliyor.

Diğer taraftan göç de ülke güvenliği açısından tehdit oluşturma potansiyeline sahip bir sorun. Türkiye'nin hem göç rotası üzerinde bulunması hem de doğrudan hedef ülke durumuna gelmesi bu sorunun etkilerini güçlendiriyor. Küresel ölçekte bu yönde artan eğilimle birleştiğinde önümüzdeki dönemde göçün Türkiye için önemini koruyacağı kolaylıkla tahmin edilebilir. Beyannamede, bu kapsamda, izlenen bütüncül göç yönetimi anlayışının yeni şartlar da göz önünde bulundurularak sürdürüleceğine değiniliyor.

Sisteme dair düzenlemeler

AK Parti'nin beyannamesinde 2018 seçimleriyle fiilen başlayan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkenin istikrarında oynadığı rol üzerinde de duruluyor. Vaatler arasında ise beş yıllık tecrübeden yola çıkarak sistemde bazı değişikliklerin yapılması bulunuyor. Dolayısıyla seçimlerden sonra cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlıklar ve bürokratik kurumlar arasındaki ilişkinin gözden geçirilmesi ve bazı yeni düzenlemeler yapılması beklenebilir. Son olarak ise iletişim stratejileri ve kamu diplomasisine verilen öneme değiniliyor.

Seçim beyannameleri, partilerin muhtemel bir iktidarları döneminde yapacaklarını vaat ettikleri çerçeve metinlerdir. AK Parti'nin, Türkiye Yüzyılı'na gayet iyi şekilde hazırlandığı 2023 seçim beyannamesinde görülüyor. Bu kapsamda, AK Parti'nin iktidarının yeni döneminde yapmayı hedefledikleri, kapsamlı ve detaylı şekilde belirlenmiş vaziyette. Partinin yirmi yıldan fazla süren iktidar tecrübesi, beyannamede ortaya konulan iddiaların hayata geçmesi açısından bir referans teşkil ediyor. Bu açıdan, "Doğru Adımlar" başlıklı metni, klasik bir seçim beyannamesinden daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirlediği 2023 sonrasına yönelik bir yol haritası şeklinde görmek mümkün.

@heberis