Türkiye'nin enerji üssü olması mümkün mü?

Dr. Necmettin Acar / Mardin Artuklu Üniversitesi
29.10.2022

Türkiye'nin rezerv ülkeler ve tüketim merkezleri arasındaki en kısa mesafe oluşu, güvenli bir transfer rotası olması hem rezerv ülkelerle hem de tüketim merkezleri ile sürdürmeyi başardığı diyalog, Türkiye rotasının cazibesini artırmıştır. Mevcut boru hattı altyapısı da Türkiye rotasını Avrupa enerji güvenliği açısından kısa vadede uygun maliyetli bir çözüm haline getirmektedir.


Türkiye'nin enerji üssü olması mümkün mü?

2022 başlarında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı küresel siyasette çok önemli değişimlere kapı aralanan bir süreci başlatmıştır. Enerji güvenliği konusu bu süreçte küresel siyasetin en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Çünkü Ukrayna savaşıyla Rusya'ya uygulanan yaptırımlar ve önemli hidrokarbon üreticisi ülkelerin enerji arzını kısmaya yönelik politikası küresel ölçekte ciddi bir enerji güvenliği sorununa yol açmıştır. Özellikle kış mevsiminin yaklaştığı şu günlerde enerji ihtiyacı için Rusya'ya bağımlı olan ülkeler açısından enerji güvenliği salt ekonomik bir mesele olmaktan çıkmış milli güvenlik sorunu haline gelmeye başlamıştır.

İki temel tartışma konusu

Enerji güvensizliği ile mücadele eden ülkeler açısından iki temel tartışma konusu ön plana çıkmaktadır: Hidrokarbona bağımlılıktan kurtulmak nasıl mümkün olabilir? Rus gazına bağımlılıktan kurtulmak mümkün müdür?

Küresel enerji tüketiminin çok büyük bir kısmının hidrokarbonlardan (kömür, petrol ve doğalgaz) karşılanıyor olması ve küresel enerji ihtiyacını karşılayacak ölçüde yenilenebilir enerji üretiminin büyük yatırıma ve uzun zamana ihtiyaç duyuyor olması, kara kışın kapıda olduğu ve gelişmiş sanayilerin enerji kıtlığı yaşadığı günümüzde ilk tartışma konusunu kısa vadede pratik sonuçlar üretmekten uzak kılmaktadır. Bugün asıl tartışılması gereken ve kısa vadede pratik sonuçlar üretme imkânı olan temel tartışma konusu "Rus gazına alternatif mümkün mü?" sorusu etrafında şekillenmektedir. İşte bu soruya verilecek cevaplar Türkiye'nin küresel enerji jeopolitiğindeki artan önemini ortaya koymaktadır.

Güvenli iletim hatları

Bugün başta doğalgaz olmak üzere hidrokarbon rezervlerinin homojen olmayan dağılımı dünyanın en büyük enerji rezervleri ile en büyük enerji tüketilen bölgeleri arasında güvenli iletim hatlarını ön plana çıkarmaktadır. Genel olarak Türkiye'nin doğusunda bulunan İran, Katar, Irak, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkeler küresel doğalgaz rezervlerinin yarısından daha fazlasına sahiptir. Bu rezervlere Rusya'nın sahip olduğu rezervler de ilave edildiğinde küresel doğalgaz rezervlerinin üçte ikisinin Türkiye'nin yakın sınırlarında olduğunu söyleyebiliriz. Benzer şekilde dünyanın en büyük doğalgaz tüketim merkezi de Türkiye'nin batı sınırında yani Avrupa'da bulunmaktadır.

Kırım'ın ilhakı ve yeni arayışlar

Rusya-Ukrayna gerilimine kadar Avrupa ülkeleri enerji ihtiyaçları için Rusya'ya güvenmekte ciddi bir sakınca görmediler. Ancak 2014 yılında Kırım'ın ilhakıyla birlikte Rusya'nın enerjiyi bir silah olarak kullanmaya başlaması ve Rusya'ya yönelik Batı kaynaklı yaptırımlar Avrupa ülkelerini enerji ihtiyaçlarını güvene almak için yeni arayışlara sevk etti.

Bugün doğalgaz üretim merkezleri ile tüketim merkezleri arasında dört alternatif rota bulunmaktadır. Bu rotalardan ilki gazın sıvılaştırılarak LNG halinde Avrupa'ya taşınmasıdır. Kısa vadede Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu gazı sıvılaştırarak taşıyabilecek altyapı hiçbir ülkede yoktur. Ayrıca sıvılaştırma işleminin enerji maliyetlerini önemli ölçüde artırıyor olması LNG seçeneğini cazip kılmamaktadır. Ayrıca bu boyutta gazın LNG olarak taşınması, Hürmüz, Bab el-Mendeb, Kızıldeniz gibi kritik suyollarının güvenliğini de gündeme getirecektir. İkinci alternatif rota Rusya üzerinden geçen boru hatlarıyla Avrupa'nın enerji güvenliğinin sağlanmasıdır. Zaten Avrupa ülkeleri 1990'lı yıllardan itibaren bu rotadan gelen doğalgazla enerji ihtiyaçlarını karşılamaktaydılar. Ancak Rusya-Ukrayna savaşı sonrası uygulanan yaptırımlar, Rusya'nın enerjiyi silah olarak kullanması ve doğalgaz hatlarına yönelik sabotajlar bu rotayı güvenilir bir enerji tedarik noktası olmaktan çıkarmıştır.

Güney hattı maliyetli ve güvensiz

Üçüncü alternatif rota ise Akdeniz'in altından Avrupa'ya boru hatlarının döşenerek Doğu Akdeniz ve Orta Doğu doğalgaz rezervlerinin taşınmasıdır. Bu alternatif rota üzerinden Avrupa'ya gaz taşınması, hattın maliyeti ve deniz yetki alanındaki tartışmalı konular sebebiyle kısa vadede mümkün değildir. Sayılan gerekçelere Kuzey Akım I ve II'ye düzenlenen sabotajlar sonrası deniz altından geçen boru hatlarının güvenliği olgusu da eklenmiştir. Yaklaşık 230 kilometresi deniz altından geçen Kuzey Akım hatlarının güvenliği sağlanamamışken yüzlerce kilometresi denizin altından geçen bir hattın güvenliğini sağlamak oldukça zor olacaktır.

Avrupa enerji güvenliği için son ve en güvenli enerji transfer rotası Türkiye üzerinden gazın taşınmasıdır. Türkiye'nin rezerv ülkeler ve tüketim merkezleri arasındaki en kısa mesafe oluşu, güvenli bir transfer rotası olması hem rezerv ülkelerle hem de tüketim merkezleri ile sürdürmeyi başardığı diyalog Türkiye rotasının cazibesini artırmıştır. Ayrıca mevcut boru hattı altyapısı da Türkiye rotasını Avrupa enerji güvenliği açısından kısa vadede uygun maliyetli bir çözüm haline getirmektedir.

Rusya-Ukrayna savaşı sırasında Türkiye'nin taraflarla sürdürdüğü yakın temasın tahıl koridoru anlaşmasıyla sonuçlanması ve Türkiye'nin koridorun sorunsuz bir biçimde işleyişine sağladığı katkı enerji krizi için de Türkiye'nin ön plana çıkmasına yol açmıştır. Özellikle Rusya'dan Avrupa'ya Ukrayna ve Baltık Denizi üzerinden gaz taşıyan hatların maruz kaldığı sabotajların Türkiye üzerinden geçen Mavi Akım ve Türk Akım dışındaki hatları güvensiz hale getirmesi üretici ve tüketici ülkeler nezdinde Türkiye'nin önemini artırmıştır.

Rusya devlet başkanı Putin'in Türkiye'yi doğalgaz üssü yapma teklifi ve son günlerde Türk-İsrail ilişkilerinde yaşanan gelişmeler hem Ankara'daki karar vericilerin hem de enerji piyasasının önemli aktörlerinin Türkiye'nin enerji üssü olması projesine olumlu yaklaştığının bir göstergesidir.

Türkiye kritik rolde

Her ne kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılarak hidrokarbona bağımlılıktan kurtulmaya dönük küresel ölçekte ciddi çabalar olsa da küresel enerji ihtiyacının hidrokarbon dışındaki kaynaklardan karşılanması kısa vadede mümkün değildir. Bu yüzden içinde bulunduğumuz dönemde enerji rotalarının güvenliği küresel siyasetin en önemli gündem maddesi olmuştur. Mevcut enerji rezervleri ile tüketim merkezleri arasındaki stratejik konumu Türkiye'yi son dönemde küresel enerji jeopolitiğinin önemli bir aktörü haline getirmiştir.

Rusya rotasının güvenilir olmaktan çıkması, Doğu Akdeniz ve LNG yoluyla doğalgaz taşımanın getireceği ilave maliyet ve güvenlik yükü Türkiye'nin enerji jeopolitiğindeki kritik rolünü desteklemektedir. Doğalgaz ve petrolün yalnızca Türkiye üzerinden taşınması yerine yeniden satım anlaşmalarıyla Türkiye'nin rezerv sahibi ülkelerden alacağı doğalgaz ve petrolün pazarlanmasında etkili bir rol üstlenmesi, hem ülke ekonomisine önemli bir katkı yapacaktır hem de Türkiye'nin küresel siyasetteki önemini artıracaktır.

[email protected]