Ukrayna Savaşı'ndan alınması gereken dersler

Necdet Özçelik / Yazar
13.03.2022

Türkiye'nin çatışmaya taraf olmaktan kaçınması güvenlik risklerini azaltması anlamında oldukça önemli ve yerindedir. Ancak, kolektif savunma örgütü olan NATO'ya üye bir ülke olarak Türkiye'nin caydırıcı ve önleyici silah sistemlerine sahip olması acilen öncellenmeli ve ittifak nezdinde yaygın kamu diplomasisi gerçekleştirilmelidir.


Ukrayna Savaşı'ndan alınması gereken dersler

Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlamasının üzerinden iki hafta geçti. Bu süreçte, beklenenin aksine Rus kuvvetleri birçok cephede stratejik askeri hedeflere ulaşamazken, Ukrayna direnişinin de düzenli ve düzensiz savunma yöntemleriyle etki üretmeye çalıştığı görüldü. Kısa sürede konvansiyonel halden hibrit bir şekle dönüşen savaşın bütünüyle düzensiz bir savaşa bürünmesi beklenebilir. Zira, Rus kuvvetlerinin verdiği ağır zayiata rağmen ilerlemeye devam etmesi ve Ukrayna tarafının katlandığı yıkıma rağmen direnişini sürdürüyor olması savaşın uzayacağını işaret etmektedir.

Savaş uzayabilir

Bununla birlikte tarafların da siyasi pozisyonlarından şimdilik geri adım atmıyor olmaları savaşın uzayabileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Savaşın uzamasının şüphesiz bölgesel ve küresel etkileri de olacaktır. Savaşın başlamasıyla birlikte açığa çıkan küresel sosyoekonomik mücadele Rusya ve Ukrayna'nın sınırlarını şimdiden aşmış ve derinleşerek devam etmektedir. Ukrayna'daki savaşın uzaması dünyayı enerji, gıda ve ulusal güvenlik riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Türkiye'nin de şüphesiz bu savaşın gelişiminden ve gidişatından çıkarması gereken önemli dersler bulunmaktadır.

Hazırlayıcı nedenler

Şüphesiz savaşın hazırlayıcı nedenleri arasında birçok siyasi gelişme gösterilebilir. Ancak, ABD ve İngiliz yönetimlerinin savaşın Şubat ayının sonlarında başlayacağına dair yaptığı açıklamalar sadece Rus Ordusunun Ukrayna sınırında yaptığı tahkimat ve yığınağı işaret etmiyor aynı zamanda Rus hükümetinin askeri harekatını bir an önce başlatması için de bir tahrik niteliği taşıyordu. Nitekim öyle de oldu. Ancak, ABD ve İngiliz provokasyonunu Rus Ordusuna stratejik bir hata yaptırmak için hazırlıklı bir girişim olduğu değerlendirilebilir. Öyle ki, Amerikan ve İngiliz hükümetlerinin baskın enformasyon saldırısına karşı dayanamayan Rusların harekatı erken başlatarak zamanlama hatası yaptıkları ifade edilebilir. Bilindiği bir askeri harekat planları önce hasım tarafın kuvvet kapasitesinin detaylı tahliliyle başlar, arazi ve hava koşullarının analiz edilmesiyle gelişir, elde mevcut kuvvet kapasitesinin imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda alternatifli harekat tasarıları da belirlenerek en etkili harekat tarzı için uygun bir zaman beklenir. Harekat planı hazırlanırken prensip olarak stratejinin kuvvet, mekan, zaman unsurlarının göz önüne alındığı görülür. Ancak, Rusya'nın Ukrayna'daki işgal harekatında stratejinin zaman unsurunda önemli bir hata yaparak önü alınmaz bir harekat maliyetine katlandığı görülmektedir.

İşgalin başladığı günden itibaren, savaşın üç safhada geliştiğini her safhada da bir takım dönüşümler geçirdiği öne sürülebilir. Bu kapsamda, savaşın birinci safhasında Rusya'nın saldırısı ve konvansiyonel karşılaşma, ikinci ve içinde bulunduğumuz safha Rus unsurlarının karadan yaklaşma ve hibrit savaş safhasıdır. Öngörülen üçüncü safha ise meskun mahal direnişine dayalı ayaklanma safhasıdır.

Birinci safha: Konvansiyonel saldırı

İşgalin başladığı ilk iki günü işaret eden bu safhada Rus kuvvetlerinin Ukrayna topraklarındaki stratejik askeri hedeflere karşı karadan karaya kısa menzilli füze ve hava kuvvetleri unsurlarınca yaygın bir şekilde saldırılar düzenlediği görüldü. Hava üsleri, radar mevziileri ve hava savunma sistemlerinin bu hedefler arasında olduğu görüldü. Buna mukabil, Ukrayna kuvvetleri de Rus hava kuvvetlerine karşı havadan havaya önleyici müdahalelerde bulunmaya çalışsa da, hava kuvvetlerine ait alt yapısında meydana gelen gördüğü hasarlar önemli bir varlık göstermesine imkan vermedi. Böylece Rus hava kuvvetlerinin Ukrayna'daki hava üstünlüğünü ilk iki günde ele geçirmiş oldu. Rusların karadan manevra unsurları ise elde edilen hava üstünlüğünün şemsiyesi altına Ukrayna topraklarına çoklu cepheden girmeye başlamış oldu.

Birinci safhada Ukrayna kuvvetlerinin caydırıcı ve önleyici stratejik silah sistemleri ile operasyonel kapasitesinden yoksun olduğu görülmüştür. Karadan-karaya orta menzilli füze sistemlerinin yetersizliği, Rus Hava Kuvvetlerinin üslerini, radar mevzilerini yerinde tehdit edememiş, saldırıya saldırıyla karşılık verilememiştir. Öte yandan, orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemlerinin yetersizliği Rus Hava Kuvvetlerine bağlı saldırı uçaklarıyla seyir füzelerini hava sahası sınırında önlemeyi başarmamıştır. Diğer taraftan Ukrayna Hava Kuvvetlerindeki savaş uçaklarındaki sayısal ve nitelik yetersizliği Rus Hava Kuvvetlerine karşı Ukrayna hava sahasında etki üretememiş, böylelikle Rusya Ukrayna hava sahasında üstünlük elde ederek kara unsurlarının ileri harekatını havadan himaye etmiştir. Dolayısıyla Ukrayna'nın savaşı kendi topraklarında kabul etmesinden başka çaresi kalmamıştır.

İkinci safha: Hedeflere yaklaşma

Rus ordusunun karadan manevra unsurlarını meydana getiren birlikler sınır hattını geçmeyi müteakip ilerleme miğferleri üzerinde yeterli açılma ve yayılma yapamayarak muharebe düzeni içinde hareket edemediler. Mevsim koşullarının arazi üzerindeki etkisi Rus birliklerini stratejik hedeflere mevcut yollara bağlı bir şekilde ilerlemeye zorlamıştır. Bu da bu birlikleri Ukrayna'nın topçu birlikleri ile SİHA unsurlarının atışları ile bölgesel savunma güçlerinin pusuları için mükemmel hedef haline getirmiştir. Ukrayna topçusu ve SİHA unsurlarının menzili içinde hareket etmek zorunda kalan zırhlı ve mekanize Rus birlikleri Ukrayna'nın küçük birlik harekat alanları içinde taktik etkinlik dahi göstermemiştir. Rus harekatının zamanlama hatasının birincil kurbanları bu manevra birlikleri olmuştur. Çok sayıda personel, araç, gereç ve mühimmat zayiatı kaydedilmiştir. Yine de bu birlikler sayısal çokluğun verdiği imkanla sorunlu da olsa ilerleyişlerini yakın hava desteği altında sürdürmeyi başarmışlar, ancak stratejik meskun mahalleri henüz çepeçevre kuşatılamamıştır. Halen Rus kuvvetleri kentlere yaklaşma ve kuşatma faaliyetlerini sürdürürken, Ukrayna kuvvetlerinin ise kentlerin kenar semtlerinden merkeze doğru kademeli şekilde savunma hatları oluşturduğu görülmektedir.

Ukrayna kuvvetlerinin bu safhada topçu ve SİHA angajmanlarına sıklıkla başvurduğu görülmüştür. Rus kuvvetlerine verdirilen zayiatlar birincil olarak bu angajmanlar ile sağlanmıştır. Öte yandan taktik seviyedeki pusu ve baskın tarzı eylemlerle Ukrayna unsurları yakın mesafeden tanksavar silahları ile eki üretmeyi başarmışlardır. Yine bu unsurlarda mevcut alçak irtifa hava savunma sistemleri sayesinde Rus ordusunun sabit ve döner kanatlı yakın hava destek aracı ile genel maksat helikopterlerinin etkisiz hale getirildiği görülmüştür. Bu safhada, henüz yaygın bir el yapımı patlayıcı madde kullanımı görülmemiştir. İkinci safhada savaşın hibritleştiği açık bir şekilde görülmektedir. Ukrayna kuvvetleri içinde yer alan bölgesel savunma güçlerinin varlığı barış zamanı seferberlik hazırlıklarının önemini işaret etmektedir. Hibrit savaşlardaki muharebe sahalarının güdümlü tanksavar silahlar, alçak irtifa hava savunma füze sistemleri ve paramiliter unsurların küçük birlik taktikleriyle şekillendirildiği bir kez daha görülmüştür.

Üçüncü safha: Karşı koyma

Rus birliklerinin kentleri kuşatması ile Ukrayna kuvvetlerinin meskun mahal savunma hazırlıklarını tamamlamasıyla birlikte işgale karşı kent merkezli bir ayaklanma ve ayaklanmaya karşı mücadelesi görüleceğine dair kuvvetli emareler bulunmaktadır. Savaşın bu aşamada kent çevrelerindeki doğal ve yapay engeller üzerinde bir müddet seyredeceği belenebilir. Bu aşamada eğer kentlere girmek imkansız hale gelirse, Rusların kent merkezlerine termobarik mühimmatların kullanıldığı yoğun hava akınları düzenleyerek büyük yapısal hasarlar verileceği öngörülebilir. Böylelikle, kentlerde direnişin gücü kentlere girmeden kitlesel yıkımlarla hedeflenebilir. Eğer kentlere girme başarılırsa, çatışmanın binalarda, sokaklarda ve yeraltında derinleşeceği öngörülebilir. Bu da savaşın uzayacağı ve yıpratma savaşına dönüşebileceğini işaret etmektedir.

Türkiye için dersler

Gelinen nokta itibariyle Türkiye'nin çatışmaya taraf olmaktan kaçınması güvenlik risklerini azaltması anlamında oldukça önemli ve yerindedir. Ancak, kolektif savunma örgütü olan NATO'ya üye bir ülke olarak Türkiye'nin caydırıcı ve önleyici silah sistemlerine sahip olması acilen öncellenmeli ve ittifak nezdinde yaygın kamu diplomasisi gerçekleştirilmelidir. Şimdiye kadar tedarik edilmiş yüksek irtifa hava savunma sistemine ilave olarak alternatif sistemlerin tedariki ile milli projelerin hızlandırılarak stratejik caydırıcı ve önleyici sistem kapasitesi artırılmalıdır. Hava kuvvetlerindeki muharip uçak envanterinin artırılması ve modernizasyonu projeleri hızlandırılmalı ve hava kuvvetlerinin ileriden önleyici kapasitesi geliştirilmelidir. Terör örgütlerinin kullanışlı birer vekalet aktör oldukları göz ardı edilmeden, olası bir bölgesel kargaşa durumunda muhtemel hasım unsurlara eklemlenebileceği sürekli göz önünde tutulmalıdır. Özellikle PKK/PYD'nin Suriye'deki hibrit yapılanmasının bertaraf edilmesi için Suriye'de yerinde somut adımlar atılmalıdır. Ülke içindeki mukavemet ve seferberlik sisteminin FETÖ gibi unsurlar tarafından istismar edilmesinin önüne geçilmesi için tedbirler geliştirilmelidir.

@necdet4059