Uluslararası petrol piyasalarında talep şoku Rus gambiti

Deniz Göktaş / İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Görevlisi
1.05.2020

Uluslararası Enerji Ajansı'nın 15 Nisan tarihli Petrol Piyasası Raporu'na göre küresel petrol talebinin 2020 yılında önceki yıla göre günlük 9,3 milyon varil gibi rekor düzeyde düşmesi bekleniyor. Petrol üretimi Suudi Arabistan'a göre daha maliyetli ve arz esnekliği düşük olan Rusya'nın petrol stratejisinin bir gambit olduğu söylenebilir.


Uluslararası petrol piyasalarında talep şoku Rus gambiti

8 Mart 2020’de Suudi Arabistan ve Rusya’nın oluşturduğu OPEC+ kartelindeki anlaşmazlık sonucu iki büyük arz üretici arasında bir fiyat savaşı başladı. Bu durum, Covid-19 pandemisi sonucu uygulanan ulaşım kısıtları ve karantinalar sonucu azalan küresel talep ile birlikte petrol fiyatında büyük bir düşüşe yol açtı. İki büyük üretici arasındaki petrol savaşı 13 Nisan’a kadar devam etti. Taraflar mayıs ayından itibaren arz kesintisine gitme konusunda anlaşmasına rağmen 20 Nisan’da petrol fiyatları son 30 yılın en büyük düşüşünü yaşadı. Brent tipi petrol fiyatı 20 Nisan’da 27,30 dolara indi (Anadolu Ajansı). Petrol fiyatları, talepteki azalma nedeniyle yılın başından bu yana düşme eğilimindeydi.

Eksik rekabetçi bir yapı

Petrol piyasası arzı büyük üreticiler tarafından kontrol edilebildiği için piyasa mekanizmasının tam işlemediği eksik rekabetçi bir yapıdadır. Öte yandan bilginin erişilebilir olduğu bir sektördür. Fiyatlar, üretilebilecek miktarlar ve müşterilerin talep miktarı aktörler tarafından bilinmektedir. Petrol fiyatları üretim miktarı değişikliklerine hızlı intibak eden bir yapıdadır. 1960 yılında kurulan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üretim ve fiyatlamada lider konumdadır. OPEC üyesi olmayan ülkelerin üreticileri bu kuruluşun üretim ve arz kararlarına göre kendi üretimlerini belirler.

OPEC 2014 yılından itibaren ABD’in kaya gazı teknolojisini kullanarak petrol üretmeye başlaması sonucu OPEC’in pazar payına yönelmesi eğilimine üretimi artırarak ve dolayısıyla dünya petrol fiyatlarını düşürerek karşılık vermiştir. 2014 yılında 115 dolar civarında olan Brent tipi petrol, 2016 yılında 27 dolar civarına gerilemiştir. Bu olayların sonucunda petrol piyasasında OPEC karteli yeni iş birliklerine yönelmiştir. Dünya petrol arzının yüzde 44’nü sağlayan OPEC üyesi ülkeler ile yüzde 13 civarında bir arz sağlayan Rusya dünya petrol arzını kontrol etmek amacıyla anlaşmaya varmıştır. Dünya petrol arzının yarısından fazlasını elinde bulunduran nevzuhur fiili kartel OPEC+ olarak adlandırılmaktadır. 2016’daki yeni yapı sayesinde petrol fiyatı sonraki üç yılda 27 dolardan 60 dolar seviyelerine yükseldi. Velhasıl kaya gazı teknolojisi yaklaşık altmış yıllık karteli sarsmış ve OPEC+ isimli yeni bir oluşuma neden olmuştur. Diğer yandan ortalama petrol üretim maliyetleri görece yüksek olan ABD şirketleri OPEC+ grubunun petrol fiyatlarını yüksek düzeyde tutmasını avantaja çevirerek son beş yılda petrol üretimini yüzde 30 civarında artırmış kartelin bir üyesi olmamasına rağmen kartel stratejisinden faydalanmıştır.

Küresel talep şoku

2017 Aralık ayında OPEC ülkeleri ve Rusya Federasyonu günlük 1,8 milyon varil tutarında bir miktar kısıtlamasında anlaştılar. 1 Ocak 2019 itibariyle Katar kartelden ayrıldı. Ekvador da 2019 yılında OPEC grubundan çıktı. 2019 yılında ABD Dünya petrol arzının yüzde 19’unu sağlayarak en büyük üretici konumuna geldi. Aralık 2019 tarihinde OPEC ve Rusya arz fazlasını ortadan kaldırmak için 2020 yılının ilk üç ayı için üretim kısıtlamasına gitme konusunda anlaşmışlardı.

Covid-19 salgınının neden olduğu ekonomik daralma sonucu Çin Halk Cumhuriyet’inden kaynaklı bir küresel talep şoku yaşandı. 9 Mart 2020 tarihinde OPEC+ ülkelerinin arz miktarı belirlemek için yaptıkları toplantı sonrası OPEC ve Rusya kartelinin bozulmasıyla Rusya ve OPEC grubunun üretiminin tek başına üçte birini üreten Suudi Arabistan karşılıklı olarak arz artışına gittiler. Covid-19 krizi sonrasında oluşan durum OPEC üyeleri ile Rusya’nın liderliğindeki OPEC üyesi olmayan büyük üreticiler arasındaki üç yıllık iş birliğinin sona ermesine neden oldu. Böylece petrol piyasası talep şokunun yanında bir de arz şokuna maruz kaldı.

Dünya petrol piyasasının arz tarafında iki ana aktör belirleyici halde geldi. Suudi Arabistan öncülüğündeki OPEC üyesi ülkelerin oluştuğu grup birinci aktör ve Rusya Federasyonu ikinci aktör olarak öne çıkmaktadır. ABD ve OPEC üyesi olmayan diğer ülkeler ise bu aktörlerin arz stratejilerinden etkilenen aktörler olarak tanımlanabilir. ABD mevcut kartelin bir mensubu olmamasına rağmen OPEC kararlarından olumlu etkilenmiş, petrol arzını artırıp azaltabilme esnekliği sayesinde ABD’li şirketler 2020 yılından önceki OPEC+ kartelinden fayda sağlamışlardır. Halihazırda gözlemlediğimiz fiyat savaşında ülkelerin bu savaşı sürdürebilmeleri petrol üretme maliyetlerine ve iki aktörün döviz rezervlerine bağlıydı. Bu rekabet oyun teorisi çerçevesinde korkak tavuk oyununa benzetilebilir. Korkak tavuk oyununda iki tarafta riskli bir eyleme girişirler. Örneğin uçuruma doğru araba süren iki sürücünün olduğu durum gibi. İlk frene basan aktör oyunun kaybedecek, diğer aktör de kazanan olacaktır. Petrol savaşında ise arz artışına gitmekten zarar gören taraf diğerine yeniden iş birliği teklif edecektir ve diğer aktörün öne sürdüğü şartlara razı olacaktır. Bu oyun şimdilik üçüncü bir aktörün devreye girmesi ile uçurumdan önce belli çizgide durulması mutabakatı ile sonuçlandı. Petrol fiyat savaşının tekrarlanması mümkün olsa da uzun vadede OPEC+ grubundaki 23 ülke iş birliğini seçeceklerdir.

Petrol Savaşı’nı başlatan Suudi Arabistan olmasına rağmen Rusya’nın bunu savaşı göze alabilmesi dikkat çekmektedir. ABD ve Suudi Arabistan’la karşılaştırıldığında ekonomik olarak, Suudi Arabistan ile mukayese edildiğinde ise sektörel olarak mutlak üstünlüğü sahip değildir. Petrol üretimi Suudi Arabistan’a göre daha maliyetli ve arz esnekliği düşüktür. Hal böyle iken Rusya’nın stratejisinin bir gambit olduğu söylenebilir. Kendisi zarar görmek pahasına da olsa ABD’li üreticilere zarar vermiş oldu ve aynı zamanda arz canlılığını korudu.

Kilit nokta

Petrol arz sağlayıcı ülkeler arasında başlayan üretim artırma yarışı ABD, Suudi Arabistan, Rusya ve diğer ülkeler için zarar demekti. Rekabetin kilit noktası iki büyük oyuncudan hangisinin daha uzun vadeli kayba dayanabileceği ile ilgiliydi. Rusya ve OPEC arasındaki petrol arzı savaşı bir kendi Pazar paylarını ABD’ye karşı koruma hamlesi olmuştur. Bir süre zararına satışı göze alarak ABD şirketlerini arz kısıntısı yapmaya yönlendirdiklerini gözlemledik. İlk bakışta iki tarafın da kaybediyor gözüktüğü oyunda aslında OPEC ülkeleri ve Rusya’nın kazanım elde ettiği söylenebilir.

Aktörler akılcı davranarak beklendiği gibi anlaşmaya vardılar. ABD günlük 20 milyon varil kesinti beklentisine rağmen OPEC ve ortakları 13 Nisan 2020 tarihinde Mayıs 2020 tarihinden itibaren günlük 9,7 milyon varillik bir üretim kesintisi anlaşmaya vardılar (Anadolu Ajansı, 13 Nisan 2020 ). ABD’nin yapacağı 300 bin varillik kesinti ile toplam kesinti 10 milyon varile ulaşacaktır. Böylece OPEC ve Rusya ABD’nin pazar payı genişlemesini dizginlemiş oldu. 2020 yılı ortalama petrol fiyatı Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı tarafından 43 olarak tahmin edilse de Mart sonrası oluşan volatilite 2020 yılında yönelik belirsizlik oluşturmaktadır. Bu denge fiyatı ABD’li üreticiler için bir kısıt teşkil etmektedir.

İkinci yarıda ne olacak?

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 15 Nisan tarihli Petrol Piyasası Raporu’na göre küresel petrol talebinin 2020 yılında önceki yıla göre günlük 9,3 milyon varil gibi rekor düzeyde düşmesi bekleniyor. 187 ülke ve bölgedeki karantina ve sınırlama önlemlerinin etkisi, hareketliliği neredeyse durma noktasına getirmiştir. Nisan ayında talebin bir önceki yıla göre günlük 29 milyon varil daha düşük olacağı tahmin edilmektedir. Bu şekilde bir azalış en son 1995 yılında yaşanmıştı. 2020 yılının ilk altı ayında günlük talebin yıl öncesine göre günlük 23,1 milyon varil altında olması beklenmektedir. Yılın ikinci yarısında talepte bir canlanma görülecek olsa da bu yine geçen yılki günlük talebin altında kalacaktır.

Rusya’nın kısıntıya gitmemesiyle başlayan oynaklık sonucu petrol fiyatlarında bir başka rekor ise 20 Nisan’da kırılmıştır. Düşen talep sonucu stoklarda oluşan birikme sonucu ham petrol 8 dolara, Brent tipi petrol ise 26 dolar düzeylerine gelmiştir. Uluslararası petrol fiyatlarındaki oynaklık geleceğe yönelik fiyat talebini tahmin etmeyi zorlaştırsa da stokların eritilmesinden sonra ve mayıs ayında OPEC ve Rusya’nın taahhüt ettiği arz kısıtlarının olası etkisiyle Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın tahminlerine yakın bir noktada dengeye gelecektir.

[email protected]