Yahudiler anlayamadı, Araplar okuyamadı

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
25.12.2021

Kurtuba'da doğan, Endülüs Muvahhidleri döneminde Mısır'da yaşamak zorunda kalan, Selahaddin Eyyubi'nin sarayında hekimlik yaptığı bilinen, hatta bir ara Müslüman olup tekrar Yahudiliğe döndüğü rivayet edilen Musa İbn Meymun'un İbranice harflerle Arapça yazdığı kitap için "Yahudilerin okuyup anlamadığı, Arapların ise anlayabildiği ve fakat okuyamadığı kitap" latifesi yapılıyor.


Yahudiler anlayamadı, Araplar okuyamadı

Ortaçağ düşünce dünyasının başlıca sorun alanlarından birini Aristotelesçi felsefe-bilim anlayışı ile dini anlayışlar arasında bir uzlaşma, anlaşma, en azından ortak bir yorum alanı bulma çabası oluşturur. Kindi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd gibi önemli düşünürlerin yer aldığı İslam felsefe geleneğindeki Meşşai ekol, taşıdığı kimi neo-platonist etkilerle birlikte sadece İslam dünyası için değil, Yahudi ve Hıristiyan düşünce gelenekleri bakımından da bir model teşkil eder. Meşşai geleneğin paradigma olarak ortaya çıktığı Ortaçağ dünyasında Yahudilik için Aristotelesçi bilim anlayışları ile dini anlayışlar arasında ortak bir yorum alanı oluşturan düşünür ise Yahudi dini düşüncesinde "İkinci Musa" olarak da anılan Musa İbn Meymun'dur. Ortaçağ İslam Düşüncesi'nin bir tilmizi olarak nitelenen Musa İbn Meymun'un Yahudiler nezdinde tuttuğu yeri İbn Teymiyye sözgelimi "Müslümanlar için Gazzali ne ise Yahudiler için Musa ibn Meymun da odur" diyerek tarif eder.

Musa İbn Meymun'un Yahudi dini düşüncesini zamanın bütün akli itirazlarını -tabii ki belli ölçülerde- karşılayabilecek bir şekilde yorumlayıp Yahudiliği İslam felsefesini kendisine referans seçerek rasyonel temeller üzerinde yeniden inşa ettiği söylenebilir. Böylelikle pagan bir felsefe ve bilimini Tek Tanrılı bir din anlayışı çerçevesinde yeniden üretmenin mümkün olduğunu İslam felsefe geleneğinin entelektüel açıdan kazandığı başarılarla teyit eden İbn Meymun'un sözünü ettiğimiz rasyonelleştirmeyi Yahudi dibni ilimler geleneğinde de sürdürdüğünü belirtmeliyiz.

Vahiy ve nübüvvet

Onun "klasik İslam düşüncesi"nin bir tilmizi olduğunu görebileceğimiz en önemli çalışması elbette Delaletu'l Hairin'dir. Türkçe'ye "Aklı Karışıklar İçin Rehber" alt başlığıyla çevrilen bu kitapta İbn Meymun, İslam felsefe-kelam geleneğini takip eder. Kitabında Kitab-ı Mukaddes'teki Tanrı hakkındaki ifadelerin nasıl anlaşılması gerektiği; Tanrı'nın varlığı, birliği ve cisim olmayışının ispatı; Tanrı'nın seçilmiş insanlar aracılığıyla bilgi aktarması, yani vahiy ve nübüvvet; Tanrı'nın evreni nasıl yarattığı gibi kozmolojik; Tanrı'nın var ettiği evrende kötülüğün nasıl oluştuğu gibi teodise konularını analiz eden İbn Meymun'un hemen hemen bütün tartışma ve analizlerinde kimileyin isimlerini zikrederek kimileyinse herhangi bir isim zikretmeksizin Müslüman kelamcı ve filozoflardan önemli ölçüde yararlandığını görürüz.

Tanrı'nın sıfatlarının nasıl yorumlanması gerektiği hususunda ileri sürdüğü görüşler, din ile felsefe ilişkilerini çözümleme tarzı, dine bir hukuk sistemi olarak özel bir önem atfedişi gibi hususlarda Farabi'yi, Varlık-Mahiyet ayrımı ve Zorunlu Varlık anlayışı da onun İbn Sina'dan iktibas ettiği hususlardandır. İbn Meymun ayrıca Fizik ile Metafizik arasındaki bağın kopartılmaması konusunda ısrar eder; ki onun bu konudaki ısrarlı vurgularının kaynağı İbn Rüşd'dür.

Latifesi yapılıyor

Kurtuba'da doğan, Endülüs Muvahhidleri döneminde ailesiyle birlikte Mısır'da yaşamak zorunda kalan, Selahaddin Eyyubi'nin sarayında hekimlik yaptığı bilinen, hatta bir ara Müslüman olup tekrar Yahudiliğe döndüğü rivayet edilen Musa İbn Meymun'un İbranice harflerle Arapça yazdığı kitap için "Yahudilerin okuyup anlamadığı, Arapların ise anlayabildiği ve fakat okuyamadığı bir kitap" latifesinin yapıldığını da ekleyelim.

@uzakkoku

Delaletu'l Hairin- Aklı Karışıklar İçin Rehber İbn Meymun Albaraka, 2021

12 Eylül öncesinde fedakârane bir yayın

1963 ile 1979 tarihleri arasında yayınlanan ve derginin sahibi Kemal Fedai Coşkuner'in solcu militanların yaptığı bir suikastla öldürülmesinin ardından kapanan İzmir merkezli bir dergi Fedai. Türk siyasetinde önemli bir yeri olan milliyetçilik ile İslamcılık'ın dergideki kesişim alanını irdeleyen Nur Özdemir, çalışmasıyla ayrıca bahsi geçen tarihler arasındaki siyasi olayların Fedai dergisinin temsiliyetini üstlendiği anlayış çerçevesinde nasıl ele alındığını da inceliyor. Derginin son dönemlerinde yaşanan çatışma ortamının da etkisiyle daha çok MHP çizgisine yaklaştığını tasrih eden Özdemir, 'Fedai Dergisi'nde Millilik ve İslam' başlıklı çalışmasında Türk düşünce hayatının eksik bırakılmış bir kesitini de tartışma gündemine getiriyor.

Fedai Dergisi'nde Millilik ve İslam, Nur Özdemir, Çizgi, 2021

Türk tarihini Asya milletleriyle okumak

Başkurdistan doğumlu, 1925 yılında Türkiye'ye gelmiş, hayatı boyunca birçok siyasi olayda da rol almış bir tarihçi Zeki Velidi Togan. Türk tarihinin ancak Asya ve Avrupa milletleri tarihiyle birlikte öğrenileceğini derslerinde sık sık tekrar eden ünlü tarihçi Zeki Velidi Togan'ın müfredata girmesi için uzun yıllarını verdiği Asya Tarihi konusunda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 1968- 1969 dönemi başlattığı derslerin notlarına resimler ve haritalar eklenerek hazırlanan bir eser Asya Tarihi. Kitabın Asya devletlerinden Türk tarihi açısından çok önemli olduğunu vurguladığı Çin, Japonya ve Hindi-Çini'yi en eski devirlerinden güncel konularına kadar ele alan Zeki Velidi Togan'ın ders notlarından çıkan ilk eser olduğunu da vurgulayalım.

Asya Tarihi, A. Zeki Velidi Togan, İş Bankası, 2021