Yeni Kızıl Elma Türkiye Yüzyılı

Tarkan Zengin / Ankara Yıldırım Beyazıt Ünv. Öğr. Gör.
5.11.2022

Türkiye'nin ilerleme sürecindeki kadim Doğu-Batı tartışmasını ortadan kaldırmaya davet eden "Yüzümüzü hem Doğu'ya, hem Batı'ya, ama asıl doğruya doğru dönelim" çağrısı en çarpıcı mesajdı. Zira yüzümüzü doğruya doğru dönmek, hakikat çağrısıdır.


Yeni Kızıl Elma Türkiye Yüzyılı

28 Ekim 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı tanıtım toplantısında vizyon belgesini açıkladı. Toplumun bütün kesimlerini ve bütün alanlarını kapsayan çerçeve bir metin ile Cumhuriyetin yeni yüzyılında yapılacakları ve beklentileri ortaya koydu. Erdoğan, Türkiye yüzyılı vizyonunun ruhunu ve felsefesini başlıklar halinde anlattı. Salonda protokol uygulanmadı. Bakanlar, milletvekileri, parti yöneticileri tribünlerde otururken, orta bölümde davetliler, STK'lar, iş insanları, sporcular, gaziler, engelliler, gazeteciler ve köşe yazarları yer aldı. Salon içinde sadece Türk bayraklarının olması vizyon belgesinin ruhunu yansıtması bakımından dikkat çekiciydi. Salon dışında Türkiye'nin büyük başarı gösterdiği milli savunma sanayi ürünlerinin sergilenmesi hem gelinen noktayı göstermesi hem de gelecek vizyonuna işaret etmesi bakımından önemli bir sembol oldu.

Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmada ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecinde yaşadığı zorluklara ve topyekûn verilen istiklal mücadelesine dikkat çekti. Anadolu'daki 900 yıllık Türk varlığını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan küresel saldırıyı ve Türk milletinin "yurduna alçakları uğratmamak" için verdiği can siperane mücadeleyi hatırlattı. Zaferle sonuçlanan bu mücadele ile Anadolu'daki üçüncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilan edildiği, aynı zamanda da kendi içinde pek çok merhaleyi ve mücadeleyi barındıran yeni bir döneme adım atıldığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu cümleleriyle Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz ilişkiye, millet olma şuuruna ve devlette devamlılığa vurgu yaptı.

Vesayet odakları milleti ve kalkınmayı engelledi

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte dış güçler ile verilen mücadelenin yeni bir boyut kazandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbelerin ve vesayet güçlerinin ülkemize verdiği zararları şu sözlerle anlattı:

"Cumhuriyetimiz maalesef bu 1 asırlık geçmişinin önemli bir kısmında kendi içinde barışık yaşamadı. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç mi hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da hiç eksik olmadı; dün vardı, bugün de var. Ülkemiz, milli iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde altın kıymetinde yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes'in "Yeter, söz milletin" diyerek başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesi idam sehpasında kesintiye uğradı. Rahmetli Özal'ın "Devlet, millet içindir" diyerek ülkeyi tekrar demokrasi ve kalkınma rotasına sokma girişimi koalisyon dönemlerinin kaosu içinde kaybolup gitti. Aynı şekilde rahmetli Demirel'in, rahmetli Ecevit'in, rahmetli Erbakan'ın, rahmetli Türkeş'in ülke ve milletin hayrı için başlattıkları girişimler hep darbe ve vesayet duvarına çarptı. Ülkemiz vesayet yoluyla cumhuriyetle demokrasiyi birleştirmekten hep kaçınan, hatta bunları birbirinin alternatifi gibi göstermeye çalışan bir zihniyetin elinde ciddi sıkıntılar çekti..."

Cumhurbaşkanı, ülkemize hizmet etmiş farklı dünya görüşüne sahip liderlerden bahsederek onların vesayet odaklarına vurgu yapması önemliydi. Zira kendisi de darbe girişimlerine ve fiili darbeye maruz kalan bir lider olarak bunlarla mücadelenin milletimizin ve ülkemizin geleceği için ne kadar önemli olduğunu bir kere teyit etmiş oldu. Vesayet odaklarına Menderes'in ilk kazmayı vurduğunu, Özal'ın ilk gediği açtığını ve bu odakları kökünden söküp atmanın kendisine nasip olduğunu söyledi. Kılığından kıyafetinden dolayı Ankara'ya alınmayan köylülerin, inancından ve kültüründen dolayı aşağılanan mütedeyyin vatandaşların, Yassıada'da onurları çiğnenen milli irade temsilcilerinin, Mamak ve Diyarbakır zindanlarında işkenceye maruz kalanların, hakir görülen, ezilen ve dışlananların mücadelelerini sahiplendi.

Eşitlik vurgusu

Genel tarihi perspektifin ardından konuşmada öne çıkan önemli bir vurgu da 85 milyonun her birinin birinci sınıf vatandaşlığına yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümete ilk geldikleri günlerde toplumun bazı kesimlerine yönelik olumsuz tavırları şu sözlerle dile getirdi: "Aziz milletim; Hükümete ilk geldiğimizde Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demiştik. Birileri o zaman bu sözümüzü kendilerince küçümsemiş, istihza ile karşılamıştı. Aslında bunların küçümsedikleri bizim sözümüz değil bizim nezdimizde bizatihi milletimizin kendisiydi. Başını soktuğu derme-çatma gecekondusunda gece yarısı kalkıp bizim için dua eden piri fanileri küçümsüyorlardı. Vesayetin desteğiyle eğitimden iş hayatına her alanda dışladıkları, önünü kestikleri gençlerimizi küçümsüyorlardı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını kendi statülerinin sembolü olarak gördükleri için oraya gelen halk çocuklarını küçümsüyorlardı. Asker evladının yemin törenini tel örgüler ardından yaşlı gözlerle izleyen yemenili anneleri, sakallı babaları küçümsüyorlardı. Sadece kendilerine hak gördükleri kamu hizmetlerine talip olan, orta ve büyük ölçekli özel sektör girişimlerinde yer almak isteyen insanımızı küçümsüyorlardı." Cumhurbaşkanı, bu tespitleriyle Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, vatandaşların nasıl küçümsendiğini ve sınıfsal bir ayrımcılığın kimler eliyle yapıldığını ifade etti.

Türkiye Yüzyılı nedir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı'nı, yıllarca ülkeyi kutuplaştıran, birlik, beraberlik, kardeşlik ürünü olan muhabbet iklimine zarar veren bütün ayrışmaların bir tarafa bırakılması olarak tanımlayarak şunları söyledi: "Türkiye yüzyılı; hakiki icraatları samimi kabullerle buluşturmanın, insani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçirmenin, hakkı teslim etmeyi bağnazlığa yeğ tutmanın, gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin, böylece hep birlikte daha büyük hedeflere yöneleceğimiz yeni bir başlangıcın adıdır."

Konuşmada eşitlik vurgusu bağlamında değinilen güncel konulardan birisi de başörtüsü ile ilgili teklifti. Sadece başörtülü değil bütün kadınların eğitim ve çalışma haklarını güvenceye almak için atılan bu adımın meselenin ülke gündeminden tamamen çıkarılmasını sağlayacağı belirtildi. Tabii bir hak olan bu konunun halkın gündeminde hiçbir zaman var olmadığı, birileri tarafından suni bir gündem maddesi olarak sürekli kullanılmaya çalışıldığı hatırlatıldı.

Korkmuyoruz!

Tanıtım toplantısında, Türkiye yüzyılı şarkısı ilk kez seslendirildi. Söz ve müziği Yücel Arzen'e ait olan şarkı büyük beğeni topladı. Şarkının sözlerinin, Türkiye yüzyılı vizyonuyla uyumu dikkat çekiyor. Şarkı "Korkmuyoruz" diye başlıyor. Şarkıda gençlere yönelik rap ögeler de var. Açıklanan vizyon belgesinde yer alan emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesaplarına yönelik olarak şarkıda şu sözlerle cevap veriliyor:

"Beni bende boğmak isteyenler beni kendime gömmek isteyenlere

Ne dedi Akif; "Hayat yok sana, istiklâlin yoksa!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan şarkının sözlerini seslendirerek şarkıya katkı vermiş. En beğenilen nakarat kısımları ise şöyle:

Doğ ey güneş... Üstümüze dök ışıklarını!

Dağılsın bulutlar... Mazlumlar söylesin şarkılarını!

Başlasın Türkiye Yüzyılı

Yarın Değil Hemen Şimdi!

Temel hedefler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında Türkiye Yüzyılı için belirlenen temel hedefleri ülkenin siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik, her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükseltmek olarak açıkladı. Bu hedefe ulaşmak için çizilen 16 başlıktan oluşan yol haritasının ise şimdilik başlıklarını kısa cümlelerle şu şekilde sıralandı: Türkiye yüzyılı, sürdürülebilirliğin, huzurun, başarının, güven ve istikrarın, üretimin, verimliliğin, gücün, dijitalin, iletişimin, bilimin, kalkınmanın, barışın, değerlerin, haklının, şefkatin, istiklalin ve istikbalin yüzyılıdır. Ayrıca gençleri önemli bir vurgu yapılarak Türkiye yüzyılının, gençlerin yüzyılı olacağı belirtildi.

Görüldüğü gibi Türkiye Yüzyılı vizyonu oldukça kapsayıcı bir vizyonla topyekûn bir ilerlemenin çerçevesi olarak düşünülmüş. Siyasi sembol veya argümanların çok kullanılmadığı, 85 milyona hitap eden kucaklayıcı tavır vizyon metniyle tanıtım toplantısı yapıldı. Vizyon belgesinin en önemli bölümlerinden biri de sonunda yer alan kısımlardı. Milletimizi Türkiye yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturmaya ve inşa etmeye davet eden bölüm "gelin" çağrısıyla başlıyor. "Gelin" çağrısıyla başlayan ifadeler 14 başlıktan oluşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aklı ermeye başladığından beri hayali olan Türkiye Yüzyılı'nı gerçekleştirmek için bütün halkın desteğini ve katkısını beklediğini ifade etti.

Türkiye'nin ilerleme sürecindeki kadim Doğu-Batı tartışmasını ortadan kaldırmaya davet eden "Yüzümüzü hem Doğu'ya, hem Batı'ya, ama asıl doğruya doğru dönelim" çağrısı ise en çarpıcı mesajlardandı. Zira yüzümüzü doğruya doğru dönmek, hakikat çağrısıdır.

@TarkanZengin