Yeni normalin yenisi: Doğru tarım öğrenimi

Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş / Akdeniz Üniversitesi
18.12.2020

Doğruluğu kanıtlanmış tarım ve kırsal alan bilgilerini kente yaymak konusu üzerinde önemle durmak bugün büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Buna göre kentsel yayım konusu Covid-19 sonrası yeni normal dönemin önemli bir gündemi olacak ve pek çok yönüyle tartışılacaktır.


Yeni normalin yenisi: Doğru tarım öğrenimi

Covid-19 süreci kentte yaşayanların tarımsal üretim faaliyetleri ve kırsal yaşama olan ilgilerini artırmıştır. Kentte yaşayanlara tarım ve kırsal yaşam hakkında doğru bilgi sunumu ve tarımla ilgili bilinçlendirme etkinlikleri yayım ve yayım eğitimin (extension education) ilgi alanı içerisindedir. Bu kapsamda kentin bilgilenme talebinin karşılanmasında, kentlerde yaşayanların doğru bilgilerle buluşturulmasında kentsel yayım son derece önemli hale gelmiştir.

Entansif tarım sisteminde üretilen tarım ürünleri dışında, sağlık açısından daha faydalı olan geleneksel ürünlere ve yerel tohumlardan üretilen ürünlere olan ilgi de artmış görünüyor. Özellikle antioksidan özellikli tarım gıda ürünleri, insan organizmasını koruyucu ve bağışıklığı güçlendirici etkileri nedeniyle büyük talep görmektedir. Burada tüketici bilincinin gelişmesiyle birlikte medyanın bilgi yaymadaki etkisinin de önemli olduğunu belirtmek gerekiyor.

Kente tarım öğretisi

Pekala nedir bu antioksidanlar? Teknik bir ifadeyle antioksidanlar oksidasyonu engelleyen bileşiklerdir. Oksidasyon ise serbest radikaller üretebilen ve dolayısıyla organizma hücrelerine zarar verebilecek zincirleme reaksiyonlara yol açan kimyasal reaksiyonu ifade etmektedir. Antioksidan aktivitesi ise; oksidatif zincir reaksiyonlarında yayılma aşamasını bloke ederek meydana gelen proteinlerin, lipidlerin, DNA’nın veya diğer moleküllerin oksidasyonunun sınırlandırılmasını ifade etmektedir ve özellikle birincil antioksidanlar doğrudan serbest radikalleri temizlerken, ikincil antioksidanlar dolaylı olarak serbest radikal oluşumunu engellemek (Huang ve ark., 2005) gibi etkilere sahiptir.

Bugün düne göre kentlerde yaşayanlar için yani tüketicilere yönelik olarak eğitsel faaliyetlerin önem kazandığı bir gerçek olarak ortadadır. Doğruluğu kanıtlanmış tarım ve kırsal alan bilgilerini kente yaymak konusu üzerinde önemle durmak bugün büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Buna göre kentsel yayım konusu Covid-19 sonrası yeni normal dönemin önemli bir gündemi olacak ve pek çok yönüyle tartışılacaktır.

Tarım bağışıklığı güçlendirir

Sanıyorum ki “Tarım bağışıklığı güçlendirir” kavramı ilk kez bu yazıda ifade ediliyor. Daha önemli bir ifade ile devam edelim. Tarım sosyal ve ekonomik krizlere karşı ülkenin bir bakıma bağışıklık sistemidir.

Ekonomide kriz yaşandığında, küresel bir salgın veya afet olduğunda, kültürel bakımdan sanayi toplumu ve kent yaşamının ürettiği değerler bozulmaya başladığında, insan organizmasının direncini artırmak ve insan beslenmesi için gıda arzının(gıda güvencesi) artırılması gerektiği konuları konuşulmaya başlandığında güvenilir bir liman olarak tarım sektörü ve kırsal alanlar hep öne çıkmaktadır. Durum böyleyken acaba yıllar yılı tarım sektörüne neden üvey evlat muamelesi yapılmıştır? diye sorulabilir. Bunun çok geniş bir tartışma alanı olduğu hatta bir kitap konusu olduğu açık ve geçmişte kaleme aldığımız yazılarda bu konulara yer yer değindik.

Ancak bu yazımızda yukarıda sayılan tüm işlevleriyle birlikte bugün Covid-19 sürecinin getirdiği şartlarla tarım ve kırın insan sağlığı ile ilgili olarak pekişen rolü üzerinde duracağız.

Bilindiği gibi tarımsal gıda ürünlerinden özellikle bazıları insan organizmasının bağışıklık sistemini desteklemekte ve güçlendirmektedir. Söz konusu bağışıklığı güçlendirici etkileri olan ürünler antioksidan açısından zengindirler ve söz konusu tarım ürünleri içerisinde renkli meyve ve sebzeler önemli yer tutmaktadır. Dolayısıyla antioksidanlar her yiyecekte bulunmamakta olup, antioksidanlar serbest radikallerin etkisiyle ortaya çıkacak zararların, hastalıkların bir bölümünü etkisiz hale getirerek önleyebilmektedir. Antioksidan açısından zengin ürünlerin başında nar, siyah üzüm, böğürtlen, yaban mersini, domates, pancar, havuç, enginar, sarımsak, ıspanak, kırmızı biber gibi ürünlerle birlikte kuru üzüm, erik, fındık, ceviz, kepekli tahıllar, kanatlılar ve balık gelmektedir.

Antioksidan meselesi

Örneğin antioksidan bakımından zengin bir diyetin kalp hastalığı ve belirli kanserler dahil olmak üzere birçok hastalık riskini azaltabildiği belirtilmektedir. Özellikle antioksidanların, insan vücudunu oluşturan hücrelerden serbest radikalleri temizleyerek oksidasyonun neden olduğu hasarı önlemekte veya olumsuz etkiyi azaltmaktadır. İnsan vücudundaki oksidasyon süreci hücre zarlarına ve hücresel proteinlere, lipitler ve DNA dahil olmak üzere diğer yapılara zarar vermektedir. Burada oksijen metabolize edildiğinde, diğer moleküllerden elektronları çalarak DNA ve diğer hücrelere zarar veren ‘serbest radikaller’ adı verilen kararsız moleküller oluşturur. Oksidasyonun stres, sigara içimi, alkol, güneş ışığı, kirlilik ve diğer faktörler tarafından hızlandırılabileceğini de dikkate alındığında(Vic.gov.au, 2020) oksidasyonun zararlarını azaltmak için belirtilen faktörlerden uzak durmak gereklidir ve insan vücudunu oluşturan hücrelerden serbest radikalleri temizlemek için antioksidan içerikli ürünleri tüketerek oksidasyonun neden olduğu hasarları önlemek yönünde ön almak önemli olmaktadır.

Markalaşma ve kalite

Burada belirtmek gerekir ki; her insanın söz konusu antioksidan içeren ürünlerin her birinin sağlık üzerine olumlu etkisinden yararlanması beklenen bir tutumdur. Ancak söz konusu ürünlerin beklenen etkiyi arzu edilen düzeyde sağlaması için kalite olmazsa olmazdır. Bu noktada kaliteyi garantileyecek markalaşma odaklı yöntemlere ihtiyaç bulunmakta olduğunu da açıkça belirtmek gerekir. Tabi ki; tarım ürünlerinin markalaşmasında ve özellikle yöresel ürünlerin markalaşmasında önemli bir araç olarak öne çıkan coğrafi işaretler ve tabii ki organik sertifikalı ürünler üzerinde önemle durmak gerektiği açıktır.

[email protected]