Yeni sosyal medya ve değişen seçim propagandaları

Serkan Yorgancılar / Gazi Üniversitesi-Öğretim Görevlisi
5.05.2018

Seçim kampanyalarında sosyal medyanın aktif olarak kullanılması son derce doğal bir süreç. Ancak sosyal medya yönetimini bilmeden, acemice ve bıktırıcı bir biçimde yapılan paylaşımlar siyasiler için beklenen olumlu etkiyi doğurmuyor.


Yeni sosyal medya ve değişen seçim propagandaları

TÜİK verilerine göre ülkemizde bilgisayar ve internet kullanımı giderek yaygınlık kazanmaktadır. Bilgisayar ve internet kullanımı birlikte ele alındığın-da 2017 yılında 16-74 yaş grubunda sırasıyla yüzde 56,6 ve yüzde 66,8 olmuştur. Bu oranlar 2016 yılında sırasıyla yüzde 54,9 ve yüzde 61,2 olarak gerçekleşmişti. Bilgisayar ve İnternet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 65,7 ve yüzde 75,1 iken, kadınlarda yüzde 47,7 ve %58,7’dir.Bu verilere göre ülkemizde erkekler kadınlara göre daha fazla bilgisayar ve internete erişim sağlamaktadır. Teknolojiye ulaşımın kolaylaşması ve ucuzlaşması sayesinde özellikle internet kullanımında gözle görülür artış yaşanmaktadır. Gene TÜİK verilerine göre Türkiye’de insanlar evlerinden yüzde 80.7 gibi son derece yüksek bir oranda internet erişimine ulaşım sağlayabilmektedir. (TÜİK:2018)

British Council tarafından 2017 yılında 12 şehirde, 18-30 yaş arası 2524 genç arasında sosyal medya kullanımı ve diğer konuları da kapsayan geniş bir çalışma yapılmıştır. Ankete katılan gençlerin yüzde 97’si günlük düzenli olarak WhatsApp ve diğer sosyal medya uygulamalarını kullandıklarını ifade etmiştir. Sosyal medya üzerine yapılan nicel çalışmalar kısa bir müddet içerisinde güncelliğini kaybetmektedir çünkü insanlar her geçen gün sosyal medyayı çok daha aktif ve farklılaşan biçimlerde kullanmaktadır. Örneğin günümüz verileriyle geçmiş verilerini karşılaştırdığımızda Tem-muz 2007’de İngiltere’de yapılmış bir çalışmada gençlerin sosyal ağ kullanma sıklığı haftada sadece bir kez ölçüldüğünü (Livingstone. 2016: 91) düşünürsek sayısal verilerin ne kadar hızlı ve değişken olduğunu görmekteyiz. British Council’ün Türkiye üzerinden yaptığı çalışmada sadece Türk gençleri sosyal medyayı günlük iki saatin üzerinde kullanmaktadır, elbette şimdilik. (British Council. 2017)

Araştırmalara göre sosyal medya mecralarının farklı kullanımları da mevcuttur. Sosyal medya mecralarının farklı kullanımları da hem üretici firmaların kullanıcı dostu ara yüzleri sayesinde hem de gençliğin değişen beklenti ve taleplerini doğru karşılayabilmeleri sayesinde değişim göstermektedir. Son veriler göre Instagram gençlerin yüze 29’u tarafından en çok tercih edilen sosyal medya mecrası, onu izleyen yüze 27’lik oranla WhatsApp, ardından ise yüze 26 ile Facebook’tur. Gençlerin yüze 67’si sosyal medyanın dünyaya açılan bir pencere ve güncel gelişmelere dair farkındalığı arttı-ran bir araç olarak görmektedir. Bununla birlikte gençlerin yüze 46’sı sosyal medyanın kutuplaştırıcı bir etkisi olduğunu da düşünüyor.

Sosyal medyada yoldan çıkmak

Sosyal medyaya yöneltilen bazı eleştirilen başında “gençliği yoldan çıkardığı” iddiası gelmektedir. Badiou, Sokrates’in Yunanlar tarafından gençliği yoldan çıkardığı için ölüme mahkum edildiğini söyler ve “gençliği yoldan çıkarmanın” cinsellik, para ve iktidar üçlemesinin bir araya gelmesiyle oluşabilecek bir durum olduğunu ileri sürer. Gene ona göre bu üçleme doğru yoldan sapmanın ve yozlaşmanın en büyük tetikleyicileri olarak algılanmıştır. Sokrates’in iktidarı elde etmek için sözün gücünün ayartıcılığını kullanarak iktidarı ele geçirmek amacı taşıdığını iddia etmektir. (Badiou. 2016:14) oysa durum tamamen bunun tersi olup, Platon’un da ifade ettiği gibi iktidarın yozlaştırıcılığına bir meydan okumaydı, onun göstermek istediği tek şey “gerçek yaşam”dı.

Sosyal medyanın bilgi güvenliği konusunda son derece kötü bir mecra olduğu da bilinen bir gerçektir. İngiltere merkezli Cambridge Analytica, ‘This Is YourDigital Life’ adlı uygulama ile 50 milyon kullanıcının kişisel bilgisini ele geçirdiği ve 2016’da yapılan ABD seçimlerinde çıkar amaçlı kullandığı ortaya çıkmıştı. ABD seçimlerinde Trump rakibi Clinton’a karşı sosyal medyayı son derece aktif olarak kullanmıştı. Trump seçimlerde sosyal medya için14.2 Milyon Dolar (45.8 Milyon TRY) yatırım yaparken, Hillary Clinton toplamda 19.3 Milyon Dolar (62.3 Milyon TRY) harcamıştı. Trump, sosyal medyada seçim sürecinde “MakeAmerica Great Again” (Amerika’yı Tekrar Büyük Yapacağız) sloganını kullanırken, Hillary Clinton ise daha farklı bir sloganla “StrongerTogether” (Birlikte Güçlüyüz) ile sosyal medyayı kullandı.

Bıktırmayın, yıldırmayın

Trump gibi Barack Obama da 2008 yılı başkanlık seçimlerini kazanmak için Facebook’un ortak kurucusu olan ChrisHughes ile anlaşmıştı. ChrisHughes, Barack Obama’nın seçim kampanyasına odaklanmak için Facebook’taki görevinden istifa etmiş ve yeni bir ekip kurark seçim kampanyalarında aktif görev almıştı.

Sosyal medyanın seçimlerde aktif olarak kullanıldığı tek ülke elbette ABD değildir. Hatta bağımsız değerlendiricilerin bir raporuna göre 2016 yılında ABD dahil 18 ülkede gerçekleştirilen seçimlerde sosyal medya siteleri propaganda amaçlı kullanılarak seçmenlerin oy tercihini etkilemiştir. Örneğin Almanya, 2017 seçimlerinde 10 binin üzerinde Facebook sayfasını gerçek kişilere ait olmadığı gerekçesiyle seçimlerden hemen önce kapatmıştı.

Sosyal medya Türkiye’deki seçimlerde de çok etkin olarak kullanılmaktadır. Özellikle son birkaç seçimdir sosyal medya mecralarında üretilen söylemler son derece hızlı bir biçimde yayılmakta ve genç kesim tarafından önemle takip edilmektedir. Yerel seçimlerde sosyal medya kullanımı ile genel seçimlerde sosyal medya kullanımları da ayrıca farklılıklar göstermektedir.

Seçim kampanyalarında sosyal medyanın aktif olarak kullanılması son derce doğal bir süreç. Ancak sosyal medya yönetimini bilmeden, acemice ve bıktırıcı bir biçimde yapılan paylaşımlar siyasiler için beklenen olumlu etkiyi yaratmamaktadır. Özellikle siyasete yeni girenler ve henüz siyasi kampanyaları için fazla para harcamayı düşünmeyenler sosyal medya mecralarını daha ucuza ve daha hızlı bir biçimde seçim kampanyaları için kullanmaktalar. Sosyal mecralarda “hayırlı cumalar” ile başlayıp “hayırlı kandillere” kadar uzanan, son derece çirkin, estetikten uzak, hiçbir özgünlüğü olmayan, düşük kaliteli resimler üzerine kötü fonlarla yazılmış afilli mesajların hiç kimse tarafından okunmadığını, hatta sadece gönderenin kim olduğuna bakılarak içeriği okunmadan hemen silindiğini hatırda tutmakta fayda var. Kopyala-yapıştır türü mesajların, mesajın gönderildiği kişide hiçbir olumlu tepkiye yer açmadığını, bilakis sosyal mecraların kullanımında sağlanan bilinçlilik sayesinde bu tarz mesajların “hakaret” olarak bile algılandığı unutulmamalıdır. 

Aday adaylarına tavsiyeler

Sosyal medyayı propaganda amaçlı kullanmak isteyenler için ilk tavsiyemiz, yüzünüzü eskitmeyin. Teşkilat ziyaretlerinizi, kalabalıklar içeri-sinde gülücüklerle çekilmiş fotolarınızı sürekli paylaşmayın. Devlet büyükleriyle, siyaset adamlarıyla geçmişte veya şimdi bir biçimde, bir toplantıda, bir program çıkışında, bir ödül töreninde çektirdiğiniz resimler etki düzeyleri düşük resimlerdir, unutmayın. Bir de unutmadan söylemeliyim, Napolyon Bonapart tarzı resimlerin çok iç gıcıklayıcı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Varsa bir gücünüz veya albeniniz sizi ifade edebilecek bir biçimde gösterin. Pahalı arabaların önünde, siyah güneş gözlüklerinizle ve pahalı koyu renk takım elbiselerinizle çok fazla aynısınız. Farkı böyle yaratamazsınız.

Sosyal medyada sizi destekleyen akraba, aşiret, hemşeri kitlelerini çok fazla ön plana çıkarmayın. Elbette, sosyal medyada sizden beklenen ülke politikaları hakkındaki özgün düşünceleriniz de olmayacak. Siyasetin karar alma mekanizmalarında özgün düşünce arayışı olmadığı gibi tabanda da sizi bu konularda pek fazla zorlayacak insanla karşılaşmayabilirsiniz. Sıkıştığınızda rakamlar sizi kurtaracaktır, sonuçta büyük rakamların gerçekliği-ni kimse kolay yoldan ortaya çıkaramıyor.

Sosyal medya ve gerçeklik konusunda akıllarda kalan bir çıkışı Kaddafi yapmıştı. Muammer Kaddafi16 Ocak’ta 2011’de Libya Devlet Televizyonuna çıkmış ve sonra Tunus’un devrik başkanı Bin Ali’ye desteğini ifade ederek: “Bu internet, herhangi bir bunağın, herhangi bir sarhoşun kafayı bulup yazabileceği yerdir; buna inanır mısınız? İnternet elektrikli süpürge gibidir. Her şeyi içine çekebilir. Herhangi bir yararsız kişi, herhangi bir yalancı, herhangi bir ayyaş, etki altında kalan her kişi, uyuşturucu çekip uçmuş birisi internette konuşabilir. Siz de yazdıklarını okur ve inanırsınız. Bu haybeye konuşmadır. Facebook’un, Wikileaks’ın ve YouTube’un kurbanları mı olacağız? Bizim halimize gülebilsinler diye, onların yarattıkları aletle-re kurban mı gideceğiz?” diyerek isyan ediyordu.

Bir düşünürün de dediği gibi “Eski kültür gitmişti çünkü onu üreten hayat biçimi yok olmuştu”. Sosyal medya bundan sonra, başta seçim tercihle-ri olmak üzere bireylerin yaşamlarındaki birçok tercih üzerinde belirleyici olacaktır. Son on yıllık süreçte hem ülkemizde hem de dünyada sosyal medyanın öngörülemeyen bir yükselişine şahit olduk. Sosyal medyanın kurucuları bile bu yükselişi beklemediklerini defalarca dile getirdiler. Bundan sonra ne olur bilemeyiz ancak elimizdeki veriler ışığında değerlendirmelerde bulunacak olursak sosyal medyanın etki alanı daha genişleyecek, farklı-laşacak ve daha dinamik bir hal alacak. Başta seçim kampanyaları olmak üzer yaşamın birçok alanına doğrudan etkide bulunacak.

[email protected]