Yerel seçimlerde PKK nasıl bir strateji izleyecek?

Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi
12.01.2024

Örgüt kendine müzahir hiçbir siyasi partiyi örgüt programının önüne geçirmez ve büyütmez. PKK'ya muzahir partilerin örgütün program ve hedefleri dışında bir gündemlerinin olmasını beklemek de gerçekçi değildir. PKK'nın 31 Mart 2024 yerel seçimlerindeki öncelikli gündemi kayyımların kaldırılmasıdır. Kendine müzahir siyasi partinin kent uzlaşısı ve ittifak arayışı da örgütün hayatta kalabilme strateji için önemli bir gereksinimdir.


Yerel seçimlerde PKK nasıl bir strateji izleyecek?

PKK terör örgütünün Türkiye'deki seçim süreçlerini etkilemek, yönlendirmek ve istismar etmek için eylem-söylem ekseninde yıllardır esnek bir strateji izlediği bilinmektedir. Eylemsel davranışlarını eylemlilik/eylemsizlik ekseninde esnetebilen PKK'nın bölücü ve şiddet içerikli söylemlerinden asla vazgeçmediği gözlenmektedir. Yerel seçim süreçleri ise örgütünün yerel yönetimlere atfettiği varoluşsal anlamdan dolayı PKK'nın eylem-söylem stratejisi için diğer seçim süreçlerine göre daha önde gelmiştir. Yerel yönetimler PKK'nın hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu insan ve finans kaynağına aracılık etmesinden dolayı hayati derecede önemli görülmektedir. Ayrıca örgütsel büyüme sürecini sağlayan sosyal alanlara erişebilmesi ve bu alanları kontrol edebilmesi için belediyelerin lojistik ve ikmal imkânlarını kullanması terör örgütü için operatif anlamda önemli görülmektedir

2009, 2014, 2019 yerel seçimleri

Bilindiği gibi PKK terör örgütü özellikle 2009 ve 2014 yerel seçimlerinden sonra, kendisiyle ideolojik ortaklıkları bulunan siyasi partilere ait belediyelerde ölen terörist yakınlarının istihdam ettirmiş, belediye bütçelerinden terör örgütü yanlılarına yardım sağlatmış, öldürülen teröristlerin yakınlarına sosyal hizmetler sağlatmıştı. Öte yandan aynı belediyelerin çeşitli gençlik faaliyetleri, sosyal organizasyonlar ve eğitim programları düzenlemek kaydıyla örgüte elaman devşirmek için radikalleştirme faaliyetleri yürüttüğü de görülmüştü.

Belediyeler bir taraftan temsil ettikleri siyasi partinin kendine ait kitle tabanı ile PKK destekçiliğini özdeşleştirerek örgüt ideolojisini yerleşik hale getirmeye çalışırken diğer taraftan da PKK'yı kamusallaştırmaya çalışmışlardır. Bununla birlikte belediyeler örgüt ideolojisini yerel yönetimlerin siyasi kimliği üzerinden uluslararası ortamlara taşımak için de etkin rol oynamışlardı. PKK genel olarak seçimlerden önceki yaklaşık üç aylık süreci söylem etkisiyle tahakküm etmeye çalışırken söylem argümanı olarak terörist Abdullah Öcalan'ın hapishane koşullarını, örgüt üyesi yerel yöneticilerin tutukluluk halini ve belediyelerdeki kayyım yönetimlerin icraatlarını sorunlaştırmaya çalışmaktadır. Bu söylemler öncelikle örgütün yönetici kadrosundaki teröristler tarafından dile getirilmekte, sonrasında örgüte müzahir siyasi parti tarafından kamusal alana indirilmekte, nihayetinde de sol siyasi elit tarafından yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. 2019 yılındaki yerel seçimlerde ittifak ikliminin ortaya koyduğu koşullar PKK söylemleri ile sol elit söylemleri arasında benzer bir ton oluşturmuştu. Seçim öncesi süreçte PKK'nın genel olarak tek taraflı bir ateşkes başlattığına dair yaptığı açıklamalar gündemi meşgul eder. Böylelikle örgüt sanki demokrasi dostuymuş gibi bir havaya girerken bir taraftan da olası askeri harekâtların veya güvenlik operasyonlarının önünü almaya çalışır.

Şiddet kodlarına dönüş

PKK'nın yerel seçim sonrasındaki tepkisel motivasyonu seçim öncesindeki etki motivasyonundan daha kuvvetlidir. Seçimlerin bitmesiyle birlikte, PKK'nın yeniden şiddet kodlarına döndüğü görülür. Bunun üç temel nedeni ise PKK'nın seçim sonuçlarında ortaya çıkan tablodan memnun olmaması, seçimlerden sonra arzu ettiği sonucun gerçekleşmesi durumunda güç gösterisinde bulunma çabası ve kendine müzahir yeni seçilmiş yerel yönetimlerin PKK'nın örgüt programına biat etmesini istemesidir.

PKK'nın 2009 ve 2014 yerel seçimlerinin her ikisinde de seçim öncesi dönemde saldırı gerçekleştirmekten kaçındığı ve kendini olumlama maksadıyla eylemsizlik stratejisi uyguladığı, seçimlerden sonraki dönemde ise eylemsizlik stratejisini güvenlik güçlerinin operasyonlarına göre değiştirebileceği mesajını vererek düzenlediği saldırıları meşrulaştırmak için argüman geliştirdiği görülmektedir. 2019 yerel seçimlerinde ise durum her zamankinden biraz daha farklıydı. İstanbul'da tekrarlanan seçim sürecinde terörist Abdullah Öcalan HDP'nin tarafsız kalması çağrısında bulunmuş, buna rağmen PKK HDP'nin Millet İttifakı'nın adayını destelemesini doğru bir strateji olarak ifade etmişti. Bu da PKK'nın yerel seçimlerdeki yaşamsal beklentisinin ne denli büyük olduğunun bir işaretiydi. Öyle ki HDP'yi ittifak için motive eden KCK Yürütme Konseyi üyesi terörist Murat Karayılan'ın ifadeleri terörist Abdullah Öcalan'a karşı bir yanıt ve tavır olarak yorumlandı.

PKK'nın son üç yerel seçimlerden sonraki süreçte şiddet eylemlerine çok kısa sürede dönüş yaptığı gözlenmiştir. Eylem stratejilerini temel olarak kırsal alanda gerçekleştiren PKK'nın, 2009 ve 2014 seçim süreçlerinde kentsel alanlarda küçük denemelerde bulunduğu ve askeri hedeflerin dışında sivil hedeflere de saldırı düzenlediği görülmüştür. Örgütün 2015 yılında başlattığı kent terörünün altyapısında bu iki seçim sürecinin çıktılarının rol oynadığını söyleyebiliriz.

Muhtemel ateşkes mesajları

PKK'nın 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde de önceki yerel seçimlerdeki söylem-eylem stratejisinden farklı bir yol izlemeyeceği beklenebilir. Örgütün yaşamsal desteği olarak yerel yönetimlerin yeniden PKK müzahiri siyasi partiye kazandırılması için örgüt ittifak modelleyici motivasyonları ve muhtemel ateşkes mesajları ile ülkedeki siyasal alanı dizayn edici bir rol oynamaya çalışacaktır. PKK'nın yerel seçim süreçlerinde aynı zamanda şu stratejileri hayata geçirmesi beklenebilir:

- Seçim süreçlerinden önceki dönemde PKK'nın eylemsizlik stratejisi uygulayarak şiddetin kamusal alanda yaratacağı hoşnutsuzluğun kendine müzahir yerel yönetim adaylarının aleyhine çevrilmesinden kaçınma,

-Seçim öncesindeki eylemsizlik sürecini meşru müdafaa söylemiyle ilişkilendirip güvenlik kuvvetlerinin PKK'lı teröristlerin saklandığı sınır ötesi kırsal alanlarda harekât düzenlememesi için bir argümana dönüştürüp terör örgütünün coğrafi hâkimiyet alanlarının olduğu algısını oluşturmaya çalışma,

-Seçim öncesinde yerel seçmenleri kendine müzahir siyasi partiye oy vermesi için örtülü bir şekilde tehdit etme,

-Seçim sonrası dönemde kendisine müzahir yerel yönetimlerin seçildiği yerleşim yerlerindeki saldırılarla PKK'ya müzahir olan yerel yönetim adaylarına oy vermeyen yerel sivilleri öteki olarak kimliklendirme ve açıktan tehdit etme,

-Seçim sonrası dönemde ötekileştirdiği kitleye yapılan saldırılarla terör örgütüne müzahir yerel yönetimlere oy veren kitle arasında bir ayrıştırma yaratarak PKK ideolojisini çoğunluk kitlede pekiştirmeye çalışma,

-Seçim sonrası dönemde devam eden askeri harekâtları tehdit olarak işaret etme ve meşru müdafaa söylemini istismar ederek saldırılarını gözle görülür bir şekilde artırma,

-Demokratik özerklik hedefini yerel yönetimler üzerine inşa ederek yerel yönetimlere terör örgütü ile yerel nüfus arasında köprü görevi yükleme

PKK terör örgütü silahlı var olmuş ve silahı yaşamamış bir örgüttür. Siyasal alanda birey ve toplumun demokratik iradesi üzerinde silahla tahakküm kurduğunu düşünen bir örgütün geleneksel şiddet kodlarından ayrışmasını beklemek doğru olmaz. Eğer öyle olsa kendine müzahir bir siyasi partinin Türkiyeli olmak iddiasını, eylem ve söylemleriyle 2014-2015 döneminde akamete uğratmazdı. Dolayısıyla örgüt kendine müzahir hiçbir siyasi partiyi örgüt programının önüne geçirmez ve büyütmez. PKK'ya muzahir partilerin örgütün program ve hedefleri dışında bir gündemlerinin olmasını beklemek de gerçekçi değildir. PKK'nın 31 Mart 2024 yerel seçimlerindeki öncelikli gündemi kayyımların kaldırılmasıdır. Kendine müzahir siyasi partinin kent uzlaşısı ve ittifak arayışı da örgütün hayatta kalabilme strateji için önemli bir gereksinimdir.

@necdet4059