Yerelden ulusala

Dr. Hülya Bulut/ Yazar
26.03.2024

Hiç kuşkusuz ki, ülkedeki bunca olumlu gelişmenin yanında hala yapılması gerekenler var. Ancak, yaptıklarına yapacaklarının teminatı olarak bakılacak olursa, her durum ve koşulda çarenin AK Parti'den başkasının olmadığı da kesindir. Nitekim AK Parti'nin bazı seçim bölgelerinde birinci, bazılarında da ikinci parti olarak her daim yüksek çıkması aslında tam da bu inancın göstergesidir.


Yerelden ulusala

Yerel seçimler öncesinde çok dinli ve çok dilli kadim şehirlerimizden biri olan Mardin'i ziyaret etme şansım oldu. Mardin'in, yetiştirdiği çok kıymetli isimlerden biri ve ülkemizin Nobel ödüllü gururu olan Prof.Dr. Aziz Sancar'ın adını verdiği havaalanı Türkiye'nin son yirmi yılda rekabete açarak güçlendirdiği ve dünya pazarının yaklaşık yüzde 3,5'unu elinde tuttuğu sivil havacılık açısından da önemli bir yere sahip.

Bölgesel kalkınma için elzem olan belli başlı hususları; (I) Bölgelerarası eşitsizliği gidermek, (II) Deprem kuşağında yer alan ülkemizin nüfusunu özellikle İstanbul ve Marmara'dan bu bölgeye kanalize etmek, (III) Deprem riskini yönetmek, (IV) Nüfusu Anadolu'da dengeli bir şekilde tutarak stratejik bir sektör olan tarım ve hayvancılığın önünü açmak, (V) Sermaye ve yatırımlar da dahil olmak üzere kaynak tahsisinde adaleti sağlamak şeklinde sıralamak mümkün.

Bu bakımdan havaalanları kadar otoyollar, limanlar, demiryolu ağları, köprüler, tüneller, üniversiteler, teknoparklar okullar, hastaneler gibi her türlü kamusal yatırımlar da önemli rol oynar. İşte tüm bu hizmetleri, Türkiye'nin kuzeyini güneyinden, doğusunu batısından, Kürt' ünü Türk'ünden, gencini yaşlısından, kadınını erkeğinden, alevisini sunnisinden ayırmadan yapan Erdoğan, 22 yıldır kesintisiz bir istikrarın altına imza atmayı başarıyor. Üstelik bu kerim devlet anlayışı sadece yatırımlar boyutuyla da sınırlı değil. Kültürel ve insani haklar odağından bakıldığında da insan onurunu yücelten bir durum olarak takdire şayan.

Nereden nereye

Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Erin ile Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarının yer aldığı seçim afişinin sloganı ne dersiniz? 'Ji Bo Merdin' (Mardin İçin). Hakikaten Erdoğan'ın da dediği gibi 'Nereden nereye!'. Kim derdi ki, Türkiye'de tüm vatandaşları kucaklayan bir parti çıkacak da, (AK Parti) 2024 yerel seçim afişlerinde Kürtçe'ye de yer verecek!

Ama, 1990'lı yılları yaşamış olanlar çok iyi hatırlayacaktır: Sadece Güneydoğu Anadolu'da değil, ülkemizin pek çok bölgesinde yaşanan kaos, belirsizlik ve terör belası, vatanımızın ve milletimizin barışını, huzurunu ve refahını sürekli olarak tehdit ediyor, her gün başka bir olay yaşanıyordu. Bırakın bölgesel kalkınmayı, Türkiye sık sık ekonomik krizlere maruz kalıyor ve kişi başına 2500 dolarlık bir gelir dilimini nedense bir türlü aşamıyordu!

İşte o yıllarda bölge insanı anadili olan Kürtçe konuşamıyor, türkü söyleyemiyor, çocuğuna arzu ettiği isimde seslenemiyordu. Hatta bölge, yirmi bine yakın insanını faili meçhule kurban veriyordu. Maalesef, Kürt kökenli vatandaşlarımıza uygulanan insanlık dışı zulümler, onların baskılanan kültürel ve yok sayılan insan hakları yine Erdoğan döneminde son buldu.

Demokratik dönüşüm

Kürt kökenli insanımız yine Erdoğan döneminde gerçek manada, yani hayatın olağan akışında eşit vatandaş statüsüne ve adeta bir demokrasi şöleni yaşayarak iade-i itibarına kavuştu: Ne güzeldir ki, artık rahatça Kürtçe konuşmak, Kürtçe türkü söylemek, Kürtçe kurslarına gitmek, TRT kanallarında Kürtçe televizyon programları izlemek mümkün.

Hiç kuşkusuz ki, bunca olumlu gelişme bir yanda dururken, hala yapılması gerekenler olabilir. Ancak, yaptıklarına yapacaklarının teminatı olarak bakılacak olursa, her durum ve koşulda çarenin AK Parti'den başkasının olmadığı da kesindir. Nitekim seçim sonuçlarına bakıldığında yer yer yüzde 1-2; yer yer de yüzde 3-5 bandında gezinen CHP'ye kıyasla AK Parti oylarının uygulanan samimi açılımlar doğrultusunda bazı seçim bölgelerinde birinci, bazılarında da ikinci parti olarak her daim yüksek çıkması aslında tam da bu inancın göstergesidir.

Bir CHP klasiği

İş dünyasında olduğu gibi, siyasi partilerde de kurumsal kültüre bakmak o partinin anlayışını ve işleyişini ortaya koyar. Türkiye'nin en eski siyasi partisi olan CHP'nin, bir asrı aşan tarihine binaen kurumsal olduğu söylenir. Oysaki, mesela ne Mavi Vatan, ne Libya, ne de Somali'de Türkiye'nin yeni konumunu ve çıkarlarını takip edemeyen CHP'nin dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmediği gayet net bir şekilde ortadadır.

Yine aynı CHP ne Kürt kökenli vatandaşların, ne başörtülü kadınların, ne de işçi sınıfının yanında olmuştur. Mağdur ve mazlumları asla odak noktasına almayan CHP bu yönüyle solcu da olmadığı gibi, tam tersine ülke menfaatlerini görmezden gelerek hiç çekinmeden PKK terör örgütü ve onun uzantısı DEM ile iş birliği yapmaktan da her zamanki gibi asla kaçınmıyor.

Sosyolojik odaklı siyaset

CHP, sosyolojiyi incelemek yerine ideolojisinde ve söyleminde her daim yukarıdan bakan, vatandaşı küçümseyen ve ihtiyacı anlamak yerine buyuran ve dayatan bir kurum refleksine sahiptir. İlginçtir ki, AK Parti çeyrek asra yakın bir geçmişe sahip olmasına rağmen topluma bakarken hem multi disipliner bir bakış açısını tercih etmekte, hem de yereldeki gerçek ihtiyaçları anlama noktasında son derece titiz davranmakta.

İşin bir diğer ilginç boyutu ise; AK Parti'nin bu olumlu kültürü ufak tefek iniş çıkışlara rağmen yıllara sair bir şekilde geliştirerek koruyabilmesi. AK Parti, kalkınma ve gelişim için risk alabilen, yaptığı analizlerden çıkarttığı sentezlerin ve çeşitli uygulamaların hatalı olmasından çekinmeyen, dolayısıyla gerektiğinde hatalarından dönebilecek politikalar uygulayan bir yönetim anlayışına sahip. Bu da, çağımızın iyi yönetişim (governance)modellerinden birinin etkin bir şekilde uygulandığına işaret etmekte.

Yönetim anlayışında sıklıkla vurgulanan 'hiçbir hata yapmıyorsan, hiçbir iş yapmıyorsundur' gerçekçiliğinin AK Parti için geçerli olduğu gayet net. Ezcümle, Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti iktidarı bilimsel yaklaşımı ve sosyolojiyi dikkate alarak dışarıdan içeriye bakışı sağlıklı bir şekilde uygulamakta ve her daim sonuçları değerlendirerek daha iyisini arama noktasında da değişimciliğini ispat etmekte.

Son söz olarak

Bir bölgeye hizmetlerin gelebilmesi ve sağlık, turizm, eğitim akışının gerçekleşmesi için yukarıda bahsettiğim altyapıların büyük ölçekte tamamlanmış olması önemli bir potansiyeli haiz. Bu kadim toprakları Gaziantep'ten başlatmak kaydıyla Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve ötesine uzatmak mümkün. Mesela Göbeklitepe nasıl ki, Şanlıurfa için bir çekim merkezi olarak ön plana çıktıysa, Boncuklu Tarla ve Dara Antik Kenti de, aynı etkiyi Mardin için yapabilir.

Ayrıca Kasimiye Medresesi, Ulucami, Sultan Şeyhmus Türbesi, Mor Gabriel Manastırı, Deyrülzafaran Manastırı /Kilisesi gibi inanç ve kültür turizmi bağlamında çok kıymetli varlıkları bulunan Mardin'in nitelikli turizm bağlamında milyonlarca turisti ağırlama kapasitesinin bulunmasını da ayrıca gurur verici bir tablo olarak değerli okuyucuların dikkatine sunmak isterim.

[email protected]