YÖK barajı tartışması ve zihinsel sınırlar

Prof. Dr. Durmuş Günay / Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi
24.12.2022

Eksi net doğrularla üniversitede 2 yıllık ve 4 yıllık programlara yerleşen adaylar bulunduğu iddialarını içeren haberin veriliş tarzının kasıt içerdiği ve kamuoyunda yanlış algılara yol açacağı açıktır. Ve muhtemeldir ki amaç da budur.


YÖK barajı tartışması ve zihinsel sınırlar

Zihinsel sınırlar kalkmadıkça, gerçek sınırlar kalkmaz!

"Varlık kendisine negatif bakanlara bilgisini açmaz."

Yukardaki ikinci satırdaki söz Heidegger'e ait. Heidegger'in sözüne benzer anlam taşıyan Yunus'un bir beyti var:

"Yunus bir söz söylemiş hiçbir söze benzemez,

Münafıklar elinden örter mânâ yüzünü"

Bu sözleri ve Yunus'un beytini aşağıda söz edeceğim gazete haberleri çağrıştırdı.

İnsan dış dünyaya, gerçekliğe, zihin merceğinden bakmaktadır. Gözüne renkli gözlük takanların dış dünyayı renkli gördüğü gibi, akıl dahi gerçekliği kendi merceğinin sınırları çerçevesinde gösterir. Söz konusu akıl merceği önyargılarla ve peşin hükümlerle saydamlığını yitirmiş olabilir. Benzer bir durum YÖK eleştirilerinde de söz konusudur. Kuruluşundan beri YÖK'ün icraatları, ne yazık ki, sağlıklı bir değerlendirmeye tâbi tutulamamıştır.

Bir süredir bazı gazetelerde "Baraj kalktı, sistem çöktü", "YÖK barajı kaldırınca üniversite kapıları adaylara sonuna kadar açıldı". "Adaylar eksi net ile üniversiteye yerleştirildi" şeklinde haberler yapılmıştır.

"YÖK'ün verileri, baraj puanının kaldırılmasının vahim sonuçlarını ortaya serdi" deniliyor. Bir "eğitim uzmanı" ile bir "öğretim üyesi"nin verdiği bilgileri haber yapan bir gazetede "YÖK'ün verileri, baraj puanının kaldırılmasının vahim sonuçlarını ortaya serdi" şeklinde bir yorum yer alıyor. Habere göre, uzmanlar(!), kimi üniversitelere yerleşen adaylara dair örnekler vermişler ve sorunu baraj puanının kaldırılmasına dayandırmışlar.

Acaba öyle mi?

Sözü edilen durum baraj puanının kaldırılmasının bir sonucu mu? Yoksa, dile getirilen durum, verilerin ön yargıların merceğinden bakarak değerlendiril-mesinin sonucu mu? Soru, bilginin yarısı ise öteki yarısı cevaptır. Sorun, bilginin yarısı ise çözüm öteki yarısıdır. K. Popper, "hayat, sorun çözme sürecidir" der. Çözümü düşün-meksizin sorunların dile getirilmesi, çoğu kez sağlıklı bir belirleme olmayabilir. "Acaba öyle mi?" sorusu ve çözüm kaygısı, sorunun doğru belirlenmesinin denetçisidir. Kimilerince hayat sorun çözmekten değil, sorunları dile getirmekten ibarettir. Söylem düzeyinde kalan sorun belirleme, çoğu zaman, sıhhatli değildir. Öteden beri bu tarz bir söylemim tutsağı olduk. Sorun tellalları çok, çözüm kahramanları yok.

Kasıt içeriyor, sebebi belli

Eksi net doğrularla üniversitede 2 yıllık ve 4 yıllık programlara yerleşen adaylar bulunduğu iddialarını içeren haberin veriliş tarzının kasıt içerdiği ve kamuoyunda yanlış algılara yol açacağı açıktır. Ve muhtemeldir ki amaç da budur. Çünkü uzman olarak nitelenen kişilerin bu kadar basit hatalar yapmamaları gerekir. Şöyle ki;

1.Haberin veriliş tarzından dolayı eksi net doğrularla üniversiteye girildiği şeklinde algılanması pek muhtemeldir. Çünkü kullanılan ifade şu şekildedir: "Adaylar eksi net ile üniversiteye yerleştirildi". Oysa sadece eksi netler yok, artı netler de var. Zaten öyle olmasa negatif puanlardan söz etmek gerekirdi. Farklı testlerin eksi netleri toplanmaktadır. Artı netler ise göz ardı edilmekte, böylece, aday eksi net ile üniversiteye yerleştirilmiş algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Oysa üniversiteye adaylar, eksi veya artı net ile değil artı puan ile yerleştirilmektedir. Üniversiteye eksi puan alarak giren aday yoktur. Netler (artı ve/veya eksi netler) toplanamaz. Çünkü, soru sorulan dersler farklıdır ve her bir dersin test sorularının puan değerleri de farklıdır. Toplanırsa yanlış dahi olmaz, basbayağı saçmalama olur. TYT'de (Temel Yeterlilik Testi'nde), Türkçe, sosyal, matematik, fen, testleri; AYT'de (Alan Yeterlilik Testi'nde) ise, sayısal puanla alan bölümler, örneğin fizik bölümü, için matematik, fizik, kimya, ve biyoloji testleri yer almaktadır.

Bilindiği üzere netler, doğru cevaplardan yanlış cevapların dörtte biri çıkarılarak bulunmaktadır.

2. ÖSYM'nin YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) Puanları yaklaşık şöyle hesaplanıyor: YKS-Puanı = x.TYT + y.(AYT veya YDT)+ z.OBP. Burada x, y, z katsayılardır. Yaklaşık sözcüğü hesaplamada konuyu uzatmamak için standart sapma ile özel yetenek sınav puanlarından da bahsedilmediği için kullanılmıştır.

Bu sınav bir sıralama sınavıdır. Bir programı tercih eden adaylar, kontenjan kadar puanlarına göre sıralanarak yerleştirilmektedir. Eksi net konusunun baraj ile ilgisi yoktur. Şöyle ki, bir aday, TYT'de barajı geçtiği halde, AYT'de doğru ve yanlış cevaplarına göre net doğru cevap sayısı eksi olabilir Veya tersi de olabilir. Barajı geçemediği halde AYT'de cevaplarına göre net sayısı artı olabilir.

Bazı programlara yerleşen adayların eksi net doğru sayısı yerleşen aday sayısına da bağlıdır. Örneğin kontenjan 2o olduğunda yerleşen sonuncu adayın net doğruları artı iken kontenjan dolayısıyla yerleşen aday sayısı 5o ise yerleşen sonuncu adayın bazı testlerdeki net doğru sayısı eksi olabilir. Bunun baraj ile herhangi bir ilgisi yoktur.

Tutarsızlıklar kaldırıldı

3. Baraj koymayı şöyle açıklayabiliriz: On soru ile sınav yapıldığını varsayalım. On sorunun 4'ü TYT sorusu olsun. Baraj konulması, bu 4 sorudan 2'sini yapamayan adayın diğer 6 soruya verdiği cevabın değerlendirilmemesi demektir. Ayrıca, TYT Cumartesi günü yapılmaktadır, AYT ertesi gün yani Pazar günü yapılmaktadır. Aday barajı geçip geçemediğini bilmeksizin Pazar günü de sınava girmektedir. Çünkü lisans tercihi yapmak isteyen aday her iki sınava da girmek zorundadır. Barajın bulunduğu 2021 yılında bir milyonun üzerinde aday Pazar günü de gereksiz yere sınava girmiştir. 2021 yılında baraj puanı önlisans için 150 ve lisans tercihi için 180 puan idi. Burada aday herhangi bir neden ile örneğin sağlık durumu nedeni ile Cumartesi günü yapılan TYT'de barajı geçememiş ancak Pazar günü yapılan AYT'de iyi bir performans sergilemiş olabilir. AYT'nin hesaba katılmaması şu anlama gelir: TYT'de aday başarısız ise AYT'de de başarısız olacaktır. Ancak bu sorgulanmayan bir ön kabuldür. Kimi programlarda AYT, TYT'den konu bakımından daha ileridir. AYT, alana yönelik bilgiyi ölçmeyi amaçladığından, TYT'ye nispetle daha ileri konular içermektedir. Eğer olgular, AYT'deki başarının daha yüksek olduğunu gösterirse, şimdiye kadar yapılan uygulamayı nasıl açıklayabiliriz? Rasyonel yargı, deney karşısında hesap verir. Yukarda dile getirilen sınavın ardışık iki günde yapılması ve daha ileri bilgi gerektiren AYT'nin hesaba katılmaması gibi tutarsızlıklar 2022 yılında YÖK tarafından baraj kaldırılarak bertaraf edilmiştir.

Barajın negatif etkisi yok

Öne sürdüğümüz belirlemelere dair birkaç örnek üzerinde duralım:

Haberlerde geçen "Fizik bölümüne son sıradan girenlerin incelendiği veriye göre tam 14 üniversiteye 1 net altında netle girildi." iddiası için YÖK program atlasından (https://yokatlas.yok.gov.tr/) baktığımızda geçen yıl (2021'de) 17 üniversitenin Fizik bölümüne1 net altında net ile girilmiş. Eğer bu tabloya bakarak baraj puanın etkisi yorumlanacak(!) ise, (ki bu yorumlama yersizdir) baraj puanının kalkmasıyla, Fizik bölümünü göz önüne aldığımızda, 1 net altında öğrenci yerleştirilen toplam fizik bölümü sayısında azalma olmuştur diye yorumlanabilir. Yani, Fizik bölümüne 1'in altında netle yerleşilen bölüm sayısı 2021'de 17, barajın kaldırıldığı 2022 yılında ise 14'tür. Barajın negatif bir etkisi olmamıştır.

Haberin bir diğer kısmında geçen "En düşük net Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde oldu. Bu programa son sıradan giren öğrenci fizikten -1,8 net yaptı." iddiasını YÖK'ün sayfasında incelediğimizde bahsi geçen bölüm için barajın uygulandığı geçtiğimiz 2021 yılında da eksi net ile öğrenci yerleşmiş olduğunu görüyoruz. Hatta bahsi geçen bu bölüm için son yerleşen adayın barajın uygulandığı 2021 ile barajın kaldırıldığı 2022 yılındaki diğer netlerine baktığımızda barajın kalkmasıyla Türkçe neti 20.25'den 26.3'e; Sosyal neti 6.25'den, 10'a; TYT Matematik neti 8'den 13.3'e; AYT Matematik neti 3.25'den 8.8'e; Fen neti 3.75'den 8.5'e yükseldiğini görüyoruz. Bu bölüme geçen yıl 1 kişi yerleşmişken, 2022'de 21 öğrenci yerleşmiştir. Net mukayesesi yaparken 2021'de yerleşen toplam 1 aday ile 2022'de yerleşen 21 adayın sonuncusunu mukayese etmiş oluyoruz.

Mesnetsiz iddialar

Haberde geçen "Birçok bölümde geçen yılki barajı dahi aşamayacak kişilerin 4 yıllık veya iki yıllık bölümlere girdiği ortaya çıktı." iddiası ise mesnetsiz gelişigüzel iddialardan bir başkasıdır.

Haberde "Hatta bazı bölümlerde Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda toplam nette ekside kalan öğrenciler bile üniversiteyi kazandı." denilmiş. Oysa ki daha önceki yıllarda da nette ekside kalan öğrenciler üniversiteyi kazanmışlardı.

Haberde "Burada en dikkat çeken ise Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı bölümünü kazananlar oluşturdu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde bu bölüme en son giren kişi toplamda eksi iki net yaptı. Bu kişi, sadece TYT Fen ve AYT Coğrafya-1'de 1 neti geçebildi. TYT Türkçede bile neti eksi 3'te kaldı." ifadeleri yer alıyor. İddiayı incelediğimizde, bahsi geçen bölüme geçen yıl 6 kişi bu yıl ise 66 kişi yerleşmiştir. Yani tabloda en son yerleşenin net bilgileri verilmektedir. Bir başka ifade ile, geçen yıl 6. sırada yerleşen öğrenci ile bu yıl 66. sırada bölüme yerleşen öğrencilerin netlerinin mukayese edildiğine dikkat çekmek gerekir. Önceki yıla göre bu bölüme en son yerleşen öğrencilerin netlerine bakalım: TYT Matematik neti 0.0'dan 0.8'e, Fen 0'dan 1.8'e, Tarih 1.25'den 0.3 nete yükselmiştir.

Bir başka iddia "Benzer bir durum Mimari Restorasyon Bölümü'nde de oldu. Bu bölümde eksi 5 matematik netiyle bile üniversite kazanıldı." iddiası için YÖK atlas sayfası incelendiğinde, bu iddianın doğru olmadığı görülmektedir. Çünkü, 2022 yılında hiçbir testte eksi net yoktur. Hatta önceki yıllarda da yoktur. Öte yandan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesine geçen yıl yerleşen öğrenci sayısı ile bu yıl yerleşen öğrenci sayısının aynı olması sebebiyle Mimari Restorasyon Bölümü'nü karşılaştırdığımızda, geçen yıl 1.75 matematik net ile girilirken bu yıl,13 matematik net ile girilmiştir.

Sonuç

1. Kamuoyunu ilgilendiren konularda yapılan eleştiriler, özellikle etik ilkeler gözetilerek ve sorumluluk bilinci ile yapılmalıdır.

2. Bir programa yerleşen adayın sadece "eksi net doğrularını toplayarak", "eksi net ile üniversiteye yerleştirildiğini" söylemek, sadece kamuoyunu yanıltmaktır. Zaten, farklı testlerin net doğru sayıları eksi veya artı net olsun toplanamazlar. Bütün bunları barajın kaldırılmasına bağlamak ise şapkadan tavşan çıkarmak illüzyonudur.

3. Şüphesiz, her testin cevapları adayın puanını etkileyecektir. Puan adayın sınavda gösterdiği başarıya, hem TYT'de hem AYT'deki başarısına, ve OBP'na bağlıdır.

4. Yükseköğretimin başarısında, daha nitelikli adayların kabulünün tartışmasız önemli bir payı vardır. Ancak, söylemeden geçemeyeceğimiz bir başka gerçek de daha nitelikli adayların üniversiteye girmesi için ortaöğretimin güçlendirilmesinin gerektiğidir.

5. Eğitim, eğitim kurumlarının öğrenciye, girişi ile çıkışı arasında kazandırdığı nitelik (öğrenme kazanımları=bilgi+beceri+yetkinlik) ile bağlantılıdır. Bu nedenle, eğitimin giriş kontrollü olmasından çok, eğitim süreci ve mezun niteliği kontrolü (çıkış kontrollü) önemsenmelidir.

6. YÖK'ün barajı kaldırması çok isabetli olmuştur. Adaylar üzerinde olumlu yönde büyük ölçüde teşvik edici bir etki yapmıştır (Günay, D., Baraj koymak öğrencinin enerjisini engeller, Yenişafak, 26 Şubat 2022, İstanbul)

7. Üniversite sayısı ve kontenjanların artması dolayısıyla (sonuçta, yüksek-öğretimde brüt okullaşma oranının artması dolayısıyla) kalitenin düşeceği iddiası bir yanılgıdır. Varsayalım ki, brüt okullaşma oranı yüzde 40 olsun. Nitelikli denilen üniversitelerin kontenjanlarının toplamı üniversite adaylarının yüzde 10'u olsun. Merkezi yerleştirme dolayısıyla en yüksek puanı olan yüzde 10 içindeki adaylar bu üniversitelere yerleşecektir. Okullaşma oranı yüzde yüz dahi olsa yine adayların en yüksek puanı olan yüzde 10 içindeki adaylar nitelikli denilen üniversitelere yerleşecektir. Yanı sıra diğer adaylar, gelişmekte olan üniversitelerde yükseköğretim alacaklardır. Sonuç olarak, bir ülkede yüksek-öğretim görenlerin sayısının artmış olması, sayının düşük olduğu durumdan daha olumsuz bir sonuç doğurmaz.

8. Barajın kalkmasıyla sınava girecek adaylarda güçlü bir ümit doğmuştur. Son dört yılda üniversite giriş sınavına başvuru sayılarına bakalım. 2019 yılında başvuran aday sayısı 2 515 012, 2020'de 2 424 718, 2021 yılında 2 607 903'tür. 2022 yılında ise 3 234 318 aday başvurmuştur. Buna göre, 2020 yılında başvuru sayısı bir önceki yıla göre 90 294 azalmıştır. Bu azalma Covid-19 dolayısıyla olmalıdır. 2021 yılında başvuru sayısı önceki yıldan 183 185 artmıştır. 2022 yılında başvuru öncesi görüştüğüm bazı adayların ruh halinden de gördüğüm o dur ki, barajın kalkması adaylarda olumlu bir heyecan oluşturmuş ve sonuç olarak da başvuru sayısı önceki yıldan 626 415 artmıştır. Yani son 4 yıla bakıldığında, bir önceki yıla göre 2022 yılında en fazla artış olmuş ve önceki yılın artışının yaklaşık 3.5 katı kadar artış yaşanmıştır.

İdeolojik, önyargılı, peşin hüküm ile bakış; kısacası negatif bakış karşısında varlık hakikatini gizler.