Yumuşak gücün olmazsa olmazı: Küresel çapta bir medya ağı

Faruk Önalan / Yazar
2.12.2022

TRT yayın politikalarının çok önemli bir amacı da Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde hızla yükselen İslam ve yabancı karşıtlığına karşı farkındalığı artırmak. Bu kapsamda yapılan program ve etkinliklerle kalıcı işlere imza atılmaktadır.


Yumuşak gücün olmazsa olmazı: Küresel çapta bir medya ağı

Kamu yayıncılığı sadece enformasyon ya da bilgiye ulaşma amacıyla yapılmamaktadır. Günümüz dünyasında "Soft Power" (yumuşak güç) kavramının "olmazsa olmaz" aşamalarından biri de, küresel çapta bir medya ağına sahip olmaktır. Bu etki ağı, bazen hedef olarak belirlenen ülkelerde dezenformasyon amaçlı da kullanılabilmektedir. 2018 yılında Oxford Üniversitesi tarafından 37 ülkede yapılan araştırmaya göre, yalan haber ve dezenformasyona -açık arayla- en fazla maruz kalan ülke, Türkiye olmuştur. Sınır ötesi operasyon hazırlığı yapıldığı zamanlar ya da seçim dönemlerinde söz konusu saldırılarda belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Bir Youtube kanalı olan +90 projesi, Amerikan VOA, İngiliz BBC, Alman Deutsche Welle ve Fransız France 24 tarafından kurulmuştur. Paylaşılan içeriklere bakıldığı zaman, iç kamuoyuna yönelik manüpülatif bilgiler yayma, algı operasyonları yürütme amacı taşıdığı rahatlıkla anlaşılmaktadır. VOA (Amerika'nın Sesi) Güney ve Orta Asya Programları Daire Başkan Yardımcısı Eric Phillips, projenin hedef kitlesini net cümlelerle ifade etmiştir: "90+ projesiyle, genç ve etkili Türk izleyicilere ulaşmayı hedefliyoruz." Benzer şekilde oluşturulan dijital platformlardan yayılan kara propaganda hareketleri karşısında, bir kamu yayıncısı olarak Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun (TRT) önemi ortaya çıkmaktadır. Geniş kitlelere ulaşabilme kapasitesi ile doğru bilginin yayılmasında kurum ciddi katkı sunmaktadır.

Macron TRT World'ü hedef aldı

Özellikle son yıllarda yaptığı atılımlarla TRT, gerek yurt içi gerekse yurt dışında adından söz ettirmekte; dünyanın 7 kıtasına 18 televizyon, 17 radyo kanalı ve dijital platformları ile 41 dil ve lehçede ulaşmaktadır. Bu muazzam etki ağı, sömürge zihniyeti ile kirli ve karanlık bir geçmişe sahip olan küresel güçlerin kuşkusuz dikkatini çekmekte, rahatsızlık meydana getirmektedir. Bu ülkelerin başında ise Fransa gelmektedir. Özellikle Afrika'da "Fransız karşıtlığının" yükselmesi ile ilgili rahatsızlığını dile getiren Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sık sık Türkiye'yi suçlamaktadır. Hatta Fransız Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamalarla, direkt olarak İngilizce yayın yapan TRT World'ü hedef almaktadır. Kasım ayı başlarında Mısır'ın turistik kenti Şarm el Şeyh'te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP27) konuşan Macron Türkiye, Rusya ve Çin'i Afrika'da emperyalist güç olmakla suçlamıştır. Bu ithama Ankara'nın da eklenmesinin altında yatan en önemli nedenlerden biri TRT'nin yayınladığı bir belgeseldir. Dünyanın önde gelen çimento devlerinden Fransız Lafarge şirketi, terör örgütü DEAŞ ile ticari ilişkiler yürütmüş, bunu da Fransız iç istihbarat servisi DGSI ve dış istihbarat servisi DGSE'nin bilgisi dahilinde yapmıştır. Anadolu Ajansı (AA) bu olayı belgeleriyle ortaya çıkarmış, TRT World de "Factory" (fabrika) adında bir belgesel ile dünyaya ifşa etmiştir. Bir müddet inkâr politikası yürüten şirket, sonunda suçunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Kapalı kapılar ardında, Avrupa'nın en güçlü ülkelerinden birinin terör örgütleriyle yaptığı kirli işbirliği TRT ve Anadolu Ajansı tarafından dünyaya servis edilmiştir. Başlı başına bu hadise dahi TRT'nin etki gücüne işaret etmektedir. Paris yönetimin Ankara karşıtı tavırlarının altında en önemli neden olarak bu "ifşa" meselesi yer almaktadır.

Stratejik bir hamle

İngilizce yayın yapan ilk Türk kanalı TRT World, 2015 yılında açıldığı zaman küresel ölçekte ses getireceğinin işaretlerini vermişti. Her yıl, belgesel ya da haber programları ile uluslararası arenada saygın ödüllere layık görülmektedir. Ayrıca TRT Fransızca dijital haber platformu, Fransızca konuşan Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok bölgede tekelleşen medya düzenine karşı yapılmış stratejik bir hamle olarak ön plana çıkmaktadır. Bunun yanında TRT, Afrika'da en fazla konuşulan dil olan Shawilice de yayınlar yapmaktadır. Almanya'nın önde gelen yayın kuruluşlarından DW'nin Türkçe yayın yapan kanalı başta olmak üzere Türkiye karşıtı medya organlarına bir cevap olarak TRT Deutsch (Almanca) kurulmuştur. Böylelikle Almanca konuşulan ülkelerde, hem Türkiye hem de dünya gündemine dair doğru, güvenli ve hızlı haber akışını sağlayacak olan bir platform yayın hayatına girmiştir. Gurbette yaşayan soydaşların hakları da, daha yüksek bir sesle dile getirilmeye başlanmıştır.

Kafkasya'daki gelişmeler, Orta Asya ile olan ilişkiler ve özellikle ikinci Karabağ savaşı öncesi ve sonrasında gittikçe artan dezenformasyon faaliyetlerine karşı TRT Rusça önemli bir misyon üstlenmektedir. Rusya-Ukrayna krizi ile birlikte söz konusu dijital platform ve ona bağlı sosyal medya hesaplarının Türkiye'nin dış politika anlayışını ve yaşanan gelişmeleri doğru ve güvenilir şekilde aktarması kritik önemdedir.

Güney sınırı ve ötesi

TRT Kürdi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli adımlarından biridir. Kürtçe yayın konusu, terör örgütünün en fazla istismar ettiği alanlardan biridir. Avrupa, Irak, İran, Suriye merkezli çok sayıda Kürtçe kanal, terör propagandası yapmakta, Türkiye aleyhinde iftira boyutunda kampanyalar yürütmektedir. Böylece bu alan büyük oranda terör örgütlerinin kontrolü altında tutulmaktaydı. Bu kapsamda TRT Kürdi'nin yayın hayatına başlaması adeta bir devrim niteliğindedir. Özellikle son zamanlarda kanalın etki alanı sürekli genişlemektedir. Bugün sadece Türkiye'de değil doğu ve güney sınırlarımızın ötesindeki bölgelerde de TRT Kürdi yüksek izlenme oranlarına sahiptir. (Bir Karadeniz gezisi çerçevesinde, gidilen bir mekânda ekranda TRT Kürdi'nin açık olduğunu müşahede etmiştik). Bu değişimde, Kürt asıllı vatandaşların ve bölge halkının taleplerine cevap verebilen doğru yayın politikalarının katkıları yadsınamaz. Henüz okul çağındaki evlatlarını terör örgütüne kaptıran (kandırılan ya da zorla kaçırılan) Diyarbakır annelerinin feryatlarının doğru adrese ulaşmasında TRT Kürdi'nin katkısı büyüktür. Anne ve babalarının durumunu görerek, terör kamplarından kaçıp güvenlik güçlerine teslim olan çok sayıda örgüt mensubu vardır. TRT Kürdi aynı zamanda ülkenin doğusu batısı, güneyi kuzeyi arasında bir köprü vazifesi kurmaktadır. Böylece "etnik ayrımcılık" fitnesi yaymak isteyenlerin amaçlarına ulaşamaması noktasında ciddi bir katkı sunulmaktadır.

TRT dizileri bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde yayınlanmaktadır. Tarihi doğru şekilde anlatan diziler, geçmişinde sömürge ya da soykırım lekesi bulunmayan bir milletin özünde olan asaleti, geniş kitlelere ulaştırmaktadır. Toplumsal yaralara parmak basan, ailenin kutsallığını, akrabalık bağlarını ön plana çıkaran, vatan-millet sevgisini zihinlere zerk eden, dini değerlere saygıyla yaklaşan kaliteli yapımların varlığı çok kıymetli bir durumdur. TRT'nin bu noktadaki hassasiyeti kamuoyunun büyük takdirini kazanmaktadır. Çocukların ruhsal ve bedensel gelişimini olumsuz yönde etkilemeyen aksine bilinç ve duyarlılık oluşturan yapımlar, ailelerin endişelerini gidermektedir. Bunun yanında sinemalarda gösterime giren; çocukları araştırmaya itecek bilimsel ya da tarihi, dini değerleri özümsemelerini, idrak etmelerini sağlayacak animasyon yapımlara destek verilmesi ayrıca önem arz etmektedir.

TRT Belgesel kanalı birçok başlık altında yayınladığı belgesellerle farkını ortaya koymakta, sosyal etkisi yüksek önemli içerikler üretmektedir. TRT 2 kültür, sanat ve edebiyat alanında nitelikli programlarıyla büyük ilgi görmektedir. "Siz neredeyseniz biz oradayız" sloganı ile yola çıkan TRT Türk, yurt dışında yaşayan Türkler ve kardeş topluluklarla manevi bağları güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Ortadoğu'dan Kafkaslara uzanan, Türk kültürünün hâkim olduğu geniş bir coğrafyada TRT Avaz, köprü vazifesi misyonunu başarıyla yerine getirmektedir. Türkçe, Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe ve Türkmence programları ile dikkat çekmektedir. Balkanlar kara propaganda faaliyetlerinin yoğun olduğu bir bölgedir. Başta FETÖ kaynaklı olmak üzere dijital platformlardan ya da sözde düşünce kuruluşlarından yayılan yalan haber ve manipülasyondan en fazla Türkiye etkilenmektedir. Bilgi kirliliği, sahte haberlerin önüne geçmek, doğru ve güvenilir bilgiye erişiminin hızlı bir şekilde sağlanması amacıyla, Haziran 2022 tarihinde TRT Balkan kanalı kurulmuştur. Kanal Makedonca, Arnavutça, Boşnakça, Hırvatça, Sırpça dillerinde yayın hayatını sürdürmektedir.

Dış politika anlayışı

Küresel dış politika anlayışının daha doğrusu şartların değiştiği şu dönemde Orta Doğu ve Körfez ülkeleri ile yeni ilişkiler kurulmaktadır. Rusya-Ukrayna savaşının küresel yansımaları, Afganistan iç savaşı sırasında ABD ve AB'nin çok kötü sınav vermesi gibi olaylar yeni ittifaklar kurulmasına neden olmuştur. Bu krizleri avantaja çevirme yolunda Ankara önemli adımlar atmıştır. Bu doğrultuda TRT Arabi, yeni dönemde yaptığı yayınlarla adından söz ettirmekte, fark oluşturan haberleri ile daha fazla ön plana çıkmaktadır.

Covid19 salgını dünyada birçok dengeyi değiştirmiştir. Türkiye güçlü sağlık alt yapısıyla süreçten en az hasarla çıkan nadir ülkelerden biridir. İki yıl süren salgın döneminde kamu yayıncılığı alanında güvenilir habere erişim noktasında TRT, rakiplerine karşı farkını net şekilde ortaya koymuştur. Birçok ülke eğitim sektöründe büyük sorunlar yaşarken TRT bir hafta içinde kurduğu 3 televizyon kanalı ile (EBA TV) öğrencilerin eğitim sürecinin aksamaması için ciddi fayda sağlamıştır. Bu durum kelimelerin izah etmede kifayetsiz kalacağı çok büyük bir başarıdır.

Tanıtım reklamlarında da kalın çizgilerle vurgulandığı üzere, yayın politikasının merkezine insanı koyan TRT, Türkiye'nin yumuşak gücü olarak, farklı coğrafyalarda, doğru ve kaliteli yayıncılığı daha ileri seviyelere taşımaya devam etmektedir. Sürekli büyüyen ve yenilenen güçlü ağı ile yeni dünya düzeninde dijitalleşmeye de hızlı bir şekilde entegre olmayı başarması önemli bir noktadır. TRT yayın politikalarının çok önemli bir amacı daha vardır: Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde hızla yükselen İslam ve yabancı karşıtlığına karşı farkındalığı artırmak. Bu kapsamda yapılan program ve etkinliklerle -sonuç odaklı- güzel işlere de imza atılmaktadır. Son olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın "ilişkili kuruluş" kapsamında, ülkemizin önemli kültürel diplomasi enstrümanları arasında yer alan TRT'ye verdiği destek oldukça önemlidir.

[email protected]