Z kuşağı ve tekno girişimcilik

Dr. Hülya Bulut / Marmara Üniversitesi
4.02.2022

Türkiye; teknoparklar, kuluçka merkezleri, hızlandırma programları ve yatırım fonları bağlamında İstanbul üzerinden, dünyanın tekno girişimcilik radarına girdi. Bugün 125 bin yazılımcı, yaklaşık 12 bin 500 teknoloji şirketi ve altı unicorn (piyasa değeri milyar $ veya üzeri olan şirketler) ile Türkiye, Z kuşağının beceri ve yetenekleriyle iddiasını ortaya koymaktadır.


Z kuşağı ve tekno girişimcilik

İnsanoğlu, Sanayi Devrimi'nden günümüze kadar geçen yaklaşık 260 yıllık süreçte birçok olaya, kazanıma ve gelişmeye tanıklık etmiştir. İlk sanayi devrimi yaklaşık 80 yıl (1760-1840) sürmesine rağmen, ikincisi daha kısa, üçüncüsü ise ondan da kısa bir süre gerektirmiştir. Bir süredir içinde olduğumuz dördüncü devrime "dijitalleşme çağı" demek yanlış olmayacaktır. Yaşanan bu son devrimi Almanya dünyaya "Sanayi 4.0" olarak ilan ettiyse de, Japonya bu çağrıya sosyal bir boyut ekleyerek "Toplum 5.0" gibi bir açılım getirmiştir.

Bilgi üretiminin hızı, bilimin ve teknolojinin gelişimi sayesinde şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştır. Bilgisayarların ortaya çıktığı 1950'lerde bayt (byte) sistemi 1 ve 0'lardan oluşmakla aslında alfabedeki harfler ve müzikte kullanılan notalar kadar heyecan verici bir yenilik olarak algılanmıştır. Önceleri kilobayt ile ölçülmeye çalışılan dijital bilginin hızla megabayt ve sonra gigabayt seviyesine çıktığı bilinmektedir. Bugün çalışan ortalama bir kişinin ürettiği, kullandığı ve depoladığı bilginin rahatlıkla gigabayt seviyesinde, hatta özellikle bilgiye dayalı bir alanda çalışıyorsa terabayt seviyesinde olduğu bir gerçektir.

Yapay zekanın önemi

Dünya nüfusunun arttığı ve dijitalleşme oranının yükseldiği bir ortamda insanlığın hızlıca petabayt, sonra da exabayt seviyesinde data biriktirdiğini hayal etmek şaşırtıcı değildir. Bugün ise IDC'nin tahminine göre 2020'de toplam veri depolama seviyesi, 2019'a göre yüzde 16,6 artış göstererek yaklaşık 7 zettabayt'a ulaşmıştır. İşin diğer bir ilginç boyutu ise; insanoğlunun toplam veri depolamasının yaklaşık her beş yılda bir iki katına çıkıyor olmasıdır. Yine IDC'nin çalışmalarına göre 2025'te dünyanın üreteceği toplam verinin 160 zettabayt (160.000.000.000.000.000.000.000 bayt) olacağı tahmin edilmektedir. Bu bağlamda Big Data (Büyük Veri) ve Yapay Zeka kavramlarının önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

Bilgi üretimi ve kullanımının en önemli konulardan biri olduğu 21. yüzyılda; hemen her ülke, dijitalleşmedeki bu hızlı gelişime ve yarattığı rekabete karşı önlemler almak ve yarışta geride kalmamak için mücadele etmektedir. Bu süreçte öne çıkan tanımlar ve kavramlar arasında Z-kuşağı, Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik (özellikle tekno girişimcilik), fikri sanayi mülkiyet hakları, prototipleme, ticarileştirme, vb. bulunmaktadır. Şüphesiz ki ilk Sanayi Devrimi'nde başı çeken İngiltere ve kıta Avrupası'nı takiben Kuzey Amerika (ağırlıklı olarak Anglo Sakson toplumlar) tarihsel olarak bu kavramları hem doğurmuş hem de öncü olmanın avantajını günümüze kadar önemli düzeyde korumuştur.

Yeni yarışın zemini

Dördüncü Sanayi Devrimi, sunduğu büyük fırsatların da etkisi ile küresel arenada yeni bir yarışa zemin hazırlamıştır. Rekabet gücünü elinde tutmayı hedefleyen gelişmiş ülkeler, kurulu güç dengelerini kendi lehlerine değiştirmeyi amaçlayan gelişmekte olan ülkeler ile küresel dev şirketler yürüttükleri programlar ve yaptıkları yatırımlarla teknolojik gelişimi hızlandırmaktadır. Kamu ve özel sektör politikalarının dijitalleşmeye uyumu ve küresel tedarik zincirine entegrasyonu ile iş gücü piyasası yetenek havuzunun yeni ihtiyaçları karşılaması gibi konularda yenilikçi arayışlar söz konusudur. Bu arayışların ışığında, bir yandan sanayide ve teknolojide ilerlemeler gerçekleşmekte, diğer yandan da bu ilerlemeler ile yeni nesil problemlere çözümler üretilmektedir. Dolayısıyla, kültürlerine, rekabet güçlerine ve potansiyellerine göre hedeflerini belirleyen ülkeler, politikalarını ve stratejilerini belirlemekte ve bu amaçla çeşitli yaklaşımları ve yol haritalarını da şekillendirmektedir.

Bu bağlamda; Türkiye, Milli Teknoloji Hamlesi ile kendi yol haritasını hayata geçirmekle teknolojinin öncü ülkelerinden biri olma iradesini göstermektedir. Bu yaklaşımla; Türkiye'nin küresel rekabet gücü artacak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı temin edilecek ve kritik teknolojilerde atılım yapılacaktır. Savunma sanayisinde kaydedilen başarının, öğrenilmiş çaresizliği ortadan kaldırarak, diğer sektörlere rol modeli olduğu görülmektedir. Teknolojik ilerleme ve dijital dönüşümün öne çıkarttığı ileri ve yıkıcı teknolojilerin bazıları; yapay zekâ ve makine öğrenmesi, nesnelerin interneti, büyük veri ve veri analitiği, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve robotiktir. Ayrıca otonom sürüş, insansız hava araçları, uzay havacılığı, hassas tıp gibi alanlarda kaydedilen ilerlemeler; üretimi, tüketimi, sosyal dokuyu ve politikaları da hızla dönüştürmektedir. Özellikle Z-kuşağına uygun ve hızlı işler olması bakımından mobil uygulamalar ve oyunlar, blockchain, metaverse, teslimat ve lojistik, eğitim teknolojileri de öne çıkmaktadır.

Katma değer üretimi

OECD tarafından tekno rekabetçiliğin anahtar kavramı, teknolojiye dayalı katma değer üretimi olarak nitelendirilmektedir ve "teknoloji-yoğunluğu" ile ölçülmektedir. Orta ve yüksek teknolojili ürünler, teknoloji-yoğun ürün sayılmakta ve genel anlamda rekabetçiliğin ölçüsü olarak kabul edilmektedir. Ülkelerin imalat sanayilerindeki gelişmişlik seviyesini gösteren kriterlerden biri yüksek teknolojili ürün ihracatıdır. Ayrıca, dünya ticaretinden pay almak ve güçlü ekonomilere sahip olmak için imalat sanayinin rekabet gücünün artırılması gerekmektedir.

Teknoloji stratejisi

Pandemi öncesinde, İstanbul Ticaret Odası verilerine göre 2019 Aralık ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 76,6'dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı ise yüzde 15,7'dir. 2018 yılında yüzde 3,2 olan yüksek teknoloji sektörlerinin imalat sanayii ihracatı içindeki payı 2019 yılında yüzde 3,5 olmuş, orta-yüksek teknoloji sektörlerinin payı ise yüzde 36,4 olarak kalmıştır. 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji belgesinde bu oranların sırasıyla yüzde 5,8'e ve yüzde 44,2 çıkartılması hedeflenmektedir.

Dijitalleşen dünyada; yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü bir Türkiye konumlandırması amacıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı paydaşların da katkısıyla "2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi"ni hazırlamıştır. Bu belge, Türkiye'nin "Milli Teknoloji Güçlü Sanayi" vizyonunu gerçekleştirmede yol haritasıdır. Yüksek Teknoloji ve İnovasyon, Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi, Girişimcilik, Beşeri Sermaye, Altyapı gibi ana bileşenlerden oluşan strateji doğrultusunda; sanayide dijital dönüşümün sağlanması ve ileri teknoloji çözümlerinin üretilmesi ile Türkiye'nin sanayide ve teknolojide 2023 hedeflerine ulaşması öngörülmektedir.

Bilgi üretimi ve kullanımında, bununla ilgili olarak dijitalleşmede çok hızlı karar alıp uygulamanın ve merkezileştirici bir politika yerine yerelleştirici ve kılcallara kadar yayıcı bir politikanın gerekliliği aşikardır. Bunu hızlı kavrayan devletlerin bu alandaki örgütlenme biçimleri ve formları hiyerarşik ve bürokratik değil; yalın, çevik (agile), yenilikçi, değişimci ve piyasacıdır. Nitekim "gelişmiş" Batı toplumlarında uzunca bir süredir, Türkiye gibi "gelişmekte olan" toplumlarda ise son on yılı aşkın süredir doğru biçim ve formlara geçilmekte olduğu görülmektedir.

İşte bu bağlamda, özellikle de Z kuşağının ve 2022 yılında beşincisi yapılması planlanan TEKNOFEST'ten istifade eden gençlerin yeni beceri ve yetenekleri artan bir şekilde önem arz etmektedir. Zaman ve mekan sıkışması yaşanmaktadır. Bu yetenekleri, refah toplumuna dönüşümde kullanmanın en önemli aracı ise girişimciliktir. Girişimciliğin önemli odak alanları arasında; sosyal girişimcilik, iç girişimcilik, akademik girişimcilik, ihtiyaca dayalı (necessity based) girişimcilik ve fırsata dayalı (opportunity based) girişimcilik bulunmaktadır. Bu alanların hepsi ihtiyaç olmakla beraber, hızlı ölçeklenebilir ve büyük piyasa değerlerini oluşturan "Tekno Girişimcilik" çok kritik öneme sahiptir.

Yıllarca San Francisco (Silikon Vadisi), New York, Boston, Londra ve Pekin gibi merkezler katma değer ve refah artışında sıçratıcı bir konuma sahip olmuşlardır. Türkiye'nin de; teknoparklar, kuluçka merkezleri, hızlandırma programları ve yatırım fonları bağlamında İstanbul üzerinden, dünyanın tekno girişimcilik radarına girdiği anlaşılmaktadır. Bugün 125 bin yazılımcı, yaklaşık 12 bin 500 teknoloji şirketi ve 6 unicorn (piyasa değeri milyar $ veya üzeri olan şirketler) ile Türkiye, Z kuşağının beceri ve yetenekleriyle iddiasını ortaya koymaktadır. O kadar ki tekno girişimcilik ekosistemi 2020'de aldığı yatırımlarla yükselişteyken, pandemiye rağmen 2021'de yüzde 1.000'lik bir artışla 139 milyon $'dan 1,56 milyar $'a sıçramıştır. Anlaşılmaktadır ki savunma, yazılım, oyun, mobilite ve diğer teknolojilere yapılan yatırımlar hem Türkiye'yi refah toplumuna taşıyacak hem de ister Z kuşağı ister TEKNOFEST kuşağı olarak ifade edilsin; yeni kuşakları mutlu girişimciler ve çalışanlar haline getirecektir.

Son başvuru 28 Şubat

TEKNOFEST yarışmalarına geçtiğimiz yıl 81 il ve 111 ülkeden 44 bin 912 takım, 200 bin genç başvuruda bulunmuş olup, başvurular arasından 13 bin finalistin belirlendiği yarışmalarda gençler kıyasıya mücadele etme şansını yakalamıştır. Bu yıl TEKNOFEST Teknoloji yarışmalarına yine ilkokul seviyesinden ortaokul, lise, üniversite, lisansüstü ve mezun seviyesine kadar nitelikli binlerce gencimiz hayallerini gerçekleştirmek için birbirinden farklı kategorilerde düzenlenen teknoloji yarışmalarına katılabilecektir.

Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla yarışma kategorisinin açıldığı ve Türkiye tarihinin en büyük ödüllü teknoloji yarışmaları olan TEKNOFEST Teknoloji Yarışmaları bu yıl 39 farklı kategoride düzenlenecek olup, yarışmalara başvuru için belirlenen son tarih 28 Şubat 2022'dir. TEKNOFEST 2021'den farklı olarak Dikey İniş Roket Yarışması, Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması, Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Yarışması ve Hyperloop Geliştirme Yarışması bu yıl ilk kez düzenlenecektir. Gençlerin millî teknoloji üretme ve geliştirme konusunda ilgilerinin arttırılması hedeflenerek bu alanlarda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için ön eleme aşamasını geçen takımlara malzeme desteği sağlanacaktır. TEKNOFEST'te yarışıp dereceye girmeye hak kazanan takımlar ise 6 Milyon TL'nin üzerinde ödülün sahibi olacaktır.

Bir yıl İstanbul bir yıl Anadolu'nun başka bir şehrinde düzenlenen Teknofest beşinci yılında Samsun'a taşınmaktadır. 30 Ağustos- 4 Eylül tarihleri arasında Samsun'da gerçekleşecek olan Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'in bir parçası olmak ve yarışma başvurularını gerçekleştirmek için teknolojiye ilgi duyanlar https://www.teknofest.org/tr/ adresine davet edilmektedir.

[email protected]