27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Anadolu’nun göbeğine Korsan Gemisi demir attı

Anadolu’nun ortasında bir plaj, bozkır toprağa demir atmış bir gemi, Masal Şatosu, ilklerle ve tarihi eserlerle bezenmiş, Porsuk Çayı’nın çevresine yerleşmiş bir şehir, Eskişehir… Hafta sonunu geçirmek için en ideal rotalardan biri!

BÜŞRA UĞRAŞ8 Nisan 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Anadolu’nun göbeğine Korsan Gemisi demir attı

Geçtiğimiz hafta sonu kulaklarımızda sürekli şunlar çınladı: Es, es, es, ki, ki, ki, eski, eski es! Evet Eskişehir’deydik. Nam-ı diğer ‘öğrencilerin başkenti’nde.’ Şehirde yaşayan genç nüfusun çokluğundan mıdır bilinmez şehrin dinamik bir enerjisi olduğunu hissettik. Hani ‘Buradan sıkılmak mümkün değil’ desek abartmış olmayız. Şehrine aşık insanlarla doluydu Eskişehir, öyle ki her fırsatta memleketlerini savunuyorlar, gelişmesi için çalışıyorlar, sokaklarını, parklarını bahçelerini koruyorlar, yere çöp atmaktan kaçınıyorlar! İzmirliler’in memleket sevdasının adı çıkmış siz bir de gidip Eskişehirlileri görün! Porsuk Çayı’nın etrafına yayılmış yüzünü yeni yeni göstermeye başlayan güneşin keyfini sürenler, Şehr-i Aşk Adası’nda yürüyüş yapanlar, Sazova Parkı’nda takılanlar… Şehrin genç, eğlenceli ve dinamik yapısından söz ediyoruz evet, ama tarihinin aslında ne kadar eskilere dayandığını vurgulamamak yanlış olur. Türkiye’nin en kalabalık 25’inci ili olarak kabul edilen Eskişehir, tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yaptı: Hitit, Frigya, Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu bunların başında geliyor. Öyle ki şehir UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkentliği ve Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanlarını elinde tutuyor… Yalnızca bu mu? Elbette hayır, bu şehir tarihimizde pek çok ilke imza atışımıza da şahitlik etmiş: Osmanlı’da Osman Bey döneminde ilk hutbe burada okunmuş, Türk tarihinin ilk modern haritası burada çizilmiş, ilk Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve ilk Köy Enstitüsü yine burada kurulmuş. Hatta ilk ve tek tamamen milli üretim olan Türk otomobili, meşhur ‘Devrim’ ve ilk Türk lokomotifi Karakurt’un üretimi de bu şehirde yapılmış. Tüm bu ilklerden bahsederken söylemeden edemeyeceğimiz bir tane daha var. Öğrencilerin kanlarını satarak kurduğu dünyadaki ilk tiyatro da yine Eskişehir’de. İlkler saymakla bitmiyor, belki bu son örneklerimizden yola çıkarak ilin ruhunu daha iyi kavrayabilirsiniz. TCDD’nin ilk hızlı tren seferlerini başlattığı bu güzel Anadolu şehrine ulaşım da son derece kolay! Şimdi bilet almanın ve hafta sonunu değerlendirmenin tam sırası… 

NASIL GİDİLİR NEREDE KALINIR

İstanbul’dan yola çıktığınızı varsayarsak hızlı tren kullanarak iki buçuk kara yolu ile de yaklaşık üç bucuk dört saatte şehre varabilirsiniz. Diğer şehirlerden de ulaşım son derece kolay. Tren istasyonu, özellikle hızlı tren, şehrin turizminin gelişiminde büyük rol oynadı. Biz şehrin Tepebaşı ilçesinde bulunan Eskişehir Modernity Hotel’in misafirleriydik. Şehrin hareketli mekanlarında vakit geçirdikten sonra merkezi bir konumda bulunan otelimize yürüyerek dönme lüksüne de sahip olduğumuzu belirtmemiz gerekiyor! Bunun dışında şehrin birçok gezi noktasını bünyesinde bulunduran Odunpazarı’nda yer alan butik otellere de göz atabilirsiniz.

NE YENİR, NE ALINIR

Eskişehir’e gittiğinizde izini sürmeniz gereken lezzetlerin başında met helvası, nuga helvası, haşhaşlı çörek, kalabak suyu, balaban kebabı ve çibörek geliyor. Karnınızı bir güzel doyurduktan sonra biraz da alışveriş yapmak isterseniz lületaşından yapılan her türlü takı, dekoratif süs eşyaları, tespihler ve magnetler gözünüze çarpacak. Özellikle Odunpazarı’ndaki Atlıhan El Sanatları Çarşısı bu alışveriş için en ideal noktalardan biri.

Eskişehir’in beyaz yüzü

Lületaşı dünya üzerinde çıkarıldığı tek bölge olması nedeniyle, Eskişehir’in simgesi haline gelmiş bir maden. Eskişehir’in 300 yıllık değeri olan lületaşına ‘beyaz altın’da deniyor. İşlenmesi kolay beyaz renkli, gözenekli bu mineral, umumiyetle pipo, tesbih, biblo ve süs eşyası üretiminde kullanılıyor. Bölge halkının başlıca geçim kaynağı olan lületaşı, aynı zamanda ülkemize de büyük ölçüde döviz kazandırmakta. 

NEREDE GEZİLİR

Odunpazarı: Şehrin en eski ve turistik yerleşim bölgesi. Tarihi Odunpazarı Evleri, Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Lületaşı Müzesi, Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Balmumu Müzesi, Şelale Park, Osmanlı Evi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi ve Alaaddin Camii bu bölgede görebileceğiniz en önemli gezi noktalarından.

Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi: Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı Eskişehir’in içinden geçiyor ve şehrin simgelerinden biri. Şehir merkezinin Porsuk Çayı çevresinde kalan alan ise Adalar olarak adlandırılıyor ve bu bölge Eskişehir’in hareketli öğrenci yaşantısında adı geçen birçok kafe ve restorana ev sahipliği yapıyor. Porsuk’ta düzenlenen bot ve gondol turları ise bölgeye ayrı bir hava katıyor. Eskişehirliler bu bölgeyi kendi Venedik’leri olarak tanımlıyorlar!

Sazova Parkı: Son yıllarda Eskişehir’de birçok park yapılsa da bunlardan en ünlü olanı kuşkusuz Sazova Parkı. Tam adı ile Bilim, Sanat ve Kültür Parkı, Eskişehir-Kütahya yolu üzerinde yer alıyor. Parkın içerisinde Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Uzay Evi, Bilim Merkezi, Akvaryum ve yapay gölet gibi birçok bölüm var... 

İki Eylül Caddesi: Şehrin en hareketli noktalarından biri. Şehrin tam merkezinde yer alan ve araç trafiğine kapalı olan cadde aynı zamanda iki önemli tramvay hattının da kesişim noktası. Birçok gezi noktasını birbirine bağlayan cadde üzerinde restoranlar ve mağazalar yer alıyor.

Kentpark: Eskişehir otobüs terminalinin hemen karşısında yer alan tesis, Eskişehir’in ünlü parklarından bir diğeri. İçerisinde yer alan yapay plaj Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip.

Şelale Park: Şehrin ünlü parklarından biri de bu. Özellikle Eskişehir manzarası izlemek isterseniz Odunpazarı Bölgesi’nin üst kısımlarında yer alan bu parka uğramalısınız.

Taşbaşı Çarşısı: Özellikle yerli halkın alışverişlerinde tercih ettiği yerlerden biri. Bölgedeki dükkanlar klasik Anadolu çarşıları tarzında en fazla iki katlı yapılardan oluşuyor. Çarşı; kuyumcular, aktarlar, kumaşçılar gibi çeşitli sokaklara ayrılmış durumda. Hamamyolu Caddesi, İki Eylül Caddesi, Reşadiye Camii gibi birçok önemli yer bu çarşının çevresinde yer alıyor. 

Haller Gençlik Merkezi: Üniversitelilerin yaşadığı Bağlar Bölgesi’ne yakın bir konumda yer alan merkez şehrin turistik noktalarından biri. Eski zamanlarda yaş sebze ve meyve hali olarak kullanılan yapı yapılan restorasyonların ardından kafelere ve hediyelik eşya satan dükkanları içinde barındıran bir turistik merkez halini almış.