26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Başarı için okunmuş pirinçten medet ummayın

Üniversite hayallerini gerçekleştirmek isteyen milyonlarca öğrenci iki günlük sınav maratonuna girdi. Aileler ise çocuklarına okunmuş pirinç yutturarak, okunmuş şekerlerle besleyerek sınavda başarıyı yakalamanın derdinde.

FATMA ERSOY 30 Haziran 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Başarı için okunmuş pirinçten medet ummayın

Milyonlarca öğrenci bugün ve yarın hayatlarında yeni bir dönemi başlatacak üniversite sınavına giriyor. Yılların emeği ve çalışmasıyla dirseklerini çürüten öğrenciler ile tüm umutlarını çocuklarına bağlayan velilerin stresleri ise onları belli ritüellerin kollarına bırakıyor. Okunmuş pirinç, çörekotu yutmak ya da taşımak, sınavda başarı getirdiğine inanılan duaları okumak, türbeleri aşındırmak, falcıların kapısında yatmak, astrolojik tüyolar peşinde koşmak, yüz ve ele zemzem suyu değdirmek, hacı nenelerin okuduğu kalem, silgi, açacak ile sınav öncesi soru çözmek, anne duası almış şekeri yutmak, bol yağlı özel beslenme çantası hazırlama, sınava yakın deniz kıyısında avare avare dolaşma gibi ritüelleri çeşitlendirmek mümkün. 

Tabii psikolojik açıdan rahatlatan ritüelleri abartıp kendinizi kaptırdığınızda işler sarpa sarabiliyor. Mesela 41 adet okunmuş pirinci zemzem suyu ile zorla yutturduğunuz çocuğunuz sınav ortasında rahatsızlanırsa ne olur? Hemen söyleyelim sınava konsantre olamaz. Siz de gelen başarısızlığı ritüelleri yeterince yapmadığınıza ve çocuğunuzun çalışmadığına bağlarsınız. Tam tersi durumlarda mevcut tabii. Yıllar boyunca o dersten bu derse koşan, dirsek çürüten evladınız sınavı kazandığında onun emeğinden ziyade okuduğunuz pirinçlerle başarıyı yakaladığınızı zannedersiniz. Bu da çocuğunuzun özgüvenini eksilere düşürürken, çalışma isteğini de köreltir. 

“Gelin hep birlikte bu hurafeleri, ritüelleri bir kenara bırakalım” demeyeceğim. Çünkü bunlar kültürümüzün, toplumumuzun bir parçası. Biz yapmak istemesek ve ne kadar kaçarsak kaçalım bir gün kendimizi gündelik hayatın bu sevimli rutinleri içerisinde bulabiliyoruz.  

Kimi veliler biraz da -aylar öncesinden başlayarak çocuklarından da fazla yaşadıkları- sınav heyecanını yatıştırmak için eş, dost, akraba tarafından tavsiye edilen türlü yöntemleri yerine getirmeye mecbur hissedebiliyorlar kendilerini. 

Bir yıl boyunca yapmadığı ritüelleri son bir aya sıkıştıran veliler sizlere sesleniyoruz; ‘Sınav geleneklerinin suyunu çıkartmayın, abartmayın. Hayır duanız en güçlü takviye’. Ama yine de anne ve babaların ‘çalış evladım’ ısrarının yanı sıra sıklıkla başvurduğu akıllara zarar sınav öncesi motivasyon geleneklerini hatırlatalım...

Çok etkili zihin açan pirinçler: En bilinen ancak nereden geldiği belli olmayan bir hurafe ile karşınızdayız. Sabah sabah öğrenciye okunmuş pirinç veya çörekotu yedirilmesi veya okunmuş su içirilmesi söz konusudur. Okunmuş pirinçle şu ana kadar sınav birincisi olan kimseyle tanışmadım. Ancak bu pirinçler yüzünden sınavda fenalaşanı gördüm. El insaf anneler, babalar, teyzeler, neneler, komşular… Sabahın köründe aç karnına ya da kahvaltı üzerine yutulan pirinçten ne umuyorsunuz. Bilimsel açıdan bakarsak çocuğunuza yapacağı tek şey bağırsaklarını tıkayıp, karın ağrısı çektirmek. Fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı gençler için gelin el ele verelim, bundan vazgeçelim. Ama ısrarla bu ritüeli hakkıyla yapmak isterseniz tarifi şöyle; bir tane pirinç tanesinin üzerine 184 kez “Ya mukaddim” zikrini çekebilirsiniz. Ya da ağzı dualı bir büyüğünüze okuttuğunuz 41 pirinci ya da çörekotunu teker teker besmele çektirip yutturabilirsiniz.   

Sınıf ambiyansı yaratılan türbeler: Ülkemizde türbeler en çok dini günlerde ve sınav dönemlerinde ziyaret ediliyor. Normal olan dua etmekken bazı veliler işi çığırından çıkartıyor. Türbede şeker dağıtanı mı dersin, mum dikeni mi yoksa sınavda kullanılacak kalemi ve silgiyi duvarlara sürteni mi… Hatta işini sağlama almak isteyen anneler ritüeli daha ileriye götürüp direkt çocuğunun yüzünü, saçını türbe duvarlarına 41 kez sürtüyor. Bazı anneler ise çocuklarına türbede zorla soru çözdürterek sınavda fark atmayı amaçlıyor. 

Sahile çıkartma yapan anne ve babalar: Sınav ritüelleri içinde en mantıklısı bu. Bir senenin sıkıntısını, stresini çocuğun sınavdan bir gün önce atması beklenir. Öğrencinin kendini iyi hissetmesi için açık hava ile teması sağlanır. Aylardır kafasını test kitaplarından kaldırmayan genç yeniden bol güneşli deniz kenarlarında şoklama yöntemiyle hayata döndürülür.  

Sınavın kaderini değiştireceğine inanılan şekerler: ÖSYM’nin dışardan kalem, silgi, su ve şeker getirme yasağıyla bu ritüelin sona ereceğini düşünüyorduk ki yanıldık. İşini sağlama almaya çalışan anneler okunmuş şekerleri artık okul önlerinde çocuklarının ağzına tıkıyor. Özellikle son yıllarda inanılmaz şekilde talep gören ‘sınav şekerleri’ de ailelerin ritüel yarışında puan toplamasında yardımcı oluyor. 

Süper zekanın yolu aktarlardan geçiyor: Sınava son hafta kala zihin açtığına inanılan besinlerin satışında rekor kırılıyor. Hemen her söylenilen ürünlere ulaşmak isteyen aileler de aktarların yolunu aşındırarak, ilginç karışımlar ve tariflerle çocuklarının zekasını artıracaklarına inanıyorlar. İnşallah bu karışımlar sınav zamanı çocukların midesini bozmaz! 

Kazanılacak üniversiteyi fallarda aramak: Fala inanma falsız da kalma demişler! Bu düsturdan yola çıkan ebeveynlerde bir umut çevrelerindeki ‘en iyi falcıları’ bulma derdine düşüyor. Hatta bunun için şehir dışına gidenler bile var! Kağıt destesinde, kasedeki suda ya da kahve telvesinde çocuklarının geleceğini öğrenmek isteyen anneler bunun için birbirleriyle adeta yarışıyor. 

Tüyoları astrolojiden ummak: Anneler, çocuklar hemen her gazetede yayımlanan burçları yakından takip ederek sınava dair önerilerden medet umuyorlar.