7 Mayıs 2024 Salı / 29 Sevval 1445

Beyne zarar alışkanlıklar var

Beyin, vücudumuzun merkezi. Tıkır tıkır işlemeyen beyin, hayat kalitemizi doğrudan etkiler. Öte yandan, göz, kulak, mide gibi organlarımız hakkında her gün sayısız yazı yayınlansa da beyin hep görmezden gelinir. Oysa onun da özel ilgiye ihtiyacı var. Günlük hayatta birçok alışkanlığımız beynimizi yavaş yavaş tüketiyor. Aşağıda yer alan beyne zararlı bazı madde ve alışkanlıklarımızın listesini dikkatle inceleyebilirsek vefakar beyinlerimiz durumun ciddiyetini kavrayacaktır.

Cüneyt Tunaözü30 Ocak 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Beyne zarar alışkanlıklar var

2015 yılının son günlerinde gösterime giren Concussion filminde Amerikan futbolu oyuncularının kafalarına aldıkları darbelerle beyinlerinde oluşan hasar sonucu hastalığı tespit eden doktorun öyküsü anlatılıyor. Will Smith’in olağanüstü bir performans sergilediği film, beraberinde beyin sağlığıyla ilgili bir çok tartışmanın da alevlenmesine neden oldu.

Yine buna benzer bir tartışma iki sene önce saygın psikoloji dergisi JAMA’da yayınlanan bir makalenin ardından yaşandı. Aynı zamanda sözkonusu araştırmada da yer alan psikolog Simone Kühn yazdıkları büyük yankı uyandırmıştı. Araştırma sonuçlarına göre porno izlemek ile beyin küçülmesi arasında doğrudan bir bağ bulunuyor. Ancak bilim insanları bu tür filmleri izlemenin mi beyni küçülttüğü yoksa beyindeki bir hastalığı olanların mı porno izlediği konusuda anlaşmazlığa düşmüştü.

Gri hücrelerimizi koruyalım

Kulağa pek inandırıcı gelmese de beyin küçülmesinden gerçekten bahsetmek mümkün. Bilimsel olarak açıklamak gerekirse beyin küçülmesinden kasıt, vücudumuzun bu en önemli organının temel yapı taşı olan gri hücrelerin azalması, hasar görmesi veya ölmesi anlamına geliyor.

Gri hücrelerin azlığı ise hafıza ve dikkat kaybı ile konuşma bozukluğu gibi sorunlara neden oluyor. Nörolojik hastalıkların çoğunun nedeni hakkında bilim çevreleri hala kesin bir şeyler söyleyemese de gri hücrelerin azlığının sağlığı bozduğu konusunda hiç bir şüphe yok. Mesela zararları hakkında ciltlerce kitap yazılabilecek alkol tüketiminin beyin hücrelerini öldürmesi pek çoğumuzu şaşırtmayabilir ancak içine kapanık, sosyal olarak aktif olmayan kişilerin beyinlerinde de küçülme gözlemlendiğini söylersek durumun ciddiyeti daha rahat anlaşılır. Bütün bu veriler diğer organlarımız gibi beynin de hastalanabileceğini bir kez daha hatırlatıyor bize. Gündelik hayat içerisinde sık karşılaştığımız için çok da önemsemediğimiz beyne zarar veren madde ve alışkanlıklar var. Aşağıda bunların kısa bir listesini okuyabilirsiniz.

ALKOL KISA DEVRE YAPIYOR

Alkol, başta ön loblar olmak üzere beynin bir çok bölgesinde hasara yol açıyor. Ön loblar beynin yönetim merkezidir. Karar alma mekanizmasi, farklı işleri bir arada yürütme yetisi, duygularımızı kontrol altına alıp bir sıraya sokmak işlemi beynin bu bölümünde yapılıyor.

Healing the Addicted Brain (Bağımlı Beyini İyileştirmek) adlı kitabın yazırı Dr. Harold Urschel konuyu şu şekilde özetliyor, “İnsan hastalandığında, beyni yardım alması gerektiğini ona iletir. Ancak alkol gibi bağımlılığı olanlarda beynin o bölgesi arızalıdır, çalışmaz. Alkolikler yardım almaları gerektiğini kabul eden son kişilerdir. Alzheimer hastalarında olduğu gibi durumunun farkında değildir ve hastalığı daha da kötüye gider bu yüzden.

Alkoliklerde beynin ön lobları etkilemesi en kötüsü değildir. Beynin merkezinde yer alan limbrik sistem de alkolün etkisiyle tahrip oluyor. Limbrik sistem, sizin kontrol merkezinizdir. Ölmemenizi veya aç kalmamanız gerektiğini söyler. Bizi mutlu hissetmemizi sağlayan, hafızamızı tetikleyen, haz veren, sağlıklı kavramamızı ve dikkatli olmamızı sağlayan dopamin hormonunun salgılandığı merkezdir. Alkol tüketimi librik sistemde kısa devre yapmasına neden olur. Beyini bir bilgilsayar olarak kabul edersek limbrik sistem de bu organın en güçlü işletim çipidir. Alkol bağımlılığı da bu bilgisayarın ortasına tornavidayla deşmekle aynı anlamdadır.

ÇOK YEMEK YEMEK HAZ ALMAMIZI ZAYIFLATIR

Yemek yerken de dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü aşırı beslenme, damarların daralmasına neden oluyor bunun sonucunda beyne daha az kan gidiyor. Kan az gidince beyin yavaşlıyor. Maryland Medical Journal dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre frenginin ardından damarları sertleştiren en önemli etmenin aşırı yemek yemek olduğu belirtiliyor. Çok fazla şekerli ve yağlı beslenmek, yeme alışkanlıklarımızı kontrol eden beyin devrelerinin bozulmasına neden oluyor. Bu bozulma da haz alma merkezini olumsuz etkiliyor.

UYUŞTURUCU HÜCRELERİ BOZUYOR

En tehlikeli uyuşturucu haplardan biri olan ekstazi 1985’e kadar ABD’de terapi amaçlı kullanılıyordu. Beyin hücrelerine zehir etkisi yaptığı tespit edilince yasaklandı. Nörolog Dr. Clifford Segil, ilaç firmalarının denetimli bir şekilde ürettiği uyuşturucu ilaçların tedavide yaygın olarak kullanıldığını belirtiyor ancak ekstazinin merdiven altı ve kontrolsüz üretildiğini bu yüzden beyinde geri dönülemez hasara yol açtığını söylüyor.

KAHVALTI SADECE MİDEYİ BESLEMEZ

Kahvaltıyı ihmal etmememiz için bir neden daha. Kahvaltı yapmamak kan basıncının düşmesine neden olur. Kan basınıncının düşük olması ise beyne daha az kan gitmesine ve dolayısıyla az beslenmesine yol açar. Yetersiz beslenme de beyni küçültür. İngiliz British Journal of Nutrition adlı dergide 2012’de beslenme ve hafıza üzerine bir araştırma yayınlandı. Bu araştırmaya göre tam tahıllı, yulaf ezmesi ve diğer yüksek lifli tahıl ağırlıklı kahvaltı yapan gençlerin hafıza ve dikkatlerinde ciddi iyileşmeler görülmüş.

STRES DEYİP GEÇMEYİN YÖNÜNÜZÜ ŞAŞIRTIR

Uzmanlar aşırı stresli insanların beyninde uyuşturucu bağımlılarınkine benzer hasar meydana geldiği konusunda uyarıyor. Depresyon, aşırı stres veya stres sonrası kişilik bozukluğu tanısı konmuş hastaların, özellikle yön bulma ve hafıza üzerinde rolü olan beynin hipokampus bölgesinde küçülme görüldüğü yapılan araştırmalar sonucunda tespit edildi.

BAŞINIZ AĞRIMADAN SU İÇİN

Bizlere suyla beraber kahve, çay ya da meyva suyu seçeneği verilse çoğumuz suyu sıkıcı bulur ve diğer seçeneklere yöneliriz. Halbuki su çok önemli. Beynimizin çoğu sudan oluşur. Aşırı susuzlukta vücut diğer organları ayakta tutabilmek için son çare olarak beyin sıvısından yararlanmaya çalışır. Böyle bir durumda susuz kalmış çiçekler gibi beyin hücreleri solup küçülür. Kafatasında oluşan basınç sonucunda ise başımız ağrımaya başlar. Bunun için daha susamadan su içmemiz tek çözüm. Beynimizi canlı tutabilmemiz için yanımızda mutlaka küçük su şişesiyle taşıma alışkanlığı edinmemiz gerekiyor.

SİGARA HAZZI ÖLDÜRÜR

Tütündeki nikotin, beyindeki ruh hali, iştah ve haz duygusunu yöneten ve nöronlar arasında iletişimi sağlayan kimyasallar olan nörotransmitterleri doğrudan uyarıyor. Sigara tüketimi aynı zamanda damarların çatlayıp kanamalara neden olduğu için beyinde inme riskini artırıyor. Bunun doğal sonucu ise beyin hücrelerinin hasar görmesi. Beyin inmelerin bir çoğunda ise hastada felç, kaslarda zayıflama, konuşmada ve yemek yemede zorlanma, kafa karışıklığı ve denge kaybı görülüyor.

AKILLI TELEFONLAR AKLINIZI ALMASIN

Teknolojinin faydaları kadar zararları da var maalesef. Neredeyse hepimiz her canımız sıkıldığında akıllı telefonlarımızı elimize alıp amaçsızca kurcalıyoruz. Yapmamamız gerekiyormuş! Onun yerine oturup biraz düşüncelere dalsak, kendimizle ilgilensek çok daha iyi olacak. Bilim insanları sorunlarımızı bir kenara bırakıp sanal dünyaya dalmak beynimizin zor durumlarla başbaşa çıkma yetisini zayıflattığı konusunda uyarılarda bulunuyor.

GÜÇLÜ BİR HAFIZA İÇİN BİR DE UYUMAYI DENEYİN

Uykuyu hafife almamak gerekiyor. Çünkü uyuduğumuzda beyin hafızamızı düzenler, olaylara daha kolay tepki göstermemizi sağlar, dikkatimizi toplar, doğru karar vermemize olduğu gibi duygularımızı kontrol etmemizde de yardımcı olur. Denver Üniversitesi’nden Prof. Kim Gorgens yeterli süre uyumuyan genç erişkinlerin beynindeki sinir hücrelerini zehirleyip zarar verdiğini tespit ettiklerini belirterek, “Genelde yetersiz uykunun beynin gelişimi üzerindeki etkileri önemsenmiyor. Oysa sağlıklı uyku beyin üzerindeki olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır” diyor.

MUTLULUĞUNUZ İÇİN HAREKETLENİN

Dopamin, beyinde salgılanan ve bizim hareketten hafızaya, uykudan öğrenmeye, duygu durumundan mutluluğa birçok yaşamsal durumumuzu etkileyen bir hormondur. Bu hormonu salgılamanın en doğal yolu ise fiziksel aktiviteler.

Spor yapmanın bir başka ilginç özelliği daha var. Düzenli olarak uygulanan kalp ve damar sistemlerini çalıştıran egzersizlerin (kardiyo) beyin hücrelerini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Nabzınızı 60 ila 120 saniye süreyle çok kolay bir şekilde yükseltebilirsiniz. Bunun için ağır spor yapmaya bile gerek yok. Akşamüzerleri tempolu bir yürüyüş, kısa süreli bir bisiklet turu beyin hücrelerinizi artırmak için yeterli olacaktır.