26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Büyüteç elimizde, merak zihnimizde biz gideriz ormana

Kendilerini ‘merak ekici’ olarak tanımlayan Usturlab Çocuk Atölyesi düzenlediği Orman Kaşifleri etkinliğiyle çocuklara uzak kaldıkları gerçek dünyanın kapılarını aralıyor.

GÜLCAN TEZCAN6 Haziran 2015 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Büyüteç elimizde, merak zihnimizde biz gideriz ormana

“Şehir hayatı tabiatla bağımızı kopardı, ağaçların, çiçeklerin adını bilmez olduk, böcekleri tanımıyoruz, kapana kısılmış gibi bir hayat yaşıyoruz” şikayetlerini fazlasıyla duyar olduk. Peki çözüm üretmek için çaba gösterenlerden haberdar mıyız? 

Usturlab Çocuk Atölyesi, tam da bu derde deva olmak, çocukların zihnine merak ekmek üzere kurulmuş bir oluşum. Çoğu Viyana’da matematik, biyoloji ve temel bilimler eğitimi almış olan atölyenin kurucuları ABD ve Avrupa’da yükselen bir trend olan okulsuz eğitim anlayışıyla yeni bir model öneriyor. 

Atölyenin Orman Kaşifleri etkinliği çocukları her ay düzenli olarak Validebağ Korusu ve Florya Atatürk Ormanı’nda keşfe çıkıyor. Minik kaşiflerin bu maceralarına tanıklık etmek üzere Validebağ Korusu’nda Minik Mucizeler Akademisi öğrencileriyle buluşuyorum. Anaokulu yaş grubundaki 10-15 çocuk, ekip başı Sümeyye öğretmenin etrafında toplanıyor. Veliler belli bir mesafeden grubu takip ediyor. Çocuklar bez çantaları ve büyüteçleriyle maceraya hazır. Sümeyye öğretmen dediysek aslında daha çok bir rehber... Kendi tabiriyle çocukların zihnine merak ekiyor. 

ÇOCUK İSTEDİĞİ KADAR BİLGİ ALIYOR

“Soru merkezli eğitim sisteminde soruları öyle organize ediyorsunuz ki çocuğu cevaba doğru götürüyor. Cevabı siz vermiyorsunuz. Biz kendimizi merak ekici olarak adlandırıyoruz” diyen Usturlab Çocuk Atölyesi’nin kurucularından Sümeyye Ceylan, çocuklarınıza şunu öğreteceğim demiyor. “Çocuklar almak istediği kadarını alacak, keşfettiği bilgileri yakalayacak ve bütün hayatı boyunca o keşifler cebinde duracak” diye konuşan Sümeyye Ceylan, öğrencilerle bu yaklaşıma uygun bir iletişim dili kuruyor. Çocuklar adeta bir oyunun parçası haline gelirken dört duvar arasında ve ekran bağımlısı olarak sürdürmek zorunda oldukları gündelik hayatın sınırlarını aşıp özgürce hareket edebiliyor. 

Çocuklar için koruda gördükleri her şey heyecan verici. Örümcek ağının nasıl olup da karınca yuvalarının yanı başında örülebildiği, daha önceki gezilerde rastlamadıkları büyüklükteki karahindibanın başka bir tür olup olmadığı, sevimli sincabın nasıl bu kadar hızlı hareket edebildiği ve daha onlarca sonu gelmeyen soru... Sümeyye öğretmen de onların heyecanını canlı tutacak bir üslupla anlatmayı sürdürüyor. Örümcekleri anlatırken bu sevimli canlıların beslenme alışkanlıklarından da söz ediyor ve asla abur cubur yemediklerini, kola içmediklerini ekliyor sözlerine annelere göz kırparak. 

Minik kaşifler ellerinde büyüteçler öğretmenlerinin yönlendirmesiyle ve alışkın hareketlerle korudaki bitki ve hayvan türlerini incelerken bir yandan da doğaya saygılı olmayı, onların ortamını korumayı ve temiz tutmayı öğreniyor. Gezinin sonunda edindikleri izlenimleri orman günlüklerine kaydeden çocuklar korudan topladıkları çalı ve otlarla hayal güçlerini kullanarak birer böcek heykeli yaptılar. Gezinin sonunda Sümeyye Ceylan’a Orman Kaşifleri’nin başlangıcında çocukların nasıl tepkiler verdiklerini soruyorum. “İlk derste oraya buraya koştular ikinci derste bizden beklediler ne olacak acaba diye. Çocuğun göz seviyesi daha aşağılarda olduğu için daha iyi görebiliyorlar etrafı ve bir kelebek kozası keşfettiler. İçinde bir tırtıl koza örüyordu. Bir ay sonra tekrar geldiğimizde bir ay önce gördükleri şey aynı yerde duruyordu ve kelebek olmuştu, kanatları çıkacaktı. Bunu tabiatta olduğu yerde gördüler” diyen Ceylan, böylelikle çocukların hayatla temas kurduğuna dikkat çekiyor. 

OKULSUZ EĞİTİM YAYGINLAŞIYOR

Anaokulundan lise düzeyine kadar çocuklara fen bilimlerini laboratuar ortamının sınırlı alanından dışarıya çıkarıp yaşayarak öğrettiklerini anlatan Sümeyye Ceylan, neden Usturlab adını seçtiklerini de “Grek döneminde bulunup Müslümanlar tarafından mükemmel hale getirilen, zamanı, namaz vakitlerini hesaplamayı sağlayan, yön gösteren bir alet olan usturlabı isim olarak seçtik çünkü atölye çocukların kendi iç yolculuklarında onlara yön göstermeyi amaçlıyor” cümleleriyle özetliyor. Yurtdışında hayli yaygın olan bu türden atölyelerin ülkemizde yeni yeni yapılmaya başlandığını kaydeden Ceylan, tabiatın en iyi öğretmen olduğu fikrinden hareketle çocukların yaşayarak ve deneyimleyerek doğayı tanımasına aracılık ettiklerini söylüyor.

UZAY EVİ PROJEMİZ VAR

Çalışma alanlarıyla ilgili olarak ise şu bilgileri veriyor Ceylan: “Usturlab Atölye’deki çalışma arkadaşlarımız mikrobiyoloji, genetik biyoloji, orman mühendisi, ziraat mühendisi. Diğer fizik, kimya, biyolojideki temel kavramları içeren atölyeler yapıyoruz. Kurumların ve bireylerin ihtiyaçlarına göre de atölyeler tasarlayabiliyoruz. Uzay evi projemiz var. Küçük bir alanda simülasyon yapıyoruz. Anaokulu, ortaokul, lise düzeyinde öğrenciler önce astronomi dersi alıyor. Atölye çalışması ile devam eden dersler dışında yaz kamplarımızda da gözlem yaptırıyoruz çocuklara.”

Usturlab Çocuk Atölyesi’ne bugüne kadar binden fazla çocuğun katıldığını anlatan Ceylan, okulsuz eğitim modelinin dünya üzerinde giderek yaygınlaştığını bu türden çabaların ülkemizde de artması için milli eğitim müdürlüklerine sorumluluk düştüğüne dikkat çekiyor: “TÜBİTAK’ın desteğinin artması lazım. Milyonlarca lirayı binaya değil eğitim desteklerine ayırmaları gerekiyor. Özellikle yerel yönetimlerin sünnet şöleni ve konserlere gösterdikleri önemi bu tür çalışmalara da vermeleri, topluma daha kalıcı bir katkı sağlayacaktır”.