26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Dönem filmlerinin görünmez kahramanları

Çok severek izlediğimiz dönem dizi ve filmlerinin başarısının ardındaki görünmeyen kahramanlar bu hafta konuğumuz. Görsel şölen sunan dönem yapımlarında bizi zamanda yolculuğa çıkaran kostümleri ve aksesuarlarını tasarımcılarından dinledik.

BÜŞRA UĞRAŞ13 Ocak 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Dönem filmlerinin görünmez kahramanları

Son dönemin favorisi dönem dizileri ve filmleri. Bizleri zamanda yolculuğa sürükleyen bu yapımların başarısının sırrı nedir dersiniz? Sadece iyi senaryo ve etkileyici oyunculuklar mı? Bize göre bu değil. Son yıllarda yapımların en önemli unsurlarından biri kullanılan materyallerin, kostümlerin, aksesuarların ve mekan tasarımlarının kalitesi. İşte bizleri böylesine içlerine çekmelerinin, gerçeklik hissi uyandırmalarının sırrı bu. Bu başarının kaynağı ise bahsi geçen dönemlere ait unsurları araştıran, tasarlayan, hazırlayan ekipler. Biz bu hafta bu konuya biraz kafa yorduk. Kösem Sultan, Payitaht Abdülhamit ve Diriliş Ertuğrul gibi dizilerin dekor ve aksesuar tasarımlarına da imza atan Duygu Cici ile görüştük ve bu işin sırlarını ondan dinledik. Daha sonra günümüze biraz daha yaklaştık ve izleyiciyi 60’lı yıllara götüren Cem Yılmaz’ın son filmi Arif V 216’nın kostüm tasarımcısı Baran Uğurlu ile sohbet ettik. Yapımların perde arkasındaki büyük çalışmalarını merak edenler sohbetimize buyurabilir…

CEM YILMAZ KOMEDYEN OLMASA MODA TASARIMCISI OLURDU

Geçtiğimiz hafta vizyona giren ve şimdiden izleyicinin beğenisini toplayan Cem Yılmaz’ın son filmi Arif V 216, oyuncu kadrosu ve senaryosuyla olduğu kadar kullanılan kostümleri ile de konuşuluyor. İzleyiciyi 60’lı yıllara götüren yapımda kullanılan renkli kostümler dönemin ruhunu öylesine yansıtıyor ki izlerken hem heyecanlandık hem de biraz hüzünlendik… Bu detaylı ve başarılı çalışmanın ardındaki ekibi de çok merak ettik ve filmin kostüm tasarımcısı Baran Uğurlu ile sohbet etmeye karar verdik. Tahmin ettiğimiz gibi yoğun bir tempo ve büyük emekler çıktı işin ardından! Filmin her detayı ile olduğu gibi kostüm tasarımı konusunda da ince bir çalışma gerçekleştiren Cem Yılmaz’dan söz eden Uğurlu bize Yılmaz’ın komedyen olmasaydı Alexander Mcqueen kadar başarılı bir moda tasarımcısı olabileceğini söyledi! 

53 TERZİ 6 BİN 700 KIYAFET DİKTİ 

Filmin kostümleri için perde arkasındaki çalışmayı anlatan Uğurlu “Arif V 216 filmi için 8 kişilik bir asistan kadrosuyla çalıştık. 2017’nin Mart ayında çalışmalara başladık ve film çekimleri sürerken de üretmeye devam ettik. Kostümlerin yapımında 53 terzi çalıştı. Kadın oyuncular için üç bin, erkeklere üç bin 500 ve çocuklara 200 parça kıyafet dikildi. 108 gözlük ve 100 şapka, toplamda 15 bin farklı düğme, 60 mayo ve bone ile 130 adet 60’lı yıllara ait vintage fular kullandık. Kıyafetlerin döneme uygun olabilmesi için 60’lı yıllarda kullanılan desenler araştırıldı ve 560 metre kumaşa farklı farklı döneme ait desenler bastırıldı. Dikilenler, vintage kıyafetler ve kiralamaları da hesaplarsak toplamda 10 bin metre kumaş harcandı. Besim Toker kol düğmeleri ve kravat iğneleri özel kalıp hazırlanıp döküm yapıldı. Film için 3 ayakkabı ustası başta olmak üzere 15 kişi yaklaşık 600 erkek, 500 kadın, 50 çocuk ayakkabısı üretti. Zeki Müren kostümlerini yapmak başlı başına bir çalışma gerektirdi. Mor kostümü için 350 adet tüy boyatıldı. Müren’nin TM kostümlerine 5 kadın tarafından pul-payet-boncuk işlemleri yapıldı. Sadece filmde görünen kostümler değil bir de fotoğraf çekimleri ve albüm kapakları için de özel dikimler gerçekleştirdik. Zeki Müren’nin ‘Uzaydan Gelen Prens’ adlı kostümünün yakasını işlemek için döneme ait payetleri burada bulamadık. İtalya’dan getirtmek zorunda kaldık” diyor.

Kadın Emeğini Değerlen-dirme Vakfı’nın (KEDV) arşivinden dönem kıyafet kalıpları, örgü ve işleme konusunda destek aldıklarından söz eden Uğurlu: Cem Yılmaz projeyi bana getirdiğinde zaten kendisi çok iyi bir kostüm hazırlığı yapmıştı. Yılmaz, çok çalışkan ve birlikte çalıştığı insanlara da ilham verebilen biri. Bence komedyen olmasaydı Alexander Mcqueen kadar başarılı bir moda tasarımcısı olabilirmiş. Pek çok tasarımda nokta atışı fikirler veriyor.

MESAJ VARDI AMA ANLAYANA!

Kostümlerde pek çok detay vardı demiştik. Örneğin her insanın içinde temiz bir çocuk olabileceğini vurgulamak için filmin kötü karakteri Besim Toker’e pembe takım elbise giydirmiş Uğurlu. Yine aynı fikirden yola çıkarak çorap ve renkli iç çamaşırları. İzleyicinin gözden kaçırdığı detaylara üzüldüğünü de ifade eden Uğurlu: Filmde küresel ısınma sonrası boğazın yok olup çöl olduğu distopya sahnelerinde kostüm kumaşları hep pamuklu dokutuldu ve gri-siyah, füme tonlarına boyatıldılar. Arif karakterinin her ışınlanma sonrasında kıyafetlerinin yok olması ve iç çamaşırı ile kalmasının bir nedeni var. Zaman makinesi 216 tarafından ‘sentetik’ olarak ayarlandığı için pamuklu kıyafetler yok oluyor. Sadece Arif’in kıyafetlerinin hepsi pamuklu sadece çamaşırı sentetik olduğu için onun kıyafetleri hep yok oldu. İnsanlar komediye odaklandığı için bu tarz küresel sorunla ilgili göndermeleri gözden kaçırıyor.

Her insanın içindeki çocuğu vurgulamak için filmin kötü karakteri Besim Toker’e pembe giydirdik. Ama insanlar komediye odaklandığı için kostümdeki gizli mesajı gözden kaçırıyor.

EKRAN ARKASI AKADEMİ GİBİ

Dizi, sinema, reklam ve tiyatrolara dekor, kostüm tasarımı ve üretimi yapan Duru Dünya Sanat Atölyesi kurucusu Duygu Cici, Kösem Sultan, Payitaht Abdülhamit ve Diriliş Ertuğrul gibi dizilerin dekor ve aksesuar tasarımlarına da imza atan bir isim. Dolayısıyla dönem dizileri denince ilk akla gelen kişilerden. Ona göre bu işi yapmak hiç mezun olmadığınız bir akademide okumak gibi. Öğrenmenin, araştırmanın ve üretmenin sonu yok!

İZLEYİCİ PROFİLİ DEĞİŞTİ

Dönem dizileri için tasarım yapmanın zor olduğundan söz eden Cici “Belli bir dönemi anlatan yapımlar için tasarım yaparken seyircide gerçeklik olgusunu arttırmak ve belgesel havasına girmesini önlemek gerekiyor. Bu da doğru malzemeyi doğru yerde kullanarak oluyor. Dönem işleri yapmak mezuniyet tarihinin belli olmadığı bir akademide okumak gibi. Teknoloji ilerledikçe ve görüntü kalitesi yükseldikçe görsel estetik de ön plana çıktı. Sektörde kullandığımız bir laf vardır: Seyirci yer. Artık seyirci yemiyor!” diyor. 

DİRİLİŞ ERTUĞRUL’DA HER ŞEY EL YAPIMI 

Diriliş Ertuğrul’un kendisini en çok heyecanlandıran proje olduğunu da vurgulayan Cici: Bu projeye başladığımızda döneme ait neredeyse hiçbir bilgi yoktu elimizde. Her karakterin aksesuarlarını ayrı ayrı tasarladık. Kılıcından matarasına ya da çadırındaki süslemeye kadar tek tek çalışıldı. İnandırıcı olması için çadır süslemelerinden bir mendile kadar her şey elde dikildi. O proje benim için bir tahta parçasının aksesuara dönüşmesiydi diyebilirim. Malzeme bilgimizin arttığı ve birden çok materyali bir arada kullanmayı öğrendiğim işti. 

Diriliş Ertuğrul projesi benim için bir tahta parçasının aksesuara dönüşmesiydi. Bu projede birden çok materyali bir arada kullanmayı öğrendim.