26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Ekran zaferlere doymasın

Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamid ve Kut’ül Amare gibi tarihi diziler televizyon seyircisini ekran karşısına bağlıyor. Sadece YouTube izleyen yeni nesil bile bu diziler için alışkanlıklarından vazgeçiyor. Peki yeterli mi? Tarihimizde anlatılacak daha çok zafer var. İşte keşke ekrana gelse dediğimiz büyük zaferlerden bir kaçı…

Zeynep Sinemen19 Mayıs 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Ekran zaferlere doymasın

Tarihimiz sayısız zaferlerle dolu… Kimi fetih, kimi savunma, kimini hâlâ yad ediyoruz kimini unuttuk… Ne mutlu ki son dönemlerde ekranlarda görmeye başladığımız tarihi yapımlara ilgi giderek artıyor. 1980’lerde Yücel Çakmaklı’nın TRT’de Küçük Ağa, Kuruluş Osmancık gibi dizilerle başlattığı çizgi şimdilerde Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdülhamid gibi yapımlarla devam ettiriliyor. Önemli zaferlerimizi, tarihi dönemlerimizi hatırlatma ve geçmişimize olan ilgiyi arttırma noktasında oldukça önemli rol oynayan bu yapımların önümüzdeki süreçte devamı gelecek gibi gözüküyor. Peki hepsi başarılı oluyor mu? 

En güncel örnek üzerinden konuşacak olursak, aylarca beklenen Mehmed: Bir Cihan Fatihi dizisi seyirci karşısına çıktıktan çok kısa bir süre sonra final yaptı. Reyting listelerinde alt sıralarda kalan dizi beklentileri karşılayamamış olacak ki, henüz altı bölüm yayınlanmasına rağmen ekranlara veda etme kararı aldı. Daha önce sinema filmi de yapılmış, fakat maalesef beyazperdeye yansıyan iş de başarılı bulunmamıştı. Peki, çağ kapatıp çağ açan Fatih’i anlatan yapımları seyirci neden benimsemiyor? İstanbul’un fethi gibi büyük bir zaferi neden doğru anlatamıyor, böylesine önemli bir zaferden yıllarca konuşulacak kült bir yapım ortaya koyamıyoruz? 

SENARYOSU VE KOSTÜMLERİYLE DİRİLİŞ ERTUĞRUL ÇITAYI YÜKSELTTİ

Aslında tarihimiz böyle yapımlar ortaya çıkarılabilecek sayısız zaferlerle dolu. Mehmed: Bir Cihan Fatihi dizisine gelen eleştirilere bakacak olursak, en çok yanlış oyuncu seçimi yüzünden eleştiri aldı. Seyirci, yaş ve fiziki özellikler açısından Fatih Sultan Mehmet’le özdeşleştiremedi Kenan İmirzalıoğlu’nu. Merhametli ve hoşgörülü olduğu bilinen Fatih Sultan Mehmet’in dizide hırs küpü biri olarak canlandırılması da izleyicileri yapımdan uzaklaştıran sebeplerden biri. Kullanılan kostümlerin dizinin geçtiği dönemle uyumlu olmaması, oyuncuların karakterin ruhunu seyirciye geçirememesi gibi eleştiriler de sıkça gündeme geldi. Buna karşılık dört sezonu geride bırakan Diriliş Ertuğrul dizisi senaryosu, oyunculukları, tekniği ve başarılı görselliğiyle yayına başladığı günden bu yana rating sıralamalarında zirveden inmedi. Türkiye dışında da birçok ülkeden milyonlarca izleyicisi olan dizi bu anlamda çıtayı da bir hayli yükseltti. Payitaht Abdülhamid ve Kut’ül Amare gibi diziler de milletin ruhuna, maneviyatına uygun dönem işlerine duyulan özlemi gideren işler olarak ekranda kendilerine yer buldu. Ancak tabi ki seyirci bunlarla da yetinmez. Önümüzdeki dönemde ‘keşke şu olayların da filmi yapılsa, dizi olsa da izlesek’ dediğimiz öyle çok hikâyemiz var ki. Sizler için onlardan bir kaçını derledik. 

HAKİMİYETİN BAŞLANGICI KOSOVA SAVAŞI 

Yıl: 1389. Osmanlı Devleti Sultan Murad hakimiyetinde Balkanlarda ayak bastığı yerleri bir bir yurt ediniyordu. Bu ilerleyişten rahatsız olan Batı, Haçlı ordusu kurarak Türkleri yok etmek için saldırı hazırlıklarına başladı. Osmanlı ordusu sayı olarak Haçlı ordusunun neredeyse yarısı kadardı. Kosova Meydanı’nda iki taraf karşı karşıya geldi ve savaş sekiz saat sürdü. Osmanlı’nın galibiyeti ile sonuçlanan savaş sonunda bir Sırp soylusu Müslüman olmak istediğini söyleyerek Sultan Murad’a yaklaştı ve ani bir hamle yaparak Sultan’ı şehit etti. Türkler, Sırpları tarih sayfalarından silerek Balkanlarda yüzyıllar sürecek Osmanlı hâkimiyetini bu zafer ile birlikte kurdu. Kosova, Türklerin kahramanlık destanlarının yazıldığı ilk zafer olarak tarihe geçti. 

TÜRK DENİZCİLİĞİNİN KUTLU GÜNÜ PREVEZE DENİZ SAVAŞI

Tarihte namı duyulmuş büyük denizcilerden Barbaros Hayrettin Paşa “Ee madem Fransa’ya kadar gidiyoruz, hazır gitmişken Roma’yı da fethedelim” diyebilecek kadar gözü kara bir cengavermiş. Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı Devleti Akdeniz’i tamamen kontrol altında tutmak amacıyla Haçlı ittifakı ile karşı karşıya gelmişti. Haçlı donanmasına karşı alınan zafer Türk tarihinin en büyük deniz zaferi oldu ve sonucunda Akdeniz, Türk gölü haline gelip tamamen Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına girdi. Günümüzde Preveze Deniz Zaferi’nin yıl dönümü olan 28 Eylül, her yıl Türk Denizcilik Günü olarak kutlanmaktadır.

TARİHİN EN KISA SÜREN SAVAŞI  MOHAÇ SAVAŞI 
 
Tarihin en kısa süren meydan savaşı Mohaç, Kanuni Sultan Süleyman’ın kendisini sürekli rahatsız eden Macarlılardan kurtulmak istemesi ve Avrupa’ya gözdağı vermek istemesi ile başladı. Osmanlı, ustaca planlanmış hilal taktiği ile iki saat gibi kısa bir sürede Macar ordusunu kralları ile birlikte bozguna uğrattı. Savaş sırasında Sultan’ı öldürmek için yemin etmiş 30 kadar şövalye başarısız oldu ve üç tanesini Sultan bizzat kendisi öldürdü. Mohaç, Sultanın cesareti, yeteneği ve Osmanlı savaş geleneğinin en belirgin hamlelerinden hilal taktiği ile savaşı çok kısa bir sürede kazanması bakımından oldukça önemli ve müthiş bir zaferdir. 
 
‘Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğu’yu ele geçirebilirdim’ 

Bu söz Fransızların ünlü başkomutanı Napolyon’a ait. Napolyon, Mısır’ın alınmasıyla İngilizlerin gücünün azalacağını biliyordu. Fakat planları istediği gibi gitmedi. Donanması Abubakır’da batırıldı ve Napolyon elinde kalan küçük donanmasıyla anavatanından uzak bir yerde sıkışıp kaldı. Bu yüzden bulunduğu en yakın tersanedeki donanmayı alması gerekiyordu. O bölge de Sayda’ydı. Ama bir sorun vardı. Sayda’da Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki Akka Kalesi vardı. Kaleyi almayı isteyen Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa’ya şu mektubu yazdı: “İşte kalenin duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almak bana bir şey kazandırmaz. Benimle dost ol ve kaleyi teslim et!” Cezzar Ahmed Paşa’nın bu mektuba verdiği cevap şu oldu: “Hamdolsun gücümüz yetiyor ve elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de, küffar ile cenklerde geçiririz!” Bunun üzerine Napolyon kaleye saldırdı. 64 gün süren muharebe sonunda yenilmez denilen Napolyon, yenilgiye uğradı. “Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı” diyen Napolyon, bu yenilgiden sonra bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

İHANET VE DİRENİŞ 15 TEMMUZ DESTANI 

Yüzyıllardır gözleri bu topraklarda olanların masa başında yaptıkları planları gerçekleştirmek için yetiştirdiği eli kanlı örgütün hain girişimi, kitaplarımızda okuduğumuz kahramanlık destanlarından birinin daha yaşanmasına sebep oldu. Alparslanların, Fatihlerin, Seyit Onbaşıların torunlarına zincir vurmaya kalkan hainlere korkusuz milletimiz canları ve mallarıyla karşılık verdi. 15 Temmuz gecesi nesiller boyunca unutulmaması gereken destanlarımıza bir yenisi daha eklendi. Tankların ve F16’ların önünde duvar olarak devletini ve hürriyetini koruyan Türk milleti geçmişte de olduğu gibi tüm dünyaya unutulmayacak bir ders verdi.