23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Hastalıkları beyin gücünüzle yenin!

İlişki problemleri, mali sıkıntılar, fobiler, takıntı ve kaygı gibi birçok olumsuz durumun üstesinden gelmek isteyenler için, psikoloji temelli ThetaHealing ve Bioreprogramming teknikleri çözüm sunuyor. Peki nedir ThetaHealing ve Bioreprogramming?

FATMA ZEHRA MENGİ 10 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hastalıkları beyin gücünüzle yenin!

ThetaHealing ve Bioreprograming tekniklerinin ne olduğunu, hangi hastalıklarda işe yaradığını, nasıl bir süreç olduğunu ve aklımıza takılan birçok konuyu kendisiyle konuştuğumuz Büşra Betül Yılmaz, hastalıkları beyin gücü ile yenebileceğimizi söylüyor. Yılmaz, ThetaHealing ve Bioreprograming teknikleri ile insanlara şifaya vesile oluyor. ThetaHealing ve Bioreprograming tekniklerinin dünya çapında uygulayıcısı olan kişilerden eğitim alan ve İstanbul Üniversitesi Din Sosyolojisi alanında yüksek lisansına devam eden Yılmaz, hastalıkların sebeplerinin tamamen duygusal çatışmalar olduğuna dikkat çekiyor. Dünya çapında yaygın olan ancak bizim yeni yeni tanıdığımız bu teknikleri kullanan birçok uygulayıcı var. Onlardan biri de Büşra Betül Yılmaz: “İşin ucunda insan olunca süreç çok uzun ve derin. İnsan ruhunun derinliklerinde çok şeyler saklı, onları keşfetmek için biraz içimize dönmeye ihtiyacımız var. Bu teknikler birer anahtar.” 

ALLAH’IN ŞİFASINA TANIKLIK EDİYORUZ 

Son iki yıldır ThetaHealing ve Bioreprograming teknikleri ile uğraşan Yılmaz, hastalıkların ardında duygusal sebeplerin yattığına dikkat çekiyor. Öncelikle ThetaHealing eğitimi alan Yılmaz daha sonra Bioreprograming tekniği ile tanışmış. Yılmaz, ThetaHealing tekniğinin eğitimini herkesin alabileceğini Bioreprograming tekniğini öğrenmek için ise en az bir terapi tekniğini bilip uygulama şartı bulunduğunu söylüyor ve ekliyor: “ThetaHealing tekniğini uygulamak için hiçbir şarta ihtiyaç yok. Tamamen Allah’ın şifasına tanıklık etmekle bağlantılı bir tekniktir, bu sebeple Vianna şunu söylüyor, ‘Bir Yaratıcı inancı olan herkes ThetaHealing tekniğini öğrenip uygulayabilir.’”   

ThetaHealing ve Bioreprogramming nedir ve nasıl ortaya çıkmışlardır? 

ThetaHealing, ismini beynin Theta dalgasından alıyor. Theta, beynin derin hipnoz ve uyku halindeki frekansıdır. Bu frekansta bilinçaltı aktif hale gelir. ThetaHealing tekniğinde kişi bilinçli haldeyken Theta’ya geçer. Bilinçaltımızda kayıtlı olan ve hasta eden tüm negatif inançlar bu frekansla anında değiştirilebilir. Tekniğin kurucusu Vianna Stibal, bacağında bulunan kemik kanserini, 1995’te doktorların kısa bir süre ömür biçmelerine rağmen bu teknik ile iyileştiren bir fitoterapi uzmanı ve spritüel bir şifacı. Kendi üzerinde faydalı olduğunu görünce 2000 yılından itibaren insanlar üzerinde uygulamaya başlamış ve tekniği yıllar içinde geliştirmiş. Bioreprograming yöntemi ise yeni Alman tıbbının kurucusu Onkolog Dr. Hamer’in yaptığı çalışmalara dayanıyor. Dr. Hamer, oğlunun âni ölümü ile yaşadığı şoktan sonra testis kanserine yakalanıyor. Hayatı boyunca çok sağlıklı yaşayan onkolog Dr.Hamer, bu durumu araştırmak üzere geçmiş tüm hastalarını incelemeye başlıyor. Araştırma sonucunda özellikle testis ve yumurtalık kanseri hastalarının da kendisiyle benzer şekilde âni bir kayıp yaşadıklarını ve sonrasında hastalıklarının başladığını tespit ediyor. Dr. Hamer, aynı hastalarının beyin tomografilerini de çekiyor ve görüyor ki beynin, bedende hastalığın ortaya çıktığı organla bağlantılı bölgesinde bir boşluk bulunuyor. Bundan yola çıkarak aslında hastalıkların sebeplerinin tamamen duygusal çatışmalar olduğunu tespit ediyor ve hastalarını terapi ile tedavi etmeye başlıyor. Tıp dilinde bu tespit ettiği boşluk “Hamer Noktası” olarak bilinmektedir. Dr. Hamer’ın talebesi olan Dr. Sabbah’ın da katkıları ile gelişen yeni Alman tıbbı bugün iki koldan devam ediyor. Dr. Sabbah’ın talebesi Gilbert Renaud “Recall Healing” tekniğini ve yine talebesi İsabella Benarous “Bioreprograming” tekniğini geliştirmiş. Benim eğitim aldığım kişi de İsabella Benarous.”   

Psikoloji ile bağlantısı nedir? 

İnsan, yalnızca gördüğümüz bedenden ibaret bir varlık değil. Duygularımız aslında varlığımızın en önemli gerçekliği, onları yok sayarak yaşamaya çalıştığımız için hasta oluyoruz desek yalan olmaz. İnsana zihin-beden-ruh şeklinde bütüncül yaklaşmak gerekli. Bu bağlamda her iki teknik de psikoloji ile çok fazla bağlantılı. Mesela, çok sevdiğiniz bir kişi size kırıcı bir söz söyledi, bu sizin için büyük bir hayal kırıklığı oldu, hazmedemediniz ve bu duygusal bir çatışma oldu. Eğer bunu halledemez ve bu stresi devam ettirirseniz midenizde, bağırsaklarınızda bir hastalık ortaya çıkması muhtemeldir. Bu duygusal çatışmayı terapi ile çözdüğümüzde ilgili organ da iyileşiyor. 

KENDİNİZLE YÜZLEŞEREK İYİLEŞMEK MÜMKÜN 

Bu yöntemler hangi hastalıklarda işe yarıyor? 

Her türlü bedensel ve psikolojik hastalıkta her iki tekniğin de kullanılması mümkün. Bioreprograming daha tekniklere dayalı ve bilimsel bir yöntem iken, ThetaHealing’de daha çok sezgilerimizi, enerji bedenimizi, bu bedenin enerji alanları olan çakraları kullanıyoruz. Ayrıca, ThetaHealing’i hastalıkların yanında ilişki problemleri, mali sıkıntılar, takıntılar, fobiler ve daha birçok sıkıntıda da kullanabiliyoruz. 

Tedavi kaç seans sürüyor?

Bu tamamen problemin ya da hastalığın derinliğine ve kişinin kendisiyle olan yüzleşmesine bağlı olarak değişiyor. Zira biz seanslarda öncelikle kişileri kendi duyguları ve kendi yaptıklarının sonuçları ile yüzleştiriyoruz, karşı taraftaki hiçbir kişiyi suçlamadan kendi hayatının sorumluluğunu almayı öğretiyoruz.  

Hastalardan dönüşler nasıl?

Güzel geri dönüşler alıyorum, Ms’li bir hasta ile çalışmıştım iki seans sonunda yürümeye başlamıştı. Daha önce psikologa giden, ilaç da kullanan bir danışanımın duygu durum bozukluğunda iki seansta çok güzel iyileşme sağlandı. Fobilerinden kurtulanlar oldu, yas terapisi uyguladığımız kişiler oldu. İyileşme tamamen bir süreç ve kişinin kendisinin bunu talep etmesi gerekiyor. Talep eden herkes iyileşebilir.  

Hamilelik dönemlerinde bebeğe aktarılan duygular var, bu süreçte annenin yaşadıklarından bebek etkileniyor diyorsunuz, bunun için hamilelere tavsiyeleriniz nelerdir?  

Evet, bu bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Hamile bir kadının yaşadığı tüm duygular bebek tarafından kendi duyguları gibi hissedilip bilinçaltına kaydediliyor. Bu sebeple anne adayının o dönemi sağlıklı bir psikoloji ile mutlu olarak geçirmesi çok önemli. Hamileyken annenin kulak iltihabı geçirmesi ve doktorun “sağır olabilirsin” demesi neticesinde yaşadığı korku ile sağır olarak doğan çocuklar mevcut. Böyle bir şey yaşayan annelere tavsiyem; 6 yaşına kadar çocuklarına uykularında bu durumu anlatıp “Bu senin duygun değil bana ait, bunu taşımak zorunda değilsin, bunları sana yaşattığım için üzgünüm, özür dilerim, seni seviyorum, teşekkür ediyorum.” desinler. Bu çok etkili bir tekniktir. 6 yaşından büyüklere de yüzüne karşı bunu söyleyebilirler.”