19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

İstanbulluların taksicilerle imtihanı…

İstanbul’un tarihi ve turistik bölgelerinde taksicilerin turistler dışında hizmet vermeyişi İstanbulluları çileden çıkarıyor. Sık sık sosyal medyaya da yansıyan şikayetlerin ardı arkası kesilmezken ne ‘kısa mesafe’ ne de ‘müşteri seçme’ keyfiliğine çözüm bulunabilmiş değil...

ALİ DEMİRTAŞ24 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İstanbulluların taksicilerle imtihanı…

Uzun yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen taksici mevzuumuz. “Kısa mesafe müşteri kabul etmiyorlar… Aldıkları müşteriyi uzun yoldan götürüyorlar… Taksimetreyi açmıyorlar… Araçları temiz değil, sigara içiyorlar… Trafikte kabalar…” ve dahası… Bu ve benzeri olaylar yıllardır konuşulur. Ama ne şikâyetlerde bir azalma var ne de taksicilerde bir iyileşme. Öyle ki taksiciler haksız rekabet olduğu gerekçesiyle UBER’e adeta savaş açmış hatta bazı taksiciler UBER araçlarının önüne kesmişti. Büyük kavgaların meydana geldiği bu olaylar bir kez daha taksici sorunumuzu tüm açıklığıyla gözler önüne sermişti. Müşterilerinin neden UBER’i tercih ettiğini düşünmek yerine şiddete başvurarak tuhaf bir mücadele biçimi sergileyen taksiciler kamuoyunda da büyük bir tepki toplamıştı. Yaşanan olayları tüm taksicilere genelleyemeyiz tabii ki fakat durum bu. Taksiciler son zamanlarda ise yeni bir iddianın hedefindeler. “Türk müşteri değil sadece yabancı müşteri kabul ediyorlar?” Günlerdir özellikle turistik bölgelerde, havaalanlarında ve merkezi yerlerde yerli yolculuları değil yabancı müşteri peşinde oldukları, hatta Türkçe konuşan müşterilerden uzaklaştıkları, sadece yabancıları müşteri olarak kabul ettikleri konuşuluyor… Etrafta onlarca boş taksi olmasına karşın taksicilerin bilhassa Türk müşterileri araçlarına almak istemediği, bunu yapsalar bile taksimetre hesabının değil pazarlığın söz konusu olduğu ileri sürüldü. 

“TAKSİCİLER KAFASINA GÖRE KANUN KOYMUŞ” 

Bu iddianın en güncel örneği geçtiğimiz günlerde yaşandı. Sefa Şengül yaşadığı olayı sosyal medya hesabından şöyle ifade etti: “Bu akşam Eminönü’nde yaşadığımız rezilliği nasıl anlatsam; nerden başlasam bilemiyorum. Eşimle beraber yemek yedikten sonra taksiye binip Fatih-Çarşamba’ya geçecektik. Eminönü’nden taksiye binmeye çalıştık ama nafile. Hiçbir taksi pazarlık yapmadan almıyor. Hele Türk yolcuyla… Muhattap bile almıyorlar. Otobüs durağının orda 10’dan fazla taksi duruyordu. En son ‘Türk yolcu alan yok mu?’ diye bağırdım. Birbirlerine bakıp güldüler. İçlerinden bir tanesi bana ‘Nereye gideceksiniz?’ diye sorunca gideceğimiz yeri söyledim. Bana ‘Oralar çok karışık’ dedi. Dedim ‘Bırak yalan söyleme ne karışığı’, yüzüme bakıp gülüyor. Dedim ki ‘Sizin yaptığınız ayıp, sonra da Uber gelince ağlıyorsunuz.’ Çekti gitti. Ardından bi 15-20 dakika daha en az 20 taksiyle kavga ettik. Eminönü meydanda kavga gürültü, taksiciler kafasına göre kanun koymuş. En az on bin turist vardır. Bir tane polis yok. Bir tane zabıta yok. İstanbul’un göbeğinde kucağımızda çocukla öylece kalakaldık. 1 saatlik mücadelemiz üzerine kayınpederimi çağırdık geldi bizi aldı. Diyeceksiniz ki taksi plakasını alsaydın şikâyet etseydin. Hangisini? Kaç tanesini? Video çekseydim mesela meydan dayağı yiyebilirdim. İstanbul’un göbeğinde bu hal nedir? Kanun kaide yok gibi nasıl davranıyor bu insanlar? Tam bir kaos ortamı. Yazık ki ne yazık.”

İZMİR’DE DE DURUM ÇOK FARKLI DEĞİL 

Bir benzeri olay da İzmir’de yaşandı. İzmir’in Selçuk ilçesinde dünyaca ünlü Efes Harabeleri girişindeki duraktaki bazı taksicilerin taksimetre açmayarak, 2 km. uzaklıktaki Yedi Uyuyanlar’a 20-30, 8 km. uzaklıktaki Meryem Ana’ya 30-40 liraya gittikleri iddia edildi. Taksicilerin, çok fazla tepki gösterdikleri için yabancı turist haricinde yolcu almadıkları iddialar arasında… Konya’dan harabeleri gezmeye gelen Candan Kürekçi isimli bir vatandaş da bu olayı yaşayanlardan biri. Kürekçi, Meryem Ana ve Yedi Uyuyanlar’a da taksiyle gitmek istediğini fakat taksicilerin taksimetre açmayacaklarını söylediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Gezilerimiz öncesinde gideceğimiz yerler hakkında bilgi alıp uzaklıklarını tespit ederim. Harabelere 1,8 km. uzaklıktaki Yedi Uyuyanlar’a gitmek için taksiye yöneldik. 25 lira dediler. Taksimetre açalım deyince itiraz edip bizi götürmediler. Yabancı müşteriye aynı mesafe için 35 liraya anlaşan taksici oradan ayrıldıktan birkaç dakika sonra yeni bir taksi geldi durağa. Bu kez Meryem Ana’ya gidelim dedim. 35 lira ücret istendi. Taksimetre dedim, oralı bile olmadı, aldığı yabancı turist ile oradan ayrıldı. Şaşkındık. Ne yapacağımızı durağın arkasında belediye banklarında eşim ve iki çocuğumla düşünürken durağa yeni gelen iki taksi şoföründen birisi diğerine benimle yaşadıkları sorunu anlatıyor ve hep birlikte taksimetre açtırmak isteyen hiçbir müşteriyi almayıp turiste çekilen rakamın biraz altında taşıyarak şikâyeti önleyeceklerini tartışıyorlardı. Tek bir söz söylemeden oradan ayrıldık.” 

POLİSLER ZORLA BİNDİRMİŞTİ 

Geçtiğimiz Kurban Bayramı tatili sonrası yoğunluğun yaşandığı Esenler Otogarı’nda da bazı taksicilerin mesafeye göre yolcu seçmesi tepkilere yol açmıştı. Bu olayda söz konusu taksiciler ile vatandaşlar arasında tartışma yaşanırken, bir taksicinin polis ekiplerine rağmen yolcu almak istememesi taksici konusunda kamuoyunun haksız olmadığını bir kez daha gözler önüne sermişti. Taksicilerin yakın mesafe olması nedeniyle kendilerini almadıklarını iddia eden bazı vatandaşlar, yaşanan durumu cep telefonu ile görüntüledi. Cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde polis ekiplerinin bir taksi sürücüsüne yolcuyu almasını söylediği açıkça görülüyordu. Taksici ise ısrarla değişime gideceğini söyleyerek yolcuları almak istemiyordu. Yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından taksici yolcuyu almıştı. 

TAKSİCİLERE AÇIK ÇAĞRI, LÜTFEN:  

• Mesafe, lokasyon, uyruk fark etmeksizin yolcuyu alın.  

• Müşterinizi trafiği meşgul, yolcunuzu ise mağdur etmeyecek yerlerde bırakın. 

• Müşterilerinize ve trafikteki herkese kibar olun. 

• Hangi yoldan neden gittiğinizi müşterinize izah edin. 

• Müşterinizin onu dolaştırdığınız düşüncesine kapılmasına imkan tanımayın. 

• Taksimetreyi müşteriniz araca bindiğinde onun görebileceği bir şekilde açın. 

• Para üstlerini mutlaka verin.

• Aracınızda yolcu varken telefonda konuşmayın. 

• Araçta sigara içmeyin. Müşteriden içmek için izin dahi istemeyin. 

• Araç ve kişisel temizliğinize özen gösterin. 

• Aracınızda müşteri olduğunda radyoyu kapatın. 

• Aracınızda yolcu olup olmadığını belirten tepe lambanızın açık olduğundan emin olun. 

• Fatura isteyen müşterilerinize faturalarını verin ve mutlaka aracınızda fatura bulundurun. Eğer yoksa bunu öncesinde müşteriye bildirin. 

• Değişim saati gibi nedenlerden dolayı müşteri alamayacak durumda iseniz bunu karşı tarafa doğru bir üslupla iletin. 

• Haklı olduğunuz tartışma ortamlarında dahi sakinliğinizi ve üslubunuzu koruyun. Haklıysanız zaten sizin açınızdan bir sorun olmayacaktır. 

• Seçtiğiniz üslup ve davranışlarınızla haklıyken haksız duruma düşmeyin. 

ŞİLAN BÜYÜK: TAKSİCİLER BİZİ BEĞENMEZ OLMUŞ 

Florya’da bulunan bir alışveriş merkezinden evime dönmek için dışarı çıkmıştım. Konumu çok sorunlu bir yerde olduğu için toplu taşıma yerine taksi tercih etmek zorundaydım. Durağa doğru ilerledim ve en önde bekleyen taksiye yöneldim. Taksici arkadaki araca binmemi söyledi. Sebebini anlayamadan diğer taksiye ilerlemeye başladım. “Binebilir miyim?” dercesine baktığım diğer araç sürücüsü tarafından da başından savarcasına bir hareket ile reddedildim. Benim binemediğim diğer araca Arap müşteriler binmiş evlerine doğru yola konmuşlardı bile. O an anladım ki ülkemin o canım taksicileri artık bizi beğenmez olmuş, müşteri seçer hale gelmişti. Yaşadığım olayın siniri ile bağırıp çağırmaya başlayınca duraktaki görevli garip bir takım hareketler yaptı ve sıradaki araca bizi bindirdi. Kısacık bir sürede yaşadığım şu saçma olay bütün günümü berbat etmişti. Taksiciler tarafından beğenilmemeye mi yanaydım, yoksa artık bu ülkede bağırmadan hiçbir şey halledemiyor oluşumuza mı?  

AYŞE KÖSE: KEYFİ ÇALIŞMA TERCİHLERİ ENGELLENMELİ 

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava sahnesinde katıldığım bir konser çıkışında taksiye binmek istedim. Sahne çıkışında bekleyen taksilerin hepsi farklı duraklara ait taksiler sanırım ki dolmuş gibi müşteri toplamaya çalışıyorlardı. Anadolu Yakası’na gitmek için normal taksimetrenin tutmayacağı yüksek fiyatlar talep ettikleri için Beşiktaş iskelesinden Üsküdar vapuruyla karşıya geçmeye karar verdim. Saat gece 12’yi geçtiği ve Beşiktaş iskelesine kadar başka türlü gitme imkânım olmadığı için taksiye binmek istedim fakat en az on tane taksiye sormama rağmen hiçbir taksi kabul etmedi. Nedenini sorduğumda bir kaçı cevap dahi vermezken bazıları ‘Kısa mesafe almıyorum’ dedi. Bazıları ise ‘Ters istikamet oluyor’ beni almadı. O saate iskeleye kadar yürümek beni biraz endişelendirdi. Hem vapura yetişme hem de güvenlik endişesi beni çok gerdi. Çünkü İstanbul’da genellikle akşam 23.00’dan sonra otobüs ve dolmuş gibi ulaşım araçları her yerde çalışmadığı için taksilere güvenerek hareket ediyoruz. Fakat o gece mağdur edilmem taksicilere karşı olumsuz bir tavır almama sebep oldu. İstanbul’un en merkezi yerlerinden birinde dahi böyle bir problem yaşamış olmam nedeniyle taksi işletmelerine karşı daha ciddi ve disiplinli bir yönetim getirilmesi gerektiği kanaatine vardım. Taksicilerin bu kadar keyfi çalışmamaları gerektiğini; belediyelere bağlanmaları veya şehir içi bir sistemle yeniden yapılandırılmaları gerektiğini düşünüyorum.