26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İstanbul’un bahar rotaları

Şehrin stresi, yoğun mesaisi ve karmaşasından uzaklaşıp farklı aktiviteler ile hafta sonunu değerlendirmeyi tercih edenlerden misiniz? İşte bu noktada size kuş seslerinin senfonisinde doğayla başbaşa kalacağınız, kolay ulaşabileceğiniz yerleri listeledik.

Bahar Erdoğan22 Nisan 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İstanbul’un bahar rotaları

Kaldırın kışlıkları. Artık güneş gökyüzünde ışıl ışıl yükseliyor. Renkler belirginleşti, dallar tomurcuklandı. Mevsim bahar, doğa uyanıyor; siz de uyanın. Gri betonlar arasında, bir avuç çimenin üzerinde karşılamayın. Tabii ki uzun tatilleri yaza saklamak bir kural. Ama günübirlik kaçamaklarla şehrin gürültüsünü, kirliliğini ve stresini geride bırakabilirsiniz. İşte yüzünüzü güldürecek İstanbul rotaları…

Belgrad Ormanı 

İstanbul’un Belgrad Ormanı onlarca yürüyüş parkuru barındırıyor. Bu parkurlarda özellikle bahar aylarında bir ormanın nasıl yenilendiğinin en güzel örnekleri gözleniyor. Dallardaki yuvanın içinde bağıran serçe yavruları, ağaçtaki kovukta heyecanla annelerini bekleyen ağaçkakanlar, rengârenk mantarlar, çiçekler… Derelerin kenarında, kuş sesleri eşliğinde yapacağınız dingin yürüyüşler sonrasında yenileneceksiniz. Belgrad Ormanı içindeki favori yürüyüş rotalarının başında II. Mahmut ve Valide Sultan göletlerini de içine alan rota geliyor. Bu güzergâh, çocukların da rahatlıkla yürüyebileceği zorluk derecesinde.

Şile

Şile, eğlence ve huzurun merkezi. Gidilecek yerleri de hayli fazla. En çok da kumsal ve plajları için tercih ediliyor. Ama Şile’nin doğal harikaları da görülmeye değer. Değirmen Şelalesi, Hacılı Şelalesi ve Onbirgöller Vadisi görülesi yerlerden. Kumbaba Tepesi ise ilçenin en önemli noktalarından. Ağlayan Kayalar ise Şile Feneri’nin 600 metre gerisinde yer alıyor. Şile’nin köylerinde de doğal güzellikleri doyasıya yaşayabilirsiniz. Deniz kadar tarihi yapıları, mağaralarını görmek isteyenler için de alternatif bir rota. 

Polonezköy

Polonyalı siyasi sürgünlerin 1800’lerde kurduğu Polonezköy, Anadolu Yakası’nda Beykoz’un kalbinde yer alıyor. Burası baharda renk cümbüşüne dönerken, sadece kahvaltı etmek için bile gidilebilir. Ama elbette Polonezköy’de kahvaltıdan fazlası var. Mesela Zofia Teyze’nin Hatıra Evi’nde eski fotoğraflara dalıp köyün tarihini öğrenebilirsiniz. Hemen önündeki ağaç oyma heykel sergisi ve 1914’te yapılan Czestochowalı Meryem Ana Kilisesi de mini kültür turunuz için bire bir.

Ağva

İstanbul’un Şile ilçesine bağlı Ağva mahallesi son birkaç yıldır doğa turizminde de büyük bir atak yaptı. Uzun kumsalı görenleri heyecanlandırsa da temkinli olun. Zira Göksu’nun Karadeniz’e açılan kısmındasınız. Hatta “İlle deniz” diyorsanız Ağva’ya 15 dakika uzaklıktaki Kilimli ve Kadırga koyları piknik ya da kamp yapmak için en ideal yerler arasında. Göksu ve Yeşilçay derelerinin göbeğindeki Ağva’da, guruldayan mideler köy kahvaltısı yaparken karnı tok sırtı pekler ise kano ve tekne turları yapabilir.

Riva

Beykoz’un şirin sahil köyü Riva, İstanbul’a yarım saat uzaklıkta. Denizi ve kumsalı epey davetkar görünse de, bu mevsimde en iyisi Riva Deresi. Burada balık tutup piknik yapın veya tekneyle sazlıkların arasında süzülün. Karadeniz’den gelecek saldırılara göğsünü siper eden ve Bizanslılardan kaldığı varsayılan Riva Kalesi, güneşi batırmak için mükemmel nokta. Akşam balıklarıyla donatılmış sofranızdan kalkarken bu geziden pişman olmayacaksınız.

Kilyos

İstanbulluların Sarıyer’deki kapı komşusu Kilyos’a baharda bir şans verin. Çünkü Karadeniz’in en hırçın sahili  henüz akına uğramadı. Beldede, Sultan II. Mahmut’un restore ettirdiği Kilyos Kalesi görülmeye değer. Tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkan panoramik manzara da büyüleyici. Kilyos’ta bugüne ulaşabilen üç su terazisi, iki taş iskele, kayıkhane ve İstanbul’un Fethi anısına 1453’te dikildiği söylenen büyük çınar ağacı da ziyaret edilebilir.

Anadolu Feneri- Anadolu Kavağı

Anadolu Feneri’nde ne kararsızlık yaşarsınız, ne de koşturmanız gerekir. Çünkü yapılacaklar bellidir. Küçük meydanda önce kısa bir tur atılır, sonra Yoros Kalesi’ne tırmanılır. 1190’da Cenevizlilerin yaptırdığı kalede, manzaraya bakınca “Her adımıma değdi” dersiniz. Anadolu Feneri İstanbul’a yarım saat uzaklıkta Karadeniz’in hırçın dalgalarının eskitemediği küçük bir köy. Karadeniz kıyısına inildiğinde doğa ve manzara güzel, piknik imkanı için ideal. Anadolu Feneri dalgakıranı içerisinde yer alan balık restoranlarında da deniz ürünleri keyfini çıkarmak mümkün.