Kendi toprağından beslenmiyorsan yaptığın işler havada kalır

- Uzun bir aradan sonra yeni şarkınız Masal ile geri döndünüz… Bunca yıl nerelerdeydiniz?

Açıkçası müzikten hiç kopmadım. 17 senedir Ankara Kent Orkestrası ile yoğun bir konser programının içindeyim. Hayatım boyunca hep doğru kişilerle doğru projelerde çalıştım. Şarkıda da der ya ‘Dem bu demdir” diye. Zaman bu zaman oluyor. ‘Neredeydin bunca yıl’ diyenlere işte böyle yanıt veriyorum; zaman bu zamandır. 

- Devamı gelecek mi?

Evet, 2018’in bahar aylarında eski ve yeni şarkılardan oluşan bir cover albüm hazırlayacağız. Gençlerle birlikte söyleyeceğim. Plak olarak da basmayı planlıyoruz çünkü ben hala elle tutulur olmasını çok önemsiyorum. Dijital ortamdan ziyade basılı olması çok daha kıymetli benim için. 

- Sektörde değişiklikler olmuş mu?

Değişen hiçbir şey yok. Bu zamana kadar medyanın önünde değildim çünkü bir albüm yapmadan, bir şarkı seslendirmeden medyada yer almak istemezdim. Ankara Kent Orkestrası’nda olduğum için sürekli yurt içi yurt dışı konserlerim oldu. Sektörde her şey aynı sistemle devam ediyor. Sadece daha fazla para girdi sektöre, daha fazla kanal var. Müzik büyüdü, gelişti ve hızla devam ediyor. Çok güzel genç gruplar var hepsini çok seviyorum, çok değerliler. Dünyada sektör nasıl ilerliyorsa, bizde de öyle devam ediyor. Global dünyanın içindeki müzik sektörü olarak değerlendirmek, fotoğrafa büyük bakmak lazım.

- Yeni şarkınız Masal oğlunuz Devrim Yoldaş imzası taşıyor, nasıl çıktı ortaya?

Öncesinde Devrim bana birkaç şarkı hazırlamıştı. Bir Gamlı Hazan, Sahiden gibi şarkılar tekli olarak çıkmıştı. Masal tamamen Devrim’in projesi… Devrim de babası Ergüder Yoldaş’ın izinden gidiyor. Babasının gelenekselden günümüze taşıdığı bir kompozisyon anlayışı var. O anlayışla Masal’ı hazırladı. Her şey canlı çalındı, İskender Paydaş’ın büyük katkıları oldu. Arpej Yapım etiketi ile de müzikseverlerle buluştu.

- Dinleyicilerinize ne anlatıyorsunuz Masal’da?

Masal bizim geleneğimiz… Yerel olmadan evrensele ulaşamazsınız. Biz kendi türkülerimizi, kendi şarkılarımızı ürettikçe var olabiliriz. Dede Korkut’tan bugüne bin yıldır süregelen destansı kültürümüze bir katkıda bulunmak istedik. Yıllar önce yine aynı böyle bir söylemde Ergüder Yoldaş bulunmuştu ve onun hedefi de buydu. Bu toprakların şarkılarını söylemek…

- Genç müzisyenlere ne öğüt verirsiniz?

Eğer kendi toprağından beslenmiyorsan, yaptığın işler havada kalır. Düşünsenize, Attila İlhan ve Ergüder Yoldaş’ın kafa kafaya vermesiyle ortaya çıkan bir eser var, bunun toplumda yer bulmaması mümkün mü? Siz yaptığınız işlerle kendi halkınızı yücelteceksiniz. Halk iyi işi alkışlar. ‘Anlamazlar nasılsa, vur patlasın bir iş yapalım’ diye bir şey yok... Yok öyle bir dünya... Masal da bu fikirle çıktı. Bunlar bizim destanlarımız, Dede Korkut da bu topraklar da bizim. Bize de onlara sahip çıkmak kalır. Asla bölünmez, parçalanmaz bir bütünün parçasıyız...

- Yeni dönem sanatçılardan kimleri takip ediyorsunuz?

Özellikle takip ettiğim acaba bu sene ne çıkarmış diye peşinde koştuğum biri yok açıkçası. Öyle bir zamanım yok çünkü. Ama kulağıma gelen güzel işler var. Birini söylesem diğerini unuturum. Hepsi çok değerli ve çok takdir ediyorum. Bazı yıldızlarım var tabii genel olarak baktığımda beğeniyorum.

- En iyi şarkılarınızla bir düet yapmak isteseniz bu kim olurdu?

O karar bana ait değil. Birlikte uzun toplantılar yaptıktan sonra artısıyla eksisiyle değerlendirilir. Gönlümde tabii ki düet yapmak istediğim benim dönemimden değerli solistler var yenilerden de var. Ama bu durum bizim sürprizimiz olsun.