Konya aşk ve semaya yolculuk

Konya demek Mevlana demek, tarih demek, inanç turizmi demek… İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’ü bağrında barındıran Konya, tarihi akışı içinde, birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Hitit, Frig, Lidyalılar ve daha sonra İskender’in istilasına uğramıştır. Daha sonraları ise, Anadolu’da Roma hakimiyeti sağlanınca, Konya İkonium olarak varlığını sürdürmüştür. Konya, tarihi İpek Yolu’nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden biri olmuştur. Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ili olan Konya’ya havayolu, tren ve karayolu ile de ulaşmak mümkün.

HZ. MEVLÂNÂ'NIN VASİYETİ

Size, gizlide ve açıkta Allah'tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır. Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.

TÜRBE VE CAMİLER

NASRETTİN HOCA TÜRBESİ: Akşehir ilçesinde Nasreddin Hoca'nın kendi ismiyle anılan mezarlığın içinde yer alıyor. Sandukanın baş ucunda hocanın mizahi yönünü simgelemek için hicri ölüm tarihi olan 683 tersen 386 şeklinde yazılmıştır.

SULTANLAR TÜRBESİ: Türbe, Sultan Kılıçarslan tarafından yaptırılmış.Türbede sekiz çinili sanduka var. Bu sandukalarda ise Selçuklu Sultanları; Sultan Mesud I, Kılıçarslan II, Rükneddin Süleyman II, Gıyaseddin Keyhüsrev I, Alaaddin Keykubat I, Gıyaseddin Keyhüsrev II, Kılıçaslan IV, Gayseddin Keyhüsrev III yatıyor.

AZİZİYE CAMİİ: Gödene Taşı ile yapılan bir Osmanlı mimarisinin çok nefis bir eseri. Yerindeki 1671-1676 yılları arasında Şeyh Ahmed eliyle yaptırılan camii yandığı için (1867) Sultan Abdülaziz'in annesi Pertenihal adına yeniden bugünkü Camii yaptırılmış.

SAHİP ATA CAMİİ

Konya surunun Larende kapısı civarında olduğu için Larende Camii olarak da adlandırılmakta. Sultan 2.İzzettin Keykavus'un hüküm yıllarında (1258) Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmış.

KAPU CAMİİ: Asıl adı İhyaiyye'dir. Osmanlı döneminin şehirdeki en büyük camisidir. Birçok efsanede adı geçer.

MÜZELER

MEVLANA MÜZESİ: İçinde Mevlana'nın ailesinin ve askerlerin sandukaları olan büyük bir türbe. Mevlana Celalettin Rumi'nin kendini bilmeye ve aşka dayanan felsefesi yüzyıllar boyunca tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Günümüzde en çok ziyaret edilen müzelerden biri olan yapıda en ilgi çeken parçalar, Mevlana Celaleddin Rumi'nin Kubbe-i Harda (Yeşil Kubbe) olarak anılan türbesi, dergâh eşyaları, değerli elyazmalarının dışında bugünkü kemanların öncüsü olarak kabul edilen sekiz telli keman, sabır taşları ve Galileo'nun asıldığı dönemde astronomi dersleri vermek için kullanılmış olan küre.

İNCE MİNARE MÜZESİ: Selçuklu veziri Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından 1254'te yaptırılmıştır. Mimarı Kelük bin Abdullah'tır. Esasında çift şerefeli olan yapının bir şerefesi yıldırım düşmesi sonucu 1901 yılında kısmen yıkılmıştır. 1956 yılında müze olarak hizmet vermeye başlamıştır.

ARKEOLOJİ MÜZESİ: Müzede Neolitik Çağdan başlamak üzere, Eski Tunç, Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri), Demir (Frig, Urartu) Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans Devrine ait eserler sergilenmekte.

MUTLAKA GÖRÜN

ALAADDİN TEPESİ: Bir efsaneye göre, bundan yüzlerce sene önce Alâeddin Tepesi diye bir tepe yokmuş, orası düzlükmüş. Bir gün o devrin padişahı "Herkes bir avuç toprak getirip buraya atacak, benim halkımın ne kadar çok olduğunu böylece cümle âlem görecek" demiş. Şimdi ki Alaaddin tepesi böyle yığılmış. Asıl maksat halkın çokluğunu ve neler yapmaya muktedir olduğunu göstermekmiş. Üzerinde Alaaddin Camii ve çay behçelerinin olduğu dümdüz Konya'da asırlık ağaçların ve yeşilliğin içinde çayınızı yudumlayabileceğiniz bir yer Alaaddin Tepesi.

JAPON KYOTO PARKI: 2010 yılında yapılan park, Türkiye'nin en büyük Japon bahçesi olma özelliği taşıyor.

KARATAY MEDRESESİ: Emir Celaleddin Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılan bu medresenin kubbesi turkuaz çinilerle kaplıdır. Bu gökyüzünü simgeler.

ZAZAZINHAN:  Selçuklu emirlerinden Vezir Saadettin köpek tarafından 1236 yılında yaptırılmıştır. Uzunluğu 104 metre, genişliği 62 metredir.

Ne yenir?

Konya’nın yemekleri olarak üç yiyecek dikkati çeker. Bunlar: Fırın kebabı, etli ekmek, peynirli pide. Bu üç yiyecek, Konyalıların olduğu kadar, yabancıların da ilgisini çeken yiyeceklerdir. Fırın kebabı: kilo ile satılıyor, kuru soğan ile servis ediliyor. Etli ekmek ise: üç türü var. Bunlar, bıçakarası, Mevlana, peynirli. Bunun dışında yöreye has yemekler şunlardır: Bamya çorbası, Çebiç (kuzu etinden yapılır), su böreği, Sacarası (bir tür tatlı).

Nerede kalınır?

Tüm ulaşım imkanlarına sahip olan Konya, tarih kokan sivil mimari yapıtlarıyla ve dinsel dokularıyla insana huzur aşılayan turistik bir şehir. Şehir, konaklama açısından merkezinde ve ilçelerinde birbirinden seçkin otellere ev sahipliği yapıyor. Özellikle Karatay, Selçuk, Meram şehrin kuşkusuz en fazla otel potansiyeline sahip bölgelerinden.

KUR'AN-I KERİM'LER MUM İSİ İLE YAZILDI

Mevlana Müzesi'nde sergilenen ve zamanında Mevleviler tarafından kullanılan el yazması Kur'an-ı Kerim'ler, nemden etkilenmesin güveler yemesin diye mum isi ile yazıldı. Bu sayede 11. yüzyıldan bu yana dergâhtaki birçok Kur'an-ı Kerim günümüzde bile bozulmadan durabiliyor. Ayrıca müze içine örümceklerin girmemesi ve yuva yapmaması için müzenin muhtelif yerlerine devekuşu yumurtaları asıldı. Bu yumurtalar sayesinde müzenin içine hiç bir koşulda örümcek giremiyor.

KURULUŞ EFSANESİ

Bir zamanlar, bu şehre ‘Medüz’ denilen bir canavar musallat olur. Zeus’un oğlu Perse; Medüz’un başını keserek, şehri kurtarır. Şehir halkı da: Perse’nin bir heykelini, şehrin meydanına dikerler. Bundan sonra: şehrin ismi, 'heykel şehri' anlamına gelen 'İkonium' olur. Konya ilinin Latincede adı: Iconium'dur.