27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

'Modern tıp materyalisttir'

Dr. Murat Balanlı: “Modern tıp içinde doğup büyüdüğü uygarlığın izlerini taşır. Pozitivist ve materyalisttir. Modern tıbbın babası da Hipokrat değil, insanı bir makine, hastalığı da makinenin arızalanması olarak gören Descartes’tir. Modern tıp cephesinden gelen eleştiriler, endüstriyel tıbbın eleştirileri.”  

GÜLCAN TEZCAN 27 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Modern tıp materyalisttir'

İnsan, hastalık ve şifa kavramlarına doğru yerden bakıldığında modern tıp endüstrisinin bizi hangi noktalarda yanılttığını daha net görebiliyoruz. İç Hastalıkları Uzmanı Murat Balanlı da Kadim ve Bütüncül Şifa Sistemi üst başlığı ile yayınlanan Titreşim Tıbbı adlı kitabında modern tıbbın handikaplarınaı gözler önüne sererken insan fıtratına uygun temiz tıbbın felsefi arka planına da dikkat çekiyor. Dr. Murat Balanlı’ya Titreşim tıbbını, hastalığın ve şifanın hikmetini sordum. 

Bütüncül tıp, tamamlayıcı tıp, alternatif tıp gibi birçok tanımlama var. Tüm bu isimler aynı şeyi mi işaret ediyor?  

Bütüncül, tamamlayıcı ya da alternatif tanımları birbirinden farklı anlam içeriyor. Öncelikle “alternatif” terimi üzerinde duralım. Bir şeyin alternatif olması bunun olduğu anlamına gelir o zaman burada şu soruyu sorabiliriz: Asıl olan tıp nedir? Modern tıp, tıbbın tüm tarihsel haklarını gasp etmiş gözüküyor yani son 100-150 yıllık tıbbın modern bakış açısı beni yalnız ben varım diye kendisi dışındaki tüm yaklaşımları ötekileştiren bu paradigmayı tanım olarak alternatif tıp tanımının kullanılmasını tercih etmiyorum. Tamamlayıcı Tıp terimi ise İngilizce’deki Complementery Medicine olarak yaklaşık son 20-30 yıldır sıklıkla kullanılmaktadır. Çeviri kitap ve yayınlar ile dünyamıza girmiştir. Farklı yaklaşımların birbirini tamamlaması bağlamında tamamlayıcı tıp kullanılabilir. Ülkemizde GETAT başlığı altında ele alınmakta. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp olarak yönetmelik hazırlanmış ve yasal çerçevesi belirlenmiş. Alternatif tıp bütüncül ya da tamamlayıcı tıp tanımları aynı şeyi işaret etmez. Alternatif adı altında midesi ağrıyan ilaç yerine ot kaynatıp içmesini önermek, bütüncül yaklaşıma uymaz. 

Modern tıp ile bütüncül ya da tamamlayıcı tıp birbirinin zıddı mıdır? Modern tıp cephesinden yükselen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Modern tıp, hastalık yoktur hasta vardır diyen Hipokrat ile ters düşmüştür. Zira hasta ile değil, hastalık ile uğraşmaktadır. Bütüncül tıp ise, hastayı esas alır ve onun sağlığına yeniden kavuşmasını hedefler. Dolayısı ile modern bakış açısı ile bütüncül yaklaşım bir araya gelemez. Modern tıp içinde doğup büyüdüğü uygarlığın izlerini taşır, yani pozitivist ve materyalist özelliktedir. Bu nedenle modern tıbbın babası Hipokrat değil, insanı bir makine, hastalığı da makinenin arızalanması olarak gören Descartes’tir. Modern tıp cephesinden gelen eleştiriler, endüstriyel tıbbın eleştirileri. Kanıta dayalı olmadığı ileri sürülür. Oysa, modern tıbbın kanıt olarak ileri sürdüğü çalışmalar, hastalıkların iyileştirilmesi üzerine kurgulanmış. Ancak biliyoruz ki belirtilerin ortadan kaldırılması ile hastanın iyileşmesi aynı anlama gelmemekte. Yani yıllardır tansiyon ilaçlarını kullanan ve kan basıncı düşen hastaların iyileşmediğini söyleyebilirim. Burada iyileşen hastalıktır, hasta değil. 

Titreşim Tıbbı nedir? Bu sistemde hasta ve hastalığa bakışın bir farkı var mı?  

Varlık alemindeki her şey belli bir titreşime yani bir tür salınıma sahiptir. Hastalık denilen şey, insanın içinde bulunduğu alemle, arasındaki uyumun, harmoninin bozulmasıdır. Yani, bir senfoni orkestrası ile örneklersek, tüm enstrümanlar uyumlu ise güzel bir seda bize ulaşır. Ama bir kemanın akordunu bozuk olduğunda bu ses kulağımızı tırmalar ve rahatsız eder. Hastalık bağlamında ele alırsak, Titreşim Tıbbı insanın içinde bulunduğu alem ile yeniden uyumlanması ve barışmasıdır. Hastaya bütüncül yaklaşır. Sonuçları değil, altta yatan kök nedenleri araştırıp ortadan kaldırmaya çalışır. 

Titreşim Tıbbı hangi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor?  

Hastalığı bütünlüğün bozulması olarak ele aldığımız için, tüm hastalıklar Titreşim Tıbbı’nın tedavi alanına girer. Kanserden otoimmün hastalıklara, kronik hastalıklardan tüm duygu durum bozukluklarına kadar pek çok hastalıkta da kullanılır. 

Bu metodun kullandığı yöntemler neler? İlaç tedavisi ve cerrahi müdahaleye de yer var mı? Bunlar olmaksızın iyileşmesi mümkün olmayan pek çok hastalık var. Böyle durumlarda nasıl bir fayda sağlıyor?  

Mekanik Titreşim oldukça önemli. Aslında farkında olmadan bunu kullanıyoruz.. Bebekleri sancılandığı zaman kucağımıza alıp sallamamız, en basit örneklerden bir tanesidir. Ninni okumak ise akustik bir terapidir. Bunun yanında Aromaterapi’den tutun Akupresür’den Akupunktur’a kadar pek çok uygulama aslında Titreşim Tıbbı dediğimiz alanın içindedir ve bütüncül yaklaşımı benimser. Ancak son yıllarda özellikle elektro manyetik dalgalar ile yapılan Biyorezonans terapileri yaygınlaşmakta. Klinik çalışmalarında elde ettiğim sonuçlar Titreşim Tıbbı’nın önümüzdeki dönemde geleceğin tıbbı olacağını bana düşündürmekte. Cerrahi uygulamalar da tıbbın elbette olmazsa olmazıdır. Ancak oldukça sınırlı ve çok özel durumlarda tercih edilmeli. 

Hastalık, şifa ve musiki arasında nasıl bir bağ olduğunu düşünüyorsunuz? 

Titreşim veren her unsur, hastaların iyileşmesinde kullanılabilir. Eski Yunan’da da böyleydi, en ilkel kabul edilen toplumlarda da böyleydi. Modern çağa kadar da hastaların şifa bulmasında yaygın olarak kullanıldı. Melodi ve ritm, hastalıkların giderilmesinde bozulan titreşimimizi yeniden uyumlandırmak suretiyle şifaya uzanan bir yol açmakta.

Enerji beden ne demektir?  

Anadolu’dan bir ses yükselmiş ve “Bir ben vardır bende benden içeri” demiş. Ya da “Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm” diye haykırmış. Sanırım enerji bedeni bundan güzel anlatan sözcükleri bulmak güç. Bizlerin görünen bedenimizin ötesinde görünmeyen bedenlerimiz mevcut. Aslında hastalık dediğimiz şey, fizik bedenimizden önce enerji beden denilen görünmeyen bedenimizde oluşur. Bu daha sonra kendisini fizik bedende görünür hale getirir. 

Kitabınızın son bölümünde ‘titreşiminizi rezone edecek öneriler’  sıralamışsınız. Bu başlıkların sıkça karşılaştığımız sağlıklı yaşam tavsiyelerinden farkı nedir? 

Bütünlüğü bozan her şey, kaos ve hastalık demektir. 

Şifa ise, birlik halinin yeniden inşasıdır. Kitabımdaki öneriler bu yeniden inşa sürecinde yardımcı olabilecek öğütlerlerdir. Doğal olarak da sağlıklı yaşam öğretisinden başka bir şey değildir. 

Anlamlı bir dramatik kriz: Hastalık  

Günümüzde Titreşim Tıbbı olarak anılmaya başlanan sistem, enerji ve titreşimin moleküler yapıları ve organizmadaki dengeleri nasıl etkilediği üzerine kurulmuştur. Enerji ve maddenin aynı şeyler olduğunu söyleyen Einstein’dan beri Titreşim Tıbbı’nı Einsteinci Tıp olarak tanımlamak da mümkündür. 

Titreşim Tıbbı, insanı son derece karmaşık enerji alanları ile dinamik bir biçimde etkileşen hücresel sistemlerden oluşan, çok boyutlu organizmalar olarak görür. Hastalıkları ilaç ve cerrahi gibi dışarıdan müdahale yerine vücudun kendi şifa enerjisini kullanmak suretiyle tedavi etmeye çalışır. 

Bütüncül tıbbın temeli, insanda ortaya çıkan hastalıkların yalnızca fiziksel değil aynı zamanda zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutta gerçekleştiği varsayımına dayanır. 

Modern Batı tıbbı hastalığın ve sağlığın tanımlanmasında, Hipokrat’ı eksen almakla birlikte bugünkü görünen şekli ondan çok uzak kalmıştır. Bunun altında yatan en temel neden artık modern Batı tıbbının bir ‘tıp endüstrisi’ne evrilmiş olmasıdır. Söz konusu tıp endüstrisi öncelikle yaşayan her bireyi ‘hasta’ olarak nitelendirmekte ve buradan yola çıkmaktadır. Endüstrinin tek amacının kazanç olduğu düşünülürse neden herkesi hasta olarak kabul ettiği kolayca anlaşılacaktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına bakacak olursak da sağlıklı olarak tanımlanacak bir insan bulmak oldukça zor görülmekte. 

Sonuçta hastalık bedendeki uyumun bozulmasıdır. Tüm canlılarda homeostazis adı verilen bir ahenk ve uyum vardır. İşte bu anlamıyla hastalık dengede olan bir düzenin tehlikeye girmesidir. Bu uyum kaybı önce bilincimizde bilgi boyutunda ortaya çıkarken daha sonra bedenimizde titreşimlerin bozulması olarak kendini gösterir. Eğer bilincimizde bir dengesizlik yaşarsak bu, fiziki bedenimizde görünen bir hastalık olarak ortaya çıkar ve deneyimlenir. Bu nedenle bedenimizin hasta olduğunu söylemek doğru değildir. Hasta olan beden değil insandır. İyileşme ise bozulan dengenin yeniden sağlanmasıdır. Bu nedenle hastalığı istenmeyen bir durum olarak görmek yerine insanın hayatındaki anlamlı bir ‘dramatik kriz’, insanın dünyadaki varoluş biçimi veya dünyayla karşılıklı etkileşimi olarak görmek daha sağlıklı bir bakış açısı sağlar.