16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Adil Karaca: Madem Rusya’da ünlüyüm Türkiye’de neden olmayayım!

Adil Karaca, Türkiye’de çocukluğundan beri aradığı başarıyı Rusya’da bulan bir isim! Şarkısı Rus müzik listelerinde bir numaraya yükselip Sibirya’da bile konser verecek kadar ünlü üstelik. Ama onun içindeki ateş Türkiye’de de aynı başarıyı yakalamak. Üçüncü kez denedi, şimdi sonucu bekliyor.

İnci Döndaş27 Aralık 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Adil Karaca: Madem Rusya’da ünlüyüm Türkiye’de neden olmayayım!

80’ler, 90’larda birçok gencin hayaliydi albüm çıkarıp şöhret olmak. İstanbul’a gelir, müzik şirketleriyle görüşür, kendilerini beğendirmeye çalışırlardı. Kiminin hayali gerçekleşti, kimi hiçbir zaman albüm yapamadı kimi ise pes edip bambaşka işlere yöneldi. Adil Karaca ise gitti, Rusya’da ünlü oldu! Pek çok Rus’un severek dinlediği Karaca, aynı başarıyı şimdi Türkiye’de yakalamaya çalışıyor. Onun hikayesi tersten başlıyor!

35 yaşındaki Adil Karaca, aslen Adıyamanlı ama doğma büyüme Adanalı. Ailesinde herkesin sesinin güzel olduğunu ama akrabalarında hiç kimsenin profesyonel anlamda müzikle ilgilenmediğini söylüyor. Küçük yaşlarda Adana’da şarkı söylemeye başlayan, ileride albüm çıkarıp daha iyi yerlere gelebilmek için İstanbul’a gelmeyi kendine hedef koyan Karaca, 12 yaşındayken İstanbul’a gelmiş. Üstelik gizli... Çünkü babası karşı çıkıyormuş şarkı söylemesine.

Dedesi ve anneannesi İstanbul’a gidince ‘Ben de onların yanına gideceğim’ diye annesine yalvaran Karaca “İstanbul’a ilk gelişim otobüsle de değil. Bir akrabamız İstanbul’a evini taşıyordu, eşyalarını yüklediği kamyona bindim, onunla geldim” diyor ve yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Yolculuk bir buçuk gün sürdü. Geldiğim kişiler, beni dayıma teslim edecekti, Süleymaniye Camii’nin önüne gittik, dayımı bekliyoruz, bekle bekle dayım yok. Uzun süre sonra dayım geldi. Çocuktum ve kimse beni almayacak diye korkmuştum. Neyse sonra dayımın Kumburgaz’da bir restoranı vardı, orada komilik yapmaya başladım. Üç ay sonra annemi özleyince tekrar Adana’ya döndüm. Sanatçı olma isteğim küçük yaşlarda tutmadı. Çocuk aklı...”

DEPRESYONA GİRDİ

16 yaşına kadar Adana’da ailesiyle yaşayan Adil Karaca, bu kez hayvancılıkla uğraşan ve kendisiyle birlikte çalışmasını isteyen babasından kaçmak için İstanbul’a gelmiş. Ama hiç dönmemek üzere... Düğün salonlarında komilik yapan Karaca, sonra Ayhan Aşan, Bülent Serttaş, Seda Sayan, Mustafa Keser, İbrahim Tatlıses gibi sanatçıların konserleri için sahne ses tesisatları kuran bir şirkette de çalışmış. Bu arada Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde müzik eğitimi alan Karaca, düğün salonları başta olmak üzere pek çok otel ve gece kulüplerinde sahneye çıkmaya başlamış. Askerlikten sonra bir akrabalarının vasıtasıyla o dönem Prestij Müzik’in ortaklarından olan Mahsun Kırmızıgül’ün yanına gittiğini anlatıyor: “Bana albüm için yardım olacağını ancak eksiklerimin bulunduğunu söylüyordu. Ama bir şey çıkmadı. Sonra Prestij Müzik’in sahiplerinde Burhan Aydemir ile tanıştım. Üç yıl boyunca bana albüm yapmasını bekledim. Ama olmadı. Depresyona girmiştim! Ama farkında bile değildim. Yolda yürürken yer sallanıyordu, belli saatlerde atak geliyordu. Adana’ya döndüm, kendimi iyi hissedince tekrar İstanbul’a geldim.”

TARKAN İLE TUTUNDUM

Üçüncü İstanbul macerasında da albüm yapma hayali olmamış Karaca’nın. Ama o sıra sahne aldığı mekanda kendisini dinlemeye gelenlerden birinin “Rusya’ya gitsene” önerisini dikkate almış. Karaca, dil bilmediğini söylese de o kişinin kendisine Moskova’da bir Türk kafesi olduğunu, orada şarkı söyleyebileceğini önerdiğini söylüyor. Uzun yıllardır İstanbul’da olup da albümünün çıkmadığını gören Karaca, ailesinin baskısı, depresyon ve İstanbul’da bir gelecek görememesi üzerine müziği bırakmama adına Rusya’ya gitmeyi seçmiş. Bir süre oradaki İstanbul Kafe’de çalışan Karaca, daha sonra Gürcistanlı bir kadınla tanışmış: “Bana ‘Ben sizi anlamıyorum ama şarkı söylediğinizde ‘Sanki ağaçlar yeşeriyor, güneş açıyor, beraber çalışalım mı?’ dedi. Diana bana sahneye çıkabileceğim yerler ayarladı. Tarkan’ın, Mustafa Sandal’ın şarkılarını söylüyordum, para kazanmaya başladım.Restoranlarda sahneye çıkıyor, orada uyuyordum da. Ülkenin her yerinde, Azerbaycan’da sahneye çıkıyordum. İyi para kazandım, Moskova’da daire satın aldım.”

BOMBA’YI SİBİRYA’DA BİLE PATLATTI

Rusya'da çok meşhur olmuş ama içindeki ‘Türkiye’de albüm yapma sevdası’ bitmemiş Adil Karaca’nın. 2009’da Türkiye’de Dolu Yüreğim Dolu adlı bir albüm çıkaran Karaca, sonucun fiyasko olduğunu söylüyor. Ama durmamış, 2010’da bir albüm daha yapmış Kral Gibiyim adında... Fakat onun da sonucu hüsranmış. Aradığı albüm başarısını da Rusya’da elde etmiş Karaca. 2011 yılında ünlü Rus popçu Sergey Zverev ile Kimyam Değişti adlı şarkıda düet yaptıktan sonra hayatı değişmiş: “Zverev, çıktığım mekanlarda beni dinlemeye geliyordu, birlikte şarkı söylememizi istedi. Klip Rusya’nın tüm müzik kanallarında dönmeye başladı. Rusya’yı takip eden herkes Adil Karaca’yı bilir. 2012 yılında orada asıl bombayı patlattım! Şarkının adı da Bomba. Çin’e bile konsere gittim, düşünün. Sibirya’da bile konser verdim. Bomba şarkım oradaki müzik listelerinde beş hafta boyunca bir numarada kaldı. Şimdi Meryem Meryem adlı parçam çok meşhur. ”

Birçok Türk sanatçının yurtdışına açılmak isteyip de başaramadığını hali hazırda başaran Karaca’nın tek isteği var: “İstiyorum ki kendi ülkemde de başarılı olayım. Yurtdışında yakaladığım başarıyı burada da yakalamak istiyorum. Dilini bilmediğim, kültürünü bilmediğim insanlara kendimi sevdirdiysem bunu kendi insanıma da yapacağım.” Eskisi Gibi adlı bir albüm yapan Karaca, şimdilik her şeyin iyi gittiğini söylüyor. Bakalım Karaca, Türkiye’de de şöhret olabilecek mi?