Tatlı krizinin ilacı yoğurt

Yoğurdun kalsiyumun başlıca kaynaklarından olduğunu biliyoruz peki ya diğer faydaları? Her gün düzenli tüketildiğinde bağışıklığı güçlendirmenin yanında bağırsak sağlığını korumaktan yağ yakımını hızlandırmaya ve hatta tatlı krizini önlemeye kadar pek çok faydası olduğu üzerine pek konuşmuyoruz. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal, yoğurdun içerdiği protein ve yararlı bakteriler ile de sofraların baş tacı olmayı hak ettiğini belirterek “Özellikle günlük süt ile evde mayalanan yoğurdun probiyotik içeriği artıyor ve bağırsaklar için daha da faydalı bir hal alıyor” diyerek bu mucizevi gıdanın önemine dikkat çekiyor. Yetişkinlerin günde bir kase, çocukların da en azından günde altı yemek kaşığı ev yoğurdu tüketmeleri gerektiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Öçal, ev yoğurdunun 9 faydasını anlattı, bir de üzerine yoğurt yapımı tarifi verdi...

- Doğal yoğurtlar, hazır yoğurtlara göre daha yüksek miktarda probiyotik içeriyor. Bu bağırsak dostu bakteriler ise, bağırsak duvarında bulunan ve besin emilimini sağlayan villusların yapısını koruyarak bağırsak hareketlerini düzenliyor.

- İçerdiği kalsiyum sayesinde özellikle karın bölgesinde oluşan yağlanmanın azaltılmasında etkili.

-Amerikan Kalp Vakfı’nın yaptığı bir çalışmada, düzenli yoğurt tüketmenin yüksek tansiyon riskini azalttığı ve her gün bir kase yoğurt tüketen kişilerin büyük tansiyonlarının normal değerlerde olduğu ortaya konuluyor.

- Bağışıklık sistemini destekleyen, hastalık ve enfeksiyon gibi durumlarla savaşan T hücrelerinin aktivasyonunu artırıyor ve daha güçlü hale getiriyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren immunoglobulin A’dan da zengin bir besin.

- İçerdiği kalsiyum sayesinde çocuklarda diş ve kemik oluşumunu destekleyen yoğurt, yetişkinlerde de özellikle yaşın ilerlemesiyle beraber oluşan osteoporoz, kemik yoğunluğunda azalma gibi hastalıkların önüne geçiyor.

- Özellikle kaymaksız olarak tüketilen ev yoğurdu kolesterolün düşürülmesine destek oluyor. Bağırsaklarda oluşan emilim bozukluklarını önleyerek, fazla yağın dışkı ile vücuttan atılmasını sağlıyor ve bu şekilde kolesterol seviyelerinin yükselmesini önlüyor.

- İçerdiği yararlı bakteriler sayesinde ciltte oluşan sivilce ve kızarıklıklara iyi geliyor. Probiyotik bakteriler aynı zamanda kadınlarda görülen vajinal mantar enfeksiyonlarına karşı da koruyucu.

- İçerdiği protein sayesinde özellikle yıpranan kasların onarılmasında görev alıyor.

- Bir kase yoğurt tüketerek gün içindeki tatlı isteğinizi önleyebilirsiniz. Protein, karbonhidrat ve yağ miktarını dengeli bir şekilde içerdiği için kan şekerinin dengelenmesini sağlıyor. Kan şekeriniz ne kadar dengeli olursa abur-cubur ve tatlı istekleriniz de o kadar az olacaktır. Canınız tatlı istediğinde ev yapımı meyveli yoğurt yapabilirsiniz.

EVDE NASIL YAPILIR

Sütü tencerede kaynatın. Kaynarken hafif hafif karıştırıp, içindeki suyun buharlaşmasını sağlayın. Ocaktan aldıktan sonra mayalayacağınız yerde, ısısını koruyacak şekilde, etrafını kalın örtülerle sarın ve soğumaya bırakın. Ara ara serçe parmağınızla ısısını kontrol edin. Süt sıcaklığı mayalanmaya uygun olduğunda, parmağınızda sıcağa biraz yakın şekilde ılıklık hissedersiniz. Ardından tahta kaşıkla, 1 litre süt için 1 yemek kaşığı dolusu yoğurdu ılık sütten alacağınız biraz sütle iyice ezin ve püre kıvamına getirin. Sonra sütün içinde iyice dağılana kadar karıştırın. Tencerenin kapağını kapatın ve tencereyi yine kalın örtü ile sıkı sıkı sardıktan sonra kalorifer yakınında 4-6 saat bekleterek mayalanmasını sağlayın.

SÜT ALIRKEN DİKKAT!

Yoğurt yaparken tercih edeceğiniz sütün sağlıklı ve hijyenik kurallara uygun olarak size ulaşması çok önemli. Zira süt mikroorganizmaların üremesi için çok iyi bir ortam oluşturduğundan çok kolay bozuluyor. Yoğurdunuzu günlük sütten yapmaya ya da açık süt alıyorsanız güvenilir yerlerden almaya dikkat edin.Günlük süt alsanız dahi mutlaka kaynatın. Özellikle iyi kaynamayan açık sütlerden başta tüberküloz, brusellozis ve kuduz olmak üzere birçok hastalık bulaşabiliyor. Açık sütü kaynatırken fokurdadıktan sonra ocağın altını kısıp, en fazla beş dakika daha kaynatın. Yapılan çalışmalar, gereğinden fazla kaynatılan sütteki vitamin ve minerallerde büyük kayıp olduğunu ortaya koyuyor.

TÜBİTAK’TAN KEFİRE ÖVGÜ

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi Hatice Kübra Gökalp ‘Kefir ve beynin yaşlanması’ ilişkisini araştırıyor. Gökalp’in çalışmaları TÜBİTAK tarafından takibe alındı. Projenin danışmanı Yrd. Doç. Dr. Emel Serdaoğlu Kaşıkçı, özellikle Orta Asya’da Türkler tarafından geliştirildiğine inanılan kefirin faydaları hakkında yeni bulguları paylaştı. Sütün fermante edilmesiyle hazırlanan içeceğin bağışıklık sistemini uyarıcı etkileri daha önce kanıtlanmıştı.  Yrd. Doç. Dr. Emel Serdaoğlu Kaşıkçı ön araştırmada belirlenen faydalı etkileri şöyle açıkladı:  “Kefir beyinde yaşlılığa neden olan oksidatif stres ve nörodejenerasyona karşı koruyucu etki gösterebiliyor. Kefir yüzyıllardır sağlıklı yaşamın parçası olarak görülmüş ve tüketilmiş. Ancak beyindeki etki mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır.  Bu amaçla çalışmanın literatüre katkıda bulunacağına inanıyoruz.” Kefirin beyin sağlığıyla olan ilişkisi bilimsel olarak kanıtlanırsa bunama ve hafıza sorunları tarihe karışabilir.