17 Nisan 2024 Çarşamba / 9 Sevval 1445

Toprağa saygıyı ailemden öğrendim

Genç bir çiftçi Hüseyin Yılmaz. Yokluktan veya imkânlarının kısıtlılığından değil seçtiği hayat. Bile isteye “genç bir çiftçi” o. İstanbul’daki yaşamını geride bırakıp doğa, toprak ve hayvanlarla bir arada olmayı seçmiş: “Anne babamdan toprağa olan saygıyı, emeği ve fedakârlığı görerek büyüdüm. İlk arkadaşlarım çiftlikteki hayvanlar oldu. Benim tüm motivasyonum bu…”  

ALİ DEMİRTAŞ28 Eylül 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Toprağa saygıyı ailemden öğrendim

Şimdi sizi biriyle tanıştıracağım. Hüseyin Yılmaz. Belki de birçoğumuzun gelecek planını ya da şimdiki hayallerini yaşıyor, Bilecik Osmaneli’nde. Onu Instagram’da fark ettim. @gencciftcii adı altında açtığı hesabında her gün doğanın içinden fotoğraflar paylaşıyor, sosyal hayatının bir parçası olan hayvanlarla yanak yanağa pozlar veriyordu. O kadar sağlıklı ve organik şeylerle besleniyor ki imrenmemek elde değil. 23 yaşında bir genç kendi seçmişti bu hayatı. Ve bunun için çaba sarfetmiş. Kocaeli Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a gitmiş ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda çalışmaya başlamış. Gerisini kendi ağzından dinleyelim: “İstanbul trafiği ve şehir stresi sağlığımı etkilemeye başladı. Aynı zamanda psikolojimi de. İstanbul’da mutlu değildim. Her gün uyandığımda gördüğüm ailem, hayvan dostlarım ve toprağa emanet ettiğim bitkilerimden ayrılıp, karmaşık, stresli ve mutsuz yüzlerle dolu kalabalık şehre, İstanbul’a yerleşemediğimi, alışamadığımı fark ettim ve köyüme dönmeye karar verdim. Kendimi daha fazla harap etmemek için ani bir kararla döndüm. Ekonomik olarak sıkıntı yaşayabileceğim ihtimalini göze alarak içimdeki doğaya ve canlılara olan sevgiye, kendi küçük dünyama kaçış diyebiliriz.” 

BENİM MOTİVASYONUM SADELİĞİN VERDİĞİ HUZUR 

Bilecik Osmaneli’nin Soğucakpınar Köyü’nde yaşayan Hüseyin Yılmaz, şimdilerde ailesiyle birlikte çiftçilik yapıyor. Küçük şehirdeki hayatını ise şu cümlelerle özetliyor Yılmaz, “Doğayı, hayvanları ve kitap okumayı çok seviyorum. Hobilerim arasında spor yapmak ve fotoğraf çekmek yer alıyor.” Günlük rutinin nedir diye sorduğumda şöyle yanıtlıyor: “Sabahın erken saatlerinde uyanıp çiftlikteki işleri yapıyorum. İneklerin sütünü sağmak, tavukların yemini verip yumurtalarını toplamak gibi. Daha sonra tarlaya gidip sebzelerimi topluyorum. Domates, biber, patlıcan, süt mısır vs.. Eve dönüyorum ve yemekten sonra genelde biraz kitap okuyup günü tamamlıyorum.” Peki, günümüz dünyasında 23 yaşındaki bir genci büyükşehirden köye döndüren motivasyon neydi? Genç çiftçi şöyle açıklıyor bu durumu: “Anne ve babamdan toprağa olan saygıyı, emeği ve fedakârlığı görerek büyümemden ve ilk arkadaşlarımın çiftlikteki hayvanlar olmasından kaynaklı, insanı bedenen çok yoran fakat ruhen huzur veren sadelik, benim motivasyonum…”

HAYVANLARLA DOSTLUK KURUYORUM 

Köydeki iş yoğunluğundan dolayı insanlarla görüşecek veya ‘sosyalleşecek’ dostluk kuracak zamanı kısıtlı Yılmaz’ın. Bu sebeple hayvanlarla dostluk kuruyor: “Onlara isimler verip iletişim kurmaya çalışıyorum. Onlarla çok iyi anlaşıyoruz, bazen toprak üstünde yaşayan tüm canlıların insanlara çok benzer özelliklerde yaratıldığını fark edip, şaşırıyorum. Bazen onlarla bakışlarımız ile konuştuğumuzu düşünüyorum. Onları öpüp sarıldığımda onlardan da benzer tepkileri alınca çok mutlu oluyorum. Bu da benim yaşam enerjimi daima pozitif kılıyor. Hayvan dostlarımıza yeni bir üye katılacağı zamanki heyecanımız günler öncesinden başlıyor. 

Doğumla birlikte başlayan stresimiz doğan yavruya dokunduğumuz anda yerini sevince bırakıyor. Bir yavrunun hayata ellerimizde başlaması harika bir duygu.” 

TEKNOLOJİ BİZİ ÖZÜMÜZDEN UZAKLAŞTIRIYOR 

Teknolojiden ve günümüz gençliğinin tutkunu olduğu şeylerden uzak hayatına devam eden ve bu durumdan çok da memnun olan Hüseyin’in anlattıklarına şaşırmamak elde değil. Şehirde yetişen çocukların hayatını göz önüne aldığımızda Hüseyin Yılmaz çok şanslı biri. O da bunun farkında ki şunları söylüyor: “Şehirdeki insanların hayvanları görmek için gittikleri hayvanat bahçeleri, doğayla iç içe olmak için oluşturulmuş parklar bana her zaman yavan ve yetersiz gelmişti. Buralara olan rağbet ise onların doğallığa olan özlemini ifade eder. Teknolojinin insanları robotlaştırması, bizi özümüzden uzaklaştırması gerçekten çok üzücü. Genç çiftçi adaylarına şunları söylemek isterim: Köylerini terk etmek yerine bilinçli bir şekilde eğitimlerini alarak çiftçilik yapmalılar. Çünkü toprakta bereket, huzur ve hayat var…” Şimdilerde açık öğretimden eğitimini devam ettiren Yılmaz’ın gelecek planı ise şöyle: “Kendimi çiftçilik ve hayvancılık alanında daha profesyonelce geliştirmeyi ve tüketiciye doğrudan ulaştırabileceğim doğal köy ürünlerimi satabileceğim bir yer açmayı planlıyorum.”