10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

Yusuf dersini iyi çalışalım

Yusuf seçime günler kala ciltlerce kitabın öğretemeyeceği dersi ezber ettirdi bize birkaç dakikada. Öyleyse “Her şey bittikten sonra birbirimizin yüzüne bakacak hâlimiz olacak mı?” sorusunu sorup Yusuf gibi olmalı... Davasından emin, edeple, inançla, kararlılıkla yola devam etmeli.  

GÜLCAN TEZCAN 6 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yusuf dersini iyi çalışalım

Her seçim dönemi daha da keskinleşen bir kutuplaşma kalın çizgiler çekiyor aramıza. Akraba, eş, dost, arkadaşlarımızla ‘politik’ kamplaşmalar yüzünden selamlaşmaz oluyoruz. 

‘Siyaset’ de bu kutuplaşmadan besleniyor ne yazık ki. Bir futbol takımının taraftarlarına dönüşüyor seçmenler. 

Asırlardır birlikte yaşama kültürünün en anlamlı örneklerinin yaşandığı bu toplumun fertleri her geçen gün birbirine tahammülsüz hale geliyor. Gözümüze çekilen perdeler, sosyal medyadan an be an servis edilen yalanlar araştırıp soruşturulmadan önyargılarımızı pekiştiriyor. Evet bu hep böyleydi. Eskiden sadece yazılı basın eliyle yapılırdı, sonra buna televizyon şimdi de sosyal medya eklendi. 

Algı operasyonları sardı dört bir yanımızı. Serinkanlı düşünmeyelim diye troller soluksuz çalışıyor. En aklı başında davranması gerekenler elinde benzin yangına doğru koşuyor. 

Düşünün CHP’li bir milletvekili daha hangi kültür merkezinin nereye ait olduğunu bilmeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili şaibe oluşturmaya çalışıyor. Esenler Belediyesi tarafından “Dünya Su Günü”ne özel olarak hazırlanan bir serginin İBB’ye bağlı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda açıldığından habersiz. Sadece tabloların taşınma görüntülerini paylaşıp İBB’den tablolar kaçırılıyor algısı oluşturup ‘hırsızlık’ imasında bulunuyor. Sorup öğrenmeye de hacet yok. Lafa gelince kültür ve sanat denildiğinde mangalda kül bırakmazlar ama on gün önce İstanbul’un en önemli kültürel mekanı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda dünyaca ünlü ebru sanatçımız Hikmet Barutçugil’in açtığı sergiden habersizler. 

En serinkanlı ve birleştirici olması beklenen sanatçılar bile en az siyasiler kadar harç taşıyor bu kutuplaşmaya. Ortak paydalarımız giderek azalıyor. 

Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlanmasından itibaren sosyal medyada yazılıp çizilenler, watsupp gruplarında dolaşıma sokulan kaynağı ve amacı belirsiz bilgiler en temelde seçmenin sandığa olan güvenini hedef alıyor. 

Seçmenin demokrasiye olan inancını elinden alarak olası hareketlenmeler için zemin hazırlamak da bilindik bir hamle. Yıllardır CHP seçmenin ‘sandıkla alt edemeyeceğiz darbeyle gönderelim’ arayışlarını unutmadık ve biz her daim demokrasiden yana tavır aldık. Tam da bu yüzden tekrarlanan sayım işlemleri tamamlandığında herkesin çıkacak sonuca ‘eyvallah’ demesi şunca yıldır her şeye rağmen korumaya çalıştığımız ve 15 Temmuz’da canımız pahasına halel getirmediğimiz demokratik bilincimizin ve ‘milli irade’ye saygının da bir gereği. Değil mi ki Yusuf seçime günler kala ciltlerce kitabın öğretemeyeceği dersi ezber ettirdi bize birkaç dakikada. Öyleyse “Her şey bittikten sonra birbirimizin yüzüne bakacak hâlimiz olacak mı?” sorusunu sorup Yusuf gibi olmalı... Davasından emin, edeple, inançla, kararlılıkla yola devam etmeli.