27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Bütün krizler İsrail'e yarıyor

Ortadoğu’da yaşanan kaos, Filistin meselesini gölgede bıraktı. Katar krizini sessizce destekleyen İsrail, Hamas’ın kaynaklarını kurutma peşinde. Tel Aviv’in hayali Filistinliler’e diz çöktürmek.

Yrd. Doç. Dr. Bora BAYRAKTAR18 Temmuz 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Bütün krizler İsrail'e yarıyor

Irak'ta DEAŞ’a karşı aylarca devam eden Musul operasyonu, Suriye’de ABD ve terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin Rakka operasyonu, Ürdün sınırında yaşanan Rusya-ABD eksenli gerilim, İran-Suudi Arabistan arasındaki çekişme, Yemen iç savaşı, Mısır’daki terör olayları, Libya iç savaşı ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği Katar ablukası, Ortadoğu’yu patlamaya hazır bir bombaya çevirdi. Bölge adeta her an büyük depremlerle sarsılan Japon adaları gibi önemli olaylarla sarsılıyor. Bu sarsıntıların merkez üssü olan Filistin meselesi ise göz ardı ediliyor.

GÖLGELEME TAKTİĞİ

Filistin meselesi ve Kudüs’ün gündemde geri plana düşmesi, Irak’ın ve Suriye’nin gölgesinde kalması, İsrail’in boş durduğu anlamına gelmiyor kuşkusuz. İsrail bölgede devam eden büyük kaosun içinde sessizce kendi güvenliğine yönelik önemli adımlar atıyor. Stratejik sessizlik politikasıyla güvenlik kurgusunu hayata geçirmeye çalışıyor. 

İRAN’I KUŞATMA PEŞİN

İsrail’in bugün için bölgede birbiriyle ilgili üç büyük tehdit algısı var: Birincisi, uzun menzilli balistik füzelere ve nükleer silahlara erişmeye çalıştığı düşünülen İran. İkincisi, güney Lübnan’ı kontrol eden ve etki alanını Suriye’nin güneyine doğru genişleten Hizbullah. Üçüncüsü ise Gazze’yi kontrol altında tutan, Batı Şeria’ya doğru yayılmaya çalışan ve İsrailli Araplar üzerinde etkisini giderek artıran Hamas.

KATAR KRİZİ...     

Katar’ın politikaları, İsrail’in ve Körfez Araplarının planlarını olumsuz etkiliyor. Doha’nın Tahran ile yakınlaşmasına İsrail de karşı. Katar’ın Filistin’de Hamas’a ve Mısır’da Müslüman Kardeşler’e  finansal destek vermesi, İsrail’in Hamas’ı zayıflatma politikasının hayata geçmesine engel oluyor. 

Bu nedenle, Katar’ın etkisiz kılınması, Filistin’de Hamas’ın kaynaklarını kurutmak, musluğunu kısmak için büyük bir önem taşıyor. Bu başarılırsa İsrail, Filistin’de kolay lokma olarak gördüğü El Fetih’i yönlendirerek Filistinlilerin iradesini etkisizleştirebileceğini, dilediği teslim belgesini imzalatabileceğini düşünüyor. İsrail’in, yine geri planda kalmak kaydıyla, Körfez ülkelerinin Katar’ı köşeye sıkıştırma çabalarını desteklemesi şaşırtıcı değil. Çünkü İsrail’in sessiz stratejisine çomak sokan az sayıdaki ülkeden biri Katar. 

Eski Kudüs abluka altında  

Yarım asırdır İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs şimdi de ablukayla yüzleşiyor. Mescid-i Aksa’nın da içerisinde bulunduğu Kudüs’ün etrafı surlarla çevrili Eski Şehir bölgesine 4 gündür giriş çıkışa izin verilmiyor. İsrail polisi, şehrin tüm giriş kapılarını tutmuş durumda, bu bölgede ikamet edenler dışında kimseyi içeri sokmuyor. İsrail polisi tarafından geri çevrilen halk, Mescid-i Aksa’nın kapılarına dahi ulaşamıyor. Dükkanların kapalı olduğu şehirde, her köşe başında çok sayıda İsrail polisi bekliyor. Surlardan geçerek Mescid-i Aksa’nın kapılarına ulaşabilen az sayıdaki Müslüman ise İsrail’in kurduğu elektronik metal arama dedektörlerini protesto ederek içeri girmiyor. Namazları Aksa’nın kapılarında kılan cemaate İsrail polisi zaman zaman  sert bir şekilde müdahale ediyor.