ABD Başkanı Donald Trump'ın Hamas'a yönelttiği Gazze'de ateşkes anlaşmasını kabul etmeme suçlamasına Hamas'tan cevap geldi.
Hamas'ın sosyal paylaşım platformu Telegram üzerinden yaptığı açıklamada "Hamas'ın hiçbir zaman Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılmasının önündeki engel olmadığı" vurgulanarak, "ABD yönetimi, arabulucular ve tüm dünya, savaş suçlusu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun anlaşma girişimlerini engelleyen tek taraf olduğunu biliyor" denildi. Hamas'ın ateşkese varılabilmesi için şimdiye kadar her türlü esnekliği gösterdiği vurgulanan açıklamada, buna rağmen Netanyahu'nun Ocak ayında sağlanan geçici ateşkesi bozduğu ve son olarak Katar'da Trump'ın ateşkes önerisini görüşen Hamas müzakere heyetine saldırı emri verdiği hatırlatıldı.
TRUMP HAMAS'I SUÇLAMIŞTI
ABD Başkanı Donald Trump, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Gazze'de ateşkes için çaba gösterdiklerini belirterek Hamas'ın Gazze'de tutulan rehineleri serbest bırakmayı ve ateşkes anlaşmasını kabul etmediğini iddia etmişti.
İşte dakika dakika Filistin ile İsrail arasında yaşananlar:
03.26 Hamas, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkes anlaşmasını kabul etmedikleri iddiasını yalanlayarak, "ABD yönetimi, arabulucular ve tüm dünya, savaş suçlusu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun anlaşma girişimlerini engelleyen tek taraf olduğunu biliyor" açıklamasında bulundu.
02.55 Arap ülkeleri, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü soykırım savaşının "derhal durdurulması" çağrısında bulundu.
02.54 Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, Gazze'deki katliamlar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanması talebinde bulundu.
01.46 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Filistin Devleti'ni tanıma kararı almasının ardından Gazze için "güvenilir bir barış planı" benimsediklerini söyledi.
01.09 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) birçok üyesi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını eleştirerek derhal ateşkes çağrısında bulunurken, ABD ise bir kez daha İsrail'e desteğini yineledi.
00.59 Filistin, Gazze'deki İsrail soykırımının sona erdirilmesinin "kararlı eylem gerektiren bir öncelik" olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Gazze'de ateşkes sağlanması için "sıkı önlemler" almaya çağırdı.
00.46 Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçlarının "tehlikeli şekilde tırmandığını" vurgulayarak, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi'nin Gazze'deki "soykırıma" karşı ortaya koyduğu çabaları anlattı.
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARINDA CAN KAYBI SON 24 SAATTE 38 ARTARAK 65 BİN 382'YE ÇIKTI
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 38 artarak, 65 bin 382'ye yükseldi.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte Gazze Şeridi'ndeki hastanelere 38 ölü ve 190 yaralının getirildiği belirtildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 12 bin 823 Filistinlinin öldüğü, 54 bin 944 kişinin yaralandığı belirtildi.
İsrail-ABD güdümlü sözde yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 27 Mayıs'tan bu yana öldürülenlerin sayısının 2 bin 526'ya, yaralananların sayısının da 18 bin 511'e ulaştığı ifade edildi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının ise 65 bin 382'ye, yaralıların sayısının 166 bin 985'e yükseldiği kaydedildi.
Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.
- İSRAİL GAZZE'DEKİ SAĞLIK SİSTEMİNİ HEDEF ALARAK HASTANELERİ HİZMET DIŞI BIRAKIYOR
Öte yandan Sağlık Bakanlığından yapılan bir diğer açıklamada ise İsrail'in Gazze'deki sağlık sistemini hedef alarak hastaneleri hizmet dışı bıraktığı vurgulandı.
Sağlık sisteminin hedef alınmasının hasta ve yaralılara karşı işlenen bir suç olduğu, hasta ve yaralıları uluslararası olarak güvence altına alınan tıbbi tedavi hakkından mahrum bıraktığı kaydedildi.