2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

Hariri’ye ne oldu?

Riyad’da istifa sürprizi yapan Lübnan Başbakanı Hariri’nin, Hizbullah konusunda Beyrut’u zorlayan Suudiler tarafından gözaltında olduğu iddiaları dünya siyasetinde birinci gündem. Independent gözaltı anına dair detaylar verirken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron Riyad’a baskın yaparak söylentileri artırdı.

11 Kasım 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hariri’ye ne oldu?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a 3 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği ziyaret sonrası 4 Kasım’da katıldığı bir canlı yayında Hizbullah ile İran’ı hedef alıp ‘can güvenliğini’ gerekçe göstererek şok bir şekilde istifa Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin akıbeti şu anda dünya siyasetinin bir numaralı gündemi. Lübnanlı siyasilerin geri dönmesini beklemesine rağmen makam uçağı Beyrut’a boş dönen Hariri’nin, Riyad’da rehin tutulduğu iddia ediliyor. Lübnan Başbakanına dair kafaları karıştıran bir diğer olay da, istifası sırasında Tahran ile Hizbullah’ı eleştirmesine rağmen; İran dini lideri Ayetullah Ali Hameney’in Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile görüşmüş olması. Bu görüşme de istifanın Suudi baskısıyla geldiği iddialarını kuvvetlendiriyor.

‘BASKIN YAPILDI’

Öte yandan Lübnan İstihbarat şefi General Abbas İbrahim, Hariri’nin gerekçe göstermesine karşılık, ülkede bir siyasetçiye yönelik suikast planına rastlamadıklarını söyledi. İç Güvenlik güçleri de buna ek olarak başkent Beyrut’taki bir suikast planını boşa çıkarttıkları haberlerini yalanladı. Bu soru işaretleri arasında en çok konuşulan Hariri’nin Riyad’da zorla tutulması: Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Hariri’nin Suudi Arabistan’a inişinin ardından gözaltına alındığını ve istifaya zorlandığını yazdı. Fisk, “Hariri’nin jeti 3 Kasım’da Riyad’a indiğinde gördüğü ilk şey, uçağını çevreleyen Suudi polisler oldu. Dışarıya çıktığında Hariri’nin ve korumalarının cep telefonuna el koydular. Bu şekilde Lübnan Başbakanı susturuldu” ifadelerini kullandı.

MACRON’DAN ASAYİŞ

Lübnan ile tarihsel bağı olan Fransa ile Suudi Arabistan siyasetinde etkin olan ABD krize atsa da kafa karışıklığını ortadan kaldıracak net açıklamalarda bulunmuyor. Bu bağlamda Fransız lider Emmanuel Macron BAE temaslarının ardından Riyad’a önceki gece sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Fransız lider Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından karşılandı. İkili görüşme öncesi Abu Dabi’de Hariri ile resmi olmayan temaslarda da bulunduğunu söyleyen Macron, Lübnan’daki istikrarın önemini vurguladı ve Lübnanlı siyasilerin ülkelerinde özgürce yaşayabilmeleri gerektiğini belirtti. Fransız lider Hariri’nin gözaltında olduğunu ima etse de, ülkenin Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian Europe 1 radyo kanalına yaptığı açıklamada “Lübnanlı liderin serbestçe hareket edebildiğini düşünüyoruz” dedi.

WASHİNGTON SESSİZ

ABD Dışişleri ise konu hakkındaki sorulara yanıt vermekten kaçındı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Amerikalı diplomatların Lübnan’ın istifa eden Başbakanı Saad Hariri ile görüştüğünü fakat konu hakkında açıklama yapılmayacağını söyledi. Rutin basın toplantısında konuyu değerlendiren Nauert, Riyad’daki ABD’li diplomat Chris Henzel’in Hariri ile Çarşamba günü bir araya geldiğini bildirdi ve “Görüşme çok hassas ve özel diplomatik temasları içeriyor” şeklinde konuştu.

Macron İran ile yeni bir anlaşma istiyor

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) resmi temaslarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Tahran yönetimini hedef alarak, Batı ile İran arasındaki nükleer anlaşmanın yeniden müzakeresinin şart olduğunu söyledi. Dubai’deki basın toplantısında Tahran’ın bölgeyi tehdit ettiğini ve son olarak Yemen’den Suudi Arabistan’a atılan füzenin İran yapımı olduğunu hatırlatan Macron, “Tahran ile nükleer anlaşma korunmalı ancak değişim şart. Balistik füze programının kısıtlanmalı ve gerekirse yaptırım uygulanmalı” dedi. Öte yandan, Abu Dabi’de yapımı tamamlanan aynı zamanda Paris’te de bulunan Louvre Müzesi›nin açılışını yapan Macron, 30 yıl boyunca BAE’den 525 milyon dolar ödeneceğini duyurdu. Fransa’dan gelecek olan ödünç eserlerin güvenliği için de ek olarak 750 milyon dolarlık bir anlaşmaya varan Fransız lider, ‘müzenin karanlık düşüncelere karşı mücadele sembolü’ olduğunu ifade etti.

NASRALLAH: SUUDİLER SAVAŞI KIŞKIRTIYOR

Hariri krizi hakkında açıklama yapan Tahran destekli milis gücü Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, İsrail ve Suudi Arabistan’ın Sünni-Şii çatışması çıkararak savaşı kışkırttığını söyledi.  Riyad’ın ülkenin tamamında savaş istediğini ve bu nedenle Hariri’yi rehin aldığını vurgulayan Nasrallah, “Eleştirsek de Hariri bizim başbakanımızdır. Hapis tutulamaz. Eğer kendi hür iradesiyle Beyrut’a gelip istifasını sunarsa ortada sorun kalmaz” dedi. 

CUMHURBAŞKANI AVN: İSTİFA KABUL EDİLEMEZ

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Suudi Arabistan Maslahatgüzarı ile yaptığı görüşmede, Saad Hariri’nin ülkesine dönmesi gerektiğini ifade etti ve istifa koşullarının ‘kabul edilemez’ olduğunu belirtti. Reuters’a konuşan düzey bir Lübnanlı yetkilinin açıklamasına göre, Lübnan Hariri’nin geçen hafta Suudi Arabistan ziyareti sırasında televizyondan canlı yayınlanan konuşmasında istifa etmesini resmi olarak protesto etti.

Cubeyr savaş istemiyor

Lübnan krizini değerlendiren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr, Hizbullah ile Beyrut yönetimini birbirinden ayırdıklarını söyledi. CNBC televizyonuna konuşan Cubeyr, “Hariri’nin girişimlerine terör örgütü Hizbullah engel oluyor. Lübnan Halkı bu gelişmelerden sorumlu değildir. Hizbullah halk üzerine hakimiyet kurmuştur. Bizim buna bir çare bulmamız gerekir” dedi. Cubeyr, İran’la direkt bir çatışmaya girmeyi arzulamadıklarını ancak ambargo uygulandığını görmek istediklerini kaydetti. Öte yandan Suudi Arabistan’ın Körfez Bakanı Samir Sebhan da, açıklamasında istifadan sonra Lübnan’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade etti.

Riyad’ın Beyrut planı

Londra merkezli BAE sitesi The National’ın haberine göre Suudi Arabistan’ın Lübnan krizine dair 4 senaryosu mevcut. Bunlardan ilki, Katar gibi Beyrut yönetimine abluka uygulanması. İkincisi, Hizbullah’ın olmadığı yeni bir hükümet kurulması. Beyrut’a yapılacak ciddi bir baskının sonuç verebileceği değerlendirmesini de yapan Riyad’ın son senaryosu ise İsrail’in başını çektiği bir güney Lübnan harekatı. İsrail basını bu seçeneğin ciddi bir şekilde gündemde olduğunu ifade ediyor. Haaretz’in haberine göre, ‘savaşı Suriye’den Lübnan’a taşımayı hedefleyen Körfez, İran’a karşı yeni bir cephede İsrail’in kendi ‘pis işini’ yapmasını’ istiyor.