7 Ekim 2025 Salı / 15 RebiülAhir 1447

Haşdi Şabi’ye karşı Arap milliyetçiliği

Kerkük operasyonunda Peşmerge’yi kısa sürede etkisiz hale getiren Tahran destekli milis gücü Haşdi Şabi ile Bağdat arasında iktidar kavgası yaşanma ihtimali kuvvetleniyor. Peşmerge sonrası dönemde İran’ın Ortadoğu’da artan etkinliğini sonlandırmak isteyen Körfez ülkeleri, Iraklı Arap liderlerle görüşmeler gerçekleştiriyor.

Şerif Egemen Ahmet26 Ekim 2017 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Haşdi Şabi’ye karşı Arap milliyetçiliği

Irak’ta Bağdat yönetimi, terör örgütü DEAŞ sonrası dönemde Peşmerge ile savaşarak sahadaki gücünü ortaya koyan Tahran destekli milis gücü Haşdi Şabi ile çatışma riskiyle karşı karşıya. Kısa süre önce duyurduğu yeni İran stratejisiyle Ortadoğu’daki Tahran etkisini azaltmayı amaçlayan Beyaz Saray, Kerkük operasyonun ardından taraflara yönelik sükûnet çağrılarına son vererek ilk kez Haşdi Şabi ve İran aleyhinde açıklama yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın İran’ı kastederek “Milisler ülkelerine dönsün” çıkışına yanıt veren Irak Başbakanı Haydar El İbadi, Washington’ın ‘iç işlerine müdahale ettiğini’ belirtti. Fakat Körfez merkezli diplomasi turuna çıkan İbadi’nin Suudi Arabistan ve Mısır’da yaptığı açıklamalar cevabın samimiyetini sorgulatır nitelikte.

İRAN’A ALTERNATİF

İlk durağı olan Suudi Arabistan’da Kral Selman, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Rex Tillerson ile bir araya gelen İbadi, bir yandan Bağdat-Riyad hattında dev bir ekonomik iş birliğinin temelini atarken diğer yandan da ABD’nin kuşatma projesiyle tanıştı. Tillerson Suudi-Irak Koordinasyon Konseyi’nin Irak’ın geleceğinde oynayacağı role değinirken, Kral Selman da Bağdat’ın ‘Arap kökenleri’ sayesinde bunca badireyi atlatabildiğinin altını çizdi. İbadi’nin Riyad’da karşılaştığı Araplık vurgulu söylem Kahire’deki darbeci Sisi ve Ürdün’deki Kral Abdullah ile gerçekleştirdiği temaslarda da peşini bırakmadı.

Selman’la görüşen Şii lider Sadr sahnede 

Körfez’in Tahran’a karşı yeni Ortadoğu ittifakı projesinde Irak’ta önemli bir rol biçilen bir aktör daha mevcut; Şii lider Mukteda es Sadr. Riyad’da Prens Selman’la Temmuz sonundaki görüşmesinin ardından Suudi desteğini garantileyerek ülkesine dönen Sadr, önceki gün apar topar Ürdün’e – kendi ifadesiyle ‘önemli meseleleri’ görüşmek üzere – çağrıldı. Ancak Iraklılık ve Araplık vurgulu siyaseti temsil eden Sadr’ın Körfez tarafından baştan çıkarıldığının farkında olan İran’ın süreci saf bir şekilde izlediğini söylemek mümkün değil. Sadr hareketinde büyük bir etkinliğe sahip ve Muhammed Bakir Sadr’ın öğrencisi Ayetullah Haşimi Şahruti’yi Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Başkanlığı’na atayarak Necef’te tabanı yoklayan Tahran, son olarak da Kerkük’teki ilk Haşdi Şabi açıklamasını milisler içerisinde Sadr’ın kontrolündeki tek grup olan Saraya El Selam’ın yetkilisine okuttu. Böylece Tahran yönetimi, Haşdi Şabi üzerinden Mukteda’ya Bağdat’ın hâkimi olduğu mesajı verdi.