26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Çiftçinin gücü ile bu süreci atlatırız

PANKOBİRLİK Başkanı Recep Konuk, son dönemde ekonomide yaşanan sürecin geçici olduğunu belirterek “Daha güçlü çıkacağız” dedi. Konuk ayrıca “Tarihimizin kritik eşiklerinden birinden geçiyoruz. Tarlalarımız üretmeye devam edebilirse mevzi kaybetmeyiz” açıklaması yaptı.

KAAN ZENGİNLİ1 Ekim 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Çiftçinin gücü ile bu süreci atlatırız

Tarım sektörünün en büyük kuruluşlarından S.S. Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) hem üreticiye hem de Türkiye ekonomisine kazandırmaya devam ediyor. 

Ülkemizin 64 ilinin, 13 bin 750 yerleşim biriminde pancar üretimi yapan, yaklaşık 1.5 milyon ortağıyla kişiye fayda sağlayan PANKOBİRLİK, büyümesini sürdürüyor. Son dönemde  ekonomide yaşanan sürecin, tarım sektörüne verilecek destekler ve yerlileşme süreci ile daha kolay atlatılabileceğini söyleyen  AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, tarım sektörüne de bir destek paketi beklediklerini ifade etti. “Ekonomide sen sert rüzgarı arkamıza alacağız” diyen Konuk, Türkiye’nin bu durumdan daha güçlü çıkacağını belirtti. 

Son dönemde Türkiye ekonomisinde yaşanan süreç hakkında neler söylemek istersiniz? 

Ekonomimizin gerçeğini yansıtmayan göstergelerin eseri kur ve faiz dalgalanmalarıyla boğuşuyoruz. İçerden dışarıdan ekonomimizi manipüle etmeye çalışanlar, spekülatörler yani milletimizin ekonomik kazanımlarının üstüne konmaya çalışanlar topyekûn hücumda. Bu oyun milli sermayenin el değiştirmesi, milli servetimizin yağmalanması amacıyla oynanan kirli bir oyundur. 

Bu oyunu bozmak adına ne gibi adımlar atılmalı? 

Bu oyunda tuzağa düşmemek kadar önemli olan, yapılan saldırıda mevzi kaybetmemektir. Nasıl mevzi kaybetmezsiniz? Tarlalarımız üretmeye devam edebilirse mevzi kaybetmeyiz. Üretim tesislerimiz, fabrikalarımız üretmeye devam edebilirse mevzi kaybetmeyiz. Kurumlarımız ayakta kalmayı başarabilirse mevzi kaybetmeyiz. Bir üretim bandı bile dursa bu ülkemizin kaybıdır. Bir metre kare arazi bile boş kalsa bu milletimizin kaybıdır. Bir ahır bile boş kalsa bu hepimizin kaybıdır. Bir bağ, bahçe bile bakımsız kalsa bu hepimizin ortak kaybıdır. 

Türkiye’nin bu süreçten güçlü çıkacağını düşünüyor musunuz? 

Şimdi bu önlemlerin sonuçlarının alınacağı bir merhaledeyiz ve inşallah ülkemiz ve ekonomimiz bu badireden daha da güçlenerek çıkacak. Hükümetimiz bu dalgalanma başlamadan önce yerli üretimin teşviki için kamu ihalelerinde yerli üreticiyi koruyacak tedbirler almıştı. Şimdi ilave tedbirler ve teşvikler ile bu kararlılığın sahada da sonuç alacağı bir süreci hızlandırıyor. Yani hükümetimiz sanayi cephesi için bir yelken açtı ve esen sert rüzgârı avantaja çevirmek için adımlar attı.  

TARIM SEKTÖRÜ iÇiN DESTEK BEKLiYORUZ

Ekonomide sert rüzgârların estiği bu dönemde biz tarım cephemiz için de bir yelken açıp bir başarı hikâyesi çıkarabiliriz, çıkarmalıyız. Mesela bu yelkenin bir bezini tohumda dışa bağımlılığı sıfırlayacak tesisler, bir bezini gübre tesisleri, bir bezini tarımsal ilaç tesisleri, bir bezini tarım makineleri ve ekipmanları oluşturabilir. Bu kriz vesilesiyle sektörde dışa bağımlılığı sıfıra yaklaştırabilmek adına atacağımız her adım ülkemizin yarınlarda bu tür dalgalanmalarda gıda güvenliği riski yaşamamasının teminatı olacaktır. O nedenle, tıpkı inşaat sektörüne, finans sektörüne, geliştirilen tedbirler gibi tarım sektörü için de üretimi özendirecek ve üretimde sürdürülebilirliği sağlayacak tedbir paketi bekliyoruz.

Şekerde üreticinin de içinde olduğu modele geçilecek

Sektörünüz ile ilgili söylemek istedikleriniz var mı? 

Konuk, konuşmasını şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz yılın bizim için bir diğer önemli gündem maddesi şeker özelleştirmesi idi. Özelleştirme sürecinde bizim duruşumuz belliydi. İhaleye çıkan 14 fabrikadan 8’i ihaleyi kazananlar tarafından teslim alındı. Yozgat, Bor, Ilgın, Burdur, Alpullu henüz teslim alınmadı. Kastamonu’ya talep çıkmadı. Gelinen noktaya rağmen benim kanaatim odur ki, su akar yatağını bulur. Bu özelleştirmede eninde sonunda gerçek mecrasını bulacak ve Türkiye şeker sektöründe üreticinin de içinde olduğu bir modele geçecek. Benim bundan zerre şüphem yok. Çünkü biz doğru modeli yaptıklarımızla ispatladık. Bu aşamada kooperatiflerimize ve PANKOBİRLİK’e düşen görev süreci sıkı bir şekilde takip edip üreticinin kazanımlarının muhafazasını sağlamaktır. Gördüğümüz aksaklıkları süratle sürecin teminatı olan ve özelleştirme sürecinde üreticinin herhangi bir kaybının olmayacağı konusunda devlet sözü veren yetkililere iletmek hem kooperatiflerimizin hem de PANKOBİRLİK‘in mesuliyetindedir” dedi.

Tarım milli meseledir

Tarım sektörünün yaşanan bu duruma nasıl bir faydası olabilir?

Ben buradan özellikle hükümetimizden rica ediyorum, bir yelken de tarım cephesi için açmak zorundayız. Zorundayız çünkü gıda güvenliği özellikle ekonomide dalgalanmaların olduğu dönemde milli güvenlik meselesidir. Şükür bu konuda bir mutabakat oluşmaya başladı. Mesela, kâğıt fiyatlarında bir yılda yaşanan ve yüzde 100’ü aşan fiyat artışları sonrası hammadde, yani selüloz üretimi için tarımsal üretimde yapılabilecekler yüksek sesle konuşulmaya başlandı.