26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İş dünyasından Kudüs için birlik çağrısı

ABD’nin Kudüs’ü ‘İsrail’in başkenti’ olarak ilan etmesine tepki gösteren iş dünyası, işçi ve işveren örgütlerinin temsilcileri Filistin halkıyla dayanışma çağrısı yaptı. İş dünyası temsilcileri, ABD Başkanı Trump’ın aldığı kararın provokasyon olduğunu ve dünya barışını ateşe attığını söylediler.

8 Aralık 2017 Cuma 07:00 - Güncelleme:
İş dünyasından Kudüs için birlik çağrısı

 

ABD’nin, Müslümanlar’ın ilk kıblesi Kudüs’ü ‘İsrail’in başkenti’ olarak ilan etmesi iş dünyasında da büyük tepki yarattı. ABD Başkanı Donald Trump’ın adımının ‘provokasyon’ olduğunu belirten işçi ve işveren çevrelerinin temsilcileri, Kudüs konusunda birlik olmaya ve Filistin halkıyla dayanışmaya çağırdılar. Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kudüs, Müslümanların Kırmızı Çizgisidir’ açıklamasına da destek veren iş dünyası temsilcileri, ABD Başkanı Trump’ın dünya barışını ateşe attığını söylediler. 

TOBB: Açıkça provokasyon

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu:ABD Başkanı’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etme kararı Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırı, sorumsuzca atılmış yanlış bir adımdır. Bu karar, Filistin sorununun çözümüne ve Ortadoğu barış sürecine indirilmiş ağır bir darbedir. Kudüs’ün statüsüyle ilgili bağlayıcı nitelikli BM kararlarına aykırı bu tutum, uluslararası hukuk ve diplomasinin de açık ihlalidir. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler için kutsal olan Kudüs, üzerinde siyaset yapılamayacak son derece hassas bir konudur. Bu sorumsuz adım açık bir provokasyondur. Bütün iş dünyasını, bir insanlık meselesi olan bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.

MÜSİAD: İnsanlığa darbe

MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan:  ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi kabul edilemez. Filistinli kardeşlerimiz bugün, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, insanlık dışı muamelelere maruz kalırken, İsrail’e böyle bir koz verilmesinin hiçbir hukuki, insani ve vicdani açıklaması olamaz. Uluslararası hukukun dahi hiçe sayıldığı Filistin meselesinde tarafını ortaya koyan ABD, tarihi boyunca İsrail’in emellerinden biri olan bu hamleyi gerçekleştirerek, insanlığa ve barış umuduna ağır bir darbe indirmiştir. Bu mezalimin karşısında durduk ve duracağız.

ASKON: Barış ateşe atıldı

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Hasan Ali Cesur:Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in statüsünü herkes biliyor. Bu tarihi gerçeklere rağmen adım atan ABD Başkanı Trump dünya barışını ateşe atıyor. Bu kararın ne bölge barışına ne de huzura bir katkısı vardır. Bu apaçık bir provokasyondur. Trump, İslam dünyasının unutmayacağı kara bir isim olmuştur.

TÜSİAD: Sorumsuzca karar

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik: ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması, şiddetin tüm dünyada patlamasını tetikleyecek yanlış ve sorumsuz bir karar. Budan geri dönülmeeli.

TÜMSİAD: Kabul edilemez

Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan:Kudüs Filistin’dir, mukaddestir ve Müslümanlarındır. Ne biz ne de İslam alemi bu kararı asla kabul etmeyeceğiz. ABD yönetiminin kararı apaçık bir hata. Bu hatadan bir an önce dönülmelidir. Kudüs haremimiz, ilk kıblemiz, ikinci mabedimiz, her şeyiyle Filistin’in ve Müslümanlarındır. 

Türk-İş: Amaçları kaos

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay:Yıllardır İsrail hükümetinin Kudüs’te, Müslümanlara karşı her türlü zorbalıkları göz önündeyken, böyle bir karar almak tek kelimeyle provokasyondan başka bir şey değildir. ABD’nin bu girişimi, yıllardır bu bölgeyi sömüren anlayışın sürdürülmesi, bölgeyi kaosa sürükleyerek menfaat sağlamak içindir. Demokrasiye, özgürlüğe, eşitliğe ve adalete değer veren tüm ülkeleri, Trump’ın bu sorumsuz açıklamasına karşı protestoya ve mazlum Filistin halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz. 

TZOB: BM kararını ihlal

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar:Tüm Müslümanların göz bebeği olan Kudüs’e yönelik böyle bir karar, tüm İslam aleminde infiale sebep olur. Karar hemen geri alınmalı, Kudüs’ün statüsü değişmemelidir. Karar 1.6 milyara yakın Müslümanı yok saymak anlamına gelir. Bu karar, aynı zamanda uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler kararlarını da açıkça ihlal ediyor. Bu şehrin statüsüne saldırı öncelikle Müslüman dünyasına bir saldırıdır.