Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında ‘Akademisyenlerle İstişare Toplantısı’ yaptı. Toplantıda konuşan Albayrak, petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının sürdüğünü belirterek “Sondaj faaliyetlerimizi Türkiye olarak kendimiz yapacağız” dedi. Toplantıda akademisyenlere Türkiye’nin Milli Enerji ve Maden Politikası’na ilişkin bir sunum yapan Albayrak, akademisyenlerden sürece ilişkin geri dönüş beklediklerini söyledi.
İKİNCİ LNG SANTRALİ GELİYOR
Enerjide sanayi, ısınma ve hanehalkının arz güvenliğini sağlamak için gerekli adımların atıldığını vurgulayan Albayrak, bu sürecin devam ettiğini ve çalışmaların süreceğini söyledi. Albayrak, Türkiye’nin ilk yeniden gazlaştırma ve yüzer LNG santralini rekor sürede devreye aldığını hatırlatarak “İkincisini inşallah BOTAŞ eliyle bu yıl sonundan önce devreye sokacağız. Üçüncüsü için de yaptığımız çalışmalarla bu altyapıyı ülkemizde çok daha ileriye taşımamız gerekiyor” diye konuştu. Bilimselliğin ön planda tutulacağını, doğalgaz ve petrol arama çalışmalarının devam edeceğini, Akdeniz ve Karadeniz’de bu çalışmaların sürdüğünü hatırlatan Albayrak, “Yerli üretim teknolojileriyle hayata geçirdiğimiz Oruç Reis gemimiz bulunuyor. İnşallah artık müzakereleri bitti. Bu yılın son çeyreğinde envanterimize alacağımız kendi sondaj gemimiz ve mühendislerimizle sondaj faaliyetlerimizi Türkiye olarak kendimiz yapacağız. Birileri kızıyor ama kimse kusura bakmasın, Akdeniz kimsenin tekelinde değil, Türkiye olarak biz daha aktif olacağız. Detaylı analiz edip alacağız, kendimiz kazacağız, sondajı ve aramayı kendimiz yapacağız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 2002-2016 döneminde bir üst lige çıkma yolunda büyük bir dönüşüm yaşandığına işaret eden Albayrak, bu dönemde istikrarlı altyapı ve gelişmiş işgücü sağlandığını ayrıca küresel pazarda aktif siyaset yürütüldüğünü dile getirdi. Albayrak, gelecek dönemde Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını azaltmak için yerli ve yenilenebilir kaynakları daha etkin kullanmaya yoğunlaşacağını anlattı. Enerji ve madende yılda ortalama 55 milyar dolarlık bir ithalatın söz konusu olduğunu hatırlatan Albayrak, nükleer enerjinin gelecek dönemin önemli konuları arasında yer alacağını ifade etti.
RAHATSIZLAR
Türkiye’nin yerli kömür kaynaklarının son 15 yılda ciddi oranda artarak 2016 sonu itibarıyla 15 milyar tonu geçtiğini belirten Albayrak “Bu kadar rezervin olduğu bir ülkede, yılda 40 milyon ton civarı kömür ithal ediyorsanız düşünmek lazım. ‘Yerli kaynaklardan yapalım’ dediğinizde de birileri ortalığı ayağa kaldırıyor, ‘ithal kömürden yapalım’ dendiğinde kimse ses çıkarmıyorsa buna da bir bakmak lazım” dedi. Albayrak “Türkiye’nin çevre standartları çok daha ileride. Yerli istihdam, yerli ekonomi ama en çevreci bir şekilde bunu yapacağız. Birileri bundan rahatsız oluyor, olabilir” diye konuştu.
Teşviklerde kapsam genişletild
Yenilenebilir enerji kaynakları (YEKA) ile madenlerin kullandığı enerji üretim tesislerine tanınan bazı teşvikler, 2025 sonuna kadar devreye girecek işletmeleri kapsayacak şekilde genişletildi. Karara göre, 31 Aralık 2020 tarihine kadar işletmeye girecek YEKA ve madenlere ilişkin teşvikler 2025 yılı sonuna kadar devreye girecek tesisleri de kapsayacak.
Akkuyu’da temel atma yıl sonunda
Türkiye’nin ilk nükleer santrali olma özelliğini taşıyan Akkuyu Nükleer Santrali’yle (NGS) ilgili bu yıl önemli süreçler yaşandığını belirten Albayrak, şöyle konuştu: “Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde inşallah bu yıl sonuna kadar temel atma sürecine yürüyeceğiz. Sinop Nükleer Güç Santrali için de görüşmelerimiz nihai noktaya geldi. 2023’te ilk reaktörü devreye alarak başlayan süreçle, 2030’a kadar inşallah üç nükleer santralimizi de devreye alacağız. Santrali çalıştıran mühendisi de yetiştirerek, buna hazır olmamız lazım. Kaç tane nükleer ile ilgili bölümümüz var? Yok denecek kadar az. Peki 2023, 2030 diyorsak bu alanda en az doktoralı yetişmiş insan kaynağına ihtiyacımız varsa bu çalışmaları birlikte yürüteceğiz. Hele de 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin kaybedeceği hiç birşey yok. Bu kapsamda sizlere de iş düşüyor. Milli Enerji ve Maden Politikası ışığında sizlerle eğitim, müfredat, enerji diplomasisi gibi önemli konularda iletişim yönünde adımlarımız olacak.”
TEKLİF VERENLER
- Vestas (Danimarka) - Enerjisa
- Siemens (Almanya) - Türkerler- Kalyon
- Enercon (Almanya) - Polat Enerji - Limak Enerji
- Nordex (Almanya) - İklim Elektrik Yatırım - MKS Marmara - Zorlu Enerji
-Senvion Rüzgar Enerjisi Çözümleri (Almanya) - IC İçtaş Enerji
- Goldwind (Çin) - Akfen Holding - Beyçelik
- General Electric (GE- Amerika) - Fina Enerji
- MingYang (Çin) - İlk İnşaat
Rüzgardaki tekliflerden inanılmaz gurur duydum
Albayrak, önceki gün Rüzgar YEKA ihalesi için son tekliflerin alındığını ve bu projenin Milli Enerji ve Maden Stratejisi’nin kritik ayağını oluşturduğunu vurguladı. İhale için dünyanın en büyük ilk 10 rüzgar türbini üreticisinin 8’inin teklif verdiğini anımsatan Albayrak “Bundan, inanılmaz bir gurur duydum. Bu proje, yerlileşmenin önünün açılması açısından önemli bir adım. Gelen bu teklifler, Türkiye’nin tüm bu yaşananlara rağmen hem cazip hem de güvenilir ülkelerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Teklif veren 8 konsorsiyumun içinde dört Alman, iki Çin, bir Amerikalı ve bir Danimarkalı şirket var. Dünyadaki toplam rüzgar türbin pazarının yüzde 90’ını elinde bulunduran firmalar bunlar” diye konuştu. Albayrak, bu projeyi, Türkiye’nin bölgesel bir enerji üretim üssü olması amacıyla ve rüzgar teknolojisinin üretiminde yerli mühendis istihdam edilmesi şartıyla hayata geçirdiklerine dikkati çekerek, “İnşallah süreç haftaya açık eksiltme usulüyle yapılacak ihalede neticelenecek.” ifadesini kullandı.
Sıfırcı hocalara YEKA cevabı
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, bin megavatlık rüzgar enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) ihalesine dünyanın alanında en büyük firmalarının ilgi göstermesine ilişkin “Bu ilgi, Türkiye’nin, uluslararası piyasalarda hala çok önemli olduğunun bir işaretidir. Bu gelişme, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bundan sonraki değerlendirmelerine yönelik not artışını gündeme getirerek olumlu beklenti yaratabilir” dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının “yatırım yapılabilir seviyenin altında” nitelendirdiği Türkiye’nin, bu ihaleyle dünya piyasalarına net bir mesaj verdiğini vurgulayan Kumbaroğlu, şunları kaydetti: “Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının not düşürdüğü ve Almanya ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde, YEKA rüzgar santrali ihalesine yönelik ilgi önemli. Bu ilgi Türkiye’nin, uluslararası piyasalarda hala çok önemli olduğunun bir işaretidir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ocak ayında Türkiye’nin kredi notunu düşürerek yatırım yapılabilir seviyenin altına çekmiş, ardından Moody’s de Türkiye’nin kredi notu görünümünü negatife indirmişti. Fitch notunu geçen hafta teyit etmiş ve risklere dikkati çekmişti. Böyle bir ortamda YEKA ihalesinde görülen yabancı ilgisi yatırımcının ülke değerlendirmesinin çok daha olumlu olduğunu gösteriyor. Bu durum uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bundan sonraki değerlendirmelerine yönelik de not artışını gündeme getirerek olumlu beklenti yaratabilir.” Kumbaroğlu, YEKA’ların hızla yaygınlaşarak Türkiye’nin elektrik üretimindeki payının önemli boyutlara ulaşması durumunda, şebeke entegrasyonu ve yedek kapasite ihtiyacı nedeniyle ilave yatırımlara ihtiyaç duyulabileceğinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.