7 Mayıs 2024 Salı / 29 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yatırımcıya kredi musluğunu açmayan karşısında bizi bulur

Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır” dedi.

18 Ocak 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yatırımcıya kredi musluğunu açmayan karşısında bizi bulur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır” dedi. Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapımı tamamlanan ‘SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu kaydetti. Bu alanda eksikliklerden kaynaklanan sıkıntıların da bulunduğunu, bunları gayet iyi bildiklerini ve çözümü için de çalıştıklarını bildiren Erdoğan “Nitekim, dün gerek Cumhurbaşkanlığındaki ekonomi danışmanlarımla gerekse daha sonra da hükümetteki ekonomiden sorumlu bakan arkadaşlarımızla, başta Başbakanımız olmak üzere bir çalışma yaptık” diye konuştu.      

2013’TEN BU YANA SALDIRILAR EKONOMİYLE KURGULANIYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 14 yılda ekonominin geçirdiği yapısal dönüşümün ortada olduğuna dikkati çekerek, “Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelme vizyonumuzu da içeren 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için gereken yapısal reformlar zaten gündemimizde. Bununla birlikte şu gerçeğin de farkındayız, özellikle 2013 yılından beri maruz kaldığımız tüm saldırılar, ekonomi boyutuyla kurgulanmakta ve sahnelenmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Bu durumun ekonomiyi durdurma, sanayicilere ‘yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun’ söylemlerine kadar pek çok emaresinin bulunduğunu aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:     

PARAYI BANKADA TUTMANIN ANLAMI

“Paranızı bankada tutun, denmesi ne demektir biliyor musunuz? ‘Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun’ demektir. ‘Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronu kimlerse onlar da vurgunu vursun.’ Bu odur. Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır.” 

DÜRÜST, DÜŞÜK FAİZ HIZLI SIÇRAMA SAĞLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımcıların kredi alarak mevcut yatırımı varsa onu genişleteceğine veya yeni yatırımlara gireceğine ve bunun da istihdama, üretime etki edeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bu kredi muslukları açıldığında verilen krediler böyle insanı çıldırtırcasına yüksek faizle olmaz da hakikaten dürüst bir şekilde düşük faizle olursa, yatırımcının rekabet gücünü de artıracaktır. Bu da olduğu zaman, Türkiye’nin sıçrama yapması çok daha kısa, çok daha çabuk olacaktır. Benim sözlerim birilerinin hoşuna gitmez, bundan memnun olmazlar. Hatta bazıları da ‘Siz Cumhurbaşkanı olarak bunları söylemeyin, bunları başkaları söyler...’ Olur mu canım, ben sorumluluk makamındayım. Ben söylemezsem olur mu? Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, ‘Benim haklarımı sonuna kadar koru’ dedi. Biz de korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben ‘ekonomik terör estiriyorlar’ diye vasıflandırıyorum. Bu budur. Bunun başka izahı yoktur.” 

Domates tarlada 1 lira markette 8 lira, insaf!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin eylemlerine, hedeflerine bakıldığında işin gerisinde ‘ekonomik bir mesaj’ bulunduğunun görüleceğini ifade etti. “Oradan sizi vurmak, çökertmek isterler” diyen Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’nin en önemli markası olan İstanbul’a bir gün bölücü örgüt, diğer gün DEAŞ tarafından saldırılması tesadüfi değildir. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan hızlı artışın rasyonel sebeplere dayanmadığını, meselenin üreticileri ve tüketicileri tedirgin ederek, ekonomiyi yavaşlatmak olduğunu kim inkar edebilir? Bakıyorsunuz tarlada domates bir lira ama geliyor buraya çarşıya, pazara, eve aldığımız zaman yedi, sekiz liraya kadar çıkıyor. Ne bu, bu arada olanlar kimler? İnsaf, insaf. Bunları da konuştuk. ‘Bu işe kesinlikle bir çözüm bulmamız lazım’ dedik. Hep biz gençken bunları çok kullanırdık, ‘aracı tefecilere lanet olsun’ derdik. Şimdi buradaki hikaye aslında buraya dayanıyor.” Çiftçinin, bu konuda dikkatli olmasını isteyen Erdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tedbir alması, adımların buna göre atılması gerektiğini vurguladı. 

Rusya ile milli parayla ticaret

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı bir görüşmede Rusya’ya domates, üzüm gibi ürünleri satmak istediklerini söylediğini ifade etti. Erdoğan,  önceki akşamki toplantıda Rusya tarafıyla daha sıkı ilişkiler kurulmasını ve bu ürünlerde ihracatın artırılmasını dile getirdiğini anlattı. Erdoğan “Biz onlardan alacağımızı Rus Rublesi’yle, onlar da bizden alacaklarını Türk Lirası’yla almak suretiyle bu döviz kurunun baskısından da paralarımızı kurtaralım” dedi.

Kılıçdaroğlu, SSK’nın başındayken hastane görüntüleri felaketti

Yozgat’ta bir şehir hastanesi açıldığını anımsatarak, “Bu bizim idealimizdi. ‘Öyle hastaneler açacağız ki, bu hastanenin içerisine giren vatandaşım ‘Bu devletten Allah razı olsun’ desin. Sağlam girip, hasta çıktığımız günleri hatırlıyorum” diye konuştu. Şu anda anamuhalefetin başında olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun o dönem SSK’nın başında olduğunu ve televizyon yapımcısı Savaş Ay’ın Kılıçd aroğlu’yla bir program yaptığı hatırlatan Erdoğan, o programda yer alan hastane görüntülerini ‘felaket’ olarak niteledi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Hastanede maalesef yanlış iğne vurmak sebebiyle ölen Trakyalı bir yavrunun dramı anlatılıyordu. O günleri yaşadık ve SSK’nın başındaki o zat o zaman diyordu ki: ‘E ben hükümete söyledim ama dinletemedim.’ Sorumluluk makamındasın, ne demek dinletemedim. Sen çözeceksin bu işi. Sorumluluk sıradan bir olay değil. Sorumluluk makamında olan o makamın hakkını verecek. O makamın hakkını veremiyorsa bırak git. O makamın hakkını verecek birisi gelsin, alsın o işi götürsün. Bu iş budur.”  

30 ŞEHİR HASTANESİ

Yozgat’ın ardından Mersin’deki şehir hastanesini de açacaklarını belirten Erdoğan “Öyle sedyeler üzerinde dışarıda koştur bilmem ne yap yok. İçeriye girdiğin andan itibaren A’dan Z’ye her şey orada başlayıp, orada bitecek. İnşallah ilk hedef 30 büyük şehrimizde bunları yapmak, ondan sonra daha da yaymak. Bunlar sıradan hastaneler değil. Türkiye muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak. Biz Kanuni Sultan Süleyman’ın ifade ettiği gibi ‘halk için de muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ anlayışıyla yürüyoruz. Yani koskoca devleti aliyeyi biz sağlıklı nefese feda etmeyi bilmeyi göze alan bir yönetim anlayışındayız” diye konuştu.

241 MİLYON LİRALIK YATIRM

‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yapımı Tamamlanan SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni’nde 46 sosyal güvenlik binası ile 5 İŞKUR binası hizmete girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 241 milyon liralık yatırımla ülkeye kazandırılan bu tesislerin faaliyete geçmesinde emeği olanlara teşekkür etti. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ile çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis, Mardin, Adana, Denizli’ye telekonferans yoluyla canlı olarak bağlantı kurulduktan sonra Sosyal Güvenlik ve İŞKUR hizmet binalarının açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi.

Amerikalı turistler genel sağlık sigortası için Obama’yı aramamı istediler

Türkiye’de uygulanan genel sağlık sigortasının belki de dünyadaki tek örnek olduğunu vurgulayan Erdoğan “Bu modelin çok dar bir örneğini Amerika uygulamaya kalktı. Başaramadılar ve vazgeçtiler. Biz genel sağlık sigortasını ilk getirdiğimizde birileri ısrarla ‘Olmaz, yürümez, yürütemezsiniz, batarsınız, bitersiniz’ dediler. Önümüzü kesmeye çalıştılar. Ama işte görüyorsunuz, yılbaşı itibarıyla 5 yıl geride kaldı ve sistem tıkır tıkır işliyor. Biz neye inandık? ‹nsanı yaşat ki devlet yaşasın› dedik” değerlendirmesinde bulundu. Genel Sağlık Sigortasıyla ilgili bir anektodu da paylaşan Erdoğan, Sultanahmet Camisi’nde kıldığı Cuma namazından sonra ABD’li bir turist grubuyla arasında geçen diyaloğu anlattı. ABD’lilerin, “Siz, bu genel sağlık sigortasını nasıl hallettiniz? Obama sizin arkadaşınız, ona da söylesenize, nasıl hallettiyseniz Amerika’da da bu işi halletsin” dediklerini aktaran Erdoğan, “Ama işte hallolmadı” diye konuştu.      

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 yıl önce evinin yanında SSK hastanesi bulunan bir memurun bu hastaneye gidemediğini, devlet hastanesine başvurması gerektiğini, aynı şekilde SSK’lıların da devlet hastanesine gidemediğini hatırlattı. 

KAZA GEÇİRDİM HASTANEYE ALMADILAR

Kendisinin de bunu yaşadığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir trafik kazası geçirdim. Beni Bolu’ya arkadaşlarımla beraber getirdiler. Yanlışlıkla devlet hastanesine getirmişler, nereden bilsinler, ben de sigortalıyım o zaman. Serum bağlı, hayal meyal duyuyorum, ‘Sigortalı mı, memur mu?’ Arkadaşlar da bilmiyorlar. Sigortalı olduğumu ben onlara hayal meyal söyleyince, bu sefer ‘Kabul edemeyiz’ dediler. Hemen beni sigorta hastanesine götürdüler. Böyle garip bir yapıdan bugünlere geldik.” Erdoğan “Hastane kapısına kim gelirse gelsin, müdahale yapılacaktır. Asla hastane kapısından hasta geri çevrilemez. Çevrilmesi halinde karşısında bizi bulur” dediklerini belirterek, bu şekilde bu yola çıktıklarını, vatandaşlara muayene olacağı doktoru seçebilme imkanı sunduklarını söyledi.