Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Hayat Tabloları, 2014-2016” istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi 78 yıl olarak hesaplandı. Bu süre, erkeklerde 75.3, kadınlarda 80.7 yıl olarak belirlendi. Ortalama yaşamın 78’e çıktığı, bugün doğan bebeklerin ortalama ömrünün 120 yıl olacağının öngörüldüğü günümüzde, uzun ömrü sağlıklı geçirmeya yönelik önlemler de öne çıkıyor. İnsan organizmasının 120 yıl yaşama potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Geriatri Uzmanı Doç. Dr. Berrin Karadağ, bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için erken yaşlardan itibaren yapılması gerekenlere dikkat çekti. “Asla unutulmaması gereken nokta; yaşama yıllar katmak değil, yıllara yaşam katmaktır” diyen Karadağ, uzun ve sağlıklı ömür için şu10 anahtar uyarıda bulundu.
HAREKET: Yaşınıza uygun fiziksel aktiviteyi her yaşta yapın. Unutmayın “işleyen demir ışıldar”. Her gün düzenli yürüyüş yapabilirsiniz ya da haftada en az üç gün yarım saatlik tempolu yürüyüş. Temponuzu kalp ve akciğer kapasitenize göre kendiniz ayarlayabilirsiniz.
BESLENME: Sağlığınızı ilaçlardan değil de öncelikle besinlerden sağlayın. Gerekli durumlarda doktor önerisiyle tabi ki ilaçlarınızı kullanın ancak ilaca muhtaç olmamanın bir yolu doğru beslenmektir. Fazla kilodan kaçının; obezite yaşlanmayı da hızlandıran bir tehlike.
AŞI: Nasıl ki bebeklerimizi korkmadan aşı programına alıyorsak, ilerleyen yaşımızda hastalıklara yakalanma riskini en aza indirmek için gerekli aşılardan korkmamak önemli. Her yıl grip aşısı ve 65 yaşın üzerinde sadece bir kez uygulanan zatürre ve zona aşısı yaptırılmalıdır.
HOBİ: Hobinin ve üretkenliğin gücünü küçümsemeyin. Mutlaka yeni bir hobi edinerek zinde kalın. Yeni şeyler öğrenin, üretin. Bu şekilde beyin egzersizi de yapmış olursunuz. Özellikle çalışma hayatınız bitmişse koroya katılma, resim, satranç, biçki dikiş kurslarına gitmek, sizi zinde tutar.
UYKU: Vücudunuzun dinlenmesi ve tekrardan enerji toplaması için uykusuz kalmayın. Mümkünse uyku ilaçlarına başvurmadan, doğal yollarla bu işi başarmaya çalışın. Geceleri ışıklandırmanın fazla olması melatonin üretimini baskılıyor. Odanızdaki ışıklandırmayı minimum seviyeye indirin. Yatma saatinde ılık bir duş almak, hafif bir müzik dinlemek gibi özel ritüeller edinin.
KONTROL: Doktorunuza sadece hasta olduğunuzda değil, düzenli olarak sağlıklı iken de gitmeyi ihmal etmeyin ve böylece hep hastalıktan önce davranabilin. Amaç hasta iken tedavi olmadan önce, hastalığı önlemek olmalı.
KAÇININ: Sağlıklı yaşlanmak için sigara ve alkol gibi zehirli maddelerden ve stresten uzak durun. Anlık keyifler, vücutta kalıcı zararlara yol açabiliyor ve yaşlanmayı hızlandırabiliyor. Aşırı ve yönetilemeyen stres de vücuda hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zarar veriyor.
KANMAYIN: Moda olan veya komşunuza, arkadaşınıza iyi gelen ilaç illa ki size de iyi gelecek diye, hiç düşünmeden ve doktorunuza danışmadan kullanmayın. Özellikle sonsuz sağlık ve gençlik vadeden pek çok maddenin fazla kullanımı vücutta bir takım dengeleri, bozar.
SU OLMAZSA OLMAZ!
İhmal edilen su içme alışkanlığı, sağlıklı yaşlanmanın olmazsa olmazlarından. Günlük su ve sıvı tüketimi hem sindirimin düzenli olması hem de fizyolojik hatta ruhsal sağlığımız açısından çok önemli. Böbreklerimiz bir duş başlığı gibi! Az su alırsak tıkanıyor, yeterli su tüketimi ile açılıyor. Mutlaka günde 8 su bardağı su için.
YALNIZLIK EN BÜYÜK DÜŞMAN
Yalnızlık yaşlılık dönemindeki en büyük tehlikelerin başında geliyor. Çevrenizde yakın dostlarınızın ve yakınlarınızın olması depresyon için, zorluklarınız ve kayıplarınız için en büyük tampon. Akrabalar, komşular, arkadaşlar mutlu ve sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezlerden. Hatta mümkünse torunlar ve gençlerle birlikte olmak, hem zihinsel hem ruhsal yönde kişiyi dinç tutmakta son derece önemli.