26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Başbakan Yıldırım: Amaç, Kudüs'ü İsrail ve Yahudiliğin başkenti haline getirmek

Başbakan Yıldırım, ‘Parlamentolararası Kudüs Platformu’nda yaptığı konuşmada “Amaç, Kudüs'ü İsrail ve Yahudiliğin başkenti haline getirmek” dedi

29 Kasım 2016 Salı 07:00 - Güncelleme:

 

Başbakan Yıldırım, ‘Parlamentolararası Kudüs Platformu Kudüs ve Sürecin Problemleri Sempozyumu’ vesilesiyle verilen akşam yemeğinde önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları...

AMAÇ KUDÜS'Ü İSRAİL VE YAHUDİLİĞİN BAŞKENTİ HALİNE GETİRMEK

Kudüs'ün tarihinin silinme çabalarına şahit olmaktayız. Yapılan kazılar kutsal mekanları günden güne tehdit etmektedir. Kudüs'te medeniyetlerin evlerin bir bir yıkıldığını görüyoruz. Kudüs'ün Filistin ile bağının kesilmesi projesi adım adım sürmektedir.

Kudüs içine ve çevresine yerleştirilen kontrol noktaları Hristiyan toplulukların hareket serbestisini oldukça kısıtlamakta cami ve kiliselere erişimi engellemektedir. Amaç bellidir. Bölgenin gerçek sahibi olan kadim medeniyetleri İslam Hristiyan inancını yıldırmak bu şekilde şehrin tarihi yapısını ve dokusunu kökünden değiştirmek. Kudüs'ü İsrail ve Yahudiliğin başkenti haline getirmek

Türkiye olarak buna müsamaha göstermemiz mümkün değildir. Şehirdeki tarihi ve kültürel mirasımızın korunmasına çok önem veriyoruz. Türkiye olarak bu konuda kendimizi sorumlu hissediyor, tarihin bize verdiği bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Haremi Şerif'teki Ermeni Kilisesi'ndeki restorasyondan Peygamber Efendimizin sahabelerinin bir bölümünün ebedi istirahatkarı olan Yusufiye mezarlığının çevre düzenlemesine kadar her sahada kudüs için çabalarımız devam ediyor.

Bin yıllar boyunca farklı din dil etnik kökenden insanların barış içinde birlikte yaşadığı Kudüs şehri bugün bambaşka bir tehlike bambaşka bir tablo ile karşı karşıyadır.

Sorunları karşılıklı anlayış çerçevesinde çözebilmenin tek yolu hakkaniyet ve hukuka saygıdır. Filistin halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan en temel haklarının her gün tekrar tekrar çiğnenmesine mutlaka dur denilmelidir. Bu görevde Filistin halkına sürekli sabır telkin eden uluslararası topluma düşmektedir. Bölgede huzurun ve barışın tek yolu başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen Filistin devletinin vücut bulmasıdır.

TÜRKİYE KUDÜS KONUSUNDAKİ TARİHİ SORUMLULUĞUNA HER ZAMAN SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEKTİR

Filistin devletini 137 ülke hali hazırda tanımış durumdadır. Diğer ülkelerin de tanıması için Türkiye olarak gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Filistinlilerin bu süreçte birlik ve beraberlik içinde olmaları hayati önem taşıyor. Bağımsız egemen bir Filistin devletinin kurulması meşru talep ve beklentilerin güçlü şekilde dile getirilebilmesi için Filistin'de birlik ve beraberlik bir zorunluluktur.

Türkiye Kudüs konusundaki tarihi sorumluluğuna her zaman sahip çıkmaya devam edecektir. Taşıdığı önem ışığında 19 YY ortalarında idari bakımdan doğrudan Bab-ı Ali'ye bağlanan Kudusi Şerif semavi dinlerinin mensuplarının da ibadetlerinin yerine getirildiği kutsal bir mekan olmuştur. Türkiye'nin Ortadoğu'da barış istikrar ve refah görmekten başka hiç bir amacı gayesi yoktur.  

 

 

 

İSRAİL'E EZAN TEPKİSİ

Filistin davası ve Harem-i Şerif'in muhafazası konusundaki hassasiyetimiz İslam İşbirliği Teşkilatımız dönem başkanlığında da öncelikli konuların başında gelmektedir. İsrail'de bugünlerde camilerde okunan ezanın hoparlörlerle okunmasının engellenmesini öngören yasa tasarısına ilişkin gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Din ve inanç özgürlüğüne aykırı böyle bir uygulamanın dayatılması kabul edilemez.

KUDÜS HALKINA 15 TEMMUZ TEŞEKKÜRÜ

Türkiye'de 15 Temmuz'da meydana gelen hain darbe girişimi karşısında Filistinli kardeşlerimizin ve İslam ülkelerindeki kardeşlerimizin verdiği destek takdire şayandır. Bunun için bütün kardeşlerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Gazze'de tüm Filistin'de sokaklara dökülen kardeşlerimizin dayanışma mesajları milletimize güç vermiştir. Dünyanın her köşesinden gönlü bizimle olan kardeşlerimizin o günkü desteğine bugün sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum. Onurlu davasında mücadele eden Filistin halkının hürriyeti de bağımsızlığı da müstakil bir devleti de mutlaka elde edeceğine hiç bir şüphemiz yoktur. Kudüs'ün en kısa zamanda bütün kesimlerini haklarını güvence altına aldığı bir dünya şehri haline gelmesi temennisiyle hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.